Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KUR'AN iNSAN İÇİN KONUŞTU-2- (1 Kullanıcı)

ozdenozgur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2008
Mesajlar
60
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
75
ALLAH’IN YÜZÜNÜ ÖZLEYİP İSTEMEK

Allah’a yönelmek insanı gerçekten düşündürüyor.
Ben o büyük o akıl almaz güce , o bana her nimet bağışlayan yaradanıma ne vereyim ki ; Hem ben mutlu olayım hem yaradanım benden razı olsun.Namaz mı, oruç mu, hayır işlemek yani iyilik yapmak mı,ana babama iyi davranmak mı…
Deyin ki ben bunların hepsini hatta çok daha fazlasını yaptım.İhtiyacı yok ki bunlara, O , yüceler yücesinin.Zaten her zerreme kadar beni O yaratmış.Üstelik bu yapacaklarımı da önceden biliyor.Hatta O izin vermezse ben hiç birini yapamam.
Allahım peki ben ne vermeliyim…
Mutlaka verecek bir şey olmalı…
Tiyatroda oynarken genç bir kardeşimle aynı odada kalırdık.O anlatmıştı.Ninesi her ezan okunduğuında ağlarmış.Sormuş ona “nine neden ağlıyorsun” yanıt vermiş ninesi”ALLAH’IN YÜZÜNÜ ÖZLÜYORUM OĞLUM”Şimdi düşünüyorum Kur’an’ın ve yaşamın temel felsefelerinden birini hem biliyor hem uyguluyordu bu nine.Oysa ne Kur’an’ın mealini okumuştu ne tefsir , ne hadis ilmini bilirdi ne kıyas. Peki ninenin bu sözünü hafife mi alalım.Alalım da gözyaşlarının ağırlığı altında ezilmeyecek miyiz?...
En iyisi Kuran’a sormak.
Kuran diyor ki ;Yukarda saydıklarınız da daha fazlası da benim katımda zaten var.Aslında her şey var.Ama siz bana bir şey verecekseniz , yüzümü özleyip isteyerek bir şey verir , bir eylem yaparsanız , hemen kabul edeceğim. İşte burada bunu nasıl başaracağım sorusu adeta beynimin sınırlarını zorluyor.Anlıyorum ki beynim bunu çözemeyecek.Duygularım çözer mi acaba.Vallahi bir şey bilmiyorum.Allah’ın yüzünü özlemek görmeyi istemek noktasına öyle kolay varılmıyor.O muhterem kadın nasıl vardı acaba…Bir farkınız , gayretiniz , hayır ve barışa yönelik bir duruşunuz olmalı ama bunlar sürekli olmalı diye bir düşünce geçiyor aklımdan. …
Bana yardım edin dostlar!…
Tüm bunları bana Leyl suresinin 19 ve 20, ayetleri düşündürdü.

Leyl 19. Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur. Leyl 20. Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç




ALLAH’I RAZI ETTİN Mİ ?

Babam dedi ki :Oğlum namazını kıl. Ben de dedim ki , baba sen benim yaşımdayken namaz kılyor muydun…Oğluma dedim ki :Oğlum namazını kıl , bana dedi ki ;Baba sen bu yaştayken namaz kılıyor muydun…Babam da ben de susmuştuk.
İnsan bir zaman geliyor sükuna (Sakinliğe , daha bir bilinçli , durup düşünmeyi bilen ona göre davranan bir kişiliğe . ) kavuşuyor.Bu ya ölüm anıdır ya da yaşarken bir andır. Ve düşünmeye başlıyor.Ben bu dünyaya neden geldim acaba.Yaradılışın bir gizemi bir sırrı olmalı.Oynamak eğlenmek dışında önemli bir şeyler olmalı. İbadetin de dışında bir şey…Yunus niye ;

Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri,
isteyene ver onları,
Bana seni gerek seni...

Dedi acaba…

Hallacı Mansur neden öldürüleceğini bile bile ENEL HAK dedi ve öldürüldü…
Hz. Süleyman emrinde cinleri şeytanları bile çalıştıracak güce sahipken o bakmaya bile kıyılamayan atlarını severken “VALLAHİ SİZİ SADECE ALLAH’I HATIRLATTIĞINIZ İÇİN SEVİYORUM” dedi…
Bu örnekler insana sanki Allah’a yönelmekle ilgili bir şeyler çağrıştırıyor…
Bu düşüncelerle bir yaşam geçirirsek , acaba o şanı yüce öğretmen (RAB) bizden razı olur mu? Ve biz razı etmiş olur muyuz ?
Yine beynim durdu. Bu bir şeyler yapılınca birinin bize Allah razı olsun demesiyle olacak bir iş gibi gelmiyor bana. Allah’ın affı merhameti sonsuz ama Kuran’a da bir emir koymuş.Yani farz koymuş .Diyor ki : Bana döneceksin.O kesin.Fakat beni razı et ve ben de razı olayım senden.Bana böyle dön.Devam ediyor Kuran;Ancak o zaman kullarımın arasına girersin.Yoksa öyle bedavadan kulluk yok.
Bu çok ağır bir yük.Ama çok şerefli bir yük.Taşıyabilene…
Kuran devam ediyor:Tüm bu denilenleri yapan bir de ödüle layık olacak.CENNET.
Fecr suresinin son 4 ayeti hakkında bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim.Bir kişi ile tartışırken bu ayetleri örnek olarak verdiğimde bana ; Bunlar sana bana değil ermişe evliyaya inmiştir dedi. Dondum kaldım. Allah bu ayetleri ayırmış efendim.Onlar özel kişiler için. Bu kişi benim koca bir cemaatım var sen de kimsin diye de ekledi. İşte Allah ile aldatılmaya Allah’a yanlış yönelmeye en güzel örnek. Kimseyi yargılamak adetim değil ama kuranı bölüp parçalayıp insanlara satmaya ve israiloğullarının Tevrat’a yaptıklarını Kur’an’a yapmaya çalışanlara karşı yargılama yapmadan duramıyorum.Yine de Allah beni affetsin.
Ben İsmail;Dostlar en çok aşağıdaki ayetlerden korkuyorum.Acaba Allah’a kul olabilecek miyim, acaba Allah’ı razı edebilecek miyim ve razı olacak mı diye…

Vallahi benim aklıma bunlar Fecr suresinin 27,28,29,30. ayetlerini okurken geldi.

Fecr 27. Ey sükûna kavuşmuş benlik!

Fecr 28. Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak!

Fecr 29. Gir kullarımın arasına!

Fecr 30. Gir cennetime!



HER ŞEYİ KENDİNİN SANMA .

Farkında mısınız dünya’nın ezici çoğunluğu ,yaratılan her şeyin sahibi gibi davranıyor.Aslında dili ile , tüm bunlar Allah’ın diyor da davranışlara yansımıyor .Kuran bu her şeye nimet diyor. Bir yiyecekten tutun da aldığımız nefese dek sayısız nimet.Biz her an onlardan yararlanıyoruz.Ama sanki onları biz yarattık.Sanki biziz onların asıl sahibi. Ve sanki aslında bir nimet olan ölüm çooook uzakta.Ölüm bize değil komşuya ya da ihtiyar birine gelir önce nasıl olsa.
Ya bunca nimete şükretmeden ölürsem dediniz mi hiç.Ben bu nimetlerin aslında bu doğa parçasının içinde ona ait bir zerreyim dediniz mi.Demez olur muyuz.Amerika kurulurken Kızılderili şef beyaz adama bunu söylemiş.Tasavvuf sahipleri bizlere söylemiş. Ama bir bakın ki hiç te öyle davranmıyor dünya toplum olarak.Öyle davranmıyor bir küçük dünya olan insan birey olarak.
Kuran diyor ki; O yüce öğretmenin daha adını bilmezken adını , tadını bilmezken tadını öğrettiği nimetlerini, yaşamanı sağlayan oksijeni içine kattığı havayı,o havayı soluyacak akciğeri , düşünecek akılı , sevecek gönül denen nimeti ve daha nice nimetleri SÖZLERİNLE SÖYLE ,ama yetmez DAVRANIŞLARINLA DA GÖSTER.
Yani o yüce Tanrı’mız bizden farkındalık istiyor.O biliyordu ki yarattıklarının en ayrıcalıklısı olan insan bu farkındalığın farkına varmadan yaşayacak. Yani diyor ki ;İÇİNDE YÜZDÜĞÜN NİMETLERİN FARKINA VAR ,BUNU SÖZLE SÖYLE DAVRANIŞLARINLA DA GÖSTER.
Diyebiliriz ki her yemekten sonra Yarabbi şükür diyoruz.Sıkıntıların bitiminde de şükrediyoruz.Ama kuran diyor ki NE KADAR DA AZ ŞÜKREDİYORSUNUZ.Bence de öyle.Sizce…
İsmail çok şükret çok, bu nimetlere bu kadar şükür yeter mi…

Tüm bu düşünceler Duha suresinin 11, ayetini okuyunca aklıma geldi.

Duha 11. Ve Rabbinin nimetini söz ve fiillerinle dile getir!

DEVAM EDECEK İNŞALLAH ,ALLAH'IN İZNİYLE.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt