Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"korku" (1 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
"KORKU"

'Angst' Türkçe'de “iç daralması” olarak ifade ettiğimiz hâle karşılık gelir. Nitekim bizler “sıkılıyorum, bun-alıyorum” anlamında “içim daralıyor” deriz. (Bun-almak'tan bunaltı, kara'dan/kararmak'tan karaltı diyebildiğimiz gibi, daralmak'tan da 'daraltı' dememize ne mâni var?)




'Endişe' ve 'tereddüd' anlamındaki 'kaygı' ise kaymak'tan türüyor. Kayma sırasındaki sallantıyı, tereddüdü anlatan bir sözcük bu.



Korku'dan farkı nedir kaygı'nın? Korku (furcht), muayyen bir olgu veya nesnenin, karşımızdaki şeyin bizde uyandırdığı tehdid ve tehlike duygusunun adı; endişe ve/veya kaygı ise, olması/gerçekleşmesi muhtemel bir olumsuzluğun tetiklediği bir duygunun... olandan çok olacak olanın yani.




Ayıdan, kurttan, vb. nesne ve olgulardan korktuğumuzda hissettiklerimizin adıdır korku. Daha hafifleri de var: sınav korkusu, başarısızlık korkusu... Bu tür durumlarda, kesinliği azaltınız, deliller yerine alâmetleri çoğaltınız, o zaman korkmayacak ama endişelenecek, zihninizde kaymalar başlayacak, siz de çaresiz 'kaygı' duyacaksınız.


Bu da bir korku hiç kuşkusuz, ama öncekinden farklı. Bütününüzü, bütünlük duygunuzu tamamen yitirmenize yol açmayan hafif bir sallantı hâli.



Takva ve haşyet sözcüklerinin korku (havf) ile hiç alâkası yok. Türkçe çevirilerin yol açtığı bir yanılgıdır bu. Bu bakımdan dinen titiz (dindar) olmak (metafizik ürperti) ile sözünü ettiğimiz türden fiziksel ürperti arasında kurulan bağlantılar yanıltıcıdır.



Batı dillerindeki terimlerin, bu konuda önünü görmek isteyen tâlibe köklü ve ciddi düzeyde bir yararı olmaz. Gündelik dilde kullandığımız Türkçe sözcükler ise ancak edebiyat yapmaya yarar. Kavramsal değerleri yoktur çünkü.



Muradımı açık kılmak ve bu konudaki muhtemel bir tartışmanın çıtasını yükseltmek amacıyla, ilim ve irfan geleneğimize başvurmayı teklif ediyor ve üçü de kabaca 'korku' olarak Türkçeleştirilebilecek üç terimi dikkatlerinize sunmak istiyorum: havf, kabz, heybet.




Gerek havf ve gerekse kabz muayyen bir korku hâlinin ifadesi olup, reca (ümit) ilkinin, bast (genişlik) ise ikincisinin karşıtıdır. Havf reca'dan, kabz bast'tan ayrılmaz; ayrılmamalıdır. Her iki korku mertebesi de reca ile bast'ı yanıbaşında bulmalıdır.




Havf'ın olumsuz karşıtı emn (güven); reca'nın olumsuz karşıtı ise yeis (ümitsizlik)tir. Hiçbir hâlde yeise (ümitsizliğe) kapılmamalı ve reca (ümit) sürdürülmelidir. Emn (güven) duygusu ise zannedildiği gibi iyi değildir; o mertebede tâlibe yakışan havf'tır.




Bir sonraki mertebede havf kabz'a, reca ise bast'a dönüşür; dönüşmelidir. Kabza “avuç içine almak” demektir; “silah kabzası” da buradan gelir. Bizatihi 'kabz' ise kasmak, kasılmak, büzüşmek, dolayısıyla 'daralmak' (daraltı) demektir ki gündelik dilde yaşayan 'kabız' tabiri, anlamını buradan alır.




Nefisteki daralma ve genişleme hâllerinin mükemmel bir ifadesi olan bu terim çiftinin psikolojik değeri uzun yıllar boyunca ihmal edilmiştir. Artık düşünce dünyamıza davet edilmeleri gerekiyor. Güneşin battığı topraklarda yeşeren düşüncenin bu konudaki son sözü, bu mertebeye kadardır.


Havf'ı kabz'a, reca'yı bast'a kadar takip ettikten sonra susmaları gerekir. İlkine korku, ikincisine kaygı (angst) diyenlerin kavramsal olarak 'korku'nun son mertebesini olumlayarak sahiplenmeleri –bugün için– imkânsızdır.



Nedir korku'nun son mertebesi?

Başka bir tabirle, eteklerde yaşayanların duyduğu korkunun adına 'havf' dersek, zirvedekilerin duydukları korku'nun adına ne diyeceğiz?



Hemen söyleyelim: heybet.

Evet, heybet, zirvedekilerin korkusudur; karşıtı ise üns. (Özetle: havf-kabz-heybet bir tarafta, reca-bast-üns ise karşı tarafta, ama her hâlukârda hep birlikte.)



Ne garip değil mi, Batı'nın duyurduğu, bizlerinse duyduğu korku'nun adıdır havf; üstelik bir zamanlar heybet'i iliklerine değin duymuş ve duyurmuş olan bizlerin...

 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
B)idrak'ın yüceliğine eremiyorsanız
inkar'ın basitliğinden sıyrılınızB)

msn20ifadeleri2016xm9.gif
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt