Kız çocukları ile babaları arasında son derece güçlü duygusal bağ vardır. Kız çocuklarını değersiz addeden törelerde kızların babalarına ilgisi ve yakınlaşma çabası ne yazık ki terslenmeyle karşılık bulur. Eğitim almış birçok ailede bile bazı babalar kızlarıyla yakın olmaktan ve onları seviyor görünmekten imtina ederler. İçlerinden sevdiklerine kendilerini inandırarak kızlarıyla samimi olmaktan uzak dururlar. Oysa bir kız çocuğu için hayatında çok önemli olacak olan erkekler dünyasına açılan ilk ve en sağlıklı tanışma kapısı babalarıdır.
Küçük kız çocukları kendilerini babalarına daha çok sevdirmek isterler. Onların sözlerinden daha çok alınırlar, disiplinlerinden daha çok etkilenirler. Babalarına kendini beğendirmek, sevdirmek, onaylanmak, onlar tarafından önemsendiğini hissedebilmek için olağanüstü gayret sarf ederler.
Bir çok hanede akşam üzeri babaların işten dönüş vakti yaklaştığı zaman kız çocuklarının kulağı kapıdadır. Zil çalar çalmaz annelerinden önce kapıya koşarlar. Babasının elinde her ne var ise annesinden önce almak ve bakmak ister. Bu çocuksu heyecana baba tarafından gerekli karşılık verilmezse, babanın şahsında sembolize edilen “erkek” tanımı ve imajı kızın zihninde “özürlü” şekillenir.
Bütün gün özlenmesine karşın eve geldiğinde alelacele yemeğini yiyerek gazetesine gömülen veya ekrana kilitlenen bir kız babası ne kötü bir erkek örneğidir! Belki de gizli bir erkek düşmanlığının ilk tohumları bu ilgisiz, umarsız, kızlarının hislerine duyarsız babalar tarafından atılmaktadır. Fakat kolayca pes etmez kız çocuk; bebeğinin çıkan bacağını takması için yardım almayı dener, babasının çay servisini yaparak gözüne girmek ister. Olumlu davranışlarla bunu başaramazsa, azarlanma pahasına da olsa dikkat çekici hareketler yapmaya başlar. Bir baba sadece hasta olduğunda kızına ilgi gösteriyorsa, kız çocuklarının iştahsız, mızmız olmalarından ve sık sık hastalanmalarından daha tabii ne olabilir ki?
Özetle, kız ve erkek çocuklar fıtrî bakımdan birbirinden farklıdır. Yetiştirme ve terbiye sürecinde bu farklılık mutlaka dikkate alınmalı, fakat ayrımcılık yapılmamalıdır. Kız çocukların babaya düşkünlüğü mutlaka baba tarafından uygun karşılık verilerek değerlendirilmelidir. Zira kızlar için baba “model” erkektir ve bu model ileriki dönemler için belirleyici bir etkiye sahiptir.
B)B)B)B)B)B)
Küçük kız çocukları kendilerini babalarına daha çok sevdirmek isterler. Onların sözlerinden daha çok alınırlar, disiplinlerinden daha çok etkilenirler. Babalarına kendini beğendirmek, sevdirmek, onaylanmak, onlar tarafından önemsendiğini hissedebilmek için olağanüstü gayret sarf ederler.
Bir çok hanede akşam üzeri babaların işten dönüş vakti yaklaştığı zaman kız çocuklarının kulağı kapıdadır. Zil çalar çalmaz annelerinden önce kapıya koşarlar. Babasının elinde her ne var ise annesinden önce almak ve bakmak ister. Bu çocuksu heyecana baba tarafından gerekli karşılık verilmezse, babanın şahsında sembolize edilen “erkek” tanımı ve imajı kızın zihninde “özürlü” şekillenir.
Bütün gün özlenmesine karşın eve geldiğinde alelacele yemeğini yiyerek gazetesine gömülen veya ekrana kilitlenen bir kız babası ne kötü bir erkek örneğidir! Belki de gizli bir erkek düşmanlığının ilk tohumları bu ilgisiz, umarsız, kızlarının hislerine duyarsız babalar tarafından atılmaktadır. Fakat kolayca pes etmez kız çocuk; bebeğinin çıkan bacağını takması için yardım almayı dener, babasının çay servisini yaparak gözüne girmek ister. Olumlu davranışlarla bunu başaramazsa, azarlanma pahasına da olsa dikkat çekici hareketler yapmaya başlar. Bir baba sadece hasta olduğunda kızına ilgi gösteriyorsa, kız çocuklarının iştahsız, mızmız olmalarından ve sık sık hastalanmalarından daha tabii ne olabilir ki?
Özetle, kız ve erkek çocuklar fıtrî bakımdan birbirinden farklıdır. Yetiştirme ve terbiye sürecinde bu farklılık mutlaka dikkate alınmalı, fakat ayrımcılık yapılmamalıdır. Kız çocukların babaya düşkünlüğü mutlaka baba tarafından uygun karşılık verilerek değerlendirilmelidir. Zira kızlar için baba “model” erkektir ve bu model ileriki dönemler için belirleyici bir etkiye sahiptir.
B)B)B)B)B)B)