istikbal
Kayıtlı Kullanıcı
Mevlânâ ve has müritleri beraberce yürüyorlardı. Bir harabenin yanından geçerlerken . orada birkaç köpek gördüler. Köpekler birbirleriyle sarmaş dolaş olmuşlar, mışıl mışıl uyuyorlardı. Müritlerden biri, bu manzarayı görünce:
— Bakın şu biçarelere. Aralarında ne kadar da güzel bir birlik, beraberlik, sevgi vardır, dedi. .
Müridin bu sözleri üzerine Mevlânâ buyurdu ki: .
— Siz onların arasındaki dostluğun ve birliğin ne kadar samimi olduğunu anlamak isterseniz, aralarına bir kemik, bir leş veya ciğer atmanız yeterlidir. O zaman bu dostluğun ne denli samimi olduğunu anlarsınız.
Dünya malına taparcasına değer verenlerin kurdukları dostluklar da böyledir. Aralarında bir problem olmadıkça birbirleriyle çok güzel dost olurlar. Ama bir çıkar, menfaat aralarına girince nice yıllık dostlukları bitiverir. Birbirlerinin haysiyet ve şereflerini beş paralık ederler. Birbirlerine karşı olan hak ve hukuklarını ayaklar altına alırlar. Onların dostluğu işte tıpkı bu köpeklerin dostluğu gibidir.
alıntı
— Bakın şu biçarelere. Aralarında ne kadar da güzel bir birlik, beraberlik, sevgi vardır, dedi. .
Müridin bu sözleri üzerine Mevlânâ buyurdu ki: .
— Siz onların arasındaki dostluğun ve birliğin ne kadar samimi olduğunu anlamak isterseniz, aralarına bir kemik, bir leş veya ciğer atmanız yeterlidir. O zaman bu dostluğun ne denli samimi olduğunu anlarsınız.
Dünya malına taparcasına değer verenlerin kurdukları dostluklar da böyledir. Aralarında bir problem olmadıkça birbirleriyle çok güzel dost olurlar. Ama bir çıkar, menfaat aralarına girince nice yıllık dostlukları bitiverir. Birbirlerinin haysiyet ve şereflerini beş paralık ederler. Birbirlerine karşı olan hak ve hukuklarını ayaklar altına alırlar. Onların dostluğu işte tıpkı bu köpeklerin dostluğu gibidir.
alıntı