İlk Müslüman bir kadındı Hz. Hatice...
İlk şehid de bir kadındı Hz. Sümeyye...
Allah kadınlara ilk olmayı layık görerek şereflendirirken nedense din tacirliğine meraklı erkekler kadınları küçümsemekte ve “ALLAH sizi böyle kapasitesiz yaratmış bayanların genel özelliklerindendir bu…” Diyebilmekteler… Doğrusu din tacirliğini bırakıp birazcık dini eğitim almalarını tavsiye edeceğim, hiç değilse bir işe yarar…
Çünkü bu takdirde küçümsedikleri bu varlıklara, yani bir kadına, Hz. Hatice’ye Allah’ın Cebrail aracılığı ile bizzat selamını gönderdiğini bilirlerdi. Ve daha ilerisi bu kadının, yani Hz. Hatice’nin, Allah selamını alırken kullandığı cümleden onun dini ferasetine şahit olurlardı… İlmini görürlerdi… Hz. Hatice peygamberimizin getirdiği selama karşılık olarak "Ve Aleyhisselam" (O na da selam olsun dememiştir.) çünkü Hz. Hatice bilirdi ki Allah selamın ta kendisidir. Dolayısıyla şöyle karşılık vermiştir:
İnnallahe hüve s-selam. Hak Teala selamın ta kendisidir. Cebraile de Selam olsun. Sana da Selam olsun Ya Resulallah
Bu bir yana Hz. Hatice öyle bir kadındı ki, dirayeti, zekâsı ve aklı ile kocasına karşı yönelen her türlü fenalığın önüne geçmesini bilmiş, kocasına muhalif bulunan müşriklere hadlerini bildirip, onların şerrinden korumayı başarmıştır.
Bu nedenle Allah’ın kendisine selam ettiği Hz. Hatice peygamberimizin de daima övgüsüne mazhar olmuştur. Onu hiçbir zaman küçümsememiş, sığıntı ve eksik etek olarak görmemiştir… Asla saçı uzun aklı kısa dememiştir, Allah’ın onu eksik yarattığını ima etmemiştir. Hatta eşinin ticari faaliyetlerine hiç karışmamış, servetine el koymamıştır… Sen kadın başına ekonomiden, ticaretten ne anlarsın dememiştir. Hz. Hatice’yi aşçı olarak değil eşi olarak; hizmetçisi olarak değil hayat arkadaşı olarak görmüştür. Evinin iç direği kabul etmiştir, onun vefatına hüzün yılı denilmiştir…
Hz. Hatice ilk müslümandır… Görevlendirildiği kutsal davada, peygamberimizin ilk dayanağı olma şerefi ona verilmiştir Allah tarafından… İlk vahiy geldiğinde; tarife sığmaz bir heyecan içinde evine ulaşan peygamberimizin sığındığı liman olmuştur bir kadın…
Yüce Allahın yarattığı eşref-i varlıklardan bir kadındı Hz. Hatice… Tıpkı Meryem gibi… Tıpkı Asiye gibi… Tıpkı kendi gibi… Tıpkı kızı Fâtıma gibi…
Ne bir eksik etek idi, ne kapasitesiz idi, ne kaşık düşmanıydı… Ne de Allah kadınları böyle aşağılayıcı özelliklerle yaratmıştı…
İçlerinde cahiliye döneminden kalan duyguları bertaraf edemeyenlerin; kadınları aşağılayan, hor gören, küçümseyen, satılık mal, kullanılacak meta kabul eden, alırız satarız, kullanırız onlar bizim hizmetçilerimiz, kölelerimizdir diyen Utbe bin rebiadan (hindin babasıdır ve bedir de Hz. Hamza tarafından öldürülmüştür) ne farkı vardır…
Artık bugün dininizi kemale erdirdim, din olarak size islamı seçtim buyuran yüce Allah üstünlüğün nerede olduğunu da belirtmiştir… Ne soyda ne sopta, ne nesepte, ne cinsiyettedir… “Üstünlük ancak takvadadır”