İman;Allah’a,ondan başka Allah olmadığına ,Hz.Muhammed(S.A.S)’in Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna Allah’ın meleklerine, kitaplarına,ahiret gününe ,kadere,hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığına tereddütsüz inanmaya denir. (Buhari, İman, 37; Müslim ,İman , 1,5,7 ; Ebu Davud,Sünne,15)
EUZU BİLLAHİMİNE şEYTANİRRACİM BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
(Esenlik ve tüm hayırlar Allah’ın Peygamberi Hz.Muhammed(S.A.V.) efendimize ve onun arkadaşlarına(Şehidler-Tabiin-Ensar-Muhacirin-Ve diğer sayamadıklarımıza) ve günümüzde Müslümanların yükselmesi ve Yücelmesi için yılmadan mücadele edenlere olsun.Onlar öyle ümmettirler ki ;iyiliği emrederler ve kötülükten men ederler.Rabbimiz onların tövbelerini daima kabul etsin.Onları Katında,Ru’yetullah’ta buluştursun(Amin))
GÜNÜMÜZDE İMANI KUVVETLENDİRMENİN ANALİZİ
İman;Allah’a,ondan başka Allah olmadığına ,Hz.Muhammed(S.A.S)’in Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna Allah’ın meleklerine, kitaplarına,ahiret gününe ,kadere,hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığına tereddütsüz inanmaya denir. (Buhari, İman, 37; Müslim ,İman , 1,5,7 ; Ebu Davud,Sünne,15)
İman kelimesi Arapça’da “emn” kökünden gelir.Emin aslıyla bilinen fiilin anlamı güvenme demektir.Arapça’da korkunun zıddı anlamında da kullanılmaktadır.Biraz daha derinlice incelendiğinde kalbi güven ve sükuna kavuşturma anlamıyla kullanıldığı da anlaşılır.
İman Dinimizin temel anlamında Kadir-i Mutlaka yine Mutlak olarak inanmaktır.Yani Kat-i olarak,kesin olarak inanmaktır.Buradaki enteresan nokta imanın teslimiyete olan yakınlığıdır.Pratikte iman teslimiyetle anlaşılır.İman kelimesi İkrar ve İtiraf ile adeta zenginleştirilmiştir.Böylece İ’zan ve Kabul etmek manasına kadar uzar.(Ragıb el-İsfahani;El-Mutredad;Asım Efendi,Kamusü’l-Mühit Tercemesi,İstanbul1272 H.,3,593-594;İbn-i Manzur,Lisanü’l-Arap,Bulak Mısır 1303 17.160-163)
Bu esasa göre sözlükteki İman Tasavvurun karşılığı olan tasdikten ibarettir.Burada iki temel unsur vardır.Birinci eleman Bilgidir.Diğer unsurda İradedir.İmanın tanımı böylece bilgiye dayanan iradeli bir tasdik olmaktadır.Sadece bilgiyle iman olmaz .Bu iki unsurun yeterli dozda buluşmasıyla iman tanımı gelişmektedir.İmanın derece ve türleri vardır.”Allah’a İman ettim” önermesiyle Hz.Muhammed’e(S.A.S)inandım önermesi arasında fark olduğuna göre türlü türlü İman şekilleri vardır.İmanın derecesi ise imkansızlıkta ortaya çıkar.Dil ile İmanda açıkça en azından birinin duyacağı kadar sesle İman ettiğini söylemesi gerekmektedir.Bu noktada kişi hürdür.Kalbi İman ise sessiz kendisinin bildiğiyle İman etmektir.Bu dil ile İman etmekten daha zordur.Kalbin İmanı tasdik ettiğini kişi nasıl anlayabilir.?Bunun izahı yine kalbtedir.Kalb İmanı tasdik ettiği o ince noktada sana tasdikiyetini fiilen hissettirir.İşte bu sahip olunan his her defa aynı his ise Kalp İmanı tasdik ediyordur.O his kişiden kişiye değişse bile sonuçta seni eğer İslami temellerde güvende tutuyorsa, o his seni dünyevi korkulardan İslami esenliğe ve emniyete ulaştırıyorsa kalbin İmanı tasdik etmiştir.İman çok detaylı bir şekilde İslam uleması tarafından incelenerek ,konuyla ilgili bir sürü eser verilmiştir.Ayrıca İmanı artırmanın değil de kuvvetlendirmenin tanımı yapılmıştır.Çünkü İman inanılacak şeyler bakımından artmaz.İman edilecek tek temel vardır.O da İslam hükümleridir.Bundan başka İman edilecek ne tür ve ne şekil vardır. O halde İman artmaz ancak kuvvetlendirilir tanımında ulema birleşmiştir.Söz konusu temeli tamamen kabul etmiş kişi İman etmiş sayılır.Yoksa İslam’ın bazı konularına İman etmiş ancak diğer bazı konularına İman etmemiş kişi İmansız sayılır.Akıbeti ise cehennemliktir.Bu konuda açık ayetlerde mevcuttur.O halde İman şiddet bakımından kuvvetlendirilebilir.Ancak şiddet bakımından artırılamaz.
Bu makaleyi günümüzde İmanı kuvvetlendirmenin yollarını araştırıp sizlere sunmak için yazmaktayım.Günümüzün geçmişe göre çok büyük farklılıkları olduğu gibi geleceğin de günümüze göre büyük farklılıkları olacaktır.O halde her dönemde İmanı kuvvetlendirmenin yolu toplum hayatının düzenine göre değişmektedir.Umarım ki bu makaleden faydalanırsınız.
Biz İmanımızı artırmak istiyoruz ancak bu monotonlukta veya bu çalışma ve yaşam şartlarında bunu nasıl yapacağımızı bilmiyoruz diyenlere bu makale temel ip uçlarını sunmaktadır.
Kıymetli kardeşlerim İman öyle bir hazinedir ki; bir tek zamanı o eskitir.Zaman karşısında amellerimiz ancak İman varsa ayakta kalabilir.Çünkü İmansız insan salih amel işleyemez.İşte İman zamanı bile eskiten bir temel cisimdir.İman direk gözle gözlenecek bir mevhum değildir.Onun ancak sermayesi görülür.Bu sermaye de zamanı eskitebilir.Ancak kaynağı yine İmandır.
1-Pozitif düşünmek;
Zaman yaşam kargaşası üzerine kurulmuş ve büyük bir hızla ilerlemektedir.İnsanoğlu yaşamış olduğu bu toplumda bir sürü etkiyle karşılaşmaktadır.Bu etkilere bir tepki göstererek yıllarını yemeye devam etmektedir.Toplumdan ve yaşamdan aldığı etkiler bazen o denli güçlü olur ki,kişinin psikolojisini zayıflatıp onu negatif düşüncelere sevk edebilir.Artık kişi o hale gelmiştir ki;yaşam onun üstüne üstüne gelmektedir.Bu noktada bazen kendi merkezini kaybedip olumsuz düşüncelerle kendini koruya bilmeyi alışkanlık haline getirmiştir.Bu olumsuz düşünceler hele hele geleceğinden emin olmayan bir toplumda ise olay daha acımasız hale gelir.Merhamet,insanlık fazilet ve erdem gibi üstün ahlak vasıfları o toplumda terkedilerek vahşi bir hayat tarzı benimsenir.İnsan kendini koruma pahasına hiç bir risk olmasa da karşısındakine zarar vermeye başlar.Negatif düşünce kişide bütün potansiyeli yok eder.Onu başarısızlığa mahkum eder.İşte bu noktada kişi derhal kendi tarzını değiştirmelidir.Bunun farkında bile olmadan yaşayanlar vardır.Dikkat edilirse umut terk edilmemiştir.Ama umudun türü negatife kaymıştır.Kişi artık başarıyı sadece zengin olmakta aramakta,zenginliği elde etmek için ise her türlü haksızlığı kendi için normal bir yol saymaktadır.Kumar,fuhuş ve daha bir sürü haram yol onun tarzı olmuştur.Kişi aslında dünyada kaybetmekten korkutulmuş haldedir.Onun için her türlü yolla onu elde etmek istemektedir.O korkuyu ona lanse eden elbette peşini hiç bırakmayan şeytandır.Yenilmek korkusu ona ölümden daha kötüdür.Toplumuzda başarılı olmak yani namuslu ve başarılı olmak zor olsa da imkansız değildir.Halbuki kişi olumlu düşünseydi yani ona olumlu düşünme yolları öğretilmiş olsaydı gerçek doğrulardan hiç sapmazdı.Yenilirdi ama doğru olarak yenilirdi.Bu aslında kayıp gibi görülse de gerçekte o doğru olduğu için hep kazananlar sınıfındadır.Toplumumuzun anlayışına ters bir durum olsa da gerçek budur.Olumlu düşünce kişinin potansiyelini ortaya çıkarır.Potansiyelini ona kullandırır. Doğrulukta sabır edene Rabbimiz yardım edeceğini vaad etmektedir. (Ahkaf 13-14,Şura 15)
Olumlu düşünmek zor değildir.İyi zan halinde olmak için ve olumlu düşünmek için iyilik yapılmalıdır.Demek ki olumlu düşünmenin temeli iyilik yapmaktan geçmektedir.Pozitif düşünmek elbette hayal dediğimiz sınırı aşmadan olumlu düşünmek kişinin sahip olduğu potansiyeli de elinde tutturacaktır.Böylece potansiyel İman kaybolmadan kişi yaşamaya devam edecektir.Bu potansiyeli elinde tutabilmek artırmanın yolunu ilerde yapılan iyiliklerin karşılığı olarak sizi bulacaktır.Hele Rabbinizin adı için hatırı için yapılan iyilikler kişinin İmanını son noktaya çıkarır.İyilik yapmak için öncelikle pozitif düşünmelisiniz.Bu çift yönlü bir realitedir.Allah için iyilik yap pozitif ol,pozitif ol iyilik yapmaya devam et.Belli bir dönemden sonra İmanınızın arttığını göreceksiniz.Bu tarafımdan denenmiştir.Şimdi her şeye ve herkese karşı iyi düşünmekteyim.Yinede davranış sınırlarını kontrol etmekteyim.Artık eskisinden daha çok mutluyum.Çünkü Allah’ın rızası için iyilik yaptığımda çok mutlu oluyorum. Hatta tüm düşmanlarımı bir araya toplasam da onlara da iyilik yapsam diyorum.Onları takmıyorum ben Allah’ı takıyorum çünkü.
2-Kuran okumak ;
Kuran okumanın kişinin İmanını artırdığı Kitabımızda bir çok ayette geçmektedir.
(Enfal 2,Zümer 23,Furkan 73) Kişi Kuran’ı kendi dilinde okumaya başladığında Yüce Kitabımız Kuran onda bir formasyon oluşturmaya başlar.Aslında Kuran onu eğitiyordur.Allah kendi anlayışına ait hükümleri ortaya koydukça kişide merak oluşmaya başlar.Gerçekte Rabbi ona hitap ediyordur.Bundan büyük bahtiyarlık olamaz.Artık o Rabbinin anlayışına kendini teslim etmiştir.Ayrıca araştırması gereken noktalar çıktıkça onu araştıracaktır.Böylece Rabbinin anlayışının ne kadar üstün olduğunu anlayacak.Rabbini bir kat daha takdir edecek böylece İmanı dağlar kadar artacaktır.Ancak kişi bu noktalarda ön yargılı olmamalıdır.Öncelikle Rabbi insanı yaratmıştır.Elbette insanın tüm özelliklerini bilmektedir.İnsan ne kadar kolay ihanet eder,Karşılık olarak değil de sadece Allah’a yatırım yapmanın ne denli önemli olduğunu anlar.Diğer bir noktada Kuran kişinin eksikliklerini ortaya koydukça şahıs bir şekilde ters yüz olacaktır.Kişi Kuran’da umduğunu bulmayabilir ancak bulduğu onun umudunu artırır.
EUZU BİLLAHİMİNE şEYTANİRRACİM BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
(Esenlik ve tüm hayırlar Allah’ın Peygamberi Hz.Muhammed(S.A.V.) efendimize ve onun arkadaşlarına(Şehidler-Tabiin-Ensar-Muhacirin-Ve diğer sayamadıklarımıza) ve günümüzde Müslümanların yükselmesi ve Yücelmesi için yılmadan mücadele edenlere olsun.Onlar öyle ümmettirler ki ;iyiliği emrederler ve kötülükten men ederler.Rabbimiz onların tövbelerini daima kabul etsin.Onları Katında,Ru’yetullah’ta buluştursun(Amin))
GÜNÜMÜZDE İMANI KUVVETLENDİRMENİN ANALİZİ
İman;Allah’a,ondan başka Allah olmadığına ,Hz.Muhammed(S.A.S)’in Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna Allah’ın meleklerine, kitaplarına,ahiret gününe ,kadere,hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığına tereddütsüz inanmaya denir. (Buhari, İman, 37; Müslim ,İman , 1,5,7 ; Ebu Davud,Sünne,15)
İman kelimesi Arapça’da “emn” kökünden gelir.Emin aslıyla bilinen fiilin anlamı güvenme demektir.Arapça’da korkunun zıddı anlamında da kullanılmaktadır.Biraz daha derinlice incelendiğinde kalbi güven ve sükuna kavuşturma anlamıyla kullanıldığı da anlaşılır.
İman Dinimizin temel anlamında Kadir-i Mutlaka yine Mutlak olarak inanmaktır.Yani Kat-i olarak,kesin olarak inanmaktır.Buradaki enteresan nokta imanın teslimiyete olan yakınlığıdır.Pratikte iman teslimiyetle anlaşılır.İman kelimesi İkrar ve İtiraf ile adeta zenginleştirilmiştir.Böylece İ’zan ve Kabul etmek manasına kadar uzar.(Ragıb el-İsfahani;El-Mutredad;Asım Efendi,Kamusü’l-Mühit Tercemesi,İstanbul1272 H.,3,593-594;İbn-i Manzur,Lisanü’l-Arap,Bulak Mısır 1303 17.160-163)
Bu esasa göre sözlükteki İman Tasavvurun karşılığı olan tasdikten ibarettir.Burada iki temel unsur vardır.Birinci eleman Bilgidir.Diğer unsurda İradedir.İmanın tanımı böylece bilgiye dayanan iradeli bir tasdik olmaktadır.Sadece bilgiyle iman olmaz .Bu iki unsurun yeterli dozda buluşmasıyla iman tanımı gelişmektedir.İmanın derece ve türleri vardır.”Allah’a İman ettim” önermesiyle Hz.Muhammed’e(S.A.S)inandım önermesi arasında fark olduğuna göre türlü türlü İman şekilleri vardır.İmanın derecesi ise imkansızlıkta ortaya çıkar.Dil ile İmanda açıkça en azından birinin duyacağı kadar sesle İman ettiğini söylemesi gerekmektedir.Bu noktada kişi hürdür.Kalbi İman ise sessiz kendisinin bildiğiyle İman etmektir.Bu dil ile İman etmekten daha zordur.Kalbin İmanı tasdik ettiğini kişi nasıl anlayabilir.?Bunun izahı yine kalbtedir.Kalb İmanı tasdik ettiği o ince noktada sana tasdikiyetini fiilen hissettirir.İşte bu sahip olunan his her defa aynı his ise Kalp İmanı tasdik ediyordur.O his kişiden kişiye değişse bile sonuçta seni eğer İslami temellerde güvende tutuyorsa, o his seni dünyevi korkulardan İslami esenliğe ve emniyete ulaştırıyorsa kalbin İmanı tasdik etmiştir.İman çok detaylı bir şekilde İslam uleması tarafından incelenerek ,konuyla ilgili bir sürü eser verilmiştir.Ayrıca İmanı artırmanın değil de kuvvetlendirmenin tanımı yapılmıştır.Çünkü İman inanılacak şeyler bakımından artmaz.İman edilecek tek temel vardır.O da İslam hükümleridir.Bundan başka İman edilecek ne tür ve ne şekil vardır. O halde İman artmaz ancak kuvvetlendirilir tanımında ulema birleşmiştir.Söz konusu temeli tamamen kabul etmiş kişi İman etmiş sayılır.Yoksa İslam’ın bazı konularına İman etmiş ancak diğer bazı konularına İman etmemiş kişi İmansız sayılır.Akıbeti ise cehennemliktir.Bu konuda açık ayetlerde mevcuttur.O halde İman şiddet bakımından kuvvetlendirilebilir.Ancak şiddet bakımından artırılamaz.
Bu makaleyi günümüzde İmanı kuvvetlendirmenin yollarını araştırıp sizlere sunmak için yazmaktayım.Günümüzün geçmişe göre çok büyük farklılıkları olduğu gibi geleceğin de günümüze göre büyük farklılıkları olacaktır.O halde her dönemde İmanı kuvvetlendirmenin yolu toplum hayatının düzenine göre değişmektedir.Umarım ki bu makaleden faydalanırsınız.
Biz İmanımızı artırmak istiyoruz ancak bu monotonlukta veya bu çalışma ve yaşam şartlarında bunu nasıl yapacağımızı bilmiyoruz diyenlere bu makale temel ip uçlarını sunmaktadır.
Kıymetli kardeşlerim İman öyle bir hazinedir ki; bir tek zamanı o eskitir.Zaman karşısında amellerimiz ancak İman varsa ayakta kalabilir.Çünkü İmansız insan salih amel işleyemez.İşte İman zamanı bile eskiten bir temel cisimdir.İman direk gözle gözlenecek bir mevhum değildir.Onun ancak sermayesi görülür.Bu sermaye de zamanı eskitebilir.Ancak kaynağı yine İmandır.
1-Pozitif düşünmek;
Zaman yaşam kargaşası üzerine kurulmuş ve büyük bir hızla ilerlemektedir.İnsanoğlu yaşamış olduğu bu toplumda bir sürü etkiyle karşılaşmaktadır.Bu etkilere bir tepki göstererek yıllarını yemeye devam etmektedir.Toplumdan ve yaşamdan aldığı etkiler bazen o denli güçlü olur ki,kişinin psikolojisini zayıflatıp onu negatif düşüncelere sevk edebilir.Artık kişi o hale gelmiştir ki;yaşam onun üstüne üstüne gelmektedir.Bu noktada bazen kendi merkezini kaybedip olumsuz düşüncelerle kendini koruya bilmeyi alışkanlık haline getirmiştir.Bu olumsuz düşünceler hele hele geleceğinden emin olmayan bir toplumda ise olay daha acımasız hale gelir.Merhamet,insanlık fazilet ve erdem gibi üstün ahlak vasıfları o toplumda terkedilerek vahşi bir hayat tarzı benimsenir.İnsan kendini koruma pahasına hiç bir risk olmasa da karşısındakine zarar vermeye başlar.Negatif düşünce kişide bütün potansiyeli yok eder.Onu başarısızlığa mahkum eder.İşte bu noktada kişi derhal kendi tarzını değiştirmelidir.Bunun farkında bile olmadan yaşayanlar vardır.Dikkat edilirse umut terk edilmemiştir.Ama umudun türü negatife kaymıştır.Kişi artık başarıyı sadece zengin olmakta aramakta,zenginliği elde etmek için ise her türlü haksızlığı kendi için normal bir yol saymaktadır.Kumar,fuhuş ve daha bir sürü haram yol onun tarzı olmuştur.Kişi aslında dünyada kaybetmekten korkutulmuş haldedir.Onun için her türlü yolla onu elde etmek istemektedir.O korkuyu ona lanse eden elbette peşini hiç bırakmayan şeytandır.Yenilmek korkusu ona ölümden daha kötüdür.Toplumuzda başarılı olmak yani namuslu ve başarılı olmak zor olsa da imkansız değildir.Halbuki kişi olumlu düşünseydi yani ona olumlu düşünme yolları öğretilmiş olsaydı gerçek doğrulardan hiç sapmazdı.Yenilirdi ama doğru olarak yenilirdi.Bu aslında kayıp gibi görülse de gerçekte o doğru olduğu için hep kazananlar sınıfındadır.Toplumumuzun anlayışına ters bir durum olsa da gerçek budur.Olumlu düşünce kişinin potansiyelini ortaya çıkarır.Potansiyelini ona kullandırır. Doğrulukta sabır edene Rabbimiz yardım edeceğini vaad etmektedir. (Ahkaf 13-14,Şura 15)
Olumlu düşünmek zor değildir.İyi zan halinde olmak için ve olumlu düşünmek için iyilik yapılmalıdır.Demek ki olumlu düşünmenin temeli iyilik yapmaktan geçmektedir.Pozitif düşünmek elbette hayal dediğimiz sınırı aşmadan olumlu düşünmek kişinin sahip olduğu potansiyeli de elinde tutturacaktır.Böylece potansiyel İman kaybolmadan kişi yaşamaya devam edecektir.Bu potansiyeli elinde tutabilmek artırmanın yolunu ilerde yapılan iyiliklerin karşılığı olarak sizi bulacaktır.Hele Rabbinizin adı için hatırı için yapılan iyilikler kişinin İmanını son noktaya çıkarır.İyilik yapmak için öncelikle pozitif düşünmelisiniz.Bu çift yönlü bir realitedir.Allah için iyilik yap pozitif ol,pozitif ol iyilik yapmaya devam et.Belli bir dönemden sonra İmanınızın arttığını göreceksiniz.Bu tarafımdan denenmiştir.Şimdi her şeye ve herkese karşı iyi düşünmekteyim.Yinede davranış sınırlarını kontrol etmekteyim.Artık eskisinden daha çok mutluyum.Çünkü Allah’ın rızası için iyilik yaptığımda çok mutlu oluyorum. Hatta tüm düşmanlarımı bir araya toplasam da onlara da iyilik yapsam diyorum.Onları takmıyorum ben Allah’ı takıyorum çünkü.
2-Kuran okumak ;
Kuran okumanın kişinin İmanını artırdığı Kitabımızda bir çok ayette geçmektedir.
(Enfal 2,Zümer 23,Furkan 73) Kişi Kuran’ı kendi dilinde okumaya başladığında Yüce Kitabımız Kuran onda bir formasyon oluşturmaya başlar.Aslında Kuran onu eğitiyordur.Allah kendi anlayışına ait hükümleri ortaya koydukça kişide merak oluşmaya başlar.Gerçekte Rabbi ona hitap ediyordur.Bundan büyük bahtiyarlık olamaz.Artık o Rabbinin anlayışına kendini teslim etmiştir.Ayrıca araştırması gereken noktalar çıktıkça onu araştıracaktır.Böylece Rabbinin anlayışının ne kadar üstün olduğunu anlayacak.Rabbini bir kat daha takdir edecek böylece İmanı dağlar kadar artacaktır.Ancak kişi bu noktalarda ön yargılı olmamalıdır.Öncelikle Rabbi insanı yaratmıştır.Elbette insanın tüm özelliklerini bilmektedir.İnsan ne kadar kolay ihanet eder,Karşılık olarak değil de sadece Allah’a yatırım yapmanın ne denli önemli olduğunu anlar.Diğer bir noktada Kuran kişinin eksikliklerini ortaya koydukça şahıs bir şekilde ters yüz olacaktır.Kişi Kuran’da umduğunu bulmayabilir ancak bulduğu onun umudunu artırır.