Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kur;an Soruyor? (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Kur’an Soruyor
Kur'an'da insana yönelik sorular var. Kur'an Rabbin kelamı.
Öyleyse sorular, Halık'tan insana yönelen sorular.
İnsan, kendisine herhangi bir varlık tarafından sorulan sorular karşısında duyarsız kalamaz. Bir çocuk soru sorsa, anne – baba soru sorsa, öğretmen soru sorsa, devlet soru sorsa... Kimine zorunlu olarak, kimine gönüllü olarak cevap verir insan. Cevap vermediği zaman, içinde bir ukde kalır.
-Nereye gidiyorsunuz?
-Neden böyle düşünüyorsunuz?
-Neden üzülüyorsunuz?
-Bu işin içinden nasıl çıkacaksınız?
-Kimin peşine düştüğünüzün farkında mısınız?
-Bu cinayeti neden işlediniz?
-Yediğiniz yemeğin içinde zehir olduğunu biliyor musunuz?
-Yürüdüğünüz yolun uçurumda son bulacağını bilmiyor musunuz?
-Zorlu bir yolculuğa çıkacaksınız. Yol için bir şeyler hazırladınız mı?
Hayatı boyunca böyle binlerce soru sorulur insana... İnsan ister istemez kafa yorar, cevap arar... Çünkü işin içinde kendi hayatı vardır.
Allah'tan gelen sorulara gelince, belki de insan için en hayati sorular bunlardır.
Çünkü soruyu Yaratan sormuş, yarattığı varlığın ser -encamına ilişkin en doğru istikameti kazandırmak için sormuştur.
Yaratan'ın yaratma fiili abes olmadığı gibi, sorusu da abes olmaz.
Kitabı boşuna gönderilmiş değildir. O kitaptaki tek harf, hatta tek hareke bile boşuna değildir.
İnsan hayatı dünyadan ukbaya doğru akmaktadır.
Soruların tamamı insan hayatı ile ilgilidir.
Öyleyse, dünya hayatı ile ilgili soruların cevabı bir gün mutlaka istenecektir.
Soru yaşamaya ilişkinse, cevap, yaşanıp yaşanmadığı ile ilişkili olacaktır. Soruyu sorana “Evet yaşadım”, ya da “Hayır yaşamadım” tarzında cevap verilecektir.
Soru düşünmeye ilişkinse, soru inanmaya ilişkinse, soru sevmeye ilişkinse, soru bir yanlış davranışı neden yaptığına ilişkinse...
İnsan, her bir soru için anlamlı, inandırıcı cevaplar geliştirmiş olmalıdır.
Bir dünyaya gidiliyor ki, dil konuşmasa bile eller, ayaklar, deriler cevap verecek.
Cevabı hazırlamak için öncelikle soruya muhatap olmak gerekiyor.
-Bu soru başkasına değil, bana soruluyor! Ya da başkası ile birlikte bana soruluyor.
Sonra soruyu kavramak, özümsemek ve hangi nitelikte cevap isteniyorsa o cevabı bulmak gerekiyor.
Kur'an, mesela, “Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsınız?” diye soruyorsa, hem defalarca soruyorsa, durup düşünmek lâzım.
Bir ayette nimetler söz konusu edilerek “Saymak isteseniz sayamazsınız” deniyor. Demek ki sayıya gelmeyen bir nimetler yekunu var. Acaba bunlar içinde görmediğimiz, unuttuğumuz hatta yalanladığımız nimet var mı?
Belki de hemen, bir “nimet sayımı”na gitmemiz icap edecek. Nefesi tut, bir nimeti keşfet. Bir parmağını bağla, bir başka nimeti keşfet, tek ayakla yürü, bir başka nimet... Çiçekleri kaldır, gözlerini yum, kulaklarını kapa...
“Gökten suyu kim indirirdi O olmasa... Yerden bitkiyi kim bitirirdi? Size ateşi kim verdi?
“Görmedin mi? Görmedin mi? Görmedin mi?”
Yaratıcı defalarca bu soruyu soruyor.
Demek görmüyor insan.
-Gördüm Ya Rabbi, görüyorum ya Rabbi. diyebilmektir cevap.
-Gök nasıl yükseltildi biliyorum ya Rabbi, dağlar nasıl çakıldı yer yüzüne, yer yüzü nasıl döşek haline getirildi, biliyorum. Sen varsın hepsinin ibdasında, inşasında...
Kur'an, yani Halik-ı zülcelal soruyor:
-Kim var, Allah'a karşı size yardım edecek?
Demek insandan böyle tavırlar müşahede ediliyor. İnsan, sanki Allah'a karşı sığınaklar arıyor, yardımcılar bulmak istiyor... Herkesin yaratanı O, kim olabilir insanı Halık'tan daha çok sevecek, ona daha çok ikram edecek, ya da O'nun gazabı söz konusu ise, kim engelleyecek bunu? Her varlığı O yaratmadı mı?
İnsan, şayet davranışlarında böyle arayışlar varsa, ebedi âlemde onun hesabını vermeyi düşünecek, çünkü bu sorular cevabı verilmek üzere soruluyor.
İsterseniz en başa dönün. Halik-ı zülcelal en baştan bir düşünce dünyası inşa edebilmemiz için soruyor:
-Sizi boş yere, oyun eğlence olsun diye mi yarattık? Başıboş bırakılacağınızı ve hesaba çekilmeyeceğinizi mi sandınız?
İşte sorular nizamının omurgası... Soru sorulmuş, cevabı da içinde:
-Sizi boş yere, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık, bir. Mutlaka hesaba çekileceksiniz, iki.
Soru soruluyor ki, insanoğlu onun üzerinde düşünsün, hayatın mebdeini - meadını idrak etsin.
-Neden az şükredersiniz?
-Şükretmez misiniz?
-Akl etmez misiniz?
-Neden düşünmüyorsunuz?
Defalarca soruluyor bu sorular Kur'an'da...
Şükür isteniyor, akl etmemiz isteniyor, fikr etmemiz isteniyor... Görmemiz isteniyor.
-Namaz kılan bir kula mani olanı gördün mü? Yalan söyleyen, yüz çeviren adamı...
O da gündeminde olsun, demek bu... Karakteri düşük bir adam o, onu bil, demek.
Yaratıcı soruyor:
-Size Şeytana tapmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır demedim mi,
ve bana kulluk edin, doğru yol budur demedim mi?
Bu sorunun bizden beklediği cevap nedir? Yarın nasıl bir hayat dosyası götürürsek Halik-ı zülcelale, bizim, sorunun cevabını en doğru şekilde verdiğimize hükmedecek acaba?
Yaratıcı soruyor:
-Ey iman edenler! Yapmadığınızı neden söylersiniz?
Bu soru inananlara soruluyor.
Başkalarına söylediği halde kendisi yapmamak gibi bir illet söz konusu demek ki inananlar için...
Nasıl verilir bu sorunun cevabı?
Bir iki yüzlülük sorgulaması bu.
Aslında en zoru, bu sorunun bize bu dünyadan göçtükten sonra sorulması hali. Çünkü geri dönüş yok, telafisi yok.
Anadolu'da terennüm edilen bir ilahi vardır:
“Derse Mevlam ben ne cevap vereyim?
Aslında ebedi hayatın başlangıcı, bir hayat sorgulaması halinde geçecek.
Binlerce soru konacak insanın önüne?
Kur'an'ın sorularını anlamak ve üzerimize almak, “Bu soru bana soruluyor, bunun cevabını hazırlamalıyım” demek, ebedi hayatın sorularına hazırlanmak anlamına geliyor.
Yaratıcı soruyor:
-Nereye gidiyorsunuz?
Allah'ın yolundan başka nereye gidilebilir? Şeytan'ın adımlarına uymanın getireceği felaketi düşünün, demek bu.
“Nereye gidiyorsunuz?” sorusunu duyan insanın, şöyle bir durup, istikametini yeniden tayin etmesi ve “O'na doğru koşması” gerekiyor.
Kur'an sorularla bizi, doğru bir imana götürmek ister. Zihinlerimizi sora sora arındırır, olmazları sora sora gösterir? “Olmazlar” Kur'an dilinde adeta “Buna nasıl inanırsınız?” şeklinde bir soru olarak çıkar karşımıza.
İnanılması gerekenler “Dünyanızda bunlar bunlar var, buna nasıl inanmazsınız?” şeklinde bir soru kalıbına dönüşür.
Yanlış tapınmalar, “Bu da tapılacak şey mi? Kendi kendilerini bir sinekten bile koruyamayan şeylere tapınılır mı?” sorusu ile çıkar önümüze...
Kur'an kendi içinde, insan muhakemesini adeta soru yağmuruna tutar, ta ki gerçek iyice özümsensin...
Kur'an sorularıyla insanın saplantılarını silkeler, cevapları ile gönülleri durultur.
Yeter ki Kur'an'a kulak verilsin.
Hayatta Kur'an'ın soru ve cevapları ne kadar erken kavranırsa, o kadar müstekıym bir hayat inşa edilir.
Hiç şüphe etmemek gerekir ki, Halik-ı zülcelal, bir gün sorgu meydanına çağıracak insanoğlunu... Cevap kağıtlarından emin olarak varmak gerekiyor o meydana... Çünkü ikmali – bütünlemesi yok hayat sınavının...

Yazar: Ahmet TAŞGETİREN
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
selamünaleyküm hayırlı günler
 

mavicik

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Şub 2008
Mesajlar
81
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Kur`an kendi içinde, insan muhakemesini adeta soru yağmuruna tutar, ta ki gerçek iyice özümsensin...
Kur`an sorularıyla insanın saplantılarını silkeler, cevapları ile gönülleri durultur.
Yeter ki Kur`an`a kulak verilsin.
allah razi olsun
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Kur`an kendi içinde, insan muhakemesini adeta soru yağmuruna tutar, ta ki gerçek iyice özümsensin...
Kur`an sorularıyla insanın saplantılarını silkeler, cevapları ile gönülleri durultur.
Yeter ki Kur`an`a kulak verilsin.
allah razi olsun

140vk.jpg


AMİN RABBİM SİZDEN RAZI OLSUN SİZDEN BAŞKA CEVAPLAYAN OLMADI:H

O hâlde bırakalım, mubârek Kur’ân konuşsun – zira o konuştuğu zaman herkes ve her şey susar/herkese ve her şeye susmak düşer!
İşte soruyor Âlemlerin Rabbi Yüce Allah, azze ve celle:

Bismillâhirrahmânirrahîm… Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz? yani “verdiğiniz hükümleri neye/nereye dayandırıyorsunuz” diye, meselâ mubârek Kalem Sûresi’nde (68:36) ve devam ediyor: Bismillâhirrahmânirrahîm… Yoksa ders gördüğünüz size ait [özel] bir İlâhî Ferman/Kitâb mı var, içinde istediğiniz her şeyi bulabileceğiniz (bir kitap)? Yoksa vereceğiniz her hükmün sizin [meşrû hakkınız] olacağına dair Kıyamet Günü'ne kadar Bizi bağlayan sağlam bir vaad mi aldınız? Onlara sor hangisi bunu yüklenecek! Yoksa görüşlerini destekleyen ortakları/bilge kişiler mi var? Peki, iddiâlarında samimî iseler kendilerini destekleyenleri göstersinler (68:37-41).
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Kur'ân-ı Kerîm'in küçük sûreleri okunduğu zaman tekbir getirmek sünnettir. Übey bin Ka'b (ra) Kur'ân-ı Kerîm'in küçük sûrelerini Peygamber'in (sav) huzurunda okudu. Peygamber (sav) de her sûrenin sonunda tekbir getirmesini emretti. Ebû Bekir (ra) Dûha sûresinden itibaren her sûrenin sonunda tekbir getirilmesini hoş gördü.

İslam Fıkhı Ansiklopedisi
 

bir mekke aşığı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ocak 2008
Mesajlar
39
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
RABBİM C.C.)razı olsun arkadaşlar güzel paylaşımlar yüreğinize sağlık.(YÜCA ALLAH)cümlemizi Ahlakı KURAN olanlardan eylesin.
 

nagihan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
selamun aleyküm
allah razı olsun daha dikkatli okuyacağım inşallah hatırlatman için teşekkürler rabbim kuranı hakkıyla okumayı ve hayata geçirmeyi hepimize nasip etsin amin selametle kalın
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm Hafize Annem.
Güzel ve faydalı bir çalışmaydı.
Allah razı olsun.. Rabbimiz, ecrinizi ziyade eylesin..
Kur'an'da sorularla sürekli karşılaşmamızın sebebi; hayatın ve kulluğun bilincine varmak ve o bilinci diri tutumak içindir.. Rabbimiz türlü olay ve durumlar vasıtası ile bir kıyas ve muhakeme ameliyesine davet etmekte bizleri.. Kulunun, olumsuzluklara, yıkımlara sürüklenişinde sorularla kendine getiriyor onu; sorumluluk ve hesap gerçeğini hatırlatıyor bir nevi.. Rabbimiz, kitabımızla diyaloğumuzu-bağlarımızı-dostluğumuzu güçlü kılsın inşallah..
Selam ve Dua ile.
 

ya mucib

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ara 2008
Mesajlar
1,037
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
34
selamun aleyküm ablacım ALLAH razı olsun emegine saglıkk
 

dstm

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2009
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
selamınaleyküm

selamınaleyküm

iyi geceler nsl ben aliosman akgun namazkılmayı ve duha öğrenmek istiyorum bu konuda nsl yardımcı olursunuz efenmdim
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
iyi geceler nsl ben aliosman akgun namazkılmayı ve duha öğrenmek istiyorum bu konuda nsl yardımcı olursunuz efenmdim

aliosman hoş geldin namaz hocası dualar kitapları var onlardan öğrenebilirsin kolay gelsin :a21:
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt