Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kendinizden aşağı olanlara bakınız (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
İnsan, nefsine tâbi olduğu müddetçe, hiçbir şeyden memnun ve razı olmaz daha doğrusu olamaz. Çünkü insanın nefsi ilâhlık peşindedir. Ortaklığa bile tahammül edemez. Hâl böyle olunca, eline geçene kanaat edemez, gözü hep yükseklerde, başkasının malında, makamındadır. Mal, mevki, makam bakımından kendinden üstün olanları gördükçe, sinir krizlerine girer. Onları kıskanır, kötüler, gıybetini yapar. Hata üstüne hata işler. Huzuru kalmaz ve çevresinde bulunanların da huzurunu kaçırır. Halbuki Peygamber efendimiz; (O kimseye bakma ki, dinde senden aşağıdır, zirâ kendini beğenip, helak olursun. Dinde senden yukarısına bak ki, senden hayırlıdır. Malı çok olana bakma ki, Allah’ın kısmetine gazap edersin. Şu kimseye bak ki, yiyeceğini zahmet çekerek alın teri ile hazırlar, o zaman da, Hak teâlânın sana verdiği nimete şükredersin) buyurmaktadır.

Din büyükleri, talebelerine ve kendilerini sevenlere hep; “Dünyalığı kendinizden az ve aşağı olanlara bakın. Böyle yaparsanız, elinizdekine ve halinize şükredersiniz. Ahiret için böyle değil, bunun tersi yapılır. Ahiret için çalışıp verdiğine şükretmekle beraber daha çok isteyin. Ahireti bizden yüksek olanlara, üstün olanlara bakıp onlar gibi olmaya çalışın. Bunlar, ehl-i sünnet âlimleridir. Böyle yaparsanız, hem kendinizi bir şey zannedip kibre düşmezsiniz hem de makbul olanların yolunda olmuş olursunuz” buyurarak nasihat etmişlerdir.

Malın, paranın çok olması, mevkinin, makamın yüksek olması, insanı saadete kavuşturmaz, ebedi azaptan kurtarmaz. Bunlar, Allahü teâlânın rızasına uygun kullanılırsa, hesabı var, aksi halde azabı vardır. Zira Peygamber efendimiz; (Bir kimsenin dünyası selametli olursa, dini eksik olur) buyurmuştur. İslam âlimleri, bu hadis-i şerifi, dünya lezzetlerine kavuşmak için, İslamiyet’in dışına taşan kimse, ahiret lezzetlerine kavuşamaz diye açıklamışlardır.

Abdurrahman bin Mehdi hazretleri; "Bir kimse, ilim bakımından kendinden üstün bir kimse ile karşılaşınca, bunu fırsat ve ganimet bilmelidir. Çünkü onun ilminden istifade eder. Kendi dengi birisi ile karşılaşınca, birbiriyle müzâkere eder ve birbirlerinden faydalanırlar. Kendisinden aşağı bir kimse ile karşılaşınca, ona tevâzu gösterir ve bir şeyler öğretir” buyurarak, insanın her durumdan istifade edebileceğini ve böylece huzurlu bir yaşayışa kavuşacağını işaret etmektedir.

Vehb bin Münebbih hazretleri; "Şu üç şey zulümdür: Kendisinden yukarıdakilere karşı gelip, emirlerini yerine getirmemek. Kendinden aşağıdakilere güç ve kuvvet kullanarak haksızlık yapmak. Zâlimlere yardım etmek" buyurmaktadır.

Ebu Bekr Verrâk hazretleri buyurdu ki:
“Kul, gizli ve açık her zaman Allahü teâlâya itaat eder, hiç bir an Onun emrinden çıkmaz. Kendisine kötülük edene iyilik eder, nefsin arzusuna uymaz, nimet zamanında şükreder, şiddet zamanında sabreder. Kendinden aşağı olana ikram eder. Kendisiyle istişare edenin sözünü dinler."

Ebu Süleyman Dârani hazretleri ise; "Dünya, kendisini isteyenden kaçar, kendinden kaçanı kovalar. Kendinden kaçanı yakalayabilirse, yaralar. Kendini isteyip bağlananı ise öldürür. Çünkü dünya ile güreş etmeye gelmez. İnsanı yener, sırtını yere getirir. Dünyaya bağlanmak, Allahü teâlânın rızasını kazanmaya mani olan bir perdedir. Ahireti düşünmek ise, gönlün canlanmasına sebep olur. Dünya sevgisinin yerleştiği bir kalbde, ahiret düşüncesi göç edip gider" buyurmuştur.

Dünyalık ele geçirmek için dinini vermek, aklı olanın yapacağı şey değildir. Din büyükleri; “Sohbet-i agniyâdan yani dünyalık toplayanın sohbetinden kaçınmak lazımdır” buyurmuşlardır. Hâl böyle olunca, onlara özenmek ve böylece kendini huzursuz etmek, akıllı bir kimseye yakışmaz. Ebu Süleyman Dârani hazretleri; “Ahireti düşünmek aklın alameti ve kalbin hayatıdır. Kadın olsun, çocuk olsun, mal olsun, seni Allahü teâlâyı anmaktan alıkoyan her şey hayırsızdır. Allahü teâlâyı tanıdıktan sonra, Ondan başkasına meyletmeyin” buyurmuştur.

Celaleddin-i Devâni hazretleri, oturup kalkmakta ve insanlar arasında uyulması gereken edepleri anlatırken; “Bir meclise gidince, kendinden aşağı olanların veya yüksek olanların yerlerine oturmamalıdır. Ama meclisin büyüğü o ise, istediği yerde oturabilir. Anlamadan bu yerlerden birinde oturmuşsa, hâtırına geldiği zaman münasip yere gitmelidir. Orada boş yer yoksa, hiç sıkıntı ve dert etmeden geri dönmelidir” diye buyurmaktadır.

Muhammed bin Aliyyân hazretleri de; “Cömert, cömertliğini küçük görmedikçe ve onu kabul edeni kendinden üstün görmedikçe sofi olamaz” buyurarak, yaptıklarımızı büyük görmenin ve başkalarının malına, mevkiine göz dikmenin çirkinliğini açıklamakta ve huzurun, saadetin nelerde olduğunu bize göstermektedir.

İmam-ı Şâfii hazretleri ise; “İlmi, kibirlenmek, kendini büyük görmek için isteyenlerden hiçbiri felah bulmamıştır. Ama ilmi tevâzu için, insanlara hizmet için isteyen, elbette kurtulur" buyurmuştur.
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Peki,ilim sahibinden sürekli istifade halinde olan birinin mahçupluğunu gidermek için de bir yol var mıdır?
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt