Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kalbin kararması (1 Kullanıcı)

haya87

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Şub 2009
Mesajlar
234
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Kalbin kararması

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, kalbin kararması, hasta olması, yani dünya sevgisinin kalbe yerleşmesidir. Bu sevgi, kötü arkadaşlardan ve lüzumsuz şeyler okumaktan ve seyretmekten hâsıl olur. Çok uğraşarak, bunları kalbden çıkarmalıdır. Peygamber efendimiz, (Sizin küfre, şirke düşeceğinizden korkmuyorum, dünyaya dalacağınızdan korkuyorum) buyurdular.

Faydasız kitap, gazete, mecmua, roman ve hikâye okumak, lüzumsuz şeyler konuşmak, bu sevgiyi arttırır. Şarkı, çalgı dinlemek, uygunsuz resimler ve görüntüler seyretmek, bu sevgiyi kalbde yerleştirir. Bunların hepsi, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır. Kalbin hasta olması, Allahü teâlâyı unutmasıdır. Allahü teâlâya kavuşmak isteyenlerin, bunlardan sakınması, nefsi kuvvetlendiren, azdıran her şeyden sakınması lazımdır. Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, kalbi temizlemeye ve nefsi ezmeye çalışmayanlara, zevklerini, şehvetlerini bırakmayanlara, kötülükleri terk etme nimetini ihsan etmez. Kalb, muhabbet yeridir. Aşk yani Allah sevgisi, bulunmayan kalb, ölmüş demektir. Kalbde, ya dünya sevgisi yahut Allah sevgisi bulunur. Burada dünya demek, haram olan şeyler demektir. Kalbden dünya sevgisi çıkarılınca, kalb temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliğinden dolar. Günah işleyince, kalb kararır, hasta olur. Dünya muhabbeti yerleşerek, Allah sevgisi gider.

Tevbe, pişmanlık ve günahı bırakmaktır. İşlenen günahlara tevbe etmemek, o günahı işlemekten daha kötüdür.

Genç yaşta Allah diyen bir Müslüman, namaz kılan bir Müslüman o kadar kıymetlidir ki, Silsile-i aliyye büyüklerinden Şah-ı Nakşibend hazretleri gibi bir zat, (Rabbimin rızasını kazanmak için, o gencin ayağında bir kıl olsam, bana yeter) buyuruyor. Şah-ı Nakşibend hazretlerine bir gün sormuşlar:

— Efendim, Allah’a varan derece çoktur, mesela yüz derece olsaydı siz hangi derecelere talip olurdunuz?

— Birincisi, muhabbet, sevgi derecesine talip olurdum, çünkü sevgi, bütün sıkıntıları, kirli şeyleri, yok etmese de örter. Sevgi, sevdiği insanın birçok kusurlarını affettirir. Bu yüzden muhabbet derecesine talip olurdum. Rabbimizin rızasına kavuşmak için başka bir derece daha var. O da, genç yaşta Allahü teâlâya tevbe eden bir gencin ayağında bir kıl olmayı isterdim. Genç yaşta Allah’a dönen, nefsinin şerrinden korunan bir delikanlının ayağında bir kıl olmak, benim için büyük şereftir, büyük nimettir.

www.dinimizislam.com
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
Şarkı, çalgı dinlemek, uygunsuz resimler ve görüntüler seyretmek, bu dünya sevgisini kalbe yerleştirir.
Allah razı olsun
genç iken yapılan ibadetler Allah ı daha çok memnun eder.yaşlanınca çoğu kişi zaten yapıyor çünkü ölümü o zaman hatırlıyor.asıl iş genç iken geç kalmadan ibadetlere sıkı sıkıya sarılmakta.
Allah razı olsun.
güzel bir paylaşımdı
selametle
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt