delinin biri
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 16 Tem 2009
- Mesajlar
- 135
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
- Web Sitesi
- delininbiriyimiste.tr.gg
--kıyametin yaklaşmasına doğru.okur-yazar çoğalır. (müslim,Ahmed bin hanbel; son zamanlarla ilgili hadisler, sayfa 98, ramuz-el ehadis)
---------------unesconun 2003 yılında yayınlanan raporuna göre, dünya nüfusunun %84’ü okur-yazar konumundadır. dünyevi konularda her türlü kitabı okuyoruz. hayal ürünü olan romanlar. şeytanın okuma kitabı olan şiir kitabları. dünyevi ilimlere dair ne varsa, hepsini okuyoruz. ama dini hükümler hiç duymak istemediğimiz konular olduğundan dini kitablar okumak istemiyoruz.
--şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır.zaman kısalacak ve vasıtalarla mesafeler kısalacak. (buhari,fiten,sayfa 25; Ahmed bin hanbel,müsned, 2/313)
zaman kısalacak, vasıtalarla mesafeler kısalacak. eskiden 90 kilometrelik mesafe üç günde aşılırmış. doksan kilometrelik mesafedeki bir yere 3 günde varılırmış. şimdi saatte 220-240 kilometre hız yapan aRabalar, daha hızlı aRabalar. trenler var. 5-6 saatte 500-600 kilometre öteye gidebiliyoruz. tabi bir de ulaşım araçlarının en gelişmişi olan uçaklar. dünyanın bir ucundan diğer ucuna bile kısa bir zamanda gidebiliyoruz. eskiden 90 kilometrelik mesafe 3 günde alınırken, günümüzde dünyanın bir ucundan öbür ucuna gitmek bile 3 gün sürmüyor.
--bineğine binmiş olan kimse, ırak ile mekke arasında yolu şaşırma kaygısından başka hiçbir korku taşımadan seyahat etmedikçe kıyamet kopmaz. (müntehab-ı kenzu’l-ummal,2/370/371)
sürekli yaşadığımız bir yerdeki adrese bile giderken, adres soruyoruz. ama istediğimiz zaman bu ülkenin her yerine gidebiliyoruz, hatta yurt dışına bile çıkabiliyoruz. yaşadığımız yerlerdeki adresleri bilemiyoruz, bilmediğimz yerlerdeki adresleri nasıl bilebiliriz.
--onun zamanında develere gerek kalmaz. (geleceğin tarihi, sayfa 183)
eskiden ulaşım eşeklerle, atlarla, develerle yapılırmış. eskiler yaşamıyormuş değil mi? hem hayvanlar aRabaların arkasından nal topluyor. hem araçlar, uçaklar kadar konforlu değiller. hem ata, deveye eşeğe binsek gülerler bizlere. nerden çıktı bu deli diye.
--Ebu sa’id ve Ebu hureyre Radıyallahu Anhüma anlatıyorlar:
‘’Resulullah Aleyhisselatu Vesselam buyurdular ki: ‘’kıyamet günü kul (hesap vermek üzere huzur-u ilahiye) getirilir.ALLAHU TAALA hazretleri:
‘’ben sana kulak,göz, mal ve evlat vermedim mi? sana hayvanları ve ekimi musahhar kılmadım mı? seni bunlara baş olmak,onlardan istifade etmek üzere serbest bırakmadım mı? acaba,benimle bugünkü şu karşılaşmanı hiç düşündün mü?’’diye soracak.kul da: ‘’hayır’’diyecek.ALLAHU TAALA hazretleri: ‘’öyleyse bugün ben de seni unutacağım, tıpkı senin (dünyada) beni unuttuğun gibi!’’ buyuracak.’’
(imam tirmizi)
kutub-i sitte
topraktan kopmuşuz artık. sadece dünyaya ve rahata önem veriyoruz. her şeyin iyisini istiyoruz. rahat edebilmek için. hep bana, hep bana diyoruz. aRabamız olsa, daha lüksünü, daha konforlusunu istiyoruz.
---------------unesconun 2003 yılında yayınlanan raporuna göre, dünya nüfusunun %84’ü okur-yazar konumundadır. dünyevi konularda her türlü kitabı okuyoruz. hayal ürünü olan romanlar. şeytanın okuma kitabı olan şiir kitabları. dünyevi ilimlere dair ne varsa, hepsini okuyoruz. ama dini hükümler hiç duymak istemediğimiz konular olduğundan dini kitablar okumak istemiyoruz.
--şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır.zaman kısalacak ve vasıtalarla mesafeler kısalacak. (buhari,fiten,sayfa 25; Ahmed bin hanbel,müsned, 2/313)
zaman kısalacak, vasıtalarla mesafeler kısalacak. eskiden 90 kilometrelik mesafe üç günde aşılırmış. doksan kilometrelik mesafedeki bir yere 3 günde varılırmış. şimdi saatte 220-240 kilometre hız yapan aRabalar, daha hızlı aRabalar. trenler var. 5-6 saatte 500-600 kilometre öteye gidebiliyoruz. tabi bir de ulaşım araçlarının en gelişmişi olan uçaklar. dünyanın bir ucundan diğer ucuna bile kısa bir zamanda gidebiliyoruz. eskiden 90 kilometrelik mesafe 3 günde alınırken, günümüzde dünyanın bir ucundan öbür ucuna gitmek bile 3 gün sürmüyor.
--bineğine binmiş olan kimse, ırak ile mekke arasında yolu şaşırma kaygısından başka hiçbir korku taşımadan seyahat etmedikçe kıyamet kopmaz. (müntehab-ı kenzu’l-ummal,2/370/371)
sürekli yaşadığımız bir yerdeki adrese bile giderken, adres soruyoruz. ama istediğimiz zaman bu ülkenin her yerine gidebiliyoruz, hatta yurt dışına bile çıkabiliyoruz. yaşadığımız yerlerdeki adresleri bilemiyoruz, bilmediğimz yerlerdeki adresleri nasıl bilebiliriz.
--onun zamanında develere gerek kalmaz. (geleceğin tarihi, sayfa 183)
eskiden ulaşım eşeklerle, atlarla, develerle yapılırmış. eskiler yaşamıyormuş değil mi? hem hayvanlar aRabaların arkasından nal topluyor. hem araçlar, uçaklar kadar konforlu değiller. hem ata, deveye eşeğe binsek gülerler bizlere. nerden çıktı bu deli diye.
--Ebu sa’id ve Ebu hureyre Radıyallahu Anhüma anlatıyorlar:
‘’Resulullah Aleyhisselatu Vesselam buyurdular ki: ‘’kıyamet günü kul (hesap vermek üzere huzur-u ilahiye) getirilir.ALLAHU TAALA hazretleri:
‘’ben sana kulak,göz, mal ve evlat vermedim mi? sana hayvanları ve ekimi musahhar kılmadım mı? seni bunlara baş olmak,onlardan istifade etmek üzere serbest bırakmadım mı? acaba,benimle bugünkü şu karşılaşmanı hiç düşündün mü?’’diye soracak.kul da: ‘’hayır’’diyecek.ALLAHU TAALA hazretleri: ‘’öyleyse bugün ben de seni unutacağım, tıpkı senin (dünyada) beni unuttuğun gibi!’’ buyuracak.’’
(imam tirmizi)
kutub-i sitte
topraktan kopmuşuz artık. sadece dünyaya ve rahata önem veriyoruz. her şeyin iyisini istiyoruz. rahat edebilmek için. hep bana, hep bana diyoruz. aRabamız olsa, daha lüksünü, daha konforlusunu istiyoruz.