Pek çoğumuz sayısız cenaze törenine katılmışızdır. Musalla taşını üzerinde duran merhum ya da merhumenin beraberinde kefenden başka bir şey bulunduğunu göreniniz oldu mu? Ölüm anından itibaren ölen kişinin dünya hayatında ardında bıraktığı makam, mevkii, şan ve şöhretinin kendisine herhangi bir faydası var mı? Ya evlerin, arabaların, eşin dostun akrabanın, banka hesapları, altın stokları ya da borsadaki hisse senetlerinin? Evet, bunların ve daha fazlasının da hiçbir değeri yoktur. İnsanın dünya hayatında yaşarken yaptığı kulluk vazifeleri, hayırlar ve ihlâslı davranışlar dışında beraberinde götürdüğü kendisine yarar sağlayacak bir güvencesi yoktur. Doğumunda geldiği gibi gider bu dünya hayatından. Peki, öldükten sonra tekrardan diriltilip, dünya hayatında sahip olduğu nimet ve imkânlardan ihtiyaç sahiplerini nasiplendirmediğinden dolayı hesaba çekilen biri o utanç, korku ve pişmanlıktan dolayı geri dönüp de tüm malını mülkünü hayırlı şeyler uğruna sarf etmeyi arzulamaz mı? Düşünmek lazım -alacağımız bir sonraki nefesimiz garanti olmasa da- henüz zaman varken. İmanımızı kaybetmeden imanımızın, sağlığımızı kaybetmeden sağlığımızın ve ömrümüzü kaybetmeden bize emanet olarak verilen ömrümüzün kıymetini bilelim. Nasıl olsa ileride yaparım gafletine kapılmadan, yaşantımıza ve kendimize çeki düzen vermeye artık kaçınılmaz gerçekleri fark etmeye çabalayalım. Tabi zamanımız varsa.:A