delinin biri
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 16 Tem 2009
- Mesajlar
- 135
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
- Web Sitesi
- delininbiriyimiste.tr.gg
—kişinin helaki ebeveyninin elinde, o yoksa karısının elinde, o da yoksa akrabasının elinde olacak. Şöyle; onu geçim sıkıntısı yüzünden ayıplayacaklar, takat getiremediği işlere sürecekler, nihayet o dayanamayarak karanlık ve tehlikeli işleri yapacak ve helak olup gidecek. (Ebu Naim; geleceğin tarihi 1, sayfa 29)
Kişinin helaki ebeveyninin elinde. Anne babamızı örnek alarak büyüyoruz ilk başlarda. Daha sonra çevremizdekileri örnek alarak büyüyoruz. Ailemiz bizim iyiliğimizi düşündüğü için bizi çeşitli yollara sevk etmeye çalışıyor. Dünya ilimlerine yönelip, dünyalığa sahip olabilmemiz için bize baskı kurdukları zaman bile oluyor. öss"yi kazanamazsan şöyle olur. Bu işi başaramazsan böyle olur diye. Dini ilimlere yönelmiyoruz ama yönelenlerimizde, bu sistemin izin verdiği konulardaki bilgileri öğrenebiliyor.
O yoksa karısının elinde. Herkes yapıyor, biz niye yapmıyoruz. Falancanın şunu var, bizim neden yok. Saçımı uğruna süpürge ediyorum ama sen karının rahatını bile düşünmüyorsun. Şu günde şunu isterim, bu günde bunu isterim. Yoksa karışmam. Kukla olmuşuz kadınların elinde. Kukla. Lafta evin reisi erkektir ama. Her istediklerini ama öyle ama böyle yaptırıyorlar. Rahat yaşayabilmek için çok kazanmamızı istiyorlar. Zevk ve sefa sürmek istiyorlar. Her şeye bir kulp, bir çare buluyorlar. Timsah gözyaşları döküyorlar kimi zaman. Bu eve geldiğimden beri gün yüzü görmedim. Hep çile çektimler. Ben annemin evine gidiyorumlar. Boşanmak istiyorumlar.
O da yoksa akrabasının elinde olacak. Akrabalarımız. Özellikle büyük akrabalarımız. Bazılarını kendimize örnek aldığımız akrabalarımız. Durumu iyi olanlar gibi olabilmek için, özendiğimiz akrabalarımız. Durumu iyi olmayan akrabalarımızı, kendimize yük görüp uzaklaştığımız akrabalarımız. Her şeyimize karışan ve bizi yönlendirmeye çalışan akrabalarımız.
Onu geçim sıkıntısı yüzünden ayıplayacaklar, takat getiremediği işlere sürecekler, nihayet o dayanamayarak karanlık ve tehlikeli işleri yapacak ve helak olup gidecek. Dini ölçüleri, dini hususları, dinin yasaklarını bırakıp sadece para kazanabilmek için çalışacak. Para gelsin yeter ki.
—insanlar üzerine aldatıcı seneler gelecek. O senelerde. Haine itimat edilecek, doğru kişi hain sayılacak. (ölüm- kıyamet ve diriliş, sayfa 476)
Kimin hain, kimin doğru olduğunu bile bilmiyoruz. İhanet edenleri bize doğru gibi gösteriyorlar. Süsleyip, bize bu şahıslar doğru diyorlar. Doğru kişilere ise hain damgası vuruyorlar. Bu ülkeye en çok zarar veren hainler baş tacı ediliyor. vatanperestler vatan hainliğiyle suçlanıyor. Doğru dediğimiz, doğru bildiğimiz hainlerin yaptıkları çorap söküğü gibi ortaya da çıksa umursamıyoruz artık. Kapatmışız gözlerimizi. Bu doğruydu, doğrudur diyoruz. Herkes yapıyor zaten, yapmayan yok ki. Helal olsun diyoruz birde.
—kötülerin çoğaldıkça çoğalması, yalancıların doğru kabul edilmesi. Kıyamet alametlerindendir. (beyhaki, ibn-i neccar; son zamanlarla ilgili hadisler, sayfa 107)
Yalancılar. En çok yalan söyleyen siyasetçiler. Başa gelebilmek için her türlü yalanı söyleyip, dalavere çeviren; halktan oy toplayabilmek için halka çeşitli şeyler dağıtanlar. Herkes yalancı olmuş artık. Yalan söylendiği zaman, bu yalanı duyan doğrusunu bilmiyorsa doğru olarak kabul ediyor bu yalanı artık.
—dünyada alçak oğlu alçak kimseler insanların en mutlusu oluncaya kadar kıyamet kopmayacaktır. (imam tirmizi, fiten, sayfa 37)
Bu ülkenin %90nın; daha da zengin etmek için, zevk ve sefa sürebilmeleri için, bu halkı biraz daha sömürebilmeleri için; alçak oğlu alçakları baş tacı ederek, onlar için çalıştıkları %10luk kaymak tabaka var ya. Sanatçılar, milletvekilleri, işadamları, gazeteciler. ler ler.
—yalancının doğrulanması, doğrunun yalanlanması kıyamet alametlerindendir. (kıyamet alametleri, sayfa 137)
Bize olayların iç yüzünü anlatmıyorlar hiçbir zaman. Her şeye bir kulp uyduruyorlar. Medya onların ellerinde, nasıl istiyorlarsa öyle gösteriyorlar.
Hazreti Ali Kerremullahi Vechehü ‘den rivayete göre; Aleyhisselatu Vesselam şöyle demiştir: ALLAH Resulü Aleyhisselatu vesselam cenazede idi: <<hanginiz yolda kırılmadık bir put, yerle bir kılınmadık bir kabir, bozulmadık bir resim bırakmadan Medine’ye gider?>> diye sordu. Bir adam: <<ben, ey ALLAH’IN Resulü!>> diye cevap verdi. Ali Kerremullahi Vechehü dedi ki: <<Medineliler korktu. Adam yola koyuldu. Sonra dönüp: <<ey ALLAH’IN Resulü, kırılmadık put, yerle bir edilmedik kabir, bozulmadık resim bırakmadım.>> dedi. Sonra Aleyhisselatu Vesselam şöyle buyurdu: <<kim bu sanatlardan birine tekrar dönerse, o kimse Muhammed’ e indirilene küfretmiştir.>> (Ahmed bin Hanbel; fıkhu’s-sunne, seyyid sabık)
Muhammed’ indirilen’e küfretmek, yani Aleyhisselatu Vesselam’a indirilene küfretmek. ALLAHU TAALA kitabına, kelamına küfretmek. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerime küfretmek.
Resimlerin hareketli hali olan çağımızın en büyük hamamı olan televizyonlarda gördüklerimize, duyduklarımıza inanıyoruz hep. Göz gördüğüne inanıyor. Kulak duyduğuna. Her sayfasında resimlerin basıldığı, üstüne açık saçık ahlak dışı resimlerin yayınlandığı gazetelerde okuduklarımıza inanıyoruz. Kurana küfrederek izlediğimiz televizyonlar ve binlerce resimlerin bulunduğu bu sistemin elinde bulunan gazetelerin bize anlattıklarına inanıyoruz.
—yalancı doğru kabul edilecek ve doğru söyleyen ise, tekzip edilecektir. Haine güvenilecek ve güvenilir olana ise, hain muamelesi yapılacaktır. İşte o zaman yalan yaygınlaşacak. (feraidu fevaidi’l fikr fi^’l imam el-mehdi el-muntazar)
—kıyametin önü sıra hilekâr seneler vardır. O zamanlarda emin adamlara töhmet, haine emniyet edilir. Ve emin susturulur. Yalancıya emin nazar ile bakılır. (ibn-i asakir; geleceğin tarihi 1, sayfa 40)
Emin, yani doğru olanlar susturuluyor. Biraz sesi çıkan faili meçhul cinayetlere kurban gidiyor. İşyerlerinde hakkını savunan, işçinin hakkını savunan işten çıkartılıyor.
—iş ehil olmayana verilince, artık kıyameti bekle! (zebidi,tecridi sarih,12/201)
—ehil olmayanın malik olması, yaramayanın makama getirilmesi, yarayanın saf dışı edilmesi de kıyamet alametlerindendir. (Naim bin Hammad; geleceğin tarihi 1, sayfa 41)
İşyerlerinde falan yetkilinin akrabası, yeğeni, hiçbir şeyden doğru dürüst anlamadığı halde patronun ya da yöneticilerden birinin akrabası, yakını, tanıdığı olduğu için makama getirilenler. Devlet yönetiminden zerre kadar haberi olmadığı halde, dini hiçbir hükmün uygulanmadığı halde, dini hiçbir hükmü bilmediği halde başa getirdiklerimiz. Torpille makama getirilenler. Halkın gözünü boyamak için medyanın güzel gösterdiği yöneticiler.
—iyi insanlar birer birer gidecek, geriye arpa ve hurmanın yaramazı gibi yaramaz insanlar kalacaktır. (kıyamet alametleri, sayfa 137)
Güvenilir kimse kalmadı artık. Babanın oğula yaptıkları, oğulun babaya yaptıkları, en yakın akrabaların birbirlerine yaptıkları, iyi olan davranışların ayıplandığı, kötü olan davranışlara uydurulmaya, uydurmaya çalışıldığı. Kişinin kendi gölgesinden bile nem kaptığı. Kendi kendine bile güvenemeyenlerin olduğu ahir zaman.
Kişinin helaki ebeveyninin elinde. Anne babamızı örnek alarak büyüyoruz ilk başlarda. Daha sonra çevremizdekileri örnek alarak büyüyoruz. Ailemiz bizim iyiliğimizi düşündüğü için bizi çeşitli yollara sevk etmeye çalışıyor. Dünya ilimlerine yönelip, dünyalığa sahip olabilmemiz için bize baskı kurdukları zaman bile oluyor. öss"yi kazanamazsan şöyle olur. Bu işi başaramazsan böyle olur diye. Dini ilimlere yönelmiyoruz ama yönelenlerimizde, bu sistemin izin verdiği konulardaki bilgileri öğrenebiliyor.
O yoksa karısının elinde. Herkes yapıyor, biz niye yapmıyoruz. Falancanın şunu var, bizim neden yok. Saçımı uğruna süpürge ediyorum ama sen karının rahatını bile düşünmüyorsun. Şu günde şunu isterim, bu günde bunu isterim. Yoksa karışmam. Kukla olmuşuz kadınların elinde. Kukla. Lafta evin reisi erkektir ama. Her istediklerini ama öyle ama böyle yaptırıyorlar. Rahat yaşayabilmek için çok kazanmamızı istiyorlar. Zevk ve sefa sürmek istiyorlar. Her şeye bir kulp, bir çare buluyorlar. Timsah gözyaşları döküyorlar kimi zaman. Bu eve geldiğimden beri gün yüzü görmedim. Hep çile çektimler. Ben annemin evine gidiyorumlar. Boşanmak istiyorumlar.
O da yoksa akrabasının elinde olacak. Akrabalarımız. Özellikle büyük akrabalarımız. Bazılarını kendimize örnek aldığımız akrabalarımız. Durumu iyi olanlar gibi olabilmek için, özendiğimiz akrabalarımız. Durumu iyi olmayan akrabalarımızı, kendimize yük görüp uzaklaştığımız akrabalarımız. Her şeyimize karışan ve bizi yönlendirmeye çalışan akrabalarımız.
Onu geçim sıkıntısı yüzünden ayıplayacaklar, takat getiremediği işlere sürecekler, nihayet o dayanamayarak karanlık ve tehlikeli işleri yapacak ve helak olup gidecek. Dini ölçüleri, dini hususları, dinin yasaklarını bırakıp sadece para kazanabilmek için çalışacak. Para gelsin yeter ki.
—insanlar üzerine aldatıcı seneler gelecek. O senelerde. Haine itimat edilecek, doğru kişi hain sayılacak. (ölüm- kıyamet ve diriliş, sayfa 476)
Kimin hain, kimin doğru olduğunu bile bilmiyoruz. İhanet edenleri bize doğru gibi gösteriyorlar. Süsleyip, bize bu şahıslar doğru diyorlar. Doğru kişilere ise hain damgası vuruyorlar. Bu ülkeye en çok zarar veren hainler baş tacı ediliyor. vatanperestler vatan hainliğiyle suçlanıyor. Doğru dediğimiz, doğru bildiğimiz hainlerin yaptıkları çorap söküğü gibi ortaya da çıksa umursamıyoruz artık. Kapatmışız gözlerimizi. Bu doğruydu, doğrudur diyoruz. Herkes yapıyor zaten, yapmayan yok ki. Helal olsun diyoruz birde.
—kötülerin çoğaldıkça çoğalması, yalancıların doğru kabul edilmesi. Kıyamet alametlerindendir. (beyhaki, ibn-i neccar; son zamanlarla ilgili hadisler, sayfa 107)
Yalancılar. En çok yalan söyleyen siyasetçiler. Başa gelebilmek için her türlü yalanı söyleyip, dalavere çeviren; halktan oy toplayabilmek için halka çeşitli şeyler dağıtanlar. Herkes yalancı olmuş artık. Yalan söylendiği zaman, bu yalanı duyan doğrusunu bilmiyorsa doğru olarak kabul ediyor bu yalanı artık.
—dünyada alçak oğlu alçak kimseler insanların en mutlusu oluncaya kadar kıyamet kopmayacaktır. (imam tirmizi, fiten, sayfa 37)
Bu ülkenin %90nın; daha da zengin etmek için, zevk ve sefa sürebilmeleri için, bu halkı biraz daha sömürebilmeleri için; alçak oğlu alçakları baş tacı ederek, onlar için çalıştıkları %10luk kaymak tabaka var ya. Sanatçılar, milletvekilleri, işadamları, gazeteciler. ler ler.
—yalancının doğrulanması, doğrunun yalanlanması kıyamet alametlerindendir. (kıyamet alametleri, sayfa 137)
Bize olayların iç yüzünü anlatmıyorlar hiçbir zaman. Her şeye bir kulp uyduruyorlar. Medya onların ellerinde, nasıl istiyorlarsa öyle gösteriyorlar.
Hazreti Ali Kerremullahi Vechehü ‘den rivayete göre; Aleyhisselatu Vesselam şöyle demiştir: ALLAH Resulü Aleyhisselatu vesselam cenazede idi: <<hanginiz yolda kırılmadık bir put, yerle bir kılınmadık bir kabir, bozulmadık bir resim bırakmadan Medine’ye gider?>> diye sordu. Bir adam: <<ben, ey ALLAH’IN Resulü!>> diye cevap verdi. Ali Kerremullahi Vechehü dedi ki: <<Medineliler korktu. Adam yola koyuldu. Sonra dönüp: <<ey ALLAH’IN Resulü, kırılmadık put, yerle bir edilmedik kabir, bozulmadık resim bırakmadım.>> dedi. Sonra Aleyhisselatu Vesselam şöyle buyurdu: <<kim bu sanatlardan birine tekrar dönerse, o kimse Muhammed’ e indirilene küfretmiştir.>> (Ahmed bin Hanbel; fıkhu’s-sunne, seyyid sabık)
Muhammed’ indirilen’e küfretmek, yani Aleyhisselatu Vesselam’a indirilene küfretmek. ALLAHU TAALA kitabına, kelamına küfretmek. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerime küfretmek.
Resimlerin hareketli hali olan çağımızın en büyük hamamı olan televizyonlarda gördüklerimize, duyduklarımıza inanıyoruz hep. Göz gördüğüne inanıyor. Kulak duyduğuna. Her sayfasında resimlerin basıldığı, üstüne açık saçık ahlak dışı resimlerin yayınlandığı gazetelerde okuduklarımıza inanıyoruz. Kurana küfrederek izlediğimiz televizyonlar ve binlerce resimlerin bulunduğu bu sistemin elinde bulunan gazetelerin bize anlattıklarına inanıyoruz.
—yalancı doğru kabul edilecek ve doğru söyleyen ise, tekzip edilecektir. Haine güvenilecek ve güvenilir olana ise, hain muamelesi yapılacaktır. İşte o zaman yalan yaygınlaşacak. (feraidu fevaidi’l fikr fi^’l imam el-mehdi el-muntazar)
—kıyametin önü sıra hilekâr seneler vardır. O zamanlarda emin adamlara töhmet, haine emniyet edilir. Ve emin susturulur. Yalancıya emin nazar ile bakılır. (ibn-i asakir; geleceğin tarihi 1, sayfa 40)
Emin, yani doğru olanlar susturuluyor. Biraz sesi çıkan faili meçhul cinayetlere kurban gidiyor. İşyerlerinde hakkını savunan, işçinin hakkını savunan işten çıkartılıyor.
—iş ehil olmayana verilince, artık kıyameti bekle! (zebidi,tecridi sarih,12/201)
—ehil olmayanın malik olması, yaramayanın makama getirilmesi, yarayanın saf dışı edilmesi de kıyamet alametlerindendir. (Naim bin Hammad; geleceğin tarihi 1, sayfa 41)
İşyerlerinde falan yetkilinin akrabası, yeğeni, hiçbir şeyden doğru dürüst anlamadığı halde patronun ya da yöneticilerden birinin akrabası, yakını, tanıdığı olduğu için makama getirilenler. Devlet yönetiminden zerre kadar haberi olmadığı halde, dini hiçbir hükmün uygulanmadığı halde, dini hiçbir hükmü bilmediği halde başa getirdiklerimiz. Torpille makama getirilenler. Halkın gözünü boyamak için medyanın güzel gösterdiği yöneticiler.
—iyi insanlar birer birer gidecek, geriye arpa ve hurmanın yaramazı gibi yaramaz insanlar kalacaktır. (kıyamet alametleri, sayfa 137)
Güvenilir kimse kalmadı artık. Babanın oğula yaptıkları, oğulun babaya yaptıkları, en yakın akrabaların birbirlerine yaptıkları, iyi olan davranışların ayıplandığı, kötü olan davranışlara uydurulmaya, uydurmaya çalışıldığı. Kişinin kendi gölgesinden bile nem kaptığı. Kendi kendine bile güvenemeyenlerin olduğu ahir zaman.