BEN SESİMİ ÇIKARIYORUM BİZİ SESSİZ BIRAKAMAZLAR ELHAMDÛLİLLAH....
"Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah'ı var
Bugün halka cevretmek kolay, yarın Hakk'ın divanı var."
Kur'ân farklı yerlerde, değişik ifade ve üslûplarla zulmün her çeşidinden tahzirde bulunur ve "Kâfirler Bize değil, kendilerine zulmediyorlardı. "1 diyerek, haksızlığın dönüp zalimin başına dolanacağını vurgular. "O münkirler zalimlerin ta kendileridir. "2 fermanıyla zulüm ile küfrün bir vâhidin iki yüzü olduğuna dikkati çeker; "Allah, asla zalimleri sevmez." 3 beyan-ı sübhânîsiyle zulüm hakkında kesin hükmünü ortaya koyar; "Allah zalim bir toplumu hidayete erdirmez." 4tehdidâmiz ifadesiyle zulmün de tıpkı kibir ve inhiraf gibi imandan mahrumiyete sebebiyet verdiğini/vereceğini hatırlatır; "Allah onlara zulmetmedi, onlar kendi kendilerine zulmediyorlar." 5 müstemir âdetini aksettiren beyanıyla tarihî tekerrürler devr-i dâimi arkasındaki ana unsuru bir kere daha nazara verir; "O gün zalimlerin yâr ve yardımcısı yoktur." 6 terhîb edalı sözleriyle zalimin sû-i akıbetini ihtar eder; "Hak kendisine geldikten sonra Allah'ın demediğini O'na mal etmeye kalkan müfteriden veya kendisine gelen hakikati yalan sayandan daha zalim kim olabilir?" 7 tezkiriyle Kur'ân'a karşı meydan okumanın çok büyük bir küstahlık olduğunu ifade buyurur; "Halkı zalim olan ülkeleri cezalandırdığında Rabbinin cezaya çarpması işte böyledir." 8kahır televvünlü fermanıyla tarih boyu şirazeden çıkanların mutlaka cezalandırıldıklarını haber verir; "Zulmedenleri o korkunç sayha çarpıverince, bulundukları yerde dize geldiler." 9ihbar-ı sübhânîsiyle haksızların her zaman helâk edildiklerini/edileceklerini tekrarlar ve bizi kendimize gelmeye çağırır.
Bunlar gibi daha onlarca âyât-ı beyyinât, zalimin dünyevî ve uhrevî akıbetini hatırlatmanın yanında, onlara en küçük bir meylin dahi ebedî hüsrana sebebiyet vereceğini ısrarla vurgular ve bize sürekli adalet ve istikamet içinde olmayı salıklar.
Eline emeğine sağlık,Sağlıcakla kalın,RABBİME emanet olun...
SELÂMÛN ALEYKÛM