Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kendini beğenme ve kibir (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Kendini beğenme ve kibir



Resulullah (s.a.s.) efendimiz; Cehennemlikleri size haber vereyim mi? Onlar katı yürekli, malını hayırdan esirgeyen, kibirli kimselerdir buyurmaktadır



Cenab-ı Hak Ayet-i Kerimelerinde mealen buyuruyor ki; Allah kendini beğenen ve her zaman böbürlenen kimseleri sevmez. Diğer bir ayeti kerimede "İnsanlardan (Kendini büyük görerek) yüzünü çevirme. Yolda şımarık (Çalımla) yürüme. Zira Allah kibir taslayan kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez“. Resulullah (s.a.s.) efendimiz ise ; Cehennemlikleri size haber vereyim mi? Onlar katı yürekli, malını hayırdan esirgeyen, kibirli kimselerdir buyurmaktadır.

İslamın gayesi, insanları birbirleriyle kaynaştırmak ve onların emniyet ve huzur içerisinde, hem bu dünyada hem de ahirette mutluluklarını sağlamaktadır.

Kendini beğenme ve kibir, bir nevi hastalık belirtisidir. Bu ya aşağılık duygusu denilen bir saplantının değişik bir biçimde tezahürü, yahut ta cehaletin aldanmanın bir sonucudur. Bazen İnsan, elinde bulunan değerlerin, her şeyi halledeceği veya her güçlüğü yeneceği hususunda yanlış bir düşünceye kapılabilir. Halbuki zaman gençliği, gücü ve kuvveti alıp götürür. Mevki, masa zaten emanettir. Her elden gidebilir. Ölüm ise insanı malından mülkünden ve servetinden ayırır. İnsan ebedi yolculuğa, ancak bir kefenle yola çıkar. Kibir ve gurur; kabalığın, hamlığın, yetişmemişliğin, hayalperestliğin bir tezahürü. Tevazu ise; insanlığın efendiliğin ve gerçekçiliğin alameti, olgunluğun meyvesidir. Bu sebeple Kur-an’ı Kerim de tevazu ve alçak gönüllülük övülmüş, kibir, kendini beğenme ve böbürlenme yerilmiştir. Hatta o kadar ki, kötülüğün ve şerrin sembolü olan şeytanın sırf kibiri ve kendini üstün görmesi sebebiyle Allah’ın rahmetinden ebediyyen kovulduğu, zelil ve hakir duruma düştüğü beyan buyurulmuştur. Diğer taraftan Kur-an’ı Kerimde; kendilerini büyük görmeleri sebebiyle laf dinlemeyen, halktan yüz çeviren geçmiş ümmetlerin gülünç durumları ve bu halleri sebebi ile başlarına gelen felaketler veciz bir ifadeyle anlatılmış, büyüklük taslamaları ve kibirlenmeleri azaba uğramalarının, cehennemlik olmalarının sebebi olarak gösterilmiştir. Nitekim Cenab’ı Hakk, Zümer suresinde onlar için,büyüklük taslayanların yeri cehennem değil midir? Diğer bir Ayet-i Kerimede de; "...büyüklenenlerin, (Kibirlenenlerin) yeri ne kötüdür." buyurur. Bundan başka Cenab-ı Hak, siz kendinizi övmeyin kimin müttaki olduğunu Allah daha iyi bilir. buyurmuş böylece, Müslümanlarin ben ben diye söze başlamalarını, kendilerini övmelerini men etmiştir. Allah’ın Rasülü, herkese durumuna göre muamele eder, çocukların, muhtaçların, kölelerin gönlünü alır, fakir bir müslümanın davetine icabet eder. Daima tevazu gösterirdi. Bununla beraber o, hiçbir zaman tevazuda ifrata düşmemiş ölçüyü kaçırmamıştır. Bir gün Rasülullah, Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” buyurdu. Ashaptan biri, ya Rasülullah insan elbisesinin ayakkabısının güzel olmasını sever. dedi. Bunun üzerine Rasülü Ekrem “Allah güzeldir güzelliği sever. Kibir ise, Hakkı kabul etmemek ve insanları hor görmektir.” buyurdu. Bu hadisi şerif bize kibir ve tevazuyu çok güzel bir şekilde anlatmakta, aynı zamanda tevazuun, derbederlik, hirpanilik, şahsiyetsizlik şeklinde anlaşılmasını da kat-i bir lisanla önlemiş bulunmaktadır. İslam büyüklerinin bu konuda ki öğütleri ne kadar güzel ve manalıdır:

Ey İnsan! “Cenab-ı Hak seni topraktan yaratmıştır. Toprak gibi mütevazi ol. Mademki topraktan yaratıldın ateş gibi haris, yakıcı ve inatçı olma. Akıllı ve olgun insan mütevazı olmalıdır.

Müjdeler olsun kibirden kendini koruyup mütevaziliği kendine şiar edinenlere...

 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Kendini beğenme ve kibir


Müjdeler olsun kibirden kendini koruyup mütevaziliği kendine şiar edinenlere...B)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Kendini beğenme ve kibir

herkeze hayırlı pazarlar selamünaleyküm B)
 

Aşkâ Mecnun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
3,521
Tepki puanı
2
Puanları
0
Konum
Fatih - İstanbul
RE: Kendini beğenme ve kibir

Selamaünaleyküm;

Allah razı olsun abla güzel bir paylaşımdı tam 12 den vurmuşsunuz MaşAllah..."Müjdeler olsun kibirden kendini koruyup mütevaziliği kendine şiar edinenlere"...Bu sözünüzede katılmamak elde değil emeğinize sağlık Rabbim yılmadan daim etsin inşAllah Allah'a emanet olun selametle Selamünaleyküm;B)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Kendini beğenme ve kibir

aska mecnun yazdı:
Selamaünaleyküm;

Allah razı olsun abla güzel bir paylaşımdı tam 12 den vurmuşsunuz MaşAllah..."Müjdeler olsun kibirden kendini koruyup mütevaziliği kendine şiar edinenlere"...Bu sözünüzede katılmamak elde değil emeğinize sağlık Rabbim yılmadan daim etsin inşAllah Allah'a emanet olun selametle Selamünaleyküm;B)


ALEYKÜMSELAM AŞKAMECNUN

* Tevazu, cahilden veya çocuktan da olsa, hakkı işitince boyun büküp hemen kabul etmektir.
* Tevazu, karşılaştığı her Müslümanı kendinden aşağı bilmemektir.
* Baş olmayı seven, iflah olmaz. Kendinden daha kötü birinin bulunduğunu sanan kibirlidir.
* Her nimet sahibi haset edilir. Haset edilmeyen tek nimet, tevazudur.

* Ehl-i sünnet olan şerefli insan, ibadet edip yükseldikçe tevazu gösterir. Bid’at ehli olan âdi kimse ise, ibadet ettikçe büyüklenir, herkese tepeden bakar.

* Tevazu göstermek de kibirdendir. Çünkü kendinde bir varlık hisseden tevazu göstermeye çalışır. Halbuki mütevazı kimse, kendinde bir varlık görmez ki tevazu göstersin. Alçak gönüllü olan kurtulur, kibirli olan yanar.

* Tanıdık salih kimseleri ziyaret etmemek kibir, fakirleri ziyaret, tevazu alametidir.
Hastalarla birlikte oturmamak, doğru sözü kabul etmeyip, münakaşa etmek, kusurunu bildirenlere teşekkür etmemek, fakirin davetine gitmemek kibir alametidir. Kibirli olan, salih insan olamaz.

* Kibir her iyiliğe engeldir, tevazu, her iyiliğin anahtarıdır. Kibirli değilim diyen, kibirlidir.

* Büyüklenerek ben demek Allahü teâlâ ve evliyadan feyiz ve bereketi keser. Kusuru başkasında arayan, sevimsizleşir, etrafında insan kalmaz, dost edinemez. Herkesi haklı, kendisini haksız bulmadıkça, kendi kusur ve noksanlarını bırakıp, başkasının kusuru ile meşgul oldukça, manevi bakımdan zerre kadar ilerlemek mümkün değildir.

* Nefsini aradan çeken, herkesle iyi geçinir, huzurlu olur. Nefsini aradan çek, kimseyi tenkit etme, kendini beğenme, kendinden iğren. Kendinden tiksinmeyen kurtulamaz.

* Toprak ol toprak, gül bitsin sende,
Ancak topraktır kavuşan güle.

* Tevazu güzeldir, zenginde tevazu daha güzeldir. Kibir çirkindir, fakirde kibir daha çirkindir.

* Bütün insanlar, beni olduğumdan daha aşağılamak, hakaret etmek isteseler, bunu yapamazlar. Çünkü, herkesin hakaret derecelerinden daha aşağı olduğumu bilirim. (Ebu Süleyman Darani)

* “Mahsul, ovadaki sulu ve yumuşak toprakta yetişir, dağda, sert toprakta yetişmez. Hikmet de, mütevazı olanın kalbinde gelişir, kibirlinin gönlünde gelişmez. Bir kimse, başını yükseğe kaldırırsa, tavana değer ve yaralanır, eğerse tavan ona gölgelik eder ve kendini korur. En büyüğünüz, en küçüktür. En küçüğünüz de, en büyüktür” buyurdu. Yani, kendini büyük gören küçüktür. Kendini küçük gören büyüktür. (Hz. İsa)

* Kibirden kurtulmak, tevazu ehli olmak için, yaşlı birini görünce, “Bu benden daha çok ibadet etmiştir” demeli. Genç birini görünce, “Bu benden genç, benden daha az günah işlemiştir” demeli. Bid’at sahibi veya bir kâfir gürünce, “Bu, hidayete kavuşabilir, ben de Allah saklasın sapıtabilirim. Şu andaki durum değil, netice önemlidir. İman ile öleceğimi bilmediğime göre, nasıl kibrederim?” demeli.

Bid’at ehline kızmak gerektiği halde, kibirlenmek caiz olmaz. Kızmak başka, kibirlenmek başkadır. Bir misal: Bir hükümdar, gözbebeği olan biricik çocuğunu terbiye etmesi için kölesine verip, (Kusur edince döversin) dese, köle, hükümdarın yanında çocuğun kıymetini bildiği için, hatasından dolayı çocuğa kızarsa da kendini çocuktan üstün göremez, ona karşı kibirlenemez.

Kötülere de bu gözle bakmalı. (Onlar hidayete kavuşur da ben imanımı kurtaramazsam halim nice olur) diyerek korkmalı ve kimseye karşı kibirlenmemeli.
 

Aşkâ Mecnun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
3,521
Tepki puanı
2
Puanları
0
Konum
Fatih - İstanbul
RE: Kendini beğenme ve kibir

hafize yazdı:
aska mecnun yazdı:
Selamaünaleyküm;

Allah razı olsun abla güzel bir paylaşımdı tam 12 den vurmuşsunuz MaşAllah..."Müjdeler olsun kibirden kendini koruyup mütevaziliği kendine şiar edinenlere"...Bu sözünüzede katılmamak elde değil emeğinize sağlık Rabbim yılmadan daim etsin inşAllah Allah'a emanet olun selametle Selamünaleyküm;B)


ALEYKÜMSELAM AŞKAMECNUN

* Tevazu, cahilden veya çocuktan da olsa, hakkı işitince boyun büküp hemen kabul etmektir.
* Tevazu, karşılaştığı her Müslümanı kendinden aşağı bilmemektir.
* Baş olmayı seven, iflah olmaz. Kendinden daha kötü birinin bulunduğunu sanan kibirlidir.
* Her nimet sahibi haset edilir. Haset edilmeyen tek nimet, tevazudur.

* Ehl-i sünnet olan şerefli insan, ibadet edip yükseldikçe tevazu gösterir. Bid’at ehli olan âdi kimse ise, ibadet ettikçe büyüklenir, herkese tepeden bakar.

* Tevazu göstermek de kibirdendir. Çünkü kendinde bir varlık hisseden tevazu göstermeye çalışır. Halbuki mütevazı kimse, kendinde bir varlık görmez ki tevazu göstersin. Alçak gönüllü olan kurtulur, kibirli olan yanar.

* Tanıdık salih kimseleri ziyaret etmemek kibir, fakirleri ziyaret, tevazu alametidir.
Hastalarla birlikte oturmamak, doğru sözü kabul etmeyip, münakaşa etmek, kusurunu bildirenlere teşekkür etmemek, fakirin davetine gitmemek kibir alametidir. Kibirli olan, salih insan olamaz.

* Kibir her iyiliğe engeldir, tevazu, her iyiliğin anahtarıdır. Kibirli değilim diyen, kibirlidir.

* Büyüklenerek ben demek Allahü teâlâ ve evliyadan feyiz ve bereketi keser. Kusuru başkasında arayan, sevimsizleşir, etrafında insan kalmaz, dost edinemez. Herkesi haklı, kendisini haksız bulmadıkça, kendi kusur ve noksanlarını bırakıp, başkasının kusuru ile meşgul oldukça, manevi bakımdan zerre kadar ilerlemek mümkün değildir.

* Nefsini aradan çeken, herkesle iyi geçinir, huzurlu olur. Nefsini aradan çek, kimseyi tenkit etme, kendini beğenme, kendinden iğren. Kendinden tiksinmeyen kurtulamaz.

* Toprak ol toprak, gül bitsin sende,
Ancak topraktır kavuşan güle.

* Tevazu güzeldir, zenginde tevazu daha güzeldir. Kibir çirkindir, fakirde kibir daha çirkindir.

* Bütün insanlar, beni olduğumdan daha aşağılamak, hakaret etmek isteseler, bunu yapamazlar. Çünkü, herkesin hakaret derecelerinden daha aşağı olduğumu bilirim. (Ebu Süleyman Darani)

* “Mahsul, ovadaki sulu ve yumuşak toprakta yetişir, dağda, sert toprakta yetişmez. Hikmet de, mütevazı olanın kalbinde gelişir, kibirlinin gönlünde gelişmez. Bir kimse, başını yükseğe kaldırırsa, tavana değer ve yaralanır, eğerse tavan ona gölgelik eder ve kendini korur. En büyüğünüz, en küçüktür. En küçüğünüz de, en büyüktür” buyurdu. Yani, kendini büyük gören küçüktür. Kendini küçük gören büyüktür. (Hz. İsa)

* Kibirden kurtulmak, tevazu ehli olmak için, yaşlı birini görünce, “Bu benden daha çok ibadet etmiştir” demeli. Genç birini görünce, “Bu benden genç, benden daha az günah işlemiştir” demeli. Bid’at sahibi veya bir kâfir gürünce, “Bu, hidayete kavuşabilir, ben de Allah saklasın sapıtabilirim. Şu andaki durum değil, netice önemlidir. İman ile öleceğimi bilmediğime göre, nasıl kibrederim?” demeli.

Bid’at ehline kızmak gerektiği halde, kibirlenmek caiz olmaz. Kızmak başka, kibirlenmek başkadır. Bir misal: Bir hükümdar, gözbebeği olan biricik çocuğunu terbiye etmesi için kölesine verip, (Kusur edince döversin) dese, köle, hükümdarın yanında çocuğun kıymetini bildiği için, hatasından dolayı çocuğa kızarsa da kendini çocuktan üstün göremez, ona karşı kibirlenemez.

Kötülere de bu gözle bakmalı. (Onlar hidayete kavuşur da ben imanımı kurtaramazsam halim nice olur) diyerek korkmalı ve kimseye karşı kibirlenmemeli.


:pTeşekkür ederim Ablam emeğin ellerin dert görmesin inşAllah Allah Razı Olsun;)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: Kendini beğenme ve kibir

Hz. Peygamber s.a.v., “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.” buyurduğunda, orada bulunan birisi: “Ya Rasulalllah , bir adam elbisesinin güzel olmasını seviyor, temiz giyiniyor; bu kibir midir?” diye sordu. Efendimiz s.a.v. şöyle buyurdu:



“Allah Tealâ güzeldir, güzel olan şeyleri sever. Kibir, kendisine hak gelince burun büküp onu kabul etmemek ve insanları küçük görmektir.” (Müslim, Ebu Davud , Tirmizî , İbn Mace , Ahmed )

B)B)B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt