Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kötülük edeni affedebilmek (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Zulmedeni affetmek, hilmin, merhametin ve şecâatin en üstün derecesidir. Kendisine iyilik etmeyene hediye vermek, ihsanın en üstün derecesidir. Kötülük edene ihsanda bulunmak ise, insanlığın en yüksek derecesidir. Bu sıfatlar, düşmanı dost yapar. Ra’d suresinin yirmi ikinci âyetinde mealen: (Onlar, şu kimselerdir ki, Rablerinin rızasını kazanmak için sabrederler. Namazlarını dosdoğru kılarlar. Kendilerine verdiğimiz rızktan gizli ve âşikâr infâk eder, verirler. Kendilerine kötülük yapanlara, iyilik ederler. O müminler için ahiret saadeti ve rahatı vardır) buyurulmuştur.

Peygamber efendimiz; (Sana darılana git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et!) buyurmuştur.

Muhyiddin Arabi hazretleri de; “Kötülük edene iyilik yapan kimse, nimetlerin şükrünü yapmış olur. İyilik edene kötülük yapan kimse, küfran-ı nimet etmiş olur” buyurmuştur.

Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, Müslümanlara karşı çok şefkatli ve merhametli idi. Seher vakti bütün Müslümanlara dua ederdi. Kötülük gördüklerine de iyilik yapardı. Kudretullah Han isminde bir komşusu vardı. Abdullah-ı Dehlevi hazretlerine sıkıntı verir, gıybetini yapar, aleyhinde konuşurdu. Bir gün Kudretullah Han hapse düşer. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, onun hapisten çıkması için çok uğraşır fakat bunu ona hiçbir zaman söylemez.

Ebu Ali Sekafi hazretleri, güzel ahlak sahibi idi. Kendisine kötülük edenleri bağışlar ve nasihat ederdi. Bu zatın kuşçuluk yapan bir komşusu vardı. Her zaman sıkıntı verirdi. Ebu Ali Sekafi hazretlerinin evinin damına konan güvercinleri taşlayıp uçururdu. Bir gün Ebu Ali Sekafi hazretleri evinin damında oturmuş Kur'an-ı kerim okuyordu. Kuşçu komşusu yine güvercinlere taş attı. Lakin attığı taş bu defa Ebu Ali Sekafi hazretlerinin alnına rastladı ve yardı. Yüzünden aşağı kanlar akmaya başladı. Etraftan bu hâli görenler; "Şimdi Ebu Ali hazretleri şehrin vâlisine gider, onu şikayet eder ve zararını defeder. Zirâ vâli onun ricasını kabul eder. Böylece hepimiz onun zararından kurtuluruz" dediler. O zaman Ebu Ali hazretleri hizmetkârını çağırdı ve; "Evladım! Şimdi şu bahçeye git ve uzunca bir çubuk yap getir" buyurdu. Hizmetçi çubuğu hazırlayıp getirince; "Şimdi şu çubuğu kuşçu komşumuza götür ve şu güvercinleri taş atarak değil de, bu çubukla uçurmasını söyle" buyurdu. Hizmetçi gidip Ebu Ali Sekafi hazretlerinin sözlerini söylediğinde, kuşçu yaptıklarına pişman oldu ve özür diledi.

Hâce Behâeddin Zekeriyyâ hazretleri, tevâzu sahibi, gayet alçak gönüllü bir zat idi. Hiç kızmazdı. Haddini bilmeyenlerden kendisini üzenler, rahatsız edip sıkıntı verenler, hatta daha da aşırı giderek bağırıp çağıranlar, hakâret edenler olurdu. Bunların hepsine sabreder, hepsini affeder, hepsini hoşgörü ile karşılar, kötülük edenlere, sıkıntı verenlere iyilikle karşılık vermeye çalışır ve; "Hak yolu seçenler, Allahü teâlâya giden yolda denenirler, imtihan edilirler. Başkalarından gelen sıkıntılara karşı sâkin ve sabırlı olmak yetmez. Aynı zamanda onlara gül demeti sunabilmelidir" buyururdu.

İmam-ı Zeynelabidin hazretleri buyurdu ki:
“Kıyâmet günü, fazilet sahipleri kalksın diye çağrılır. İnsanlar arasında bir grup kalkar. Onlara;
-Hadi Cennete giriniz denilir. Onlar Cennete giderken meleklerle karşılaşırlar. Melekler;
-Nereye gidiyorsunuz derler.
-Cennete derler.
-Hesaptan önce mi Cennete giriyorsunuz? derler.
-Evet cevabını verirler.
-Sizler kimlersiniz? dediklerinde,
-Biz fazilet ehliyiz derler.
-Sizin faziletiniz nedir? diye sorarlar. Onlar da;
-Dünyada bize hakâret edildiğinde tahammül ederdik. Bize zulmedildiğinde sabrederdik ve bize kötülük yapıldığında affederdik derler. Bunun üzerine melekler,
-Hadi Cennete giriniz. Salih amel işleyenlerin mükâfâtı ne güzeldir, derler.”

Ebu Hafs-ı Haddâd hazretleri, Allahü teâlâya ve Onun kullarına karşı edep hakkında şöyle buyururdu:

"Allahü teâlâya karşı edep, onun emirlerini ihlâs ile yerine getirmek, Ondan korkmak, çekinmek. Bir bela ve sıkıntı sırasında insanlara güzel muamele, genişlik zamanında yumuşaklıkla, nefsin yoksulluğa düşmekten çekindiği zamanlarda cömertlik ve kerem ile davranmak, gücü yettiği zaman affetmek, insanlara merhamet ve şefkat göstermek, gelmeyene gitmek, kötülük yapana iyilik etmektir.”

Ebu Hüseyin Verrâk hazretleri şöyle anlatmaktadır:

"Biz talebeliğimiz sırasında, şu hususlara dikkat ederdik. Bize verilen şeyleri, ihtiyacımız olsa bile severek muhtaç birine verirdik. Bize kötülük yapanlardan asla intikam almaz, hatta onları mazur görüp özür dilerdik. Hakâret gördüğümüz kimseye iyilik yapardık. İçimizdeki kötü düşünceler yok oluncaya kadar ona ihsanda, ikramda bulunurduk."

Netice olarak herkese iyilik yapmalı, kötülük edenlere, kötülükle karşılık vermemelidir. Aklı olan, İslam’ın güzel ahlakı ile süslenir. Herkese iyilik eder. Kendisine kötülük yapanlara iyilikle karşılık verir.

Hikmet ehlinin buyurduğu gibi:
"Mert isen, kötülük yapana, iyilik yap."
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm
Kardeşim adınızı gördüm inanın ki daha formunuzu okumadan cevap yazıyorum siz nerelerdesin uzun zamandır görmüyorum sizinde sessiz sedasız gittiğinizi düşünmüştüm ama şimdi gördüm sizi mutlu oldum inşallah iyisinizdir. Neyse ben yazınızı okuyayim selametle:H
 

ZaRiNa/MeDiNe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ocak 2008
Mesajlar
142
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
"Mert isen, kötülük yapana, iyilik yap."

_Allah c.c razı olsun..
selam ve dua ile..B)
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ve Aleyna Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhü ebeden daimen kesira...Elhamdulillah..Alemlerin Rabb'i olan Allah 'a Hamd ü Sena lar olsun ki bizide düşünen böyle mübarek insanlar varmış.Çok şükür.Allah için ve Dünya için işlerimiz vardır.Ondan dır ki forumu uzun bir zamandır sadece okuyarak takip ediyordum..İnşaAllah ü Teala artık sohbetlerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz..Allah'ın Rahmeti ve Bereketi,Peygamber Efendimiz S.A.V 'in şefaati tüm mumin kardeşlerimizin üzerine olsun inşaAllah..Duayla kalınız.
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,204
Tepki puanı
3,575
Puanları
163
Yaş
46
selamün aleyküm.bende sizi gördüğüme çok sevindim.uzun süredir yoktunuz.değerli paylaşımlarınızı bekliyoruz herzaman olduğu gibi.tekrar hoşgeldiniz.Rabbime emanet olun.paylaşım için Allah razı olsun.
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm
Emeğinize sağlık çok güzel ve yerinde bir paylaşım olmuş bu aralar sitemizin böyle formlara çok ihtiyacı var inşallah bundan sonra daha güzel günler bu sitede geçer.
Affetmek büyüklüktür bir erdemdir. Rabbim öyle büyük ve kadir ki onun içindeki merhamet bizlerde o zaten en merhametli olandır. Biz kulları "Allah'ım ne olur affet beni" deriz o ise affeder hemde kaç kere kim bilir. Peki bizler insanlar Rabbimiz kadar içimizde merhamet var mı? Neden affetmek içimizden gelmez Rabbim içimizdeki vesveseleri yenmemizi nasip etsin gönlümüzü Allah c.c. ve Peygamber (s.a.v.) sevgisiyle doldursun İnşallah Amin

Selam ve dua ile kalın
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamün Aleyküm
Emeğinize sağlık çok güzel ve yerinde bir paylaşım olmuş bu aralar sitemizin böyle formlara çok ihtiyacı var inşallah bundan sonra daha güzel günler bu sitede geçer.
Affetmek büyüklüktür bir erdemdir. Rabbim öyle büyük ve kadir ki onun içindeki merhamet bizlerde o zaten en merhametli olandır. Biz kulları "Allah'ım ne olur affet beni" deriz o ise affeder hemde kaç kere kim bilir. Peki bizler insanlar Rabbimiz kadar içimizde merhamet var mı? Neden affetmek içimizden gelmez Rabbim içimizdeki vesveseleri yenmemizi nasip etsin gönlümüzü Allah c.c. ve Peygamber (s.a.v.) sevgisiyle doldursun İnşallah Amin

Selam ve dua ile kalın

Ve Aleyna Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhü..Amin Amin ..Ne güzel şeydir müminin mümin kardeşi gıyabında dua etmesi.Rabb'im bizi çokça şükreden ve çokça dua edenlerden eylesin inşaAllah.Bu Arada Mübarek insan unutulmamalıdır ki tevekkül bir zikirdir, sevmek bir zikirdir, merhamet bir zikirdir, affetmek bir zikirdir, Kuran bir zikirdir, namaz bir zikirdir, tesbih bir zikirdir, çocuk başı okşamak bir zikirdir, açlıktan kıvranan köpeğe bir lokma atmak bir zikirdir, hasta ziyareti bir zikirdir, mazlumun yanında olmak bir zikirdir, gıybetten, iftiradan sakınmak bir zikirdir, kalbi Allah için arındırmak bir zikirdir, nefret ve kinden uzaklaşmak bir zikirdir, vb.

Bu listeyi çok uzatabiliriz. Ama önemli olan bütün bu erdemleri sırf Allah için yapmaktır. Gösteriş ve reklamdan uzak, "insan olmak", kámil bir mümin olmak için çalışmak. Bunu yaparken de sırf Allah için yapmak. İşte Kuran-ı Kerim ancak bununla doyuma ulaşabilirsiniz diyor. Tedavi budur buyuruyor.Allah'ın Rahmeti bereketi Merhameti Şefkati Bereketi Selamı ve Rahmeti tüm mümin kardeşlerimizin üzerine olsun inşaAllah.Duayla kalınız..
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
hayırlı sabahlar sana kotuluk edenlere ıyılık yapmak cok doğru ama bazen her zaman sıze zarar veren ınsana nasıl ıyılık yapılır ?bılgım sanırım yetersız yorumlarınızı beklıyorum....hanı derler ya sen hep ıyılık yaptın bak karşıdakı sana kotuluk yapmaya devam edıyor ve anlamıyor dıye.....tşk allaha emanet olun
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
hayırlı sabahlar sana kotuluk edenlere ıyılık yapmak cok doğru ama bazen her zaman sıze zarar veren ınsana nasıl ıyılık yapılır ?bılgım sanırım yetersız yorumlarınızı beklıyorum....hanı derler ya sen hep ıyılık yaptın bak karşıdakı sana kotuluk yapmaya devam edıyor ve anlamıyor dıye.....tşk allaha emanet olun


Es-Selamun Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhü..
5- Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir.
6- O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilsin(5) diye, bölük bölük fırlayıp-çıkarlar.(6)
7- Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onu görür;
8- Kim de zerre ağırlığınca bir şer (kötülük) işlerse, o da onu görür.(7)

Bu konu hakkındaki hadislerde de ifade açıktır.(İnşikak an: 6)Enes'ten şöyle rivayet edilmiştir: "Bir defasında Ebubekir Sıddık, Rasulullah ile birlikte yemek yiyordu. O esnada bu ayet nazil oldu. Hz. Ebubekir yemekten el çekerek şöyle dedi: Ya Rasulallah! Ben, benden sadır olan zerre kadar kötülüğün de karşılığını görecek miyim? Rasulullah şöyle buyurdu: "Ey Ebubekir! Dünyada hoşunuza gitmeyen olaylarla karşı karşıya geliyorsunuz. Onlar senden sadır olan küçük kötülüklere cezadır. Senin zerre kadar iyiliğin ahirete saklanır." (İbn Cerir, İbn Ebi Hatim, Taberanî el-Evsat'ta, Beyhakî Şu'ab'ta, İbnü'l Münzir, Hakim, İbn Merduye, Abd b. Humeyd) Rasulullah, Ebu Eyyub el Ensarî'ye bu ayet hakkında şöyle buyuruyordu. "Sizden kim iyi bir iş yaparsa onun mükafatı ahirettedir. Kötü bir iş yaparsa o, bu dünyada musibetler ve hastalıklar şeklinde cezasını çekecektir." (İbn Merduye) Katade, Enes yoluyla Rasulullah'tan şu hadisi nakletmiştir: "Allah bir mü'mine zulmetmez. Bu dünyada iyiliklerinin karşılığı olarak onu rızıklandırır. Ahirette de mükafat verir. Kafire, iyiliklerinin karşılığını bu dünyada verir. Kıyamet günü onun hesabından iyilik kalmayacaktır." (İbn Cerir, Mesruk) Hz. Aişe'nin Rasulullah'a şöyle sorduğunu nakleder: "Abdullah bin Cûd'an cahiliye zamanında sıla-i rahim eder, miskinlere yemek yedirir ve misafirperverlik yapardı, esirleri kurtarırdı.
Bütün bunlar onun için ahirette faydalı olacak mı? Rasulullah buyurdu: Hayır! O, ölüme kadar hiçbir zaman Rabb'im ceza günü hatalarımı affet dememiştir" (İbn Cerir) . Cahiliye döneminde iyilik yapmış ancak ölüme kadar küfr ve şirk üzeri kalmış bazıları için de Rasulullah aynı cevabı vermiştir. Ancak Rasulullah'ın bazı sözlerinden şu anlaşılmaktadır: İyilik, kafirleri cehennem azabından kurtaramaz, fakat cehennemde ona, zalim, fasid ve kafirlere olduğu gibi şedid azab verilmeyecektir. Mesela bir hadise göre, Hatim Tayy'a cömertliği dolayısıyla hafif azab verilecektir.
Bu ayet insanı önemli bir gerçek hakkında uyarmaktadır. O gerçek şudur: Her küçük iyiliğin bir ağırlığı ve değeri vardır. Aynı şey kötülük için de geçerlidir. Onlar hesaplanacaklardır, onun için onlardan gafil olmamalı, küçük iyiliği terketmemelidir. Bunlar toplandığında daha büyük bir iyilik olurlar. Küçük kötülükleri de irtikap etmemelidir. Çünkü küçük kötülükler de birikebilir. Aynı şey, pek çok hadiste şu şekildedir: Buharî ve Müslim'de Adiyy b. Hatem'den şu rivayet menkuldür: "Rasulullah buyurdu ki; cehennem ateşinden sakının. Hurmanın bir parçasıyla bile olsa, güzel bir sözle bile olsa." Yine Adiyy b. Hatem'den sahih bir rivayette Rasulullah şöyle demiştir: "Hiçbir iyiliği hakir görmeyin, bir kimseye bir kap su bile verseniz, veya bir kardeşinizi güler yüzle bile karşılasanız." Buharî'de Ebu Hureyre'den şöyle mervidir. Rasulullah kadınlara hitaben şöyle buyurdu: "Ey Müslüman hanımlar, bir kimse komşusuna gönderdiği en küçük bir şeyi bile hakir görmesin, bir keçinin ayağı bile olsa." Ahmed, Neseî ve İbn Mace'de Hz. Aişe'den şöyle bir rivayet vardır: Rasulullah şöyle buyurdu: "Ey Aişe, küçük günah zannettiklerinizden de sakının. Çünkü Allah (c.c.) onlardan da hesap soracak." Müsned-i Ahmed'de Hz. Abdullah b. Mesud'dan şöyle bir rivayet vardır: Rasulullah buyurdu: "Dikkat edin! Küçük günahlardan da sakının, çünkü birikirlerse bir insanı helak ederler." (Büyük günah ile küçük günah arasındaki farkı anlamak için bkz. Nisa an: 53, Necm an: 32) Duayla kalınız İnşaAllah...
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
Allah Razi Olsun Allaha Emanet Olun
 

DuaLar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Ocak 2008
Mesajlar
1,107
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
çok güzel bir paylaşımdı
ellerin dert görmesin...
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
Zulmedeni affetmek, hilmin, merhametin ve şecâatin en üstün derecesidir. Kendisine iyilik etmeyene hediye vermek, ihsanın en üstün derecesidir. Kötülük edene ihsanda bulunmak ise, insanlığın en yüksek derecesidir. Bu sıfatlar, düşmanı dost yapar. Ra’d suresinin yirmi ikinci âyetinde mealen: (Onlar, şu kimselerdir ki, Rablerinin rızasını kazanmak için sabrederler. Namazlarını dosdoğru kılarlar. Kendilerine verdiğimiz rızktan gizli ve âşikâr infâk eder, verirler. Kendilerine kötülük yapanlara, iyilik ederler. O müminler için ahiret saadeti ve rahatı vardır) buyurulmuştur.

Peygamber efendimiz; (Sana darılana git, barış! Zulüm yapanı affet. Kötülük yapana iyilik et!) buyurmuştur.

Muhyiddin Arabi hazretleri de; “Kötülük edene iyilik yapan kimse, nimetlerin şükrünü yapmış olur. İyilik edene kötülük yapan kimse, küfran-ı nimet etmiş olur” buyurmuştur.

Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, Müslümanlara karşı çok şefkatli ve merhametli idi. Seher vakti bütün Müslümanlara dua ederdi. Kötülük gördüklerine de iyilik yapardı. Kudretullah Han isminde bir komşusu vardı. Abdullah-ı Dehlevi hazretlerine sıkıntı verir, gıybetini yapar, aleyhinde konuşurdu. Bir gün Kudretullah Han hapse düşer. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, onun hapisten çıkması için çok uğraşır fakat bunu ona hiçbir zaman söylemez.

Ebu Ali Sekafi hazretleri, güzel ahlak sahibi idi. Kendisine kötülük edenleri bağışlar ve nasihat ederdi. Bu zatın kuşçuluk yapan bir komşusu vardı. Her zaman sıkıntı verirdi. Ebu Ali Sekafi hazretlerinin evinin damına konan güvercinleri taşlayıp uçururdu. Bir gün Ebu Ali Sekafi hazretleri evinin damında oturmuş Kur'an-ı kerim okuyordu. Kuşçu komşusu yine güvercinlere taş attı. Lakin attığı taş bu defa Ebu Ali Sekafi hazretlerinin alnına rastladı ve yardı. Yüzünden aşağı kanlar akmaya başladı. Etraftan bu hâli görenler; "Şimdi Ebu Ali hazretleri şehrin vâlisine gider, onu şikayet eder ve zararını defeder. Zirâ vâli onun ricasını kabul eder. Böylece hepimiz onun zararından kurtuluruz" dediler. O zaman Ebu Ali hazretleri hizmetkârını çağırdı ve; "Evladım! Şimdi şu bahçeye git ve uzunca bir çubuk yap getir" buyurdu. Hizmetçi çubuğu hazırlayıp getirince; "Şimdi şu çubuğu kuşçu komşumuza götür ve şu güvercinleri taş atarak değil de, bu çubukla uçurmasını söyle" buyurdu. Hizmetçi gidip Ebu Ali Sekafi hazretlerinin sözlerini söylediğinde, kuşçu yaptıklarına pişman oldu ve özür diledi.

Hâce Behâeddin Zekeriyyâ hazretleri, tevâzu sahibi, gayet alçak gönüllü bir zat idi. Hiç kızmazdı. Haddini bilmeyenlerden kendisini üzenler, rahatsız edip sıkıntı verenler, hatta daha da aşırı giderek bağırıp çağıranlar, hakâret edenler olurdu. Bunların hepsine sabreder, hepsini affeder, hepsini hoşgörü ile karşılar, kötülük edenlere, sıkıntı verenlere iyilikle karşılık vermeye çalışır ve; "Hak yolu seçenler, Allahü teâlâya giden yolda denenirler, imtihan edilirler. Başkalarından gelen sıkıntılara karşı sâkin ve sabırlı olmak yetmez. Aynı zamanda onlara gül demeti sunabilmelidir" buyururdu.

İmam-ı Zeynelabidin hazretleri buyurdu ki:
“Kıyâmet günü, fazilet sahipleri kalksın diye çağrılır. İnsanlar arasında bir grup kalkar. Onlara;
-Hadi Cennete giriniz denilir. Onlar Cennete giderken meleklerle karşılaşırlar. Melekler;
-Nereye gidiyorsunuz derler.
-Cennete derler.
-Hesaptan önce mi Cennete giriyorsunuz? derler.
-Evet cevabını verirler.
-Sizler kimlersiniz? dediklerinde,
-Biz fazilet ehliyiz derler.
-Sizin faziletiniz nedir? diye sorarlar. Onlar da;
-Dünyada bize hakâret edildiğinde tahammül ederdik. Bize zulmedildiğinde sabrederdik ve bize kötülük yapıldığında affederdik derler. Bunun üzerine melekler,
-Hadi Cennete giriniz. Salih amel işleyenlerin mükâfâtı ne güzeldir, derler.”

Ebu Hafs-ı Haddâd hazretleri, Allahü teâlâya ve Onun kullarına karşı edep hakkında şöyle buyururdu:

"Allahü teâlâya karşı edep, onun emirlerini ihlâs ile yerine getirmek, Ondan korkmak, çekinmek. Bir bela ve sıkıntı sırasında insanlara güzel muamele, genişlik zamanında yumuşaklıkla, nefsin yoksulluğa düşmekten çekindiği zamanlarda cömertlik ve kerem ile davranmak, gücü yettiği zaman affetmek, insanlara merhamet ve şefkat göstermek, gelmeyene gitmek, kötülük yapana iyilik etmektir.”

Ebu Hüseyin Verrâk hazretleri şöyle anlatmaktadır:

"Biz talebeliğimiz sırasında, şu hususlara dikkat ederdik. Bize verilen şeyleri, ihtiyacımız olsa bile severek muhtaç birine verirdik. Bize kötülük yapanlardan asla intikam almaz, hatta onları mazur görüp özür dilerdik. Hakâret gördüğümüz kimseye iyilik yapardık. İçimizdeki kötü düşünceler yok oluncaya kadar ona ihsanda, ikramda bulunurduk."

Netice olarak herkese iyilik yapmalı, kötülük edenlere, kötülükle karşılık vermemelidir. Aklı olan, İslam’ın güzel ahlakı ile süslenir. Herkese iyilik eder. Kendisine kötülük yapanlara iyilikle karşılık verir.

Hikmet ehlinin buyurduğu gibi:
"Mert isen, kötülük yapana, iyilik yap."

selamun aleyküm ,

allah celle celaluhu razı olsun ... sabah sabah iyi oldu gözüm gönlüm açıldı ...

inşallah fazilet sahibi kullardan olabilmeyi başarırızda sorgusuz sualsiz cennete gidenlerden oluruz ...

allaha emanet olunuz ...
 

safiye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,584
Tepki puanı
0
Puanları
0
güzel bir konu olmuş sabah sabah güne iyi başlamamıza başkalarına olan öfkemize dur dememize yardımcı olur inşallah
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah Razi Olsun Allaha Emanet Olun


Ve Aleyna Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhü..O ne güzel emanetçidir..Amin tüm ümmeti Muhammed'den inşaAllah.
Adamın biri Hz. Ebu Bekir’e gelip sürekli hakaret etti, o hakaret ettikçe Hz. Ebu Bekir dinledi. Cevap vermedi. Orada bulunan Peygamber Efendimiz tebessüm ediyordu. Nihayet Hz. Ebu Bekir dayanamayıp sert bir karşılık verince Hz. Peygamberin çehresi değişip oradan ayrıldı. Hz. Ebu Bekir peşinden koşup ayrılmasının sebebini sorunca:’’Sen sükut ettikçe bir melek senin yerine ona cevap veriyordu fakat sen ağzını açınca yanına Şeytan geldi. Ben Şeytan’ın olduğu yerde bulunmam’’ dedi. Kötülüğe kötülükle karşılık vermek, Peygamberimizi ve melekleri hoşnut etmezken Şeytanı sevindirmiştir.
Es-Selamun Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhü.Duayla kalınız inşaAllah...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt