Yeryüzünde mevcut her canlının rızkı ALLAH'a aittir. (Hud Suresi, 6)
Kanaat gözü, gönlü tok olmak yani elinde bulunan nimet ile yetinmektir. Diğer taraftan kanaat, hırsı, tama ve hazlara düşkünlük gibi kavramlarla ifade edilen aşırı, kontrolsüz mal ve dünya tutkusunun kalpten silinmesiyle elde edilen ahlaki ve insani bir erdem olarakda değerlendirilmektedir. Müminler için kanaat sahibi olmak çok önemlidir.
Müslümüna yakışan az bulduğu zaman sabretmek, çok bulduğu zaman şükretmektir.
Kur'an'da, insanlar dünya hayatının süs ve cazibesine aldanarak ahireti unutmamaları için uyarılmış, dünya hayatının değersizliği ve geçiciliği vurgulanmış ve ahiret hayatının tercih edilmesi gerektiği sık sık anlatılmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) 'de bu gerçeği şöyle dile getirmiştir. Kanaatkar ol ki insanların ALLAH'a en çok şükredeni olasın.
Kaanatin bitmez tükenmez bir hazine olduğunu anlatan Peygamber Efendimiz (s.a.v) " Ya Rab verdiğin rızıkla beni kanaatkar kıl ve rızkı benim için mübarek eyle " buyurarak kanaatkar olmanın hayırlı neticesine dikkatimizi çekmiştir.
Rabbimizin verdiği nimetlere şükretmek, kanaatkar olmak, nimetleri çalışarak elde etmek, İslam ahlakının kazandırdığı güzel niteliklerdir.
Unutmamak gerekir ki, " insanın karnı nasıl aç olduğunda ve tok olduğunda farklı ise, dünya hırsı ve kanaat " da öyledir.