S.A.
Bakara suresi:
8 - İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler.
9 - Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.
10 - Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır.
11 - Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler.
12 - İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.
13 - Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler.
--------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------
...
ABD’nin Irak işgaline sözde karşı olan ve Bush yönetiminin politikalarını eleştiren bu çevreler, böylesi bir çekilme durumunda Irak’ın parçalanacağından ve istikrarsızlığın tüm bölgeye yayılacağından söz ediyorlar. Bu, burjuvazi açısından ironik bir durum olsa gerek: kargaşayı ve istikrarsızlığı yaratandan ortalığı toparlamasını istemek! ABD’nin askerlerini Irak’tan çekmesi durumunda, mezhep çatışmalarının iç savaşa dönüşeceği ve bunun da tüm Ortadoğu’yu bölgesel bir savaşa sürükleyeceği senaryosu, emperyalist güçlerin gerçek niyetlerini yansıtan yaklaşımın bir parçasıdır.
ABD’nin yeni strateji çerçevesinde gündeme getirdiği bir diğer seçenek ise, Irak’ta ve bölgedeki kimi ülkelerde “demir yumruklu liderler”in işbaşına getirilmesidir. Afganistan ve Irak’ı “özgürlük ve demokrasi” sloganları eşliğinde işgal eden ve bölgedeki İslamcı-gerici rejimlere karşı daha demokratik-liberal yönetimleri destekleyeceği imajını veren ABD, bu söylem değişikliği ile birlikte kendi eliyle peçesini indirmekten başka bir şey yapmış olmuyor. Askeri bir diktatörlüğün ülkedeki direnişi ezeceğini ve istikrarı tekrar sağlayacağını düşünen ABD emperyalizminin, Afganistan ve Irak’ı işgalinin en temel gerekçesinin diktatörlük rejimleri altında inleyen halkları özgürleştirmek ve onlara demokrasi getirmek olduğu hatırlanınca, emperyalizmin halklara baskı ve zulümden başka bir şey sağlamayacağı bir kez daha kanıtlanmış oluyor.
...
http://www.marksist.com/kerem_dagli/abd_nin_yeni_stratejisi_tum_ortadogu_irak_gibi_olsun.htm
Bakara suresi:
8 - İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler.
9 - Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.
10 - Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır.
11 - Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler.
12 - İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.
13 - Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler.
--------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------
...
ABD’nin Irak işgaline sözde karşı olan ve Bush yönetiminin politikalarını eleştiren bu çevreler, böylesi bir çekilme durumunda Irak’ın parçalanacağından ve istikrarsızlığın tüm bölgeye yayılacağından söz ediyorlar. Bu, burjuvazi açısından ironik bir durum olsa gerek: kargaşayı ve istikrarsızlığı yaratandan ortalığı toparlamasını istemek! ABD’nin askerlerini Irak’tan çekmesi durumunda, mezhep çatışmalarının iç savaşa dönüşeceği ve bunun da tüm Ortadoğu’yu bölgesel bir savaşa sürükleyeceği senaryosu, emperyalist güçlerin gerçek niyetlerini yansıtan yaklaşımın bir parçasıdır.
ABD’nin yeni strateji çerçevesinde gündeme getirdiği bir diğer seçenek ise, Irak’ta ve bölgedeki kimi ülkelerde “demir yumruklu liderler”in işbaşına getirilmesidir. Afganistan ve Irak’ı “özgürlük ve demokrasi” sloganları eşliğinde işgal eden ve bölgedeki İslamcı-gerici rejimlere karşı daha demokratik-liberal yönetimleri destekleyeceği imajını veren ABD, bu söylem değişikliği ile birlikte kendi eliyle peçesini indirmekten başka bir şey yapmış olmuyor. Askeri bir diktatörlüğün ülkedeki direnişi ezeceğini ve istikrarı tekrar sağlayacağını düşünen ABD emperyalizminin, Afganistan ve Irak’ı işgalinin en temel gerekçesinin diktatörlük rejimleri altında inleyen halkları özgürleştirmek ve onlara demokrasi getirmek olduğu hatırlanınca, emperyalizmin halklara baskı ve zulümden başka bir şey sağlamayacağı bir kez daha kanıtlanmış oluyor.
...
http://www.marksist.com/kerem_dagli/abd_nin_yeni_stratejisi_tum_ortadogu_irak_gibi_olsun.htm