Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kimseye karışmamalı mı? (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kimseye karışmamak, iki şekilde anlatılmaktadır. Birincisi, insanın kendi vazifelerini yerine getirmesi, başkalarının haklarına riayet etmesi, onların işlerine, hallerine karışmaması, dedikodularını yapmaması şeklindedir. İkincisi ise, imanı, itikadı, ameli bozuk olup felaket yoluna sapanlara karışmamak şeklindedir. Birinci şekli dinimiz tavsiye ve emrediyor. Fakat ikinci şeklin ise, doğru olmadığını bildiriyor. Çünkü dinimizde, “Ben kurtuldum, başkası ne olursa olsun ve kimsenin işine karışmam, yanarsa yansın” diye bir hüküm, bir emir hatta bir tavsiye yoktur. Hatta dinimiz, her Müslümanın; “Hiç kimse yanmasın, helak olmasın” düşüncesinde olmasını tavsiye ve emrediyor. Zira İmran suresinin yüz onuncu âyetinde mealen; (Siz, insanlar için hayırlı ümmetsiniz! İyi şeyleri emreder. Fenâ şeyleri men edersiniz) buyurulmaktadır.

Peygamber efendimiz de; (Ortalık karışır, yalanlar yazılır. Âdetler, ibadetlere karıştırılır ve eshabıma dil uzatılırsa, doğruyu bilenler, herkese bildirsin! Allahü teâlânın ve meleklerin ve bütün insanların laneti, doğruyu bilip de, gücü yettiği halde, bildirmeyenlere olsun! Allahü teâlâ, böyle âlimlerin ne farzlarını, ne de başka ibadetlerini kabul etmez) buyurmaktadır.

Bazı kimseler; Mâide suresinin yüz sekizinci âyet-i kerimesini ki mealen; (Ey iman eden kullarım! Kendinize dikkat ediniz! Doğru yolu bulursanız, başkasının sapıtması size zarar vermez) buyurulduğunu ileri sürerek, burada, kimseye karışmamalı deniyor diyorlar. Halbuki İslam âlimleri, Müfessirler bu âyet-i kerimeyi açıklarken; “Buradaki doğru yolu bulmak için, emr-i maruf ve nehy-i münkeri de yapmak lazımdır. Yani âyet-i kerimede mealen; (Ey mümin kullarım! Emrettiğim işleri, ibadetleri yapar ve emr-i maruf ve nehy-i münker eder iseniz, başkalarının yoldan çıkması, size zarar vermez) buyurulmaktadır. Bu âyet-i kerimenin, ne zaman ve ne için geldiği ve bundan sonra emr-i maruf ve nehy-i münker hakkında, nice âyet-i kerime ve hadis-i şerifler emir buyurulduğu, kitaplarda yazılıdır” buyurmaktadırlar.

Seyyid Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri; “Bir kimse, bir günah işleyeni görüp de men edince, kendine zarar gelmek ihtimâli bulunduğu zaman, acabâ men etmesi câiz olur mu? Bize kalırsa olur. Hatta çok kıymetli olur. Allahü teâlâ için kâfirlerle cihâd etmek gibi sevap verilir. Hele zâlimlerin elinden mazlumu kurtarmak ve memleketi kâfirlik kapladığı bir zamanda imanı izhâr için olunca, böyle zamanlarda, nehy-i münker yapılmasını ulemâ da söylüyor” buyurmaktadır.

Peygamber efendimiz başta olmak üzere bütün Peygamberler, Eshab-ı kiram, Tabiin ve Selef-i salihinin hepsi, emr-i maruf ve nehy-i münker yapmış ve bu uğurda çok uğraşmışlar, sıkıntılara, eziyetlere, cefâlara katlanmışlardır. Kimseye karışmamak, dinimizde iyi olsaydı, kalbin bir günahı inkâr etmesi, imanın alameti buyurulmazdı.

Emr-i maruf yapmamak iyi olsaydı, günah işleyen bir kavim helak olurken, bunlara emr-i maruf yapmayan âbid de, birlikte helak olmazdı. Nitekim, bir hadis-i şerifte; (Allahü teâlâ, Cebrâil aleyhisselama, filân şehri yerin dibine geçir, diye emretti. Cebrâil, yâ Rabbi! Bu şehirdeki filânca kulun sana bir ân isyân etmedi. Hep itaat ve ibadet ediyor deyince, onu da beraber geçir! Zirâ günah işleyenleri görünce, bir kerecik yüzünü değiştirmedi) buyuruldu.

Her ne olursa olsun, İslamiyet’i bildirmek, gençlere öğretmek, faydalarını açıklamak, din düşmanlarının yalanlarını, iftirâlarını cevaplandırmak elbette lazımdır. Bilenler, bildirmezlerse, cezâdan, azaptan kurtulamayacaklardır. Bu vazifeyi yaparken, fitne çıkarmamaya, dikkat etmelidir. Dikkat ile çalışırken, kendine bir sıkıntı gelirse, bunu nimet bilmelidir. Peygamberler, Allahü teâlânın emirlerini bildirirlerken, görmedikleri sıkıntılar, çekmedikleri işkenceler kalmamıştı.

Emr-i maruf yani Allahü teâlânın emirlerini insanlara bildirmek, iki suretle yapılır:
Birincisi, söz, yazı ve her çeşit yayın vâsıtası iledir. Bunu yaparken, bilgi az ise ve şahsa, âdetlere, kanunlara dikkat ve riâyet edilmezse, fitneye sebep olunabilir.

İkinci yol, hâl ile, İslam’ın güzel ahlakına uyarak, numune olmaktır. Herkese tatlı dil, güler yüz göstermek, kimseyi incitmemek, kimsenin malına, ırzına göz dikmemek, kanunlara uymak, kul haklarını ödemek, en tesirli, en faydalı nasihat yapmak olur. Bunun içindir ki; “lisan-ı hâl, lisan-ı kalden entaktır” demişlerdir. Yani hâl ile, yaşayarak göstermek, öğretmek, söz ile anlatmaktan üstündür.

Görülüyor ki, İslam’ın güzel ahlakına uygun yaşamak ve doğru yazılmış kitapları insanlara vermek, emr-i maruf ve nehy-i münker yapmanın yani İslamiyet’i anlatmanın en güzel yoludur.
 

Ahmet&Gizem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2007
Mesajlar
478
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Bazi Kardeşlerime öğüt Vermek Güzel Ama Bu Devirde önce Kendimi Düzeltemedim Ki 5 Vakit Namazimi Korumak Için Bile Vallahi çok Uğraş Veriyorum Napiyim Kendimi Düzeltemedim Ki
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bazi Kardeşlerime öğüt Vermek Güzel Ama Bu Devirde önce Kendimi Düzeltemedim Ki 5 Vakit Namazimi Korumak Için Bile Vallahi çok Uğraş Veriyorum Napiyim Kendimi Düzeltemedim Ki

Inşallah öğüt değil nakil edelim.Fikrimizi değil ilmi paylaşalım.Size sual edildiğinde ise ben değil Kur'an Söylüyor diyebilelim.Rabb'im size Hidayet Versin.Duayla kalınız.Es- Selamün Aleyküm
 

RiSaLei-NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2007
Mesajlar
301
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
www.powereglence.com
Inşallah öğüt değil nakil edelim.Fikrimizi değil ilmi paylaşalım.Size sual edildiğinde ise ben değil Kur'an Söylüyor diyebilelim.Rabb'im size Hidayet Versin.Duayla kalınız.Es- Selamün Aleyküm
demiş.. Yani insan bildiklerini anlatmaya çalışsa gene çok faydalı olucağına inanıyorum illaki forumlarda ayetlerden bir çok şeyler öğrenen olmuştur ilmimizin zekatını vermeliyiz azda olsa bildiklerimizi aktaralım yani bişeyler öğretmek için hoca olmak lazım değildir kitap okumaya çok üşenenler oluyor bizde bir nevi kitap sayılırız Teşekkürler Nakşibend Allah ilmimizi arttırsın inşaallah amin


selam dua ve muhabbetle
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
demiş.. Yani insan bildiklerini anlatmaya çalışsa gene çok faydalı olucağına inanıyorum illaki forumlarda ayetlerden bir çok şeyler öğrenen olmuştur ilmimizin zekatını vermeliyiz azda olsa bildiklerimizi aktaralım yani bişeyler öğretmek için hoca olmak lazım değildir kitap okumaya çok üşenenler oluyor bizde bir nevi kitap sayılırız Teşekkürler Nakşibend Allah ilmimizi arttırsın inşaallah amin


selam dua ve muhabbetle


Kur’an-ı kerimin birçok yerinde Resulüme uyun buyuruluyor. Eğer Kur’anı herkes anlasaydı, (Resule uymaya lüzum yok, herkes Kur’andan anladığına uysun) denirdi. Aksine Kur’anın açıklanması istenerek buyuruluyor ki:
(İhtilafa düşülen şeyleri açıklayasın diye bu kitabı sana indirdik.) [Nahl 64]Kur’an-ı kerimde, sadece (Allah’a uyun) denmiyor. Resulüne de uyulması emrediliyor. (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (Demek ki Resulullaha uymak Allah’a uymaktan ayrı değildir.)Yani Anlaşılacağı üzere Kur'an-ı Kerimi Anlamak için de demekki Peygamber Efendimiz SAV. uymamız lazım.Resulullah'a uymanın önemi anlaşılınca, Kur’an-ı kerimin açıklaması olan hadis-i şeriflere de uymanın gereği anlaşılır. Sünnet, [hadis-i şerifler] olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu ve nasıl kılınacağı, zekatın, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinemezdi. Yani hiç kimse, bunları Kur’an-ı kerimden çıkaramazdı. Şu halde Kur’anı anlamak için, onun açıklaması olan hadis-i şeriflere ihtiyaç vardır. Hadis-i şerifleri de anlamak için âlimlere ihtiyaç vardır. Allahü teâlâ, (Peygambere sorun, âlimlere sorun) buyuruyor. Sapıklar, biz de anlarız diye inat ediyorlar. Herkes Kur’anı anlayabilseydi o zaman peygambere ne lüzum kalırdı? Eğer herkes Kur’an-ı kerimi doğru anlasaydı, 72 sapık fırka meydana çıkmazdı. Ve aleyna aleyküm Selam ve Rahmetullah ve Berekatuhu ebeden daimen Kesira.Amin Muhterem.İnşaAllah Rabb'im tüm mümin kardeşlerimizin ilmini arttırsın.Duayla kalınız.
 

MeHMeT KoÇ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eki 2007
Mesajlar
324
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
KoNYa BüYüKKoYuNCU LiSeLeRi FeTHuLLaH GüLeN
Bazi Kardeşlerime öğüt Vermek Güzel Ama Bu Devirde önce Kendimi Düzeltemedim Ki 5 Vakit Namazimi Korumak Için Bile Vallahi çok Uğraş Veriyorum Napiyim Kendimi Düzeltemedim Ki

S.A EN AZINDAN BURADA ÖĞRENDİĞİN BAZI ŞEYLERİ EN YAKININDAKİLERLE PAYLAŞABİLİRSİN.
 

_Resul_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
8,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Selamün aleyküm..Allah(c.c) razı olsun inşallah..Allah(c.c)'ya emanet olun..
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ve aleyna aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu ebeden daimen Kesira.Duayla kalınız.
 

seherce

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
76
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
nasihat veren insanin darbesi,icinde düsmanlik gizleyen insanin selamindan daha hayirlidir AEO
 

özgeöz

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2012
Mesajlar
186
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
esselamu aleykum. çok güzel bir yazı paylaşmışsınız.
bizler uyarıyoruz elhamdulillah, ancak onlar duyuyorlar mı acaba, ya da duysalar da dinliyorlar mı? biz insanların ayaklarına gidip yalvarmıyoruz, bize geliyorlar, falan konuda bana yardım et diyorlar, ayet söylüyoruz, hadis söylüyoruz peki onlar bize nediyor? ama annem.. ama babam.. ama bu sistem.. ama sevgilim..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt