Klonlama (kopyalama)
Akciğerlerinden rahatsızlanan ilk kopya memeli Dolly öldü.
Genetik kopyalama yöntemiyle üretilen ilk memeli hayvan olan Dolly adlı koyun Akciğerlerinden rahatsızlanarak öldü.
Dolly'yi klonlayan Roslin Enstitüsü'nden yapılan açıklamada, Dolly'nin akciğerlerinden rahatsızlığı nedeniyle öldüğü belirtildi. Veterinerlerin iyileşemeyeceği yolunda rapor vermesi üzerine kopya koyuna ‘ötanazi’ uygulandığı bildirildi. İskoç bilim adamlarınca 1996 yılında üretilen ve 23 Şubat 1997 tarihinde dünyaya duyurulan koyuna, iri göğüsleriyle ünlü Amerikalı country şarkıcısı Dolly Parton'a atfen ‘Dolly’ adı verilmişti. (Hürriyet: 15 Şubat 2003)
Merkezi Kanada’da olan UFO’cu bir tarikat ve birkaç hırslı bilim adamının açıklamaları, son günlerde dünya gündemine oturdu. Henüz bilimsel olarak ispatlanmamış olsa da, insan kopyalamak üzere kurulan ve Raelian tarikatının finanse ettiği Clonaid Şirketi’nin Müdürü Fransız Brigitte Boisselier’in, ‘’Klonlama tekniğiyle elde edilen kız bebeğin dünyaya geldiği’’ açıklaması dünyanın dörtbir yanında şiddetli tepkiler doğurdu. Bilimadamları, din adamları, siyasetçiler, sivil toplum örgütleri, bu bilimsel etiğe ve ahlaka aykırı davranışı şiddetle kınıyorlar.
BİLİM KURGU MASALLARI
Kopyalamanın ne olduğunu bilmeyen pek çok kişi ise, bu konuda hayali düşüncelere sahiptir.
Örneğin 30 yaşında bir insanın hücresinin alınıp, hemen o gün yine 30 yaşında bir kopyasının üretildiğini zannetmektedirler. Oysa sadece bilim kurgu filmlerinde rastlanabilecek olan böyle bir “kopyalama” yoktur ve mümkün de değildir. Kopyalama aslında bir insanın “tek yumurta ikizi”nin doğal yollarla (yani anne rahminde) hayata getirilmesinden ibarettir.
Canlı klonlarında, örneğin ilk klonlanan koyun olan Dolly’de, yeni doğan canlı hiçbir zaman orjinaliyle aynı olmamaktadır. Koyunlardan sonra klonlanan domuz ve farelerde de klonlanmış bireylerin orjinallerinde olmayan sağlık sorunlarıyla karşılaştıkları tesbit edilmiştir.
Nature dergisinin Mayıs 2001 tarihinde yayınlanan sayısındaki bir bilimsel makalede Dolly’nin kendi yaşıtlarındaki koyunlardan çok daha hızlı yaşlandığı, şu an üç yaşında olmasına rağmen altı yaşındaki koyunlarda gözlenen genetik özelliklere sahip olduğu belirtilmiştir.
YOKTAN VAR ETMEK ALLAH’A MAHSUSTUR
Ayrıca klonlanan her embriyo da canlı safhasına ulaşamamaktadır. İskoçya’da Roslin Enstitüsü’nde Dolly’nin üretilmesi sırasında laboratuarda klonlanarak farklı koyunlara aktarılan 29 embriyodan yalnızca birinin gelişimini sürdürdüğü düşünülürse klonlama, birçok canlıda, doğal şartlarda kendiliğinden oluşabilecek bir süreç değildir. Bir insanı veya başka herhangi bir canlıyı yaratmak, yani yoktan var etmek sadece Allah’a mahsustur. Nitekim bilimsel gelişmeler de bu yaratmanın insanlar tarafından gerçekleştirilmesinin imkânsız olduğunu göstererek, aynı gerçeği teyit etmektedir.
‘Klonlama öldürüyor’
İlk kopyalanan canlı olan koyun Dolly doğduğunda teknolojinin klonlamadaki problemleri bir gün çözeceği ve binlerce insanın hayatını kurtaracağı ümit ediliyordu. Ancak hayvanların klonlamasındaki son durum alarm veriyor. New Scientist dergisinin 19 Mayıs 2001 tarihli sayısında yer alan bir makalede “klonlamanın hayvan yaşamı için bir kayıp olduğu” açıklandı. Verilere göre kopyalanan hayvanların birçoğu ya doğmadan ölüyorlar, ya da doğduktan kısa süre sonra. Bugüne dek sorunun gündeme gelmediği belirtilen makalede, ölen kopyaların bilimsel yayınlara konu edilmediğinden yakınılıyor.
KOPYALAR HEP HASTALIKLI
ABD’deki Hematech firmasından Jim Robl “devamlı olarak kusurlu kopyalar üretiyoruz” diyerek, kopyalandıktan sonra hayatta kalmayı başarabilen danaların aşırı büyüklüğünden, akciğer ve kalp problemlerinden yakınıyor. Makalede ne kadar çok klonlama uzmanı ile konuşulursa, doğumsal kusur listesinin de uzayıp gittiği aktarılıyor. “Herhangi bir model yok, bu çok şaşırtıcı” diyor Robl, büyümüş diller, yassı yüzler, bozuk böbrekler, tıkalı bağırsaklar, bağışıklık bozuklukları, diyabet, uzuvlara kısa gelen kaslar nedeniyle işe yaramaz eğik ayaklar...
CANLILARIN KOPYALANMASI NE DEMEK?
Kopyalama konusunda insanların içine düştüğü en önemli yanlış anlama; kopyalamayı, “insan yaratmak” olarak anlamalarıdır. Oysa kopyalamanın böyle bir anlamı kesinlikle yoktur.
Kopyalama, zaten var olan, canlı bir üreme mekanizmasına, zaten var olan bir genetik bilgiyi eklemekten ibarettir. Bu işlemde ne yeni bir mekanizma, ne de yeni bir genetik bilgi üretilmiş değildir. Var olan bir insanın genetik bilgisi alınmakta, bir annenin rahmine yerleştirilmektedir. Annenin, doğuracağı yeni çocuğun, genetik bilgisi alınan kişinin “tek yumurta ikizi” olması sağlanmaktadır. Aslında bu ortak klon özelliklerine sahip insanlardan yüzbinlercesi dünya üzerinde yaşamaktadır. Aynı yumurtadan olan tek yumurta ikizleri de klonlanan canlı ve klon kopyası gibi ortak genetik yapıya sahiptirler. Ancak bu onları asla aynı kişi ya da kopya yapmamakta, sadece birbirlerine benzeyen, hatta iki farklı insan konumuna getirmektedir.
Kopyalama işlemi için kopyalanması planlanan canlının DNA’sı kullanılır. Canlının bir hücresinde bulunan DNA’sı mikroskop altına alınır ve o türden başka bir canlıya ait bir yumurta hücresinin içine yerleştirilir. Hemen ardından elektrik şok uygulanır ve yumurta hücresinin bölünmeye başlaması sağlanır. Bölünmeye devam eden embriyo, o türden herhangi bir canlının rahmine yerleştirilir ve gelişip doğması beklenir.
TIPKI ; DIŞARIDAN ALINAN BİR CD 'NİN EVİMİZDEKİ BİLGİSAYARA KONUP C SÜRÜCÜSÜ YERİNE E SÜRÜCÜSÜNE BAKARAK BİLGİLERİ ELDE ETMEYE BENZİYOR .YANİ CD 'Yİ ( DNA 'DAKİ ŞİFREYİ ) YAPAN İNSAN DEĞİL , BİLGİSAYARI ( YANİ RAHİM, YUMURTAYI VE İÇİNDEKİ DÜZEN ,PROGRAMI ) YAPAN İNSAN DEĞİL , ALIP BİRİNİN YAPTIĞI CD'Yİ TAKIYOR BAŞKASININ YAPTIĞI BİLGİSAYARA SONRADA , DIŞARIDAN BİLGİSAYARA BAKIP " BEN YOKTAN BİR BİLGİ YARATTIM ! " DEMESİ KADAR SAÇMAYSA TÜM BU OLANLARDAN SONRA YOKTAN ARATMA HAYALİNE KAPILMADA O KADAR SAÇMA BİR İDDİADIR.
ALLAH'IN PROGRAMLADIĞI DNA VE ALLAH'IN DÜZENLEYİP BİR PROGRAMA GÖRE FAALİYETE KOYDUĞU RAHİM VE YUMURTA'NIN FAALİYETLERİ...KENDİNE PAY BİÇMEK YERİNE BİZE DÜŞEN SECDEYE KAPILMAKTIR.
Akciğerlerinden rahatsızlanan ilk kopya memeli Dolly öldü.
Genetik kopyalama yöntemiyle üretilen ilk memeli hayvan olan Dolly adlı koyun Akciğerlerinden rahatsızlanarak öldü.
Dolly'yi klonlayan Roslin Enstitüsü'nden yapılan açıklamada, Dolly'nin akciğerlerinden rahatsızlığı nedeniyle öldüğü belirtildi. Veterinerlerin iyileşemeyeceği yolunda rapor vermesi üzerine kopya koyuna ‘ötanazi’ uygulandığı bildirildi. İskoç bilim adamlarınca 1996 yılında üretilen ve 23 Şubat 1997 tarihinde dünyaya duyurulan koyuna, iri göğüsleriyle ünlü Amerikalı country şarkıcısı Dolly Parton'a atfen ‘Dolly’ adı verilmişti. (Hürriyet: 15 Şubat 2003)
Merkezi Kanada’da olan UFO’cu bir tarikat ve birkaç hırslı bilim adamının açıklamaları, son günlerde dünya gündemine oturdu. Henüz bilimsel olarak ispatlanmamış olsa da, insan kopyalamak üzere kurulan ve Raelian tarikatının finanse ettiği Clonaid Şirketi’nin Müdürü Fransız Brigitte Boisselier’in, ‘’Klonlama tekniğiyle elde edilen kız bebeğin dünyaya geldiği’’ açıklaması dünyanın dörtbir yanında şiddetli tepkiler doğurdu. Bilimadamları, din adamları, siyasetçiler, sivil toplum örgütleri, bu bilimsel etiğe ve ahlaka aykırı davranışı şiddetle kınıyorlar.
BİLİM KURGU MASALLARI
Kopyalamanın ne olduğunu bilmeyen pek çok kişi ise, bu konuda hayali düşüncelere sahiptir.
Örneğin 30 yaşında bir insanın hücresinin alınıp, hemen o gün yine 30 yaşında bir kopyasının üretildiğini zannetmektedirler. Oysa sadece bilim kurgu filmlerinde rastlanabilecek olan böyle bir “kopyalama” yoktur ve mümkün de değildir. Kopyalama aslında bir insanın “tek yumurta ikizi”nin doğal yollarla (yani anne rahminde) hayata getirilmesinden ibarettir.
Canlı klonlarında, örneğin ilk klonlanan koyun olan Dolly’de, yeni doğan canlı hiçbir zaman orjinaliyle aynı olmamaktadır. Koyunlardan sonra klonlanan domuz ve farelerde de klonlanmış bireylerin orjinallerinde olmayan sağlık sorunlarıyla karşılaştıkları tesbit edilmiştir.
Nature dergisinin Mayıs 2001 tarihinde yayınlanan sayısındaki bir bilimsel makalede Dolly’nin kendi yaşıtlarındaki koyunlardan çok daha hızlı yaşlandığı, şu an üç yaşında olmasına rağmen altı yaşındaki koyunlarda gözlenen genetik özelliklere sahip olduğu belirtilmiştir.
YOKTAN VAR ETMEK ALLAH’A MAHSUSTUR
Ayrıca klonlanan her embriyo da canlı safhasına ulaşamamaktadır. İskoçya’da Roslin Enstitüsü’nde Dolly’nin üretilmesi sırasında laboratuarda klonlanarak farklı koyunlara aktarılan 29 embriyodan yalnızca birinin gelişimini sürdürdüğü düşünülürse klonlama, birçok canlıda, doğal şartlarda kendiliğinden oluşabilecek bir süreç değildir. Bir insanı veya başka herhangi bir canlıyı yaratmak, yani yoktan var etmek sadece Allah’a mahsustur. Nitekim bilimsel gelişmeler de bu yaratmanın insanlar tarafından gerçekleştirilmesinin imkânsız olduğunu göstererek, aynı gerçeği teyit etmektedir.
‘Klonlama öldürüyor’
İlk kopyalanan canlı olan koyun Dolly doğduğunda teknolojinin klonlamadaki problemleri bir gün çözeceği ve binlerce insanın hayatını kurtaracağı ümit ediliyordu. Ancak hayvanların klonlamasındaki son durum alarm veriyor. New Scientist dergisinin 19 Mayıs 2001 tarihli sayısında yer alan bir makalede “klonlamanın hayvan yaşamı için bir kayıp olduğu” açıklandı. Verilere göre kopyalanan hayvanların birçoğu ya doğmadan ölüyorlar, ya da doğduktan kısa süre sonra. Bugüne dek sorunun gündeme gelmediği belirtilen makalede, ölen kopyaların bilimsel yayınlara konu edilmediğinden yakınılıyor.
KOPYALAR HEP HASTALIKLI
ABD’deki Hematech firmasından Jim Robl “devamlı olarak kusurlu kopyalar üretiyoruz” diyerek, kopyalandıktan sonra hayatta kalmayı başarabilen danaların aşırı büyüklüğünden, akciğer ve kalp problemlerinden yakınıyor. Makalede ne kadar çok klonlama uzmanı ile konuşulursa, doğumsal kusur listesinin de uzayıp gittiği aktarılıyor. “Herhangi bir model yok, bu çok şaşırtıcı” diyor Robl, büyümüş diller, yassı yüzler, bozuk böbrekler, tıkalı bağırsaklar, bağışıklık bozuklukları, diyabet, uzuvlara kısa gelen kaslar nedeniyle işe yaramaz eğik ayaklar...
CANLILARIN KOPYALANMASI NE DEMEK?
Kopyalama konusunda insanların içine düştüğü en önemli yanlış anlama; kopyalamayı, “insan yaratmak” olarak anlamalarıdır. Oysa kopyalamanın böyle bir anlamı kesinlikle yoktur.
Kopyalama, zaten var olan, canlı bir üreme mekanizmasına, zaten var olan bir genetik bilgiyi eklemekten ibarettir. Bu işlemde ne yeni bir mekanizma, ne de yeni bir genetik bilgi üretilmiş değildir. Var olan bir insanın genetik bilgisi alınmakta, bir annenin rahmine yerleştirilmektedir. Annenin, doğuracağı yeni çocuğun, genetik bilgisi alınan kişinin “tek yumurta ikizi” olması sağlanmaktadır. Aslında bu ortak klon özelliklerine sahip insanlardan yüzbinlercesi dünya üzerinde yaşamaktadır. Aynı yumurtadan olan tek yumurta ikizleri de klonlanan canlı ve klon kopyası gibi ortak genetik yapıya sahiptirler. Ancak bu onları asla aynı kişi ya da kopya yapmamakta, sadece birbirlerine benzeyen, hatta iki farklı insan konumuna getirmektedir.
Kopyalama işlemi için kopyalanması planlanan canlının DNA’sı kullanılır. Canlının bir hücresinde bulunan DNA’sı mikroskop altına alınır ve o türden başka bir canlıya ait bir yumurta hücresinin içine yerleştirilir. Hemen ardından elektrik şok uygulanır ve yumurta hücresinin bölünmeye başlaması sağlanır. Bölünmeye devam eden embriyo, o türden herhangi bir canlının rahmine yerleştirilir ve gelişip doğması beklenir.
TIPKI ; DIŞARIDAN ALINAN BİR CD 'NİN EVİMİZDEKİ BİLGİSAYARA KONUP C SÜRÜCÜSÜ YERİNE E SÜRÜCÜSÜNE BAKARAK BİLGİLERİ ELDE ETMEYE BENZİYOR .YANİ CD 'Yİ ( DNA 'DAKİ ŞİFREYİ ) YAPAN İNSAN DEĞİL , BİLGİSAYARI ( YANİ RAHİM, YUMURTAYI VE İÇİNDEKİ DÜZEN ,PROGRAMI ) YAPAN İNSAN DEĞİL , ALIP BİRİNİN YAPTIĞI CD'Yİ TAKIYOR BAŞKASININ YAPTIĞI BİLGİSAYARA SONRADA , DIŞARIDAN BİLGİSAYARA BAKIP " BEN YOKTAN BİR BİLGİ YARATTIM ! " DEMESİ KADAR SAÇMAYSA TÜM BU OLANLARDAN SONRA YOKTAN ARATMA HAYALİNE KAPILMADA O KADAR SAÇMA BİR İDDİADIR.
ALLAH'IN PROGRAMLADIĞI DNA VE ALLAH'IN DÜZENLEYİP BİR PROGRAMA GÖRE FAALİYETE KOYDUĞU RAHİM VE YUMURTA'NIN FAALİYETLERİ...KENDİNE PAY BİÇMEK YERİNE BİZE DÜŞEN SECDEYE KAPILMAKTIR.