Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Katliamın sebebi kafir rejim (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kan Davası Değil,Asrın Davası!
Dinle, sana bir hikaye anlatayım. Masal bilmez bizim nesil! Ninnilerle uyutmaz kuzuları, manilerle aldatmaz!
Oralarda hayat, olağan bir acıdır; sıradan bir sevinç!
………………
Venizelos, bebecik dinlemeden, karnındakini, anasıyla dipçikletti, bu ülkede. Henüz et kemikten ayrılmadan, bastı necis ayaklarıyla, Boğaz’a, Altın Boynuz’a.
Kırk yıllık dosttu sanki(!) Hiçbir şey olmamış, Batı’sında Anadolu’nun…. Karartmamıştı hayalleri(!) Giderayak, pek sevindi, mutlu oldu.
Fetih’le yıkılan heykeller, boy veriyordu yeniden.
Apollon, Zeus, Europa, Olimpos… Gün yüzüne çıkıyor, toprakaltından… Küfrün kolları gaflet / ihanet / dalalet üçgeninde birleşiyordu, iki yakada.
Athena, kurulacağı tepede yer beğeniyor, mimarisini nakşediyordu Hacı Bayram’ın Diyarı’na. Onursuz işlerdi, o nursuz adamların işlediği!
Dost, düşman; düşman, dosttu. Saniyesine bile hükmetmek isterken, ‘Ne yapalım, kansız olmaz!’ nesebi bozuk kurgusu, kan revan içinde bırakıyordu Menemen’i, Menderes’i; Lice’yi, Pervari’yi…
………………
“Gönder okula, çocuğunu!”
“Olur da, izbe yerlerde kurt kapar evladımı. Gönlü aydınlanmışken Hira’dan Gelen Nida’yla, şimdi uzak illerde, Marks düşer peşine, Lenin yetişir imdada(!)
Gelir buralara, beğenmez İffetin Sembolü’nü, Kurtuluş’un İdolü’nü. Açmaz Mushaf’ın yaprağını, tanımaz ecdadın toprağını, enstitü çocuğu(!)
Gönderemem. Yarın Hakk’ın huzuruna, çıkamam ‘ate’ bir evlatla! Eğitimse ‘beşikten mezara’, itikadımca. Lakin kıyamam körpeye, atamam derin çukura!
Hem, benim değil mi evlat, can benim değil mi? Tillo’da bin yıllık uzay medresesini, sensin tahrip eden!
Şimdi kalkmış, seferberlik ilan eden! Önce çıkaran kamuyu, ‘kamusal alan’ diye, sonra kalaylayan ‘Niye inandın?’ diye!
Kuracaksan bir ilgi, gönülle beyin arasında, başım gözüm üstüne! Lakin, senin tanrın ‘cosmos’! Tüm izmlere paydos!”
“Keyfin isterse! Zaten tipini de beğenmedim. Kırçıl sakalın, toza bulanmış şalvarın, yiril yiril kokan cizlavutunla, bir ‘eski zaman adamı’na benziyorsun!
Anlayacağın ‘kıro’sun! Bekle bizi, yakacak seni Tekin Alpçi çizgi!”
…………………..
Başlayalım şimdi, önce isimler… Kapadokya, Trakya, Antakya, Frigya, Marmara, Ege… unutulmuş atalarımızın diyarı.
Başlasın kazılar, çalsın oratoryolar! Buluşsun Hitit, Urartu, Sümer, Efes. Silinsin; Selçuk, Karahanlı, Osmanlı…
Ne o öyle, kanun, ud, ney! Üfle üfle, nefes yetmez, üflemeli çalgılar. Gelsin basgitar, duyulsun viyolonsel!
‘İşte özlenen çağdaş ülke, aksın salonlara coşkun sel(!)
Şimdi tam da zamanı. Yoksulken halk, yorgunken toprak!
………………
Şu Fırat’ın ötesi, hep ayak bağı, sanki. Ne vakit ‘taşeron’lar istila etse Anadolu’yu, dikilir Eyyup sabrıyla, Selahaddin hıncıyla.
Kulp takarız Kulp’a, sileriz hafızadan, mümkünse haritadan. Sustururuz bir anda, gıkı çıkmadan; dağlarız ciğerini, kırk’ı çıkmadan.
“Musul ile Kerkük’ü sizin yüzünüzden alamadık!” deriz, müfredata sokarız. Anarız hainler listesinde adını, koca bir coğrafyayı.
Yapılmıştır pazarlık Mondros’ta, verilmiştir sözler Lozan’da… Psikolojik harbi başlattık mı, gerisi gövde ile baş! İstersen bu işe şaş!
Çanakkale’de mezar taşları, kanı kan ile yıkar gladyonun çatık kaşları!
Mazıdağı Mazıdağı, sıra sıra kazı dağı! Çıkarsa yanık bir bez, kupkuru bir iskelet! Çekilsin zulmün eli, sen de onu terket!
Kırk dört beden, şehadete uçarken, tam da secde anında melekler kıskanırken!
Bir değil, bin sebep arasın insanoğlu! Sendedir Bilge Köyü, Anadolu tapusu!

Tarık Sezai KARATEPE



 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
bu konuda devleti suçlayamayız kardeşim.Adamlar dinsiz imansızsa kendi kan davası yüzünden birilerini öldürüyorsa devletin suçu ne.Dtp pkk ağzı gibi konuşulmuşbu konuda.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
bu konuda devleti suçlayamayız kardeşim.Adamlar dinsiz imansızsa kendi kan davası yüzünden birilerini öldürüyorsa devletin suçu ne.Dtp pkk ağzı gibi konuşulmuşbu konuda.
Allahcc yar ve yardımcınız olsun kardeşimiz..
.BEN YAZIDA YANIK BİR MÜSLÜMAN YÜREĞİ GÖRDÜM...
Allahcce emanet olasınız...
BESMELE....SELAM...DUA...
“Gönder okula, çocuğunu!”
“Olur da, izbe yerlerde kurt kapar evladımı. Gönlü aydınlanmışken Hira’dan Gelen Nida’yla, şimdi uzak illerde, Marks düşer peşine, Lenin yetişir imdada(!)
Gelir buralara, beğenmez İffetin Sembolü’nü, Kurtuluş’un İdolü’nü. Açmaz Mushaf’ın yaprağını, tanımaz ecdadın toprağını, enstitü çocuğu(!)
Gönderemem. Yarın Hakk’ın huzuruna, çıkamam ‘ate’ bir evlatla! Eğitimse ‘beşikten mezara’, itikadımca. Lakin kıyamam körpeye, atamam derin çukura!
 

kalemgenç

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2009
Mesajlar
499
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
s.a.
önce insanların kalbinden ALLAH KORKUSUNU sildiler
sonra kardeş sevgisini sildiler........
sonrası herkesçe malum KAN ,VAHŞETVE KİN.......kardeş kardeşe düşman.........


O NURU GÖNDER İLAHİ ASIRLAR OLDU YETER
BUNALDI MİLLETİN AFAKI BİR SABAH İSTER.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
s.a.
önce insanların kalbinden ALLAH KORKUSUNU sildiler
sonra kardeş sevgisini sildiler........
sonrası herkesçe malum KAN ,VAHŞETVE KİN.......kardeş kardeşe düşman.........


O NURU GÖNDER İLAHİ ASIRLAR OLDU YETER
BUNALDI MİLLETİN AFAKI BİR SABAH İSTER.
Allahcc yar ve yardımcınız olsun gönüldaşımız...
GÖNLÜMÜZE TERCÜMAN OLDUNUZ...
Allahcce emanet olasınız...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
BESMELE...SELAM....DUA...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kâzım Gökbayrak
Mardin'i Doğuran Sistem ve Dibe Vuran İnsanlık



Sözde İslâmcısı da dahil hepsi düzenci medya tarafından bilumum medyasıyla her türlü melametin sergilendiği, bütün müsbet ve manevî duyguların körletildiği, aile bağlarının büyük bir zevkle tarumar edildiği, insanın ekonomik hayvana döndürüldüğü ve koruculuk gibi temelinde ahlâksızlık ve ihanet olan bir çeteleşmenin varolduğu ve Batılılaşma denilen hayvanlaşmanın 80 yıldır dayatıldığı bu sistem çoktandır iflas etmiştir; Mardin’de ise sadece tavana vurmuştur ve vurmaya devam edecektir.
Bu katliamın tetikçileri aranıyorsa, yukarıda saydıklarımızdır; en başta sistemdir ve sonra sistemin ve kendi egosunun kurbanı olanlardır. Sistem, kendi hatasını görmezden gelmek için önce, “töre cinayeti, beşik kertmesi” gibi ucuz değerlendirmelere kaçıyor; veya sistemin devamından yana olanlar gerçekleri gizlemeyi tercih ediyor. Halbuki şunu açıklıkla ifade edeyim ki, yok etmek için o kadar uğraştıkları töre olsa idi, Mardin katliamı olmazdı.
Tekrar ifade ediyorum: Töre olsa idi Mardin olmazdı.
Sistemin kötülüğünden bahsedip, faillerin vahşetini hafifletmek istemiyorum; fakat sadece bir köyün değil bütün köylerin, bütün Anadolu coğrafyasının bozguncusu olan bir sisteme-bir düzene vurgu yapmak istiyorum. Bir günde bu hale gelmedik veya getirilmedik. Bunun arka planı irdelenmeli, mesuller tesbit edilmeli.
Şunu öncelikle belirtelim: Sistem bize ahlâksızlığı öğütlese de, biz onlara uymamak, kendi vicdanımıza ve kendi dünya görüşümüze göre yaşamak zorundayız. Yoksa, vicdanı, ahlakı, şahsiyeti olmayan birine döneriz, bir canavar oluruz. Sistem böyle istiyor zaten; fakat her insanın bir vicdanı, bir direnme payı, bir tercihi söz konusudur. İnsan, tercihini sürü olmaktan yana da yapar, insan olmaktan yana da yapar. Hayvan gibi de yaşar, insan gibi de.
Adına Laiklik de denen Batıcı sistem, nerede bir değer gördü mü, tam bir Yahudi zihniyeti ile üzerine hücum ediyor; en büyük düşman olarak, şahsiyeti, yiğitliği, dürüstlük ve samimiyeti görüyor. Kendi yavşaklıklarını, şahsiyetsizliklerini Batı ve Amerikan köpekliklerini hatırlatanları ise, “terörist, komünist, vatan haini, dinci irticacı, bölücü vb.” sıfatlarla damgalamak istiyor. Kendi bir numaralı vatan haini- ABD ve AB’ye ülkeyi satan- iken karşı tarafa kendi sıfatını yapıştırıyor. Çocuklar Kuran öğrenmesin diye eğitim sistemini hiçbir ahlâkî ve eğitici kural tanımadan zorla değiştiren, vicdanın kaynağı olan dinî değerleri yok etmek için 80 yıldır mücadele eden Batıcı rejim muradına ermiştir, köylüsünü-şehirlisini parçalamıştır. 70 milyonu birbirine düşman kılmıştır. Baba-oğula, kardeş-kardeşe, komşu-komşuya, hatta Müslüman-Müslümana düşman olmuştur. Düzen tarafından birçok Müslüman da yavşatılmıştır. İnsanlar, haysiyetsizlik çukuruna düşürülmüştür. Balık baştan kokar hesabı olanlar olmuştur ve bizleri daha neler, ne facialar beklemektedir. Batılılaşma uğruna, bütün değerleri yok eden bir rejim ve çivisi çıkan bir toplum. Batılıların muradı gerçekleşmiştir.
Yazının başında “sözde İslâmcı medyası da” derken, iktidarla ve dolayısıyla dünyadaki hegemonik-hedonist-terörist düzenle birlikte hareket eden, Allaha kulluğu unutan sözde ve yozlaşmış Müslümanları kasteddiğimi belirteyim ve yavşamış Müslümanlar” tabiri bunlar için Üstadın tesbitindeki gibi, “Geç geçebilirsen çamurdan…”
Balkondaki erkan-ı devlet, ülke insanlarını, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesiyle, “yesin birbirlerini” hesabı birbirlerine kırdırıyor. Bakmayın Mardin katliamına dökülen timsah gözyaşlarına. Hiçbir devlet zevatının bir saksısı kadar kıymetli değildir orada ölenler.
Bu arada halkın çoğunun da böyle olduğunu sadece işin dedikodusunu yaptığını belirtelim ve hatta bu katliama gıbta ile bakanların çıkabileceğini üzülerek belirtelim. Durum vahimdir vesselam ve devrimden başka bir çözüm yoktur. Bütün sistem baştan aşağı değişmeden kurtuluş yoktur; ne ahlakî, ne siyasî, ne hukukî, ne iktisadî kurtuluş yoktur.
Bu kadar dibe vurduktan sonra Üstad Necip Fazıl’ın Akıncı Güç (İBDA) kadrosuna ithaf ettiği “İslâmı Yenilemek” başlıklı yazısındaki “Bunca zevalin ardından ancak kemâl çığırı açılabilir” tesbitine gelmiş bulunmaktayız.
Bu kadar olumsuz tablo içinden; Üstad’ın tarih ve hal muhasebesini hatırlatan ve O’nun “her şeyden beter, bizim kendi kendini sömürgeleştirme halimiz” gibi birçok tesbitini paylaşan Yusuf Kaplan’ın 6.5.2009 tarihli “Duran Tarihi Yeni Türkiye Başlatabilir” başlıklı Yeni Şafak’taki yazısından birkaç pasaj vermek istiyoruz:
“Ancak mevcut algılama biçimlerimizin ne olduğu, nasıl oluştuğu, bizi nasıl da inanılmaz bir ufuk daralmasının ve zihin körleşmesinin eşiğine fırlattığı fark edildiği zaman, Türkiye’nin bizim henüz göremediğimiz, fark edemediğimiz gücüne ilişkin kurduğum cümlenin hiç de içi boş, anlamsız, abartılı bir cümle olmadığı, bir hakîkati ifade ettiği kolaylıkla fark edilecektir.”
“İşte benim Batılılar tarafından sömürgeleştirilmeyen ama kendi kendini sömürgeleştiren tek ülke Türkiye’dir, derken kastettiğim şey bu: Türkiye, teritoryal / toprak bağımsızlığını korumuş ama medeniyet kurucu iddialarının inşa ettiği ruhunu, rüyalarını ve iddialarını terk ederek, ontolojik ve epistemolojik bağımsızlığını yitirmiştir.”
“1500 yıllık dünya tarihi, Batı uygarlığı ile İslâm medeniyeti arasında yaşanan bir tarihtir. Ayrıca modern dünya tarihinin şekillenmesinde iki aktör birinci derecede belirleyici rol oynamıştır: Avrupa ve Osmanlı.”
“Son yüzyılda Avrupa da, Osmanlı da tarihten çekildi. Bugün dünyanın büyük sorunlarla boğuşmasının temel nedeni Avrupa’dan ve Osmanlı’dan boşalan vakumun, tarihî bir derinliğe ve birikime sahip olmayan ABD tarafından doldurulmaya çalışılıyor olmasıdır.”
“Yani tarih durmuş, dünya tarihi rayından çıkmıştır. Dünya tarihi yeniden rayına oturarak harekete geçirecek aktör, bu kez Avrupa olmayacak; bilakis gerçek anlamda bağımsızlığına kavuşarak, medeniyet iddialarını yeniden benimseyip hayata geçirme yolculuğuna soyunabilmek için zorlu bir rehabilitasyon, restorasyon ve rotasyon süreci yaşayan yeni Türkiye olacak.”
Kurtuluşumuz için hayati öneme haiz ve “ben kimim?” sualiyle eş değer gördüğümüz şu ilaveyi de biz yapalım:
Üstad; “lafını çok dinledik şimdi iş inkılapta!” diyerek tarihin akışını tersine çevirecek bir sistem ve aksiyon sahibi Salih Mirzabeyoğlu’nu yetiştirmiştir. Bir milletin varlığını mümkün kılan iddialarını, ruhunu, rüyalarını hem koruyarak, hem değişen şartlarda yenileyerek taze bir ruh üfleyen, yeniden üretebilen bir ümid ve aksiyon mihrakı olan İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’na düşmanlık da bütün bu vasıflarından dolayıdır, dostluk da bundan. Sistem ve bu sistemden beslenenler, bunun için Mirzabeyoğlu’nu istemiyor, hatta Mardin’ler devam etsin diyor..
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53


“Evimizde en kamil manada hürriyetten söz edebiliriz. Güveniriz oğlumuza, sonuna kadar kızımıza. Gecenin bir yarısı yedek anahtar, koşar imdadına.
Pek medenidir, bölmez uykumuzu aklı sıra. Bizi ilgilendiren kısmı, sağlıklı mı değil mi? Kocaman oldu, kim karışır kankasına!
Çok uğraştı, ablalar, hocalar. Neymiş, alıp götüreceklermiş eğitim kampına. Verir miyiz yaban ellere, az mücadelesini vermedik çağdaş yaşam kavgasının!
Bilinçlidir kızım, biri musallat oldu mu haber verir çabucak. Tedbirimizi alırız, kaptırmayız beyni yıkanmışlara(!)
Sekiz Yıllık köklerini kurutamadı, çok canım sıkılıyor çok! Sanki başıma ahlak bekçisi kesildiler. Ama bizim de emeğimiz var kızımızda. Bilinçlidir; tanır, dostu düşmanı.
Geçenlerde çantasını karıştırdım. Baktım
, doksan dokuzluk.
Dedim:
‘Bu ne hal kızım?’
‘Şey baba, hediye!’
Hediye de olsa, Mekke Medine’yi anımsatan her şeyden uzak duracaksın. Hakkımı helal etmem yoksa sana!’
Hakkını helal etmek… Dini bir kavram değil mi! Hani her türlü rituelden uzaktık!’
‘Dilimi eşek arısı soksun, söylemem bir daha.’
Bu minval üzere konuştuk, epey de terletti hani.
…………………..
“Sustun.”
“Ne deyim, evlat senin! Telefon çalıyor!
”Karakola buyurun, acele edin lütfen!”
“Komşu, olur böyle vakalar, geçen de fazla kaçırmış alkolü, sızmıştı. Haber verdiler, gittim aldım, kafebardan.”

…………………….
“Arkadaşlar hastaneye götürecekler sizi, telaşlanmayın lütfen!”
“Memur bey, hastanede hangi serviste kızım?”
“Beyefendi söylemek güç, metin olun. Kızınız morgda! Kafası ayrılmış gövdesinden! Tanınmayacak halde yüzü!”
“Kime ne zararı vardı yavrumun, kim getirdi bu hale?”
“Tanırsınız katilleri, soğukkanlı olun!”
“Medeni bir ortamdı gittiği yer, yanlış olmazdı oralarda.”
“Acınızın arasında bile savunuyorsunuz, çekip kafayı, kelle kesen canileri!”
“Sustum. Anladım, bir ömre malolan hatamı.”

…………………….
“Komşu haklıymışsın, canımdan bir can gitti, bu gece. Meğer yedirip içirmek, giydirip kuşandırmak değilmiş ana babalık.
Zaten bunlar en temel ihtiyaçmış.
Gönlüne katmamışız, Vahiy’den bir eser.
Nasıl döneriz bu yoldan, nasıl?”
“Cana karşılık can kurtar! Çağır kızının arkadaşlarını.
De ki onlara:
‘Sizde kızımı görüyorum. Koşun Hakkın Yolu’na. Tuzak kuruldu, tuzak. Hem de ne tuzak! Vahiy’le aranıza mesafeler koydular.
Yüz Temel Eser diye önünüze sürdüklerine bir bakın! Hayat Kitabı var mı içinde?
Musa’nın haberi ulaşmasın, İbrahim bilinmesin, Asiye’nin saraydaki zulme karşı mücadelesini ruhunuz bile duymasın, Sümeyye’nin şehadeti yolunuza ışık tutmasın! diye yapılan her şey, atılan her adım.
Hoca camide!’ dedirtmek için bir filme milyon dolar vermişler, geç anladım.
Çoktan seçmeliler arasında sınav delisi oldunuz. Yarış atı misali.
Mumlarla caddeleri kuşatmak, onun hatırasını yaşatmak değil. Yapacaksanız bir iyilik, çıkın ana babanızın karşısına, sorun onlara:
‘Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten, kendinizi ve ailenizi koruyun! Yüce Mesaj’ından yok mu haberiniz!

Ne vakit görseniz bir iyilik, kuşkuya düştünüz oracıkta. Okular tatil olunca bari bırakın yakamızı, dedik. ‘Rahle başında ömür tüketeceğinize, gezin eğlenin, arşınlayın sokakları!’ cevabınız.
İşte şimdi hesap zamanı!

Sorgulayacağız, okuduğunuz gazeteyi, gittiğiniz kafeyi. Siz bizi değil, biz sizi takipteyiz bundan böyle. Sızlanmak geçti artık.
Komşusunun sobaya attığı dördündeki yavrucağın da, anasının ‘Gördü rezilliğimi, gider de anlatır!’ diyerek betona gömdüğü sabinin de biz soracağız hesabını.


Biz, yeni nesil, bugün daha iyi anlıyoruz Şair’i:
‘Üç katlı ahşap evin, her katı ayrı alem / Üst kat: Elinde tesbih, ağlıyor babaannem
Orta kat: Annem ve mavs oynayan aşıkları / Alt kat: Kız kardeşimin tamtamda çığlıkları!’
Kutlu Önder’e kulak vereceğiz sadece:

‘Gördüğünüzde bir kötülük, mümkünse elinizle, sonra dilinizle düzeltin. En zayıfı buğz etmek, imanın.’
Acılar yaşanmasın, hayatlar kaybolmasın, umutlar tükenmesin.

Bin sekiz yüz vampirist, senin vebalin.


Tarık Sezai KARATEPE


 
C

ceylin2009

(Arkadasimiz cok güzel yazmis)

O NURU GÖNDER İLAHİ ASIRLAR OLDU YETER
BUNALDI MİLLETİN AFAKI BİR SABAH İSTER.

sizinde emeginize saglik ,Allah sizden Razi Olsun.

ve cümlemizin YARDIMCISI OLSUN
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
(Arkadasimiz cok güzel yazmis)

O NURU GÖNDER İLAHİ ASIRLAR OLDU YETER
BUNALDI MİLLETİN AFAKI BİR SABAH İSTER.

sizinde emeginize saglik ,Allah sizden Razi Olsun.

ve cümlemizin YARDIMCISI OLSUN
kardeslik.jpg

Allahcc senden razı olsun kardeşim,gönüldaşım...
Allahcc yar ve yardımcınız olsun....
BESMELE...SELAM...DUA...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt