Kimseyi ayıplama!
Nâzilli Evliyâsından
Muhammed Zühdî Efendi,
rahmetullahi aleyh
Muhammed Zühdî Efendi,
rahmetullahi aleyh
bir gün, sevdiği bir gence;
Evlâdım, müslümanlardan hiç kimseyi,
tövbe ettiği bir kusurundan
dolayı ayıplama!
buyurdu.
Evlâdım, müslümanlardan hiç kimseyi,
tövbe ettiği bir kusurundan
dolayı ayıplama!
buyurdu.
Delikanlı arzetti:
Ama öyle şeylere şâhit oluyoruz ki,
ayıplamamak elde değil
hocam.
Ama öyle şeylere şâhit oluyoruz ki,
ayıplamamak elde değil
hocam.
Olsun evladım, yine de hiç
kimseyi ayıplama.
kimseyi ayıplama.
Hikmeti ne efendim?
Çünkü bir kimse, bir müslümanı,
tövbe ettiği bir kusurundan
dolayı ayıplarsa, o kimse,
bu kusuru işlemeden
ölmez.
tövbe ettiği bir kusurundan
dolayı ayıplarsa, o kimse,
bu kusuru işlemeden
ölmez.
Çok mühimmiş hocam.
Elbette.
Ayıplayacaksan, kendini ayıpla.
Kendi kusurunu gör. Kendini kötüle.
Aynaya bak, kendinden utan.
Başkasıyla değil, bilakis
kendinle uğraş!
buyurdu.
Ayıplayacaksan, kendini ayıpla.
Kendi kusurunu gör. Kendini kötüle.
Aynaya bak, kendinden utan.
Başkasıyla değil, bilakis
kendinle uğraş!
buyurdu.
Ve ekledi:
Çünkü
senin en büyük düşmanın,
kendi nefs-i emmârendir
oğlum.
senin en büyük düşmanın,
kendi nefs-i emmârendir
oğlum.
Ve o nefis, seni
Cehenneme sokmak için
uğraşıyor.
Cehenneme sokmak için
uğraşıyor.