Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kristal Kelebeğin Söyledikleri (1 Kullanıcı)

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Kristal Kelebeğin Söyledikleri


kelebek.jpg



x1pcjqddvowrkllcktmovqlgw2.jpg


Bin kanatlı kristal kelebek. Kışın ortasında gelir, yüreğimize konar, kapımıza dayanır, yolumuza çıkar. Bir anda erinip giden bu kelebeğin söylediklerini erimeden dinlemek ister misiniz? Aramızda bir mevsim bile kalmayan bu kelebeğin serin dokunuşuyla ısınmaya razı mısınız? Parmak ucumuza konmayacak kadar nazlı kelebeği yüreğinizin sıcağına konuk etmek istemez misiniz? Öyleyse, bu kış da kar tanesi üzerinde yazılanları okuyalım, kar tanesinin billûr ayinesine düşenleri seyredelim. Karlar erimeden, bizler erinmeden.

Mektuptur kar tanesi. Sıcak bir mektup olup yolumuza düşer. Susar ki, çok şey söylesin. Beyaz bir sayfa olup aklımıza iner. Kaleme meydan okur, söze gelmez ve şiirin yolunu keser. Kendince söyleyen, keyifle okunan bir mektuptur.

Perdedir kar tanesi. Yolumuzu kesip bizi evimize ve içimize baktırır. Bu pamuk dokunuşla kendimizde vehmettiğimiz kudretin eşiğinden yüz geri eder, içimizdeki derin aczi, derûnumuzdaki onulmaz fakrı görürüz.

Selâmdır kar tanesi. Yüreğimizin sokulduğu aşklar, gönlümüzün sığındığı yalnızlıklar bir kar tanesinin yüzümüze ve dudağımıza dokunan serinliğinde dirilir. Yollarımızı katranlaştıran kirler, yüreğimizi karartan şerler arasında göklerin yere serin ve selâmetli selâmıdır kar tanesi.

Müjdedir kar tanesi. Onca çokluk içinde her birimizi biricik eyleyen, onca bolluk içinde her birimizi özel eyleyen, o kadar karmaşa içinde her birimizi güzel eyleyen Bir Yaratıcının, yanağımıza dokunan kelamı, omuzlarımıza kadar indirilen müjdesidir.

Hatırlayıştır kar tanesi. Bir dokunuşta solup giden, bir bakışta gelip geçen, bir anda eriyiveren hayatlarımızın ve buluşmalarımızın ince bir özenle yaratıldığını, daimî kasıtla var edildiğini, hiç bitmeyen bir sevgiyle gerçekleştirildiğini hatırlatan milyonlarca hecelik kristal bir sözdür kar tanesi.

Barıştır kar tanesi. Aramızdaki sayısız farklılıkların karbeyaz bir hoşgörüyle ‘bir’lenebileceğinin, renk ve ırk çeşitliliğinin billûr bir ahenk içinde bütünleneceğinin, aramızdaki ayrıcalıkların toprağa düşer düşmez eriyeceğinin habercisidir kar tanesi.

Niyettir kar tanesi. Rüzgârın koynunda, bulutların rahminde, tozlara tutunup da biçimlenirken, her halden, her zorluktan, her engelden kendine güzellikler derleme azminin, hayatın her fırtınasından kendine kristalimsi incelikler devşirme niyetinin ifadesidir kar tanesi.

Yolcudur kar tanesi. Avucumuzda konaklayamayacak kadar telaşlı, bakışımıza takılmayacak kadar aceleci bir yolcudur kar tanesi. Şu dünya konağında sırdaşımız, şu kısacık ömrümüzde yoldaşımızdır.

Yoldur kar tanesi. Gökten yere, güzellikle indirilip, cemâlle savrulup, letafetle dokunurken, yerde yollar kesen azamete döner, çığlar büyüten celâle doğru yuvarlanır, dağları bürüyen kahra dönüşür. Öyle ki, binbir esmânın dokunuşunda biçimlenen ahvalimizi, sayısız tecelli arasında gidip gelen yolculuğumuzu dillendirir. Bu hâliyle, sadece gökten yere gelip yiten bir yolcu değil, yerden göğe doğru yükselen bir yol olur kar tanesi.

Duadır kar tanesi. Tenimize değip eriyen kar tanesi, binler bakışa değer. Elimizde yitip giden kar tanesi, melek dokunuşlarına eriştirir bizi. Dudağımızda duru bir dua olup hep göğe, hep göğe yağar.

Bir tanedir kar tanesi: Kışın nazlı beyaz gelini, gecelerin soğuk, uçarı kelebeği, bakışımızın kristal kâsesi, gönlümüzün pâk ayinesi, omuzumuzda serin ışık hâlesidir. Ne kadar çok olursa olsun hep bir tanedir. Ne kadar birikirse biriksin hep tazedir, hep yenidir.

gretaoto19bm2ylco7fk9krag4.jpg



A.CEM TOPRAK
 

nuri sezer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Duadır kar tanesi. Tenimize değip eriyen kar tanesi, binler bakışa değer. Elimizde yitip giden kar tanesi, melek dokunuşlarına eriştirir bizi. Dudağımızda duru bir dua olup hep göğe, hep göğe yağar.

Bir tanedir kar tanesi: Kışın nazlı beyaz gelini, gecelerin soğuk, uçarı kelebeği, bakışımızın kristal kâsesi, gönlümüzün pâk ayinesi, omuzumuzda serin ışık hâlesidir. Ne kadar çok olursa olsun hep bir tanedir. Ne kadar birikirse biriksin hep tazedir, hep yenidir.

damla kardeşim ALLAH razı olsun .gerçekten takdire şayan bir yazı olmuş. emeğinize gönlünüze sağlık.....
rabbim kalemini daim etsin inş............
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
www.resimcity.com_gokkusagi_resimleri_2.jpg



KRİSTAL KELEBEĞİN, GÖKKUŞAĞI'NA SÖYLEDİKLERİ :)

Çocukluğumda ne zaman yağmur yağsa, ardından gökkuşağının çıkacağı anı sabırsızlıkla beklerdik… O rengarenk kuşak, gökyüzünde belirir belirmez çığlık çığlığa bütün renkleri paylaşmaya çağırırdık: “Sarı benim olsun!”…”kırmızı da benim!..” “Hayır, kırmızıyı ilk ben gördüm, o benim rengim!..” Çocukluk işte… neden, niçin çıktığını bilmeden, doğanın bu güzelim süsünü bize sunulmuş bir armağan sanırdık… Ayaklarımızın ucunda zıplayarak, bir ucundan yakalayıp yeryüzüne indirmeyi düşlerdik. Ama inmezdi bir türlü… O’nu ilk görüşte sergilediğimiz çılgınlık, bir süre sonra yerini derin bir sessizliğe bırakırdı… konuşursak bu Kafdağı’nın ardından gelen Zümrüdü Anka kuşunu kaçıracağımızı sanır, çıt çıkarmazdık… Acaba nerede başlar, nerede biterdi?.. Ucu bucağı var mıydı?... Gökyüzünden yeryüzüne kucak açan bu sihirli kuşağı kim boyardı her yağmur sonrası?.. Çocuk aklımız yetersiz kalırdı bu soruları cevaplamaya… Ama O’nun bize bir şeyler söylemeye çalıştığını hissederdik:

“Bakın çocuklar, ben her yağmur sonrası mutlaka çıkmam. Benim doğuşum Güneş’e bağlı… Öncelikle Güneş, gökyüzünün yağmur olmayan yanında bulunacak ve yüksekliği gökyüzünün yarısından az olacak… İşte bu şartlar bir araya geldiğinde güneş ışıkları yağmur damlalarına düşer ve yağmur damlaları da prizma işlevi görerek, benim renklerimin oluşmasını sağlar… Bir yerde ben Güneşim, ama Güneş’in görünmeyen yüzüyüm… Siz O’nu hep, parlak sarı bir ışık olarak görürsünüz. Aslında O, yedi ana renkten oluşur ve bu renkleri ben yansıtırım yağmur sonrasında. Bakın benim renklerime!.. Bakın da, nasıl uyum içinde birleşip, tek bir renk olarak size gökyüzünden gülümsediğimi görün… Haa!..bir de benim nerede başlayıp, nerede bittiğimi büyüklerinize mutlaka sorun…”

Birgün sordum büyükbabama, gökkuşağının nerede başlayıp, nerede bittiğini…Bana şu masalı anlattı: “Rivayet odur ki, gökkuşağının yere değen ucunda bir altın para varmış… Bu öyle bir paraymış ki, bulanın elinde sürekli çoğalır ve onunla insan her istediğine kolaylıkla sahip olabilirmiş… Zor olan gökkuşağının ucunu bulabilmek… Bu masalı dinleyen bütün çocuklar gökkuşağının ucunu bulmanın yollarını ararlarmış… İçlerinden kararlı ve gözü kara olanları, hiç engel tanımaz yollara düşerlermiş; gökkuşağının ucunu ve ucundaki altın parayı bulmak için… sen de tüm yaşamın boyunca, o altın parayı bulmaya çalış olur mu?..”

Büyükbabamın anlattığı masalı ve verdiği öğüdü aklımdan hiç çıkarmadım… Gökkuşağının bana söylemek istediklerini de…Sanırım o altın parayı buldum: Eşim, oğlum, işim…

alıntı
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Duadır kar tanesi. Tenimize değip eriyen kar tanesi, binler bakışa değer. Elimizde yitip giden kar tanesi, melek dokunuşlarına eriştirir bizi. Dudağımızda duru bir dua olup hep göğe, hep göğe yağar.

Bir tanedir kar tanesi: Kışın nazlı beyaz gelini, gecelerin soğuk, uçarı kelebeği, bakışımızın kristal kâsesi, gönlümüzün pâk ayinesi, omuzumuzda serin ışık hâlesidir. Ne kadar çok olursa olsun hep bir tanedir. Ne kadar birikirse biriksin hep tazedir, hep yenidir.

damla kardeşim ALLAH razı olsun .gerçekten takdire şayan bir yazı olmuş. emeğinize gönlünüze sağlık.....
rabbim kalemini daim etsin inş............


amin inşallah rabbim senden de raı olsun nuri abi ama ben yazmadım:)alıntı okudum beyendim sizlerle paylaşmak istedim gözlerine saglık abi
rabbimize emanetsin inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34



KRİSTAL KELEBEĞİN, GÖKKUŞAĞI'NA SÖYLEDİKLERİ

Çocukluğumda ne zaman yağmur yağsa, ardından gökkuşağının çıkacağı anı sabırsızlıkla beklerdik… O rengarenk kuşak, gökyüzünde belirir belirmez çığlık çığlığa bütün renkleri paylaşmaya çağırırdık: “Sarı benim olsun!”…”kırmızı da benim!..” “Hayır, kırmızıyı ilk ben gördüm, o benim rengim!..” Çocukluk işte… neden, niçin çıktığını bilmeden, doğanın bu güzelim süsünü bize sunulmuş bir armağan sanırdık… Ayaklarımızın ucunda zıplayarak, bir ucundan yakalayıp yeryüzüne indirmeyi düşlerdik. Ama inmezdi bir türlü… O’nu ilk görüşte sergilediğimiz çılgınlık, bir süre sonra yerini derin bir sessizliğe bırakırdı… konuşursak bu Kafdağı’nın ardından gelen Zümrüdü Anka kuşunu kaçıracağımızı sanır, çıt çıkarmazdık… Acaba nerede başlar, nerede biterdi?.. Ucu bucağı var mıydı?... Gökyüzünden yeryüzüne kucak açan bu sihirli kuşağı kim boyardı her yağmur sonrası?.. Çocuk aklımız yetersiz kalırdı bu soruları cevaplamaya… Ama O’nun bize bir şeyler söylemeye çalıştığını hissederdik:

“Bakın çocuklar, ben her yağmur sonrası mutlaka çıkmam. Benim doğuşum Güneş’e bağlı… Öncelikle Güneş, gökyüzünün yağmur olmayan yanında bulunacak ve yüksekliği gökyüzünün yarısından az olacak… İşte bu şartlar bir araya geldiğinde güneş ışıkları yağmur damlalarına düşer ve yağmur damlaları da prizma işlevi görerek, benim renklerimin oluşmasını sağlar… Bir yerde ben Güneşim, ama Güneş’in görünmeyen yüzüyüm… Siz O’nu hep, parlak sarı bir ışık olarak görürsünüz. Aslında O, yedi ana renkten oluşur ve bu renkleri ben yansıtırım yağmur sonrasında. Bakın benim renklerime!.. Bakın da, nasıl uyum içinde birleşip, tek bir renk olarak size gökyüzünden gülümsediğimi görün… Haa!..bir de benim nerede başlayıp, nerede bittiğimi büyüklerinize mutlaka sorun…”

Birgün sordum büyükbabama, gökkuşağının nerede başlayıp, nerede bittiğini…Bana şu masalı anlattı: “Rivayet odur ki, gökkuşağının yere değen ucunda bir altın para varmış… Bu öyle bir paraymış ki, bulanın elinde sürekli çoğalır ve onunla insan her istediğine kolaylıkla sahip olabilirmiş… Zor olan gökkuşağının ucunu bulabilmek… Bu masalı dinleyen bütün çocuklar gökkuşağının ucunu bulmanın yollarını ararlarmış… İçlerinden kararlı ve gözü kara olanları, hiç engel tanımaz yollara düşerlermiş; gökkuşağının ucunu ve ucundaki altın parayı bulmak için… sen de tüm yaşamın boyunca, o altın parayı bulmaya çalış olur mu?..”

Büyükbabamın anlattığı masalı ve verdiği öğüdü aklımdan hiç çıkarmadım… Gökkuşağının bana söylemek istediklerini de…Sanırım o altın parayı buldum: Eşim, oğlum, işim…

alıntı


selamun aleykum BERCESTEM ellerine güzel yüreğine saglık mesajda söylediğinde çok merak etmiştim gerçekten çok güzel bir yazıydı beyenerek okudum çok çok çok teşekkür ederim rabbim ebeden razı olsun canım ablamB) birde msn sorunumuz var şuan inşallah onuda hallettik mi konuşucaz:) gültanem kendine çok iyi bak hiç birşey üzme kendini biliyorsun özellikle hiç birşeye degmeyen insanlar için...rabbim kendini müslüman gibi gösterip içten içe fesatlık yapanlardan korusun ve şunu diyorum ki müslümanlıgını kime ispatlamaya çalışıyorsun ben gördümkü burdaki çogu insan kendini melek profiline büyümüş gerçek oldugunuz gibi olun birilerini taklit edip işte ben böyle müslümanım diyene kadar tövbe edip helallik alın insanları kandırabilirsiniz ama rabbimi kandıramazsınız...aslında söylenecek çok söz var bu sözleri oturup düşünücek insan yok ortada...
rabbimize emanetsin inşallah şeker ablam:)
selam dua ve muhabbetle
<<B)>>
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
Esselamun aleyküm kardeşim
Teşekkür ederim emeğinize sağlık.
Selam ve dua ile...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt