Kur'an-ı Kerim okumadan evvel misvak kullanarak abdest alınır ve temiz bir yerde Kıble'ye karşı oturulur. Huşü ve sükünet üzere baş öne eğilir. 'Eüzü billahimineş-şeytanirracim' diye Eüzü çekilir. Berae (Tevbe) süresinden başka, her süreye başlarken 'Bismillahirrahmanirrahim' diye Besmele çekilir.
Ayetler, tertile riayet edilerek okunur. Tertil: Harflerin mahreçlerini, durak yerlerini gözetmektir.
Tertil ile okumak, Kur'an-ı Kerim'in her müslüman üzerindeki hakkıdır. Ayetler okunurken Arapça bilenler tehdid lafızlarını, tehdidkar bir eda ile okur. Tazim lafızlarını da, tazimkar bir eda ile okumalıdır. Rahmet ve tebşir (müjde) ayetleri geldikçe, Allah'ın va'dlerinden sevinilir, Allah'tan rahmet ve cennet istenilir. Azap ayetleri geldikçe, cehennem azabından Allah'a sığınılır.
Kur'an-ı Kerim okurken, ağlamalıdır. Ağlayamazsa ağlar gibi okumalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), bir gün, Abdullah bin Mesud'a (r.a) "Bana Kur'an oku!" buyurdu. Abdullah bin Mesud (r.a) "Ya Resülallah! Sana indirilen Kur'an-ı, sana nasıl okuyabilirim?!" dedi. Peygamberimiz "Ben onu, kendimden başkasından dinlemeyi daha çok severim." buyurdu.
Bunun üzerine, Abdullah bin Mesud (r.a), Nisa Süresinden okumaya başlayıp "Her ümmetten birer şahit ve onların üzerine de seni şahit olarak getirdiğimiz zaman, onların halleri nice olur?" mealindeki Nisa Süresinin 41. ayetine eriştiği zaman, Peygamberimiz kafi; buyurdu. Abdullah bin Mesud (r.a) Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) gözlerinin yaşla olduğunu gördü.
Ayetler, tertile riayet edilerek okunur. Tertil: Harflerin mahreçlerini, durak yerlerini gözetmektir.
Tertil ile okumak, Kur'an-ı Kerim'in her müslüman üzerindeki hakkıdır. Ayetler okunurken Arapça bilenler tehdid lafızlarını, tehdidkar bir eda ile okur. Tazim lafızlarını da, tazimkar bir eda ile okumalıdır. Rahmet ve tebşir (müjde) ayetleri geldikçe, Allah'ın va'dlerinden sevinilir, Allah'tan rahmet ve cennet istenilir. Azap ayetleri geldikçe, cehennem azabından Allah'a sığınılır.
Kur'an-ı Kerim okurken, ağlamalıdır. Ağlayamazsa ağlar gibi okumalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), bir gün, Abdullah bin Mesud'a (r.a) "Bana Kur'an oku!" buyurdu. Abdullah bin Mesud (r.a) "Ya Resülallah! Sana indirilen Kur'an-ı, sana nasıl okuyabilirim?!" dedi. Peygamberimiz "Ben onu, kendimden başkasından dinlemeyi daha çok severim." buyurdu.
Bunun üzerine, Abdullah bin Mesud (r.a), Nisa Süresinden okumaya başlayıp "Her ümmetten birer şahit ve onların üzerine de seni şahit olarak getirdiğimiz zaman, onların halleri nice olur?" mealindeki Nisa Süresinin 41. ayetine eriştiği zaman, Peygamberimiz kafi; buyurdu. Abdullah bin Mesud (r.a) Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) gözlerinin yaşla olduğunu gördü.