nihalim
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Eki 2006
- Mesajlar
- 2,593
- Tepki puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
- Konum
- *meftun*
- Web Sitesi
- www.hatim-online.com
Kardelen ki...?
Bak mü'mine nasıl da zorluklarla savaşıyor, tıpkı bir kardelen çiçeği gibi; ölümden, soğuktan, yokluktan bir çiçek misali hem zarif, hem dimdik.
Her yerde karlar var. Kardelenlerse küme küme sokulmuş birbirine, hiçbir etkinin kendini eğip bükmesine izin vermemeye çalışıyorlar.
Soğuk rüzgarlar esiyor, kardelenlerin belki de en tatlı rüyalarını bölüp geçiyor.
Kardelenler, bu sessiz ölümle nasıl savaşıyor?
İnsanlar, bunca acıya nasıl katlanıyor?
İnanç!.. Baharın bir gün geleceğine dâir duyulan çok güçlü bir inançları var.
Yaşayabilecekleri, açabilecekleri baharı bekliyorlar.
O bahar ki; bu dünyanın yüzünde rastlanmamış hiçbir zaman. Kardelenler kışın açtıklarında o baharı beklerler. Onlar bu dünyanın hayal baharını hiçbir zaman özlemezler.
Onların özlemini çektikleri bahar; soldukları zaman gidecekleri yerin baharıdır.
Gerçeği bilen insan, bu dünyadaki güzelliği özlemez onun özleyeceği güzellik kendine vaad edilendir.
Kimi çiçekler korkudan çıkamaz toprağın yüzüne, bu kısmen, bile bile mü'min olmayanın haline benzer. Hiçbir şey yapmadan ömür tüketir kara toprağın dibinde.
Kimi çiçekler zorlamayla çıkarlar yüzeye, en ufak rüzgarda salınır, sürüklenir oradan oraya… Çünkü kökleri sağlam değildir. Bu, inancı az olan zorlamayla inanan kimseyi hatırlatır. Onların cenneti sallantıdadır.
Kimisi de kışın geleceğini, karların kendisini donduracağını, baharın solduracağını bile bile çıkar yüzeye. Toplanır bir olur kardeşleriyle. Kök salar en dibe. İşte bu kardelen, gerçek mü'minin simasına benzer. Zarifliği ezilse de topukların altında, solsa da, rengi atsa da söküp atamazsınız onu inancın hasından.
Daha da zorlarsanız inancını değil, canını alırsınız.
Âlemleri yaratan Rabbim, kışın bile güneş doğdurur onların üstüne, sırdaş eder kalbi aynı olanları ve gözetir onları.
Yeter ki; rüzgara, kışa, zorluklara eğilmeyen o en güzel kardelen, O'nun önünde secde etsin. İmanıyla titresin. Bu en büyük armağan değil midir?
Kış güneşinden bile öte değil midir?
Bilmez mi?
O kardelenin Rabbi istese, eritir karları, uçurur başında binbir renkli kuşları, estirir serin rüzgarları… Ama kardelen, bir imtihan dünyasında açtı gözlerini, unutmadı, kime ibadet etmeye geldiğini.
Aynı zamanda kıskanmamalı yıldızları, bilmeli onlar da kendisi gibi Allâh'ın yarattığı bir beyaz çiçektir gökte açan. Göklerin topraklarına köklerini salan.
Unutmamalı, hatırından hiç çıkarmamalı. O karları öpüp koysa başına yeridir. Yoksa Rabb'ine nasıl varacaktı?
Kapılmamalı, karlarda kaybolmamalı, özünü hele hiç unutmamalı.
Ben bir kardelenim, olsa olsa sarı, basit bir çiçek; ama O'nu zikrettikçe rengim nûrânî parıldayacak, köklerim dünyayı saracak ve ben basit bir kardelen olmayacağım en sâdık kul, en üstün vasıflı çiçek olacağım.
Zamanı geldi mi, toprağımı bırakacak O'na doğru yola çıkacağım.
ALINTI (AMİNENUR değerli kardeşim sizin için...:a03: )
Bak mü'mine nasıl da zorluklarla savaşıyor, tıpkı bir kardelen çiçeği gibi; ölümden, soğuktan, yokluktan bir çiçek misali hem zarif, hem dimdik.
Her yerde karlar var. Kardelenlerse küme küme sokulmuş birbirine, hiçbir etkinin kendini eğip bükmesine izin vermemeye çalışıyorlar.
Soğuk rüzgarlar esiyor, kardelenlerin belki de en tatlı rüyalarını bölüp geçiyor.
Kardelenler, bu sessiz ölümle nasıl savaşıyor?
İnsanlar, bunca acıya nasıl katlanıyor?
İnanç!.. Baharın bir gün geleceğine dâir duyulan çok güçlü bir inançları var.
Yaşayabilecekleri, açabilecekleri baharı bekliyorlar.
O bahar ki; bu dünyanın yüzünde rastlanmamış hiçbir zaman. Kardelenler kışın açtıklarında o baharı beklerler. Onlar bu dünyanın hayal baharını hiçbir zaman özlemezler.
Onların özlemini çektikleri bahar; soldukları zaman gidecekleri yerin baharıdır.
Gerçeği bilen insan, bu dünyadaki güzelliği özlemez onun özleyeceği güzellik kendine vaad edilendir.
Kimi çiçekler korkudan çıkamaz toprağın yüzüne, bu kısmen, bile bile mü'min olmayanın haline benzer. Hiçbir şey yapmadan ömür tüketir kara toprağın dibinde.
Kimi çiçekler zorlamayla çıkarlar yüzeye, en ufak rüzgarda salınır, sürüklenir oradan oraya… Çünkü kökleri sağlam değildir. Bu, inancı az olan zorlamayla inanan kimseyi hatırlatır. Onların cenneti sallantıdadır.
Kimisi de kışın geleceğini, karların kendisini donduracağını, baharın solduracağını bile bile çıkar yüzeye. Toplanır bir olur kardeşleriyle. Kök salar en dibe. İşte bu kardelen, gerçek mü'minin simasına benzer. Zarifliği ezilse de topukların altında, solsa da, rengi atsa da söküp atamazsınız onu inancın hasından.
Daha da zorlarsanız inancını değil, canını alırsınız.
Âlemleri yaratan Rabbim, kışın bile güneş doğdurur onların üstüne, sırdaş eder kalbi aynı olanları ve gözetir onları.
Yeter ki; rüzgara, kışa, zorluklara eğilmeyen o en güzel kardelen, O'nun önünde secde etsin. İmanıyla titresin. Bu en büyük armağan değil midir?
Kış güneşinden bile öte değil midir?
Bilmez mi?
O kardelenin Rabbi istese, eritir karları, uçurur başında binbir renkli kuşları, estirir serin rüzgarları… Ama kardelen, bir imtihan dünyasında açtı gözlerini, unutmadı, kime ibadet etmeye geldiğini.
Aynı zamanda kıskanmamalı yıldızları, bilmeli onlar da kendisi gibi Allâh'ın yarattığı bir beyaz çiçektir gökte açan. Göklerin topraklarına köklerini salan.
Unutmamalı, hatırından hiç çıkarmamalı. O karları öpüp koysa başına yeridir. Yoksa Rabb'ine nasıl varacaktı?
Kapılmamalı, karlarda kaybolmamalı, özünü hele hiç unutmamalı.
Ben bir kardelenim, olsa olsa sarı, basit bir çiçek; ama O'nu zikrettikçe rengim nûrânî parıldayacak, köklerim dünyayı saracak ve ben basit bir kardelen olmayacağım en sâdık kul, en üstün vasıflı çiçek olacağım.
Zamanı geldi mi, toprağımı bırakacak O'na doğru yola çıkacağım.
ALINTI (AMİNENUR değerli kardeşim sizin için...:a03: )