Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,591
- Tepki puanı
- 957
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
Kimsesiz Bir Çocuğun Kalbinden Tüm Kimsesiz Kalplere.......
BİR MAHKUMA MEKTUP.
Babacığım, canım babacığım, inan seni çok özledim.
Şu an ne halde olduğunu düşünmek çıldırtıyor beni.
Seni çok seviyorum babacığım.
Sen gittin gideli seni yaşar oldum kendi bedenimde.
Ben değiştim
babacığım, senin sevdiğin şeyleri daha çok seviyorum artık.
Hani hep
”yap” dediklerin vardıya onları artık yapıyorum babacığım.
“Keşke”
diyorum bazen, keşke önceden de yapsaydım ”yap” dediklerini.
Sen haklıymışsın babacığım, babalar çocuğunun kötülüğünü hiç istemezmiş. Yapmamı istediğin şeyler de bu yüzdenmiş. Seni bir kez daha anladım babacığım yaptığım her hatanın sonunda anladığım gibi yine yanımda olsan da benden bir şeyler yapmamı istesen.
İnan artık hiç beklemem, sana hiç karşı gelmem, hiç itiraz etmem babacığım. Hatalara düşmeden önce yaparım ”yap” dediklerini ve bir kez daha anlarım seni,değerini,aslında seni ne kadar sevdiğimi.
...Sofrada senin yerin,minderin...,
er şeyer vermiyorum babacığım...
,çatalın, kaşığın,bardağın, senin tabağın...,
er şeyer kullandırtmıyorum...,
yatağında evin her köşesinde senin kokun var
babacığım...
,içime çekiyorum kokunu, seni, içime çekiyorum sana olan
sevgimi aynaya baktığım zaman seni görüyorum babacığım, kendimi
değil seni. Resmine her baktığımda biraz daha kemiriyor özlemin yüreğimi, resminle yatıyorum babacığım yani her gece özlemin biraz
daha kemiriyor yüreğimi.
Geceye, gece demiyorum artık babacığım, gecelerim sabah olmuyor
artık güneş sen gittiğinde batmıştı, artık doğmuyor, aydınlık bizim eve artık uğramıyor babacığım.
Sabahları beni tatlı uykumdan uyandıran kuş
cıvıltıları artık bu evden duyulmuyor,geceleri üstümü kimsecikler
örtmüyor, akşamları sen gelmeden yemek yiyoruz artık, seni
beklemeden babacığım ayakkabıları düzeltirken senin ayakkabılarını arıyor gözlerim, ama bulamıyorum, ödevlerimi yapmadığım zaman
kimse uyarmıyor artık beni, televizyon izlerken kimse bana saati hatırlatmıyor babacığım, televizyon izlemek zevk vermiyor artık bana çünkü saati hatırlatacak kimsem yok sen yoksun, karnemi gösterecek
kimsem yok babacığım, ders çalışmak artık zevk vermiyor çünkü sen
yoksun yanımda, beni takdir edecek kimsem yok babacığım.
Ceketine, gömleğine sarılıyorum, her gün ağlıyorum, er şeyleri seni
arıyorum babacığım senin aldığın ayakkabıları ayağımdan hiç çıkartmıyorum şöyle bir baktım da aslında ne kadar da güzellermiş babacığım hatırlıyor musun ilk aldığında beğenmemiştim onları, bir köşeye atmıştım dün sana ait şeyler ararken buldum onları sana ait her şey buldum aslında senin zevkini buldum babacığım bugün ne yaptım biliyor musun babacığım sofrada senin yerine oturdum senin minderine...
Senin kaşığınla karıştırdım demli çayımı, senin içtiğin gibi demli ve bir şekerli, senin çatalınla yedim, senin en sevdiğin yemekleri, senin tabağında yedim babacığım, senin gibi kahve içtim senin bardağında, sanki seni içime çektim babacığım gerçi sen içmemi istemezdin ama dedim ya seni yaşıyorum kendi bedenimde babacığım ve senin yatağında yattım bu gece, sanki seninle yattım sen kokuyor yatağın, yorganın, yastığın...,
Her şey sen kokuyor buralarda babacığım sen gittin gideli.
Sen Mahkumsun Babacığım,
Sen Toprağa Ben İse Sana Mahkumum.
Ben senin elbiselerine sarılıyorum sen ise bembeyaz kefenine tabi o da çürümediyse...
Toprak sarılıyor babacığım şimdi sana, ben ise senin hayaline ama
bir türlü dokunamıyorum hayaline, bir türlü dokunamıyorum sana oysa
sana sarılmayı o kadar özledim ki babacığım.
Ama gidersin diye korkuyorum
işte yine beni bırakıp gidersin diye.
Toprak örtüyor şimdi senin üstünü, senin yorganın ise benim üstümü, mezar taşı var senin
başında, benim başımda ise sen varsın hala, babam sen.
Sensizliğin
verdiği ızdırabın akıttığı gözyaşlarımda gizlisin sen
Senin Hapishanen İse Toprak, Babam, Toprak...................
ALINTI
BİR MAHKUMA MEKTUP.
Babacığım, canım babacığım, inan seni çok özledim.
Şu an ne halde olduğunu düşünmek çıldırtıyor beni.
Seni çok seviyorum babacığım.
Sen gittin gideli seni yaşar oldum kendi bedenimde.
Ben değiştim
babacığım, senin sevdiğin şeyleri daha çok seviyorum artık.
Hani hep
”yap” dediklerin vardıya onları artık yapıyorum babacığım.
“Keşke”
diyorum bazen, keşke önceden de yapsaydım ”yap” dediklerini.
Sen haklıymışsın babacığım, babalar çocuğunun kötülüğünü hiç istemezmiş. Yapmamı istediğin şeyler de bu yüzdenmiş. Seni bir kez daha anladım babacığım yaptığım her hatanın sonunda anladığım gibi yine yanımda olsan da benden bir şeyler yapmamı istesen.
İnan artık hiç beklemem, sana hiç karşı gelmem, hiç itiraz etmem babacığım. Hatalara düşmeden önce yaparım ”yap” dediklerini ve bir kez daha anlarım seni,değerini,aslında seni ne kadar sevdiğimi.
...Sofrada senin yerin,minderin...,
er şeyer vermiyorum babacığım...
,çatalın, kaşığın,bardağın, senin tabağın...,
er şeyer kullandırtmıyorum...,
yatağında evin her köşesinde senin kokun var
babacığım...
,içime çekiyorum kokunu, seni, içime çekiyorum sana olan
sevgimi aynaya baktığım zaman seni görüyorum babacığım, kendimi
değil seni. Resmine her baktığımda biraz daha kemiriyor özlemin yüreğimi, resminle yatıyorum babacığım yani her gece özlemin biraz
daha kemiriyor yüreğimi.
Geceye, gece demiyorum artık babacığım, gecelerim sabah olmuyor
artık güneş sen gittiğinde batmıştı, artık doğmuyor, aydınlık bizim eve artık uğramıyor babacığım.
Sabahları beni tatlı uykumdan uyandıran kuş
cıvıltıları artık bu evden duyulmuyor,geceleri üstümü kimsecikler
örtmüyor, akşamları sen gelmeden yemek yiyoruz artık, seni
beklemeden babacığım ayakkabıları düzeltirken senin ayakkabılarını arıyor gözlerim, ama bulamıyorum, ödevlerimi yapmadığım zaman
kimse uyarmıyor artık beni, televizyon izlerken kimse bana saati hatırlatmıyor babacığım, televizyon izlemek zevk vermiyor artık bana çünkü saati hatırlatacak kimsem yok sen yoksun, karnemi gösterecek
kimsem yok babacığım, ders çalışmak artık zevk vermiyor çünkü sen
yoksun yanımda, beni takdir edecek kimsem yok babacığım.
Ceketine, gömleğine sarılıyorum, her gün ağlıyorum, er şeyleri seni
arıyorum babacığım senin aldığın ayakkabıları ayağımdan hiç çıkartmıyorum şöyle bir baktım da aslında ne kadar da güzellermiş babacığım hatırlıyor musun ilk aldığında beğenmemiştim onları, bir köşeye atmıştım dün sana ait şeyler ararken buldum onları sana ait her şey buldum aslında senin zevkini buldum babacığım bugün ne yaptım biliyor musun babacığım sofrada senin yerine oturdum senin minderine...
Senin kaşığınla karıştırdım demli çayımı, senin içtiğin gibi demli ve bir şekerli, senin çatalınla yedim, senin en sevdiğin yemekleri, senin tabağında yedim babacığım, senin gibi kahve içtim senin bardağında, sanki seni içime çektim babacığım gerçi sen içmemi istemezdin ama dedim ya seni yaşıyorum kendi bedenimde babacığım ve senin yatağında yattım bu gece, sanki seninle yattım sen kokuyor yatağın, yorganın, yastığın...,
Her şey sen kokuyor buralarda babacığım sen gittin gideli.
Sen Mahkumsun Babacığım,
Sen Toprağa Ben İse Sana Mahkumum.
Ben senin elbiselerine sarılıyorum sen ise bembeyaz kefenine tabi o da çürümediyse...
Toprak sarılıyor babacığım şimdi sana, ben ise senin hayaline ama
bir türlü dokunamıyorum hayaline, bir türlü dokunamıyorum sana oysa
sana sarılmayı o kadar özledim ki babacığım.
Ama gidersin diye korkuyorum
işte yine beni bırakıp gidersin diye.
Toprak örtüyor şimdi senin üstünü, senin yorganın ise benim üstümü, mezar taşı var senin
başında, benim başımda ise sen varsın hala, babam sen.
Sensizliğin
verdiği ızdırabın akıttığı gözyaşlarımda gizlisin sen
Senin Hapishanen İse Toprak, Babam, Toprak...................
ALINTI