Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kendimle baş başa (1 Kullanıcı)

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
47
İlahi, hamdini sözümüze Sertaç ettik zikrini kalbimize miraç ettik kitabını kendimize minhac edindik. Biz yoktuk var ettin varlığından haberdar ettin aşkınla gönlümüzü bi karar ettin. Yardımına sığındık kapına geldik, hidayetine sığındık lütfuna geldik, kulluk edemedik affına geldik. Şaşırtma bizi doğruyu söylet, neşeni duyur hakikati öğret.
Sevdir bize hep sevdiklerini yerdir bize hep yerdiklerini yar et bize hep erdirdiklerini. Sevdin Hz Muhammet (s.a.v.)’i kâinata sevdirdin sevdin de peygamberlik kaftanı giydirdin. Makamı İbrahim’den makamı Mahmud’ a erdirdin. Serverı Asfiya hatemul enbiya ve Muhammet Mustafa kıldın. Salât ve selamlar tahiyat ve ikramlar her türlü ihtiramlar ona onun mübarek âline ve ashabına olsun. ÂMİN

Kardeşlerim insanların ve özellikle Müslümanların çektikleri sıkıntıları ve bunlardan kurtulma yollarını düşünüp duruyorum. Herkesin bu konuda tek çıkar yol önerdiğini biliyorum İslam’ın getirdiği iman, ibadet ve ahlak ölçülerinin insanlar tarafından uygulanması. Bende bu fikri savunan kardeşlerinizden biriyim.




Ben bütün hayatım boyunca taş üstüne taş koymamış hiçbir hayır işlememiş işe yaramayan bir kişiyim. Bunun için bütün kardeşlerim haklarını helal etsinler. Ben İslami eğitim almış bir kişiyim. Birçok İslami eser okudum. Bu kitapların hepsinin üslubu insanlara Müslümanlara doğruları güzellikleri sıkmadan saldırmadan yumuşaklıkla anlatmışlardır. Bu kardeşlerimizin hepsi teşvik ederek Müslümanları bilgilendirmişlerdir.(Diyanet meali, kütübü sitte, riyazus salihin Risaleyi nur, faziletler medeniyeti, yürek devleti, sonsuz nur, Daha sayamayacağım birçok değerli eserde bu üslup kullanılmıştır.)
Sen de bu üslubu kullansaydın diyen nefsime bunları okuyup değiştin mi namazları nerede kıldığına bak camide mi evde mi yaşantına bak ibadetlerine bak ne değiştirdin hayatında bunları okuyarak. Koca bir hiç belki böyle uyanır bir şeyler yapmaya çalışırsın. İkinci olarak şunu belirtmem gerekir. Neden bu hareketlerin içerisinde yer almadığımı açıklayayım kardeşlerim ben kendimi bu eleştirdiğim cemaat topluluk ve tarikatların üyesi olacak yeterlilikte dahi kendimi görmüyorum. Onların üstün çaba ve özverilerini gösteremiyorum. O güzel insanların bulunduğu fotoğrafın içerisine girersem faydamdan çok zararım dokunur diye düşünüyorum. Eleştirilerim beğenmediğim için değil çaresizliktendir.
 

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
47
Biz Müslümanların hedefi bütün insanlığın mutluluğudur. Bunu sağlamamız için rabbimiz bizi göndermiştir. Rabbimiz küfür taraftarlarını cezalandıracak güçtedir. Ancak bizim elimizle bunu gerçekleştirmek istemektedir. Peki, bu gün küfrü şu saatte şu dakikada bitirecek bir güç yaratmış mıdır rabbimiz bunun cevabı kesinlikle evettir. Rabbimiz biz Müslümanları dünya üzerindeki bütün kötülükleri bitirip iyilikleri yerine ikame etmemiz için bizlere kinetik güç vermiştir. Her şeyi bir dengede yaratan rabbimizin bu günkü küfrü dengeleyecek bir güç yaratmamış olması imkânsızdır. Ancak müslümanlar kendi güçlerinin farkında değillerdir. Düşünün siyasi ortak kararlar alabilen müslüman ülkelerin neleri başarabileceğini. Bunu biz Müslümanların çeşitli sebeplerle yapmadığımız ve yapmayacağımız anlaşılmıştır. Yönetimler bazında çıkarlar, mevki, makam, saraylar, villalar, halklarda da önlerinde bir perde gibi duran ırk üstünlüğü bunun gerçekleşmesinin önündeki engeldir.




Müslümanların düştükleri durum ve çıkış yolları ile ilgili birçok kitap okudum. Bu kitaplarda savunulan ortak fikir ise Müslümanların okumadığı geriledikleri çalışmayı bıraktıkları fakir düştükleri gibi konular üzerine yoğunlaşmaktaydı. Bu eserlerde yapılan değerlendirmelere katılmamak elde değildir. Ancak durum bu gün biraz farklı gibidir. Çevreme baktığımda dini eğitim almış yani eğitimli milyonlarca insan var. Eğitim sorunu yok gibi geliyor bana en azından hocalarımızın zamanından farklı olarak. Yine çevreme baktığımda milyonlarca zengin müslüman var. Fakirlik yok gibi. Problemler bu günden bakınca çözülmüş gibidir. Artık problem fakirlik değil Müslümanların zengin olmasıdır. İmkânları arttıkça müslümanlar duyarsız olmuştur. Tıpkı benim gibi kendimden çıkarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Önceden her şey eksikti belki ama şimdi hamdolsun her şey var. İnşaat yapacak malzeme elimizde var. Bunu görebiliriz. Ama inşaatın projesinin çizilip hayata geçmesi gerekiyor. Bu eksiktir belki yaşadığımız devirde. Açık söylemeliyim bu projeyi çizip hayata geçirecek konumda olsam bu gün işe başlardım. Çünkü insanların çektiği sıkıntıların bitmesine işkencelerin son bulmasına yaralarının hemen şimdi tedaviye ihtiyacı vardır. Bunu da biz Müslümanlardan başka hiçbir ülke ve din mensubu düşünmez. Bütün İslam coğrafyası işkence ve baskı altındadır. Biz öyle bir medeniyetin mensuplarıyız ki bizden olmayan insanlar için bile olsa zülüm görüyorlarsa onların acılarını içimizde hisseder ve yardımlarına koşarız. Dinde kardeşlerimiz bu coğrafyanın her karesinde acı çekerken bizler duyarsız kalamayız kalmamalıyız.

 

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
47
Yaşadığım coğrafya da Müslümanların kâfirlerle savaşlarında yeşil bereli ismi cismi belli olmayan sakallı piri fanilerin kâfirleri bozguna uğrattığı hikâyelerle büyüdüm ben. Balıklı göldeki balıkların müslümanlar için zulüm görenler için dayanamayıp savaşa katıldıklarını dinledim. Ne olur söyleyin Afganistan’daki zulüm görenler için filistinde ölen çocuklar için ırakta hapishanedekiler için de gitsinler. Evliya hazretlerinin her şeyi gördüğü her şeyi halledeceğine inan insanlarız.(!) Bu gün niye hala müslüman çocukların ölmesine izin veriyorlar. Gitsinler savaşsınlar. Bitirsinler bu sıkıntıları benim için değil ne olur çocuklar için gitsinler. Onlar zaten ölmüyorlar. Namaz kılıp kılmadığı belli olmayan kimselerin yardımına koşan evliyalar yoksa ırkçı mı bizim gibi. Onlarda bizim gibi onlara kendi evliyaları yardım etsin mi diyorlar yoksa. Araplar bizi arkadan vurdu bize ihanet etti. Ölen müslüman çocukları da olsa oh olsun kendi yaptıklarını çekiyorlar mı diyorlar. Ne olur söyleyin ben onların her taraftaki Müslümanları kurtaracağına inanıyorum. Onların gelmesini bekliyorum. Gelsinler de bitirsinler bu çileleri sıkıntıları. Yoksa gelmeyecekler mi? Yoksa anlatılanlar bir yalandan mı ibaret. O günlerde gelenler bu gün niye gelmiyorlar.




Bu gün birileri Müslümanlara savaş açmıştır. Bu geçmişte sözle yapılıyordu. Bugün fiili bir savaşa dönüşmüştür. Afganistan da ırak ta Filistin de bize şöyle denmektedir. Biz sizin olan bu toprakları alırız kardeşlerinize hapishanelerde işkence yapar ırzlarına ve namuslarına geçeriz sizde izlersiniz. Onlar bunu yaptı. Yapmaktadırlar. Tekerlekli sandalyede olan kardeşinizi bombalar siz hiçbir şey yapamazsınız. Size ezana camiye dininize peygamberinize meydan okuyoruz. Dediler. Cevap bile vermedik. Kapılarımızı onlara açtık. Onların toprağından değil bizim toprağımızdan geçin diyerek yarıştık. Sevmediğimiz bir diktatörden kurtulmak için düşmanlarımıza yol gösterip temiz topraklarımızı onların pis postallarına tepelettik. Şimdi söylüyorum şu anda elimde bir çözüm önerim olsa zulümleri bitirecek bir gücüm olsa şimdi şu anda harekete geçerim. Ben de böyle bir güç yok bir çözüm önerim yok. Müslüman kardeşlerimizde böyle bir güç var mı hayır onlarda da yok.
Değerli kardeşlerim düşmanlarımızı bize tanıtan rabbimiz onların bizi yok etmek için bütün imkânlarını harcayacaklarını söylüyor. Onlar bizim bütün değerlerimize saldıracaklar bunu da söylüyor. Onlardan bundan başka bir şey beklemiyorduk zaten. Bütün bu yaşananların içinde en önemli konu bu olan olaylara karşı bizim ne yaptığımızdır. Onların ne yaptıkları meseleyi çözmeyecektir. Esas bizim yaptıklarımız ve yapacaklarımız bu sıkıntıları kaldıracak ya da devam etmesini sağlayacaktır. Söylemek istediğim biz her şeyin anahtarıyız.



 

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
47
Şunu itiraf etmeliyim Kardeşlerimizle sohbetlerimizde en fazla uyarıldığım konu Müslümanlara hakaret ettiğim onları sevmediğim kınadığım noktasında gelmektedir. Düşündüm ve haklı olduklarına karar verdim. Öncelikle ben Müslümanların ahlakça en düşük olanlarından birisiyim. İbadetlerinde eksiği en fazla olan bir kişiyim. Cesarette cömertlikte üstün bütün vasıflarda en düşük seviyede olan birisiyim. İlim bakımından en cahillerin arasında geldiğimden de adım gibi eminim. Bu itiraflardan sonra benden âlim benden cömert benden daha fazla takva sahibi büyüklerime seslenmek istiyorum. Bu sıkıntıları sizinle aşabiliriz. Sizin kararlarınız bu konuda belirleyici olacaktır.
Yukarıda da belirttiğim sebeplerden dolayı yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. Eleştiri yapıyormuşum yapılanları küçük görüyormuşum gibi anlaşılmasın lütfen. Hepimiz aynı gemideyiz. Ya beraber batacağız ya da rabbimizin yardımıyla beraber çıkacağız. Düşüncem şu Müslümanların çalışmalarının daha çabuk meyve vermesi için neler yapılmalıdır. Biz Müslümanların elimizle belaları musibetleri def edemeyeceğimiz anlaşılmıştır. Öyleyse rabbimizden bunu kaldırmasını isteyelim. O’nun bizi rahmetine alıp kendi ordularını devreye sokmasını isteyelim. Bunun içinde şu konulara daha fazla dikkat edelim. Dikkat dikkat bir tezdir. Teoridir. Denenmiş kanıtlanmış bir bilgi değildir.


1- Birçok cemaat ve tarikat mensubunun yaptığına eminim ama camide cemaat namazlarının kılınması gerekir. Özellikle sabah ve yatsı namazları camide cemaatle kılınmalıdır. Bu bizim değerimizdir. Bazı Müslümanlar imamı camiyi cemaati beğenmediği için gelmediğini söylüyorlar camiye. Bunlar mazeret değildir. Bu eksiklikler camiye gitmeden çözülmez. Camiye gidilerek çözülür. Lütfen cemaat reisleri olarak bunu teşvik edin. Şimdiye kadar camisiz cemaatsiz hedefe ulaşmayı denedik şimdi camiyle deneyelim. Camisiz dinin olmayacağını kesinlikle mensuplarımıza hatırlatalım. Vakit namazlarından bir tanesini dahi camide kılmayan mensuplarımız var. Ben görüyorum. Resulullah (s.a.v)’in namaz da yaptığı bütün hareketleri tekrar ediyoruz. Bunlardan rahmet umuyoruz. Peygamberimiz (s.a.v) cemaatsiz namaz kılmış mıdır? Rabbimiz camilerin yirmi birinci yüzyılda hangi konumda olacağını bilmiyor muydu? Şöyle istisna yok 2000’li yıllarda çeşitli sebeplerden dolayı camilerde namaz kabul olmaz. Bilakis bu devirlerde camiler daha fazla önemlidir. Daha fazla bağlanılmalıdır. Bugün bütün cemaat ve tarikatların gelecekle ilgili yaptıkları planların içerisinde cami yoktur. Çeşitli sebeplerden dolayı camiye uğranmadan işler yoluna konulmak istenmektedir. Rabbimize kendisini dinini istediğimizi cami dışındaki yüksek lüks binalardan değil de camilerden harap unutulmuş insan yüzüne hasret imamların olduğu mekânlardan gösterelim. Bu güne kadar yaptıklarımızla geldiğimiz yer burasıdır. Acaba bu mekânları değiştirerek aynı dualarla aynı ibadetle varacağımız yer neresidir. Bir deneyelim. Yaşadığımız çağa fiziki koşularına bakmadan camilere koşalım.

 

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
47
namazın farz olduğu konusunda bir fıkhı kaide hatırlıyorum. Burada bir şeyi samimiyetle belirteyim bunları belirtirken bile şüphedeyim doğru mu yapıyorum acaba diye. İlmi olarak sunduğum hiçbir şey yok. Faydalı olmak için bu düşünceleri öne sürüyorum. Ya faydasız olursam diye çok korkuyorum. Her yerde çıkan meczuplar gibi Müslümanlara zararım dokunursa halim ne olur.

2- Kesinlikle her gün Kur’an ı kerim okuyalım. Rabbimizle en yakın olduğumuz anlar Kur’an okuduğumuz anlardır. Onu çok okuyarak yardımını talep edelim. Dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyorum. Cemaat mensupları müritler genellikle cemaatlere tarikatlara girdikleri gibi aynı ezberlerle devam ediyorlar. Bu bizim için eksikliktir. Okumayı bilmeyen bizimle tanıştıktan sonra da bilmiyorsa ezberine yeni bir sure eklememişse bu bir eksikliktir. Bu bizim eksikliğimizdir.
Kitabımızı okumama sebepleri çok çeşitli ama bir tanesini belirtmek istiyorum. Kur’an’ın mensuplar tarafından anlaşılamayıp sonuçta kötü yollara sapılacağı noktasındadır. Kardeşlerim bu rabbimizin sadece belirli kimselerin anlayacağı bir kitap indirdiği gibi anlaşılmaktadır. Bu yanlıştır. Bu rabbimizin kitabı için bir eksikliktir. Yeryüzündeki bütün insanları rabbimiz kitabını anlayacak kapasitede yaratmıştır. Bir çobana dahi sen bunu okuma yanlış şeyler anlar sapıtır gidersin denmez. Denmemelidir. Oku rabbin senin de ince ruhunu yakalayacak bir kitap indirmiştir demeliyiz. Kitabımızın kendisi rabbimizin ifadesiyle zor olmayan kolaylaştırılmış bir kitaptır. İnsanoğlu da maddi ve manevi olarak bu kitabı anlayıp yaşayacak kapasite de özellikte yaratılmıştır. İnsan olup ta anlayamacak ya da yanlış anlayacak kimse yoktur. Bu ihtimal yüzde sıfırdır. Bu rabbimizin kitabının özeliklerinden değildir. “ Ey insanlar ben size okunup herkesin anlayamayacağı bir kitap gönderiyorum. Onu sadece benim oku dediğim kimseler okusun size anlatsın sakın siz okumayın. Sapıtır cehenneme gidersiniz. Okursanız cehennemi sizinle doldururum” dememiştir. Benim yaşadığım coğrafyada duyduğum en fazla tavsiye bu konudadır sakın okuma sapıtırsın… Okunup hidayet alınan bir kitap okunduğunda sapıtan bir kitap anlayışımız nereden nereye gelmiştir.
17. Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?
3- Eğer bir mensubumuz konuşmasını peygamberimizden açmıyorsa bunu sağlayalım. Hiçbir şahıs yâda lider konuşulmayı peygamberimiz kadar hak etmiyordur. Şimdiye kadar hangi cemaat ve tarikat olursa olsun mensuplarının Resulullah’ı konuştuklarını duymadım. Bütün gündem konularını peygamberimize endeksli yapalım. Düşünün bir toplumdasınız iyilikleri güzellikleri ahlaklı olmayı anlatıyorsunuz. Bu vasıflar için ilk örnek vereceğiniz kişi veya kişiler en fazla temiz en fazla iyilik en fazla ahlak sahibinin yanında ne kadar yavandır. Birçok mensup söze işte bu kadar yavan başlıyor. Saatlerce kendi mensup olduğu cemaatin reisini veya tarikatının şeyhini anlatarak insanlara güzel hasletleri aşılamaya çalışıyor. Bu yanlış demiyorum ama bu şekil bir anlatım eksiktir. Burada yapılması gereken efendimiz hazretlerinden söze başlanıp sözün onunla bitirilmesidir. Sadece onu konuşarak bu günün sorunları çözülür mü? Soru bu cevabı size bırakıyorum.
Onsuz cemaatlerden tarikatlardan meyve vermesi beklenmemelidir. Onsuz bir cemaat, tarikat kökleri yukarıda ağaç gibidir. En güzel çiçekler onunla açar en güzel meyveler onunla yemiş verir. Buna delil isterseniz delil ashaptır.
4- Zamanımızın çoğunu dua ederek geçirmeliyiz. Çok dua etmeliyiz. Rabbimize ne kadar muhtaç olduğumuzun göstergesi duadır. Dua ayetlerini ve peygamberimizin yaptığı duaları öğrenelim. Ve bunları namaz kıldıktan sonra ayakta yatarken otururken okuyalım. Belki böylelikle rabbimizin ordularını devreye geçirebiliriz. Bu günümüzde artık şarttır. Çünkü bizler elimizi bir şeye dokunmak istemeyen dokunanlarında çoğu şeyi maalesef yönetemediği bir insan topluluğuyuz. Örnek dokunmak istemeyen ben dokunup ta beceremeyenler örnek…
5- Değerli kardeşlerim üzülerek söylemeliyim ki Müslümanların çoğu parayla imtihanlarını kaybetmektedirler. İnsanlardan para toplayıp dini hizmetler yapmayı bu gün her ibadetin üstünde görmekte olan kardeşlerimiz vardır. Bazen parayı verenin kimliği ne iş yaptığı bilinmeden yardımlar toplanıyor. Bunlarla camiler ve kurslar dini hizmetler yapılıyor. Bu, hizmetlerin temizliğine kabulüne noksanlık getirebilir. Böyle yapmayalım. Kendi kazandıklarımız kendi ürettiklerimizle hizmetimizi yürütelim. Bilmediğimiz rabbimizin sevmediği kişilere el açıp yardım isteyecek kadar kendimizi düşürmeyelim. Kusura bakmayın ama m ensuplarının yüz binleri bulduğu bazı cemaatler tarikatlar kurdukları kursları faaliyet alanlarındaki kurumları ayakta tutamadıklarını söyleyip kendileri yardıma muhtaç olan halktan para istemektedirler. Bunda bir şey yok tabii ki ama İslam’ın böyle bir ahlakı olduğunu bilmiyorum. Daha çok müslümanlar kazanır insanlara karşılıksız verir. Halka hizmet ettirmek için onları çalıştırmaz. Kendileri halka hizmet için çalışır. Maalesef şimdi tam tersidir. Belki bu söylediğim çoğunlukta değil ama ben bir tane böyle bir örnek biliyorum. Bir örneğin dahi bulunması Müslümanlara ağırdır. Bunun böyle bir ihtimale dönüşmesi dahi Resulullah (s.a.v)’in duyduğunda üzülmesine yetecektir. Onu üzmeye hakkımız yoktur. Çünkü o kendi kazandıkları ürettikleri ile hizmetini yürütmüş. Ashapta gönül huzuruyla onun işaret ettiği yerlere harcama yapmışlardır.
 

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
47
6- Silahla yaptığımız mücadelelerimiz en acı sahneleri yaşamamıza sebep olmaktadır. Düşmana karşı çevrilmesi gereken silahlarımız bir süre sonra birbirimize ve masum insanlara çevrilmektedir. Sonuçta bilânçosu ağır bedeller ödüyoruz. Bence silahı doğru kullanmayı öğrenene kadar elimize silah almamalıyız. Her taraftaki silahlı mücadeleyi bırakmalı ya da mücadeleyi doğru yönetmeliyiz. Bizim dışımızdakilerin yaptıklarını yaparsak bizim bir farkımız kalmaz. Bizim farkımız olmalı bize örnek olan peygamberimiz(s.a.v) efendimiz bu konuda bizim neleri yapmamız gerektiğini söylüyor. Savaşı kaybetsek bile sivillere bizden olanlara silahlarımızı doğrultmamalıyız. Savaşı kaybetmememiz lazım derseniz size şunu söylerim amaç savaş kaybetmemek değil bu değerleri getirene saygıdır. İslam’ın bütün değerlerinin bugünde yaşanabilir olduğunu gösterebilmektir. Hesabı vereceğimiz rabbimizin huzuruna; sivilleri çocukları öldürmüş olarak çıkmaktan daha acıklı bir sahne düşünemiyorum. Rızasını kazanmak için savaş açtığımız canımızı yoluna koyduğumuz rabbimizin rızasını kazanamamak ihtimali gerçekten acı bir sahne. İsterse bin tane savaş kaybedelim ama İslam’ın getirdiği değerleri peygamberimizin yaşantısını doğru olarak bizden sonraki nesillere aktaralım. Bu gün birçok cemaat ve tarikat mensubunun liderler dâhil ellerine silah geçtiklerinde bir birlerine nasıl davranacaklarına dair veriler bundan önce birbirlerine olan söz fiil ve davranışlarıyla kanıtlanmıştır. Bir de silah olursa Allah korusun. Konuşma kültürü dahi yoktur. En iyisi konuşmasına karşısındakini itham ederek başlar. Benim burada yaptığım gibi.

Kardeşlerim ben Müslümanların bu gün şimdi ve yarın kendi elleriyle sıkıntılara son verebileceğine inanmıyorum. Onların hepsinden kendimden dahi ümit kestim. Umudum vardı nereye kadar biliyor musunuz? Sabah ezanı okunurken Bağdat bombalanırken Müslümanların bu görüntü karşısında duygulanıp birleşeceğini umduğum zamana kadar. Tekerlekli sandalyedeki müslüman bir kişinin sabah namazdan çıkarken şehit edildiği zamana kadar. Ceza evinde Müslümanlara yapılan işkencelerin biz size böyle yaparız sizin sesiniz çıkmaz diyen insanlara şahit olup sesimizin dahi çıkmadığı kendi iç meseleleridir deyip ses çıkarmadığımız zamana kadar. Bir itiraz duyabiliyorum. Hepiniz biz bunlara son vereceğiz sabret diyorsunuz. Bunları yaşayıp, görüp, duyup harekete geçmeyen beni kusura bakmayın ama hangi görüntü harekete geçirecek. Ama rabbimizden ümit kesmedim onun için duaya namaza zikir’e daha fazla sarılalım. İslam, biz varsak olur biz yoksak İslam yaşanmaz anlayışının yobazlık olduğu bilinciyle rabbimizden bizim yerimize yeni nesiller getirmesini isteyelim.

Müslümanlardan ümit kesmemiş olursanız yapacağınız ilk iş çevrenizi dolaşır birlikte hareket edeceğiniz kardeşler bulur onlarla iki kitap bir tefsir okur oh ne kadar büyük işler başarıyoruz dersiniz. Bununla mutluluk duyarsınız. Ezan okunur namaz vakti girer siz bu camilerde imamların arkasında namaz kılınmayacağını sizin topluluğunuzun daha takvalı daha dindar olduğunu düşünürsünüz. Ve bulunduğunuz cami yerine yüksek binalarınız da cemaat olursunuz. Bununla mutlu olursunuz. Müslümanlara yardım için zekât fitre toplar onu da bir kasanın içine koyar bekletir sizin düşüncenizde olan sizin cemaatinizden olan tarikatınızdan olan kimselere dağıtır. Mutlu olursunuz. Başka renkten dilden olan insanlara sırf renklerinden dillerinden dolayı hakaret eder bunlar devletimizi yıkmak istiyorlar diyerek Devlete bağlılığınızı gösterirsiniz. Mutlu olursunuz. Bu davranışların hepsi bir tek toplulukta değil ama birinde mutlaka bunların bir kaçı birden bulunmaktadır.


Iraktan ses geliyor. İmdat imdat imdat yardım edin çocuklarımız öldürülüyor. Masum kadınlar öldürülüyor. Ebu gurayb de işkenceler yapılıyor. Birileri gelsin bizi kurtarsın imdat. Cevap veriyoruz. Biraz daha bekleyin biraz daha ölün biraz daha ırzınıza namusunuza girilsin bizim şimdi işlerimiz var. Bizler şimdi başörtülü üniversitelere giremiyoruz. Üniversitelere girip okuyup çalışıp zengin olup size yardım edeceğiz. Şimdi iki otomobile bine biliyoruz özel uçağımızı da alalım geliriz. Şu anda bir apartman bizim bir de yazlığımız olsun hele bakarız. Başbakan olduk bekleyin biraz sonra cumhurbaşkanı da olacağız. O zaman Müslümanların kurtulduğu gündür(!).
Ya doğru siz Arap değil misiniz? Biz Araplara yardım etmeyiz. Araplar bizi arkadan vurdu. Siz kendi başınızın çaresine bakın. Biz üstün bir ırkız. Aşağılık ırkların çektiği sıkıntılar bizi ilgilendirmez. Bu sözler camilerde imamlık yapan cemaatlerde üst düzey yöneticilik yapan kardeşlerimize aittir. Bu kulaklar bunu duymuştur. Kardeşlerim bu ve benzeri cümleleri gökyüzü ve yeryüzü de kaldıramamaktadır.
 

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
47
İslam ülkelerinden biri olan Türkiye de durum budur. Diğer İslam ülkelerinde durum bundan farklı değildir. Kendi iç çekişmeleri birbirlerine olan kin ve düşmanlıklarını silahla çözmeye çalışan insan toplulukları Şiilerle Sünniler hamalsılarla el fetihçiler şucularla bucular bir birlerini öldürmektedirler. Diğer bazıları da kendi zenginlik ve makamları kaybolmasın diye hiçbir şeye ses çıkarmamaktadırlar. İşte size halimizi özetleyen bir şiir.

Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile...
Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nafile!
Kaç hakikî Müslüman gördümse: Hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!
İstemem dursun o payansız mefahir bir yana...
Gösterin ecdada az çok benzeyen bir kan bana!
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigâr!
Çok değil ancak! Necip evlâda lâyık tek şiar.
Varsa şayet, söyleyin bir parçacık insafınız:
Böyle kansız mıydı – Hâşâ – kahraman eslâfınız?
Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdasına?
Benzeyip şirazesiz bir mushafın eczasına,
Hiç görülmüş müydü olsun kayd-ı vahdet tarumar?
Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedar?
Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?
Böyle adet miydi, bî-perva, yemek insan leşi?

Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan!
Hey sıkılmaz! Ağlamazsan, bari gülmekten utan!
“His” denen devletliden olsaydı halkın behresi:
Payitahtından bugün taşmazdı sarhoş narası!
Kurt uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi,
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi.
Lâkin aşk olsun ki, aldırmaz da otlarmış eşek,
Sanki tavşanmış gelen yahut kılıksız köstebek!
Kâr sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı...
Hasmı, derken, çullanmışlar yutmadan son lokmayı!..

Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üslûba sok:
Hâlimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.
Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız!
Bir bakın: Hâlâ mı hâlâ ihtiras ardındayız!
Saygısızlık elverir... Bir parça olsun arlanın:
Vakit çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın!
Davranın haykırmadan nâkûs-ı izmihlâliniz...
Öyle bir buhrana sapmıştır ki, zira haliniz:
Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok mateme!
Davranın, zira gülünç olduk bütün bir âleme,
Bekleşirken gökte yüz binlerce ervah, intikam;
Yerde kalmış, naşa benzer kavm için durmak haram!
Kahraman ecdadımızdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa: İstikbalinizden korkulur, pek korkulur!
13 Haziran 1329 (1913)
 

fu zuli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
6
Yaş
47
Kardeşlerim vicdanlarınıza sesleniyorum. Beni duyan var mı? Ne olur Müslümanları kurtarın. Ne olur beni muhatap almayın. Ama şu ıraklı şu Afganistanlı şu Filistinli şu kendi çocuklarınız için yalvarıyorum ağlıyorum ayağınıza kapanıyorum ne olur bunlara yardım edin. Ne olur benden takvalı benden âlim benden daha ferasetli büyüklerime yalvarıyorum. Ben mi sorun ediyorum bilmiyorum ama yaşayamıyorum. Boğuluyorum. Her gün ölüm her gün adaletsizlik her gün fuhuş her gün kötülük her gün zulüm her yer kan her yer gözyaşı her yer pislik ne olur çaresizim ne olur sesimi duyan var mı ne olur.
Bakın bugün bütün müslüman çocukları bütün çaresizler bütün kadınlar ve yaşlılar Amr İbn salim gibi sesleniyor. Cevap verecek kimse yok mu muhatap yok mu?
Bekir ve Huzaa kabilesi arasında eskiden gelen bir düşmanlık vardı. Ve bir gece Bekir kabilesinin lideri Halid bin Muavi-ye ed-Deyli, Huzaalılara el-Vetir diye bilinen bir su kenarında saldırdı ve bir kısmını öldürdü. Kureyşliler de ona silah ve asker yardımında bulundu. Amr İbn Salim el-Huzai'de Resulullah (sav)'e kaçtı. Resulullah (sav)'e geldiğinde mescidin avlusunda durdu ve şu şiiri okudu:
"Ey Rabbim! Muhammed'i yardıma çağırıyorum Bizim ve onun babası eski dostturlar.
Sizler çocuklarımız, bizler büyükleriniz gibiyken; Bir araya geldik ve ahdi bozmadık.
Şüphesiz Kureyş sana verdiği vaatte durmadı, Yaptığın antlaşmayı boşa çıkardı.
Çağrıma kimsenin gelmeyeceğini zannettiler; Onlardır azınlık olan reziller.
Geceleyin Vetir suyunda bize baskın düzenlediler, Rükûda ve secdede bizleri katlettiler."
Allah Resulü (sav) buna cevaben; "Ey Amr İbn Salim! Yardım olunacaksınız" diğer bir rivayete göre ise: "Beni Kâb'a yardım etmezsem yardım görmeyeyim" buyurdu. Bu ifadeyi tekrarladı. "Beni Kâb'a yardım etmezsem yardım görmeyeyim"
75. Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!
Ben de bu aciz kimselerden birisiyim kendi hakkını bile koruyamayacak durumda birisiyim. Aynı şekilde aynı ifadelerle sizlerden yardım istiyorum. Bu durumdaki insanlara yardım edecek konumunuz olmadığını biliyorum. Ben de sizlerden birisiyim. Kendimden çıkarak bunu başaramayacağınızı biliyorum. O zaman gelin ölelim şehit olmayı isteyelim. Öldürmeyelim çünkü haklı itirazlar geliyor bu duruma. Hiç kimseye hiçbir zalime elimizi kaldırmayalım. Huzursuzluk çıkar. Düzen bozulur karışıklık çıkar onun için hiçbir şeye elimizi sürmeyelim. Tezim onların bizleri öldürmesini bekleyelim. Her halde buna da itiraz edilmez. Yok, ölemezsin Bosna yı yaşadın bu acı içinde olduğu halde yaşayacaksın. Filistin deki acıyı yaşayacaksın ırak Afganistan’daki müslümanlar öldürülecek sen yaşayacaksın. Afrika’daki insanlar açlıktan ölürken sen yaşayacaksın stok yapıp çocuklarının hayatını da garanti altına alacaksın. Bunun için her türlü yola başvuracaksın. Ölümü de istemeyeceksin. Savaşmayacaksın tamam öldürmeyeceksin tamam aynı zaman da öldürülmeyi şehit olmayı da istemeyeceksin. Ellerini bile kaldırmayan insanları öldürenlere beni de öldürün demeyeceksin. Kardeşlerim sizler yol bulup cenneti garantilemiş olabilirsiniz bu yaşadığımız acımasız dünya da ben başka yol bulamadım. Bütün karnem sıfırlarla doludur. Ne olur beni anlayın belki beni muhatap alıp şehit ederlerse ihtimal ki o güzel insanların yurduna sizlerle birlikte gidebilirim. Yok, başka bir yolum. İnsan yaptıklarını kendisini daha iyi bilir. Yaptığım amellerimle hiçbir yere gidemem. Rabbim bu devirde senin için canımı kanımı vermek istiyorum. O güzel insanların arasına beni de kat. Sen daha iyi bilirsin ki ben buna layık değilim sana onların yalvardıkları gibi yalvarıyorum. Layık olmadığım halde beni o insanların arasına katarsan lütfetmiş olursun. Lütfet rabbim. Duamı kabul et rabbim.
Sonuç olarak tezimi sunuyorum. Yaptığımız dünyalık bütün işlerimizi bırakıp kendimizi ölüme hazırlayalım. Öldürmek yok ölmek var. Ne için karanlıkların kapanması için zulümlerin bitmesi için kendi kararımız kendi isteğimizle öldürülmeyi istemeliyiz. Şehit olmayı istemek kötü bir ahlak mı ashap küçük bir toplulukken savaş kazanmaya mı gitmiş şehit olmaya mı? İslam da amaçlanan savaş kazanmak mıdır şehit olmak mı? Soru bu cevap sizde
Ne kadar acizsin kendine bir örgüt kur. Para topla büyük güçlü silahlar al ve mücadele et. Karşılık ver böyle acizlik gösterme izzetli ol diyen kardeşlerime seslenmek istiyorum. Kardeşim bir bombanın bir topun bir kimyasal bombanın bir atom bombasının ne kadar büyük tahrifatlara yol açtığını gördükten sonra bu bizim işimiz değildir. Kılıç erlik göstergesi kılıç cesaret simgesi kılıç gölgesi cennet; olsaydı amenna ama bomba bilemiyorum. Amacımız ahireti kazanmaktır. Peki, bu yaptığımız mücadele sivillere kardeşlerimize zarar verirse ahiret nasıl kazanılacak. Ama hiçbir şeye dokunmadan öldürülürseniz ihtimal yüksektir. Daha başka çözümünüz varsa hemen uygulayın.
Not: Ben Fu zuli bilinmesini istiyorum ki bütün İslam düşmanlarına karşıyım. Yine bilinmesini istiyorum ki üç çocuk babası olarak öldürmeye değil ölmeye hazırım. Bütün küfür bağlılarına sesleniyorum. Sizler bu güne kadar kimsesiz suçsuz günahsız insanları öldürdünüz. Öldürmektesiniz. Sizden isteğim beni de öldürmenizdir. Çünkü size karşıyım. Çünkü Elime geçen ilk fırsatta rabbimin yardımıyla sizi yok etmek istiyorum.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt