_YUSUF_
Yönetici
- Katılım
- 26 Haz 2008
- Mesajlar
- 4,070
- Tepki puanı
- 1,043
- Puanları
- 113
- Yaş
- 43
İçinde sayısız mânâ hazineleri bulunan, dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmanın reçetesi olan Kur’an-ı Kerim’i yeteri kadar okuyor ve anlamaya çalışıyor muyuz?
Bugünkü dünyada, insanların Kur’an-ı Kerim’i anlamaya karşı tavrını üç bölümde ele alabiliriz:
a) Kur’an-ı Kerim’i okumadan kabul edenler: Ana babadan görerek gerçekleşen bir kabullenmedir bu... Yetersizdir. İnanç yönünden heran kişiyi tehlikeye sokabilir. Çünkü sağlam bir temele dayanmıyor. Bu kabulün “akıl ve zihni tatmin edecek” bir “gerekçeye” dayandırılması gerekir.
b) Kur’an-ı okumadan reddedenler: Reformizmin etkisi ile olmuş bir tavır... Şöyle ki: Batılı aydınlar Hıristiyanlığı yeterli bulmadılar. Ciddi eleştiriler getirdiler. Bizdeki bazı aydınlarda ise, “kraldan fazla kralcılık” derecesinde bir Batı hayranlığı gelişti. Batılıların Hıristiyanlığa karşı gösterdikleri tavrı, bizdekiler İslâm’ Kur’an’a karşı gösterdiler. Bu ise, “körü körüne bağlılık”ın getirdiği sarhoşluğun bir sonucu idi. Halbuki Batı’da Cat Stewens (Yusuf İslam), Eva de Vitray, Jacque Cousteau gibi nice aydınlar Kur’an-ı okuyarak İslâm’a teslim olmuşlardı.
c)Kur’an-ı okuyup anlamaya çalışanlar: Kur’an-ı okumaktan maksat “anlamak”tır. Yüce Rasül (s.a.v.) “sizin en hayırlınız Kur’an-ı öğrenen ve öğretendir.” buyuruyor. Evet, “öğrenen” ve “öğreten” Öğrenme olayı ancak “anlamak”la gerçekleşir
Alıntı
Bugünkü dünyada, insanların Kur’an-ı Kerim’i anlamaya karşı tavrını üç bölümde ele alabiliriz:
a) Kur’an-ı Kerim’i okumadan kabul edenler: Ana babadan görerek gerçekleşen bir kabullenmedir bu... Yetersizdir. İnanç yönünden heran kişiyi tehlikeye sokabilir. Çünkü sağlam bir temele dayanmıyor. Bu kabulün “akıl ve zihni tatmin edecek” bir “gerekçeye” dayandırılması gerekir.
b) Kur’an-ı okumadan reddedenler: Reformizmin etkisi ile olmuş bir tavır... Şöyle ki: Batılı aydınlar Hıristiyanlığı yeterli bulmadılar. Ciddi eleştiriler getirdiler. Bizdeki bazı aydınlarda ise, “kraldan fazla kralcılık” derecesinde bir Batı hayranlığı gelişti. Batılıların Hıristiyanlığa karşı gösterdikleri tavrı, bizdekiler İslâm’ Kur’an’a karşı gösterdiler. Bu ise, “körü körüne bağlılık”ın getirdiği sarhoşluğun bir sonucu idi. Halbuki Batı’da Cat Stewens (Yusuf İslam), Eva de Vitray, Jacque Cousteau gibi nice aydınlar Kur’an-ı okuyarak İslâm’a teslim olmuşlardı.
c)Kur’an-ı okuyup anlamaya çalışanlar: Kur’an-ı okumaktan maksat “anlamak”tır. Yüce Rasül (s.a.v.) “sizin en hayırlınız Kur’an-ı öğrenen ve öğretendir.” buyuruyor. Evet, “öğrenen” ve “öğreten” Öğrenme olayı ancak “anlamak”la gerçekleşir
Alıntı