Azerbaycan_li
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 8 Ocak 2010
- Mesajlar
- 1,201
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
Birçok alime sordum.Onların çoğu “Bir kimse küfür ameli islese dahi kalbinden
küfre itikad etmediği sürece kâfir olmaz” dediler.Allah’ın kanunlarını terk ederek yeni kanunlar yapmak küfürdür. Bunu kabul ediyorum. Ancak bunu yapan milletvekilleri, parlamenterler kalplerinden buna inanmıyorlar. Bu yaptıklarını
helal görmüyorlar. Allah’ın kanunlarını inkâr etmiyorlar. Bu gerçek göz önünde iken biz bu kimselere nasıl kâfir deriz?
Öncelikle burada sana sunu hatırlatmak isterim güzel arkadaşım. Bizim için önemli olan Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine tabi olmaktır. Bunların dışında kalan sözler ise Allah’ın indirdiği vahye uyduğu sürece alınır. Kim söylerse söylesin Allah’ın kitabına, Resulullah’ın sünnetine uymayan sözlerin
bizim katımızda hiçbir değeri yoktur. Bu konuda bahsettiğin alimlerin ve hocaların görüsüne gelince… Bu görüs kesinlikle ehli sünnet alimlerinin görüsü değildir. Bilakis bu görüş sapık bir mezheb olan Mürcie mezhebinin görüşüdür. Muasır Mürcienin itikadıdır. Onlara göre bir kimse şehadet kelimesini
söyledikten sonra ne yaparsa yapsın kalbiyle küfretmediği sürece imanına bir zarar gelmez. Fakat ehli sünnet alimleri böyle bir itikada kesinlikle sahip değillerdir. Ehli sünnet alimlerine göre bir kimse küfrü gerektiren bir amelde bulunursa kâfir olur. O kişinin kalbinde bulunan itikadına ya da niyetine bakılmaz. Bu konuda şu ayetler meseleyi çok güzel açıklamaktadır:
“Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı.” (18, Kehf/104)
“(O) bir topluluğu doğru yola iletti, bir topluluğa da sapıklık hak oldu. Çünkü onlar, şeytanları Allah'tan başka dostlar tuttular ve kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlar.” (7, Araf/30)
“Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider.” (49, Hucurat/2)
“Eğer kendilerine sorarsan, "Biz sırf lafa dalmış, şakalaşıyorduk." derler. De ki: "Allah ile, âyetleri ile ve peygamberi ile mi alay ediyorsunuz? Boşuna özür dilemeyin, iman ettik dedikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden
bir kısmını affetsek bile bir kısmını suçlarında ısrar ettikleri için azabımıza uğratacağız.” (9, Tevbe/65-66)
Aslında bu ayetlerde mesele çok güzel açıklanmaktadır. Ancak bu şüphe günümüzde Mürcie itikadının yayılması sebebiyle birçok kimsenin içine düştüğü bir şüphedir. Senin de dediğin gibi onlar, küfre göğüs açmadığı, kalbiyle küfre inanmadığı sürece hiç kimsenin kâfir olmayacağını söylemektedirler. Bunun sonucunda ise Allah’ın kitabını, Resulullah’ın sünnetini bir kenara bırakarak beşeri kanunları ihdas edenlerin kâfir olmayacağını iddia ediyorlar. Meselenin oldukça önemli olmasından dolayı burada ehli sünnet alimlerinin konu ile ilgili sözlerini aktarmak istiyorum. Bakalım ehli sünnet alimleri bu konuda ne
demişler.
küfre itikad etmediği sürece kâfir olmaz” dediler.Allah’ın kanunlarını terk ederek yeni kanunlar yapmak küfürdür. Bunu kabul ediyorum. Ancak bunu yapan milletvekilleri, parlamenterler kalplerinden buna inanmıyorlar. Bu yaptıklarını
helal görmüyorlar. Allah’ın kanunlarını inkâr etmiyorlar. Bu gerçek göz önünde iken biz bu kimselere nasıl kâfir deriz?
Öncelikle burada sana sunu hatırlatmak isterim güzel arkadaşım. Bizim için önemli olan Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine tabi olmaktır. Bunların dışında kalan sözler ise Allah’ın indirdiği vahye uyduğu sürece alınır. Kim söylerse söylesin Allah’ın kitabına, Resulullah’ın sünnetine uymayan sözlerin
bizim katımızda hiçbir değeri yoktur. Bu konuda bahsettiğin alimlerin ve hocaların görüsüne gelince… Bu görüs kesinlikle ehli sünnet alimlerinin görüsü değildir. Bilakis bu görüş sapık bir mezheb olan Mürcie mezhebinin görüşüdür. Muasır Mürcienin itikadıdır. Onlara göre bir kimse şehadet kelimesini
söyledikten sonra ne yaparsa yapsın kalbiyle küfretmediği sürece imanına bir zarar gelmez. Fakat ehli sünnet alimleri böyle bir itikada kesinlikle sahip değillerdir. Ehli sünnet alimlerine göre bir kimse küfrü gerektiren bir amelde bulunursa kâfir olur. O kişinin kalbinde bulunan itikadına ya da niyetine bakılmaz. Bu konuda şu ayetler meseleyi çok güzel açıklamaktadır:
“Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı.” (18, Kehf/104)
“(O) bir topluluğu doğru yola iletti, bir topluluğa da sapıklık hak oldu. Çünkü onlar, şeytanları Allah'tan başka dostlar tuttular ve kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlar.” (7, Araf/30)
“Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider.” (49, Hucurat/2)
“Eğer kendilerine sorarsan, "Biz sırf lafa dalmış, şakalaşıyorduk." derler. De ki: "Allah ile, âyetleri ile ve peygamberi ile mi alay ediyorsunuz? Boşuna özür dilemeyin, iman ettik dedikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden
bir kısmını affetsek bile bir kısmını suçlarında ısrar ettikleri için azabımıza uğratacağız.” (9, Tevbe/65-66)
Aslında bu ayetlerde mesele çok güzel açıklanmaktadır. Ancak bu şüphe günümüzde Mürcie itikadının yayılması sebebiyle birçok kimsenin içine düştüğü bir şüphedir. Senin de dediğin gibi onlar, küfre göğüs açmadığı, kalbiyle küfre inanmadığı sürece hiç kimsenin kâfir olmayacağını söylemektedirler. Bunun sonucunda ise Allah’ın kitabını, Resulullah’ın sünnetini bir kenara bırakarak beşeri kanunları ihdas edenlerin kâfir olmayacağını iddia ediyorlar. Meselenin oldukça önemli olmasından dolayı burada ehli sünnet alimlerinin konu ile ilgili sözlerini aktarmak istiyorum. Bakalım ehli sünnet alimleri bu konuda ne
demişler.