Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kendimizi Okumak! (1 Kullanıcı)

aKis

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
304
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40

Bismillah… Peygamber efendimizin siyeri bir hikâye, bir öykü olsun diye okunmaz, her okunan hayatın ortasına mıhlanmalı, örnek edinip yaşantımızın içine sarmalıyız.

O dönemin artıları-eksileri, doğruları-yanlışları, egemenleri-egemensizlikleri, kaygıları-kaygısızlıkları, hesapları, telaşları, düzenleri, insanları, erkek ve kadınları, kâfirleri, münafıkları ve müminleri her çağda aynıdır, değişen sadece kalıplardır.

Kimileri inatla siyeri o döneme hapsedip, bu döneme sadece duygusal tadını sunmak istiyorlar. İnsan zaten psikolojik olarak herhangi büyük bir şahsiyetin hayatını okurken duygusal tadı alıyor.

Ama Peygamber efendimiz herhangi büyük bir şahsiyet değil ki; O âlemlere rahmet olarak, müjdeleyici ve uyarıcı, güzel bir örnek, güzel bir ahlak üzere gönderilen Resullerin imamıdır.

O’nun siyerini okurken kendimizi okumalı, o hayattaki yerimizi görmeliyiz. Bunu yaparken 1430 yıl önceye gitmek yerine, o zamanı bu zamana taşımalıyız.

Şu soruyu kendimize sık sık sormalıyız; Acaba bugün biz neredeyiz? Peygamberin karşısında mıyız, yoksa yanında mıyız? Vahyin inşa etmek istediği hayatın içinde miyiz, yoksa dışında mıyız?

Bu soruyu kendimize sormalıyız ama cevabı biz vermemeliyiz. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır, kendi hatasını görmez; hemen kendini peygamberin yanında, vahyin inşa ettiği hayatın içinde görür.

Bu da sağlıklı bir doğru cevaba ulaştırmaz. Ancak bunu vahyin ve sünnetin süzgecinden geçirerek, yaşantımızın oyumluluğuna, yansımalarına şahit olanların şehadeti dosdoğru cevaba iletir.

Siyer okumalarımız saflarımızı belirlemeli, ahlaklarımızı sorgulatmalı; bu belirleme ve sorgulamayı her daim kendimize yapmalıyız.

İnsanın zafiyetlerinden biride kendi hatasını görmek yerine her zaman başkalarının hatasına gözü takılır. Şu cemaatin, grubun, şu ferdin, şahsiyetin safını belirlemeye, ahlakını sorgulamaya çalışır.

Bir insanın hayatını film yapsanız, isimleri, yerleri ve figürleri değiştirip o insanın hatalarını senaryolaştırıp ona izletseniz yinede kendi hatalarını görmez.

Bu da Rabbimize olan sorumluluğun bilincinden kaçış anlamı taşır.

Burada temel bir okuma problemi ile karşı karşıyayız. Kur’an okumalarımızda, siyer okumalarımızda kesinlikle kendimizi görmeliyiz, bu ilahi bir sorumluluktur. Sorumsuzca davranışlar hem Kur’an’a ve hem de Siyere saygısızlıktır.

Yüce Rabbimiz, hucurât suresinin onikinci ayetinde şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.”

Okumalarımızda “kendimizi okumak” duasıyla…


Yazar : Harun Uçur
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt