Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Korku ve ümit dengesinde insan (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Yaradılışı itibariyle günah işleme eğiliminde olan insan, Cenab–ı Hakk’ın, azamet ve celalinden korkarak, diğer yandan da rahmet ve merhametini ümid ederek tevbe ve ibadete devam etmek durumundadır. Korku ve ümit, kulun kalbinde dengede olmalıdır. Resul–i Ekrem:

“Müminin kalbinde korku ve ümit toplandığı müddetçe Allah–ü Teala o kuluna umduğunu verir ve onu korktuğundan emin kılar” buyurmuştur (Tirmîzî).

Günahı ne kadar çok olursa olsun insan, Allah’ın rahmetinden ümidini kesmemelidir.

“De ki: ‘Ey kendilerinin aleyhinde günahta haddi aşanlar, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları yarlığar. Şüphesiz O, çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir” (Zümer: 53).

Şüphesiz Allah’ın rahmeti ve merhameti çok geniştir. Bir kudsi hadiste Allah–ü Teala “Rahmetim, gazabımı geçti” buyurmaktadır (Buharî–Müslîm).

Cenab–ı Hakk’ın rahmetinden ümidi kesmemek ve Allah’a karşı her zaman hüsn–i zan sahibi olmak esastır. Ancak bu rahmete ve merhamete güvenerek günah ve isyana devam etmek de büyük bir hatadır. Burada hassas bir denge söz konusudur. Kul rahmetin sonsuzluğunu ümid ettiği kadar, Allah’ın celâl ve azametini de hatırından bir an olsun çıkarmamalı, Cenab–ı Hakk’ın emir ve yasaklarına riayet etme hususunda dikkatle hareket etmelidir.

“Hidayet ve rahmet o kimselere mahsustur ki, onlar Rablerinden korkarlar” (A’raf: 154).

Allah’ın rahmet ve hidayeti de ancak O’ndan korkan takva sahiplerine yöneliktir. Zira “Allah katında en üstün olan, O’ndan en çok korkandır”

(Hucurat: 13).

İnsan, rahmeti ümid etmeli, ancak azabı da unutmamalı. Bu şekilde korku ve ümit arasında bir denge kurarak kulluğa devam etmelidir. Bu hale işaretle Cenab–ı Hakk “Umarak ve korkarak bize ibadet ederler” (Enbiya: 90). Yine bu manada;

“Korku ve ümitle Rablerine ibadet ederler” (Secde :16) buyurmuştur.

Kul Allah’a yaklaştıkça muhabbeti o nispette artar.

Allah’tan en fazla korkanlar, O’na en yakın olan, O’nu en iyi bilenlerdir. Peygamberimiz bu hakikati işaret ederek “Ben Allah’tan en çok korkanınızım” (Buharî–Müslîm) buyurmuştur. Bu hususta “Allah’tan, kullar içinde en çok alimler korkar” (Fatır: 28) İlahi beyanı da mevcuttur.

Netice olarak deriz ki;

Havf ve Reca (korku ve ümid) dengesine riayet ederek kulluğa ve ibadete devam etmek ebedi alemdeki kurtuluş ve saadetimiz için şarttır.
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
selamünaleyküm kardeşim...yazınızı okurken az sonra yazacaklarım aklıma geldi ve eklemek istedim.
sanırım bir tv kanalında dinlemiştim aklımda kaldığı kadarıyla yazacağım. ALLAHım eksikliklerimi ve hatalarımı affetsin...

Cennete bir kişi girecek deseler O BEN miyim acaba diye ümit duymalıdır insan...
Cehenneme bir kişi girecektir deseler; acaba O BEN miyim diye korku duymalıdır insan...

Özetle böyleydi...hayırlı akşamlar...
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Size de hayırlı akşamlar, evet böyle olmalıdır.
ben de nefis hakkında duymuştum, cennete ilk gireceğini umar
cehenneme de hiç girmeyeceğini sanır
herşeyin altın ortası vardır
mesela insanda bir melike vardır, cömertlik budur murad edilen,
ifradı cimrilik ,tefridi masraf yapmaktır

Havf ve Reca (korku ve ümid) dengesine riayet ederek kulluğa ve ibadete devam etmek ebedi alemdeki kurtuluş ve saadetimiz için şarttır.
Allah bu hali yaşamayı cümlemize nasib etsin,sebat nasib eylesin
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
نعىمة;551924' Alıntı:
Size de hayırlı akşamlar, evet böyle olmalıdır.
ben de nefis hakkında duymuştum, cennete ilk gireceğini umar
cehenneme de hiç girmeyeceğini sanır
herşeyin altın ortası vardır
mesela insanda bir melike vardır, cömertlik budur murad edilen,
ifradı cimrilik ,tefridi masraf yapmaktır

Havf ve Reca (korku ve ümid) dengesine riayet ederek kulluğa ve ibadete devam etmek ebedi alemdeki kurtuluş ve saadetimiz için şarttır.
Allah bu hali yaşamayı cümlemize nasib etsin,sebat nasib eylesin


AMİN...AMİN...AMİN...KARDEŞİM
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.


Mü'minler Allah'tan korkmakta oldukları kadar O'ndan umut kesmemekle de yükümlüdürler: "Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin" (ez-Zümer, 39/53). Çünkü umutsuzluk insanı kendini düzeltme, arındırma çabalarından yoksun bırakır. Kur'an, mü'minin her durumda umut içinde olmasını gerektirecek müjdelerle doludur: "şüphesiz Rabbin onların zulümlerine karşı mağfiret sahibidir" (er-Ra'd, 13/6)."Rabbiniz bol rahmet sahibidir" (el-En'am, 6/147).

"Rahmetim her şeyi kaplamıştır" (e/A'raf, 7/156). Fakat bu ve benzeri âyetler ne yaparsa yapsın insanın mutlaka bağışlanacağı anlamına gelmez. Umut (recâ), sebebsiz ve insanı umduğu şeye ulaşmak için çalışmaktan alıkoyacak, kötülük ve günahları önemsiz gösterecek bir beklenti değildir. "Onlar ki inandılar, hicret ettiler, Allah yolunda savaştılar; işte onlar Allah'ın rahmetini umarlar "(yercune)" (el-Bakara, 2/218), "Allah'a iman edenleri ve O'nun kitabına sarılanları Allah rahmetine ve bol nimetine kavuşturacak, onları kendisine götüren doğru yola eriştirecektir" (en-Nisa, 4/ 175) ve "Ey iman edenler, Allah'tan korkun, O'nun elçisine inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın" fel-Hadid, 57/28) gibi âyetlerde açıklandığı üzere umut ancak gerekli şartları hazırladıktan sonra sonucu Allah'tan ummaktır. Bunun aksi bir beklenti Hz. Peygamber (s.a.s)'in "Nefsini hevasına tabi kılıp şehevi arzularının peşinde ömrünü tükettikten sonra Allah'tan Cennet isteyen ahmaktır" hadisinde tanımladığı gibi ahmâklıktır.

Korku ve umut birbirini bütünleyen ve mü'mini kemale erdiren iki niteliktir. Bu nedenle Kur'an mü'minleri tanımlarken iki niteliği birlikte anar: " Yanları yataklardan uzaklaşır, korkarak ve umarak Rab'lerine dua ederler." (es-Secde, 32/6). İslam bilginleri bu tür Kur'ânî yönlendirmelerden yola çıkarak mü'minin sürekli korku ve umut arasında olması gerektiğini belirtmişlerdir.




Önemli yazılarınızdan biri daha kardeşim,
Allah razı olsun, Emeğinize sağlık,
Selam ve baki dua ile kalın.


 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
41

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.


Mü'minler Allah'tan korkmakta oldukları kadar O'ndan umut kesmemekle de yükümlüdürler: "Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin" (ez-Zümer, 39/53). Çünkü umutsuzluk insanı kendini düzeltme, arındırma çabalarından yoksun bırakır. Kur'an, mü'minin her durumda umut içinde olmasını gerektirecek müjdelerle doludur: "şüphesiz Rabbin onların zulümlerine karşı mağfiret sahibidir" (er-Ra'd, 13/6)."Rabbiniz bol rahmet sahibidir" (el-En'am, 6/147).

"Rahmetim her şeyi kaplamıştır" (e/A'raf, 7/156). Fakat bu ve benzeri âyetler ne yaparsa yapsın insanın mutlaka bağışlanacağı anlamına gelmez. Umut (recâ), sebebsiz ve insanı umduğu şeye ulaşmak için çalışmaktan alıkoyacak, kötülük ve günahları önemsiz gösterecek bir beklenti değildir. "Onlar ki inandılar, hicret ettiler, Allah yolunda savaştılar; işte onlar Allah'ın rahmetini umarlar "(yercune)" (el-Bakara, 2/218), "Allah'a iman edenleri ve O'nun kitabına sarılanları Allah rahmetine ve bol nimetine kavuşturacak, onları kendisine götüren doğru yola eriştirecektir" (en-Nisa, 4/ 175) ve "Ey iman edenler, Allah'tan korkun, O'nun elçisine inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın" fel-Hadid, 57/28) gibi âyetlerde açıklandığı üzere umut ancak gerekli şartları hazırladıktan sonra sonucu Allah'tan ummaktır. Bunun aksi bir beklenti Hz. Peygamber (s.a.s)'in "Nefsini hevasına tabi kılıp şehevi arzularının peşinde ömrünü tükettikten sonra Allah'tan Cennet isteyen ahmaktır" hadisinde tanımladığı gibi ahmâklıktır.

Korku ve umut birbirini bütünleyen ve mü'mini kemale erdiren iki niteliktir. Bu nedenle Kur'an mü'minleri tanımlarken iki niteliği birlikte anar: " Yanları yataklardan uzaklaşır, korkarak ve umarak Rab'lerine dua ederler." (es-Secde, 32/6). İslam bilginleri bu tür Kur'ânî yönlendirmelerden yola çıkarak mü'minin sürekli korku ve umut arasında olması gerektiğini belirtmişlerdir.




Önemli yazılarınızdan biri daha kardeşim,
Allah razı olsun, Emeğinize sağlık,
Selam ve baki dua ile kalın.




ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve bereketuh
sizden de Allah razı olsun ,katkılarınız için çok teşekkür ederim
sadece bilgiyi aktardık..
Allahü Teala dengeyi korumayı nasib eylesin..
mümin iki kanatlı kuş gibidir, bir kanadı havf diğeri rica
bir kanadı dünyada öbürü ahirette..
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
47
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Havf ve Reca (korku ve ümid) dengesine riayet ederek kulluğa ve ibadete devam etmek ebedi alemdeki kurtuluş ve saadetimiz için şarttır.

_________selamün aleyküm kardeşim
rabbim razı olsun
bende havf ve reca diyarında kalbimi dinliyorum inşalla
rabbim bizleri gaflete düşmemize fırsat vermesin inşallah
selam ve dua ileB)_________
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt