Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kalb Sevmekten Yorulmaz! (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Bir zoru başarıp kardeş olduk, hadi daha da zor olanı başarıp kardeş kalalım. Ve kardeşimize, dostumuza sevdiğimizi söyleyelim. Dostluk ve kardeşliğimizi sevgiyle sulayalım. Sulayalım ki hiç solmasın. Sulayalım ki, yeşeren filizlerden dev sevgi fidanlıkları oluşsun. Sulayalım ki, bitiveren dostluklar ve kardeşlikler yerine, birbirini Allah için seven gerçek sevdalılar oluşsun.

"İman etmedikçe cennete giremezsiniz.Birbirinizi (gerçek manada) sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” (Müslim-Tirmizi)

Hayatımız boyunca birlik,beraberlik,kardeşlik sloganları atmışız.Kardeşiz demişiz. “Müminler ancak kardeştir “ ayetini dillendirmişiz. Kardeş olmak zor, kardeş kalabilmek daha da zor bunu hiç hesaba katmamışız. Kardeş olmuşuz, arkadaş olmuşuz, dost olduğumuzu zannetmişiz.Dostum dediğimizi yeri geldiğinde bir kalemde atıvermişiz.

Oysa dost, güvendiğimiz dağ.
Ardından gidebileceğimiz kişi.
Sırrımızı paylaştığımız, dertlerimizle dertlenen, sevincimizle sevinen yoldaş.
Dost, her ne olursa olsun terk etmeyen!
Yarıda bırakmayan! Kullanmayan, kullandırmayan.
Dost unutmak sözünü literatüründen silip atan yürek.
Mücadele arkadaşımız. Simidimizin diğer yarısının sahibi.
Dost ayna, onda kendimizi gördüğümüz.
Hüzünlendiğinde akıttığımız göz yaşlarımızın sebebi.
Yalnızlığımızı kar gibi eriten, yüzümüze kapanmayan tek kapı.
Tutunduğumuz dal, bizi düzeltmek adına uyaran.
Omzu, başımızı koymaya her an hazır…

Evet uzar gider bu şekilde. Biz dost olduğumuzu, kardeş olduğumuzu iddia etmişiz ama gerçek manada sevmemişiz birbirimizi. Sevgi sloganları atarken de, dostum kardeşim diye başlayan edebiyatlarımızda bile sevgi kavramını hep unutmuşuz. Sevgi, sevgili, sevdiğim kişi diyememişiz. Belki de gerçekten yürekten sevmemişiz birbirimizi. Dostum dediklerimizle bir gün sonra düşman oluvermişiz. Kardeşim diye tanıttıklarımızı unutuvermişiz bir zaman sonra.Altını sevgi ile besleyemediğimiz dostcuk ve kardeşciklerimiz olmuş.

“Dostunu aşırı övme mutedil ol, bir gün düşmanın olabilir. Düşmanında da mutedil ol, bir gün dostun olabilir” sözünü unutmuşuz. Bir gün önce överek göklere çıkardıklarımızı ertesi gün işimize gelmeyince kafir, müşrik ilan etmişiz. Bir gün önce tanıştırırken kardeşim diye takdim ettiklerimizi, “o yaramaz adam” diye anar olmuşuz. Dostluklarımızı ve kardeşliklerimizi sevgiyle sulayamamışız. Sevgiyle yoğuramamışız. Sevgiyle şekillendirememişiz. Sevgiyle bakmamış ve gözlerinin içine bakarak “seni seviyorum kardeşim, dostum” diyememişiz. Her lafın başında peygamberi (sav) örnek edindiğimizi söyleyen, yazan, haykıran bizler onun sevgi çemberine yaklaşamamışız bile. Ondan öğrenmedik mi vefayı, kardeşliği, dostluğu, sevgiyi ? Ondan öğrenmedik mi sevdiğini söyleme gerekliliğini?

Peygamber (sav) mescidin kapısında bir sahabeyle oturur. Uzaktan geçen başka bir sahabeyi gösterir yanındaki:
“Ey Allah’ın Rasulü şu geçen sahabeyi ben Allah için çok seviyorum” der.
Allah Rasulü tebessüm eder, mübarek elini yanındaki sahabenin sırtına koyar.
“Çok güzel. Peki bunu ona söyledin mi?” der.
Sahabi şaşkın hayır manasında kafasını sallar iki yana. Allah Rasulü devam eder.“Git ve ona bunu söyle!..” der.
Koşar sahabi sevdiği dostuna yetişmek için, yakalar ve gözlerinin içine bakarak;
“Seni Allah için çok seviyorum ey arkadaşım” der.
Arkadaşı sevgiyle parlayan gözleriyle şaşkın bakar kardeşine ve cevap verir.
“Bende seni kardeşim. Bende seni Allah için çok seviyorum…”
Kucaklaşarak ayrılırlar.
Birkaç ay sonra Allah Rasulü mescide girerken aynı sahabiyle karşılaşır.Üzgün, bitkin ve ağlamaklı. Nedenini sorar can dostuna.
“Ey Allah’ın Rasulü. Geçenlerde sana gösterdiğim ve Allah için bu kardeşimi çok seviyorum dediğim dostum, kardeşim hakkın rahmetine kavuştu der.
Allah Rasulü sırtını sıvazlar bu üzgün adamın. Ve ağzından şu mübarek sözler dökülür:
“İyi ki ona sevdiğini söylemişsin….”

Peki biz birbirimizi sevdiğimizi söylemek için daha ne bekliyoruz? Tepemize bombaların yağmasını mı? Bacılarımızın ırzına geçilmesini mi? Yavrularımızın hunharca katledilmesini, kardeşlerimizin hapishanelerde çürümesini mi? Yada onun için okunan sela sesini mi? Birbirimizi sevdiğimizi söylemek için daha ne bekliyoruz? Onun toprakla hemhal olmasını mı?

Bir zoru başarıp kardeş olduk, hadi daha da zor olanı başarıp kardeş kalalım. Ve kardeşimize, dostumuza sevdiğimizi söyleyelim. Dostluk ve kardeşliğimizi sevgiyle sulayalım.Sulayalım ki hiç solmasın. Sulayalım ki, yeşeren filizlerden dev sevgi fidanlıkları oluşsun. Sulayalım ki, bitiveren dostluklar ve kardeşlikler yerine, birbirini Allah için seven gerçek sevdalılar oluşsun. Kardeşim, dostum dediklerimiz sevdiklerimiz olsun. Kalp sevmekten yorulmaz, birbirimizi Allah için sevelim. Bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden, karşılık beklemeden, şart koşmadan….

Hepinizi Allah için çok seviyorum. Sevgi ile kalın….
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Eski Türklerde Askerler savasirken arkadan gelecek herhangi bir saldiriyi
kontrol edebilmek için sirtlarini bir agaca, kaya veya tasa vererek ok
atarlarmis Atalarimiz genelde bozkir hayati yasadiklari için bu sirt dayanan
nesne genelde bir tas veya kaya olurmus yillar sonra bu sirt dayanan tasin
ismi ARKA-TAS dan ARKADAS seklinde dilimize yerlesmis ve bugün bile
güvenebilecegimiz bizi arkadan vurmayacak olan samimiyetine güvendigimiz
kisilere verdigimiz isimdir.

Ask ve arkadaslik bir gün yolda karsilasirlar
ask, kendinden emin bir sekilde sorar;
-Ben senden daha samimi ve daha cana
yakinim sen niye varsin ki bu dünyada?
Arkadaslik cevap verir:
-Sen gittikten sonra biraktigin gozyaslarini silmek için...Duayla kalınız
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ve sizlerle çok etkilendiğim bir söz paylaşmak isterim aziz kardeşlerim;Benim gerçekten bir dostum olsa idi,düşmanlarla dolu bir evde yaşayabilirdim.Duayla kalınız.

Şu hikayeyide tekrar hatırlatırım:http://forum.islamiyet.gen.tr/dini-hikayeler/44596-can-dostlara.html


Dilsiz Bir İntihar Benimkisi

Kara kışın koynunda,
Kardelen misali çıkartıyorum başımı..
Biliyorum bile bile ölmek bu
Dilsiz bir intihar benimkisi...
Belki de yaşanacak mutlak sonun,
Düşlerime sızan siyah sezgisi...


Bana göre,
Her şeye direnmeli sevda
Dağılmış bir ömür takvimi de olsa sonu,
Kopan her sayfayı umut ağacına yağıştırıp savaşmalı..



Sevmeli bazen sevgiliden gelen acıyı
Gelecek için pusula bilmeli,
Yüreği tarumar eden kaygıları..
Bilki sevgili,
Samimiydi cümlelerim





" sevdan herşeyinle kabulümdür " dediğimde..
İçtendi bakışlarım,
Gözlerim gözlerine her değdiğinde..



Bu masalın sonu belli olsa da
Ben kardelen olmaya hazırım..
Dilsiz bir intiharın koynunda,
Sevdan için ölmeye razıyım...
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Mevlana'nın Dilinden Birliktelik

Mevlana'nın Dilinden Birliktelik

Bir gün, bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında.

Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yasamak istemediklerini, nasıl olup da bir 'yabancı 'yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini.

Biri karga, biri leylek...

O kadar farklıdır ki kuşlar ihtimal veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine.

Öyle ya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle.

Yaklaşır ve merakla inceler kuşları. Ta ki her ikisinin de topal olduğunu keşfedinceye kadar.

O zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, beraber yaşamaları beklenenlerin yanında tutunamayanlar.

O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirlerine yakin kılan.

Topal kuşlar birbirlerinin 'arıza’larını bilir ve sömürmek ya da örtmek yerine kabullenirler öylesine.

En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır.

Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir, uçar.

Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas yakınlaştıran, yaklaştıran....
 

Rayyan_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eyl 2007
Mesajlar
32
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
emeğine sağlık paylaşım için tşk...
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Oysa dost, güvendiğimiz dağ.
Ardından gidebileceğimiz kişi.
Sırrımızı paylaştığımız, dertlerimizle dertlenen, sevincimizle sevinen yoldaş.
Dost, her ne olursa olsun terk etmeyen!
Yarıda bırakmayan! Kullanmayan, kullandırmayan.
Dost unutmak sözünü literatüründen silip atan yürek.
Mücadele arkadaşımız. Simidimizin diğer yarısının sahibi.
Dost ayna, onda kendimizi gördüğümüz.
Hüzünlendiğinde akıttığımız göz yaşlarımızın sebebi.
Yalnızlığımızı kar gibi eriten, yüzümüze kapanmayan tek kapı.
Tutunduğumuz dal, bizi düzeltmek adına uyaran.
Omzu, başımızı koymaya her an hazır…

selamünaleyküm kardeşim....içimi yaktı geçti..ben böyle bir dostumu kaybettim. :( :( :(
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Oysa dost, güvendiğimiz dağ.
Ardından gidebileceğimiz kişi.
Sırrımızı paylaştığımız, dertlerimizle dertlenen, sevincimizle sevinen yoldaş.
Dost, her ne olursa olsun terk etmeyen!
Yarıda bırakmayan! Kullanmayan, kullandırmayan.
Dost unutmak sözünü literatüründen silip atan yürek.
Mücadele arkadaşımız. Simidimizin diğer yarısının sahibi.
Dost ayna, onda kendimizi gördüğümüz.
Hüzünlendiğinde akıttığımız göz yaşlarımızın sebebi.
Yalnızlığımızı kar gibi eriten, yüzümüze kapanmayan tek kapı.
Tutunduğumuz dal, bizi düzeltmek adına uyaran.
Omzu, başımızı koymaya her an hazır…

selamünaleyküm kardeşim....içimi yaktı geçti..ben böyle bir dostumu kaybettim. :( :( :(

Ve aleyna aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhü.Rahman ve Rahim olan Rabb'imiz C.C. onlara merhamet eylesin.Mekanları cennet olsun.duayla kalınız ...

el Fatiha
 

yesilyol

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2007
Mesajlar
258
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Konum
mersin
Allah c.c razı olsun emeğine yüreğine sağlık.sevmediğim hiç kimseyle menfaatim olsa bile arkadaşlık etmedim.benim sevdiğim kadar karşı taraf beni sevmeyip incitsede halen sevmediğim insanlarla dostluk kurmuyorum.yani bir insanın gözünün içine gülerek bakıyorsam o benim sevdiğim ve dostumdur.ALLAH C.C iki yüzlülerden korusun.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah c.c razı olsun emeğine yüreğine sağlık.sevmediğim hiç kimseyle menfaatim olsa bile arkadaşlık etmedim.benim sevdiğim kadar karşı taraf beni sevmeyip incitsede halen sevmediğim insanlarla dostluk kurmuyorum.yani bir insanın gözünün içine gülerek bakıyorsam o benim sevdiğim ve dostumdur.ALLAH C.C iki yüzlülerden korusun.

Amin amin amin.Ecmain inşaAllah.duayla kalınız.
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Bir zoru başarıp kardeş olduk, hadi daha da zor olanı başarıp kardeş kalalım. Ve kardeşimize, dostumuza sevdiğimizi söyleyelim. Dostluk ve kardeşliğimizi sevgiyle sulayalım. Sulayalım ki hiç solmasın. Sulayalım ki, yeşeren filizlerden dev sevgi fidanlıkları oluşsun. Sulayalım ki, bitiveren dostluklar ve kardeşlikler yerine, birbirini Allah için seven gerçek sevdalılar oluşsun.

"İman etmedikçe cennete giremezsiniz.Birbirinizi (gerçek manada) sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” (Müslim-Tirmizi)

Hayatımız boyunca birlik,beraberlik,kardeşlik sloganları atmışız.Kardeşiz demişiz. “Müminler ancak kardeştir “ ayetini dillendirmişiz. Kardeş olmak zor, kardeş kalabilmek daha da zor bunu hiç hesaba katmamışız. Kardeş olmuşuz, arkadaş olmuşuz, dost olduğumuzu zannetmişiz.Dostum dediğimizi yeri geldiğinde bir kalemde atıvermişiz.

Oysa dost, güvendiğimiz dağ.
Ardından gidebileceğimiz kişi.
Sırrımızı paylaştığımız, dertlerimizle dertlenen, sevincimizle sevinen yoldaş.
Dost, her ne olursa olsun terk etmeyen!
Yarıda bırakmayan! Kullanmayan, kullandırmayan.
Dost unutmak sözünü literatüründen silip atan yürek.
Mücadele arkadaşımız. Simidimizin diğer yarısının sahibi.
Dost ayna, onda kendimizi gördüğümüz.
Hüzünlendiğinde akıttığımız göz yaşlarımızın sebebi.
Yalnızlığımızı kar gibi eriten, yüzümüze kapanmayan tek kapı.
Tutunduğumuz dal, bizi düzeltmek adına uyaran.
Omzu, başımızı koymaya her an hazır…

Evet uzar gider bu şekilde. Biz dost olduğumuzu, kardeş olduğumuzu iddia etmişiz ama gerçek manada sevmemişiz birbirimizi. Sevgi sloganları atarken de, dostum kardeşim diye başlayan edebiyatlarımızda bile sevgi kavramını hep unutmuşuz. Sevgi, sevgili, sevdiğim kişi diyememişiz. Belki de gerçekten yürekten sevmemişiz birbirimizi. Dostum dediklerimizle bir gün sonra düşman oluvermişiz. Kardeşim diye tanıttıklarımızı unutuvermişiz bir zaman sonra.Altını sevgi ile besleyemediğimiz dostcuk ve kardeşciklerimiz olmuş.

“Dostunu aşırı övme mutedil ol, bir gün düşmanın olabilir. Düşmanında da mutedil ol, bir gün dostun olabilir” sözünü unutmuşuz. Bir gün önce överek göklere çıkardıklarımızı ertesi gün işimize gelmeyince kafir, müşrik ilan etmişiz. Bir gün önce tanıştırırken kardeşim diye takdim ettiklerimizi, “o yaramaz adam” diye anar olmuşuz. Dostluklarımızı ve kardeşliklerimizi sevgiyle sulayamamışız. Sevgiyle yoğuramamışız. Sevgiyle şekillendirememişiz. Sevgiyle bakmamış ve gözlerinin içine bakarak “seni seviyorum kardeşim, dostum” diyememişiz. Her lafın başında peygamberi (sav) örnek edindiğimizi söyleyen, yazan, haykıran bizler onun sevgi çemberine yaklaşamamışız bile. Ondan öğrenmedik mi vefayı, kardeşliği, dostluğu, sevgiyi ? Ondan öğrenmedik mi sevdiğini söyleme gerekliliğini?

Peygamber (sav) mescidin kapısında bir sahabeyle oturur. Uzaktan geçen başka bir sahabeyi gösterir yanındaki:
“Ey Allah’ın Rasulü şu geçen sahabeyi ben Allah için çok seviyorum” der.
Allah Rasulü tebessüm eder, mübarek elini yanındaki sahabenin sırtına koyar.
“Çok güzel. Peki bunu ona söyledin mi?” der.
Sahabi şaşkın hayır manasında kafasını sallar iki yana. Allah Rasulü devam eder.“Git ve ona bunu söyle!..” der.
Koşar sahabi sevdiği dostuna yetişmek için, yakalar ve gözlerinin içine bakarak;
“Seni Allah için çok seviyorum ey arkadaşım” der.
Arkadaşı sevgiyle parlayan gözleriyle şaşkın bakar kardeşine ve cevap verir.
“Bende seni kardeşim. Bende seni Allah için çok seviyorum…”
Kucaklaşarak ayrılırlar.
Birkaç ay sonra Allah Rasulü mescide girerken aynı sahabiyle karşılaşır.Üzgün, bitkin ve ağlamaklı. Nedenini sorar can dostuna.
“Ey Allah’ın Rasulü. Geçenlerde sana gösterdiğim ve Allah için bu kardeşimi çok seviyorum dediğim dostum, kardeşim hakkın rahmetine kavuştu der.
Allah Rasulü sırtını sıvazlar bu üzgün adamın. Ve ağzından şu mübarek sözler dökülür:
“İyi ki ona sevdiğini söylemişsin….”

Peki biz birbirimizi sevdiğimizi söylemek için daha ne bekliyoruz? Tepemize bombaların yağmasını mı? Bacılarımızın ırzına geçilmesini mi? Yavrularımızın hunharca katledilmesini, kardeşlerimizin hapishanelerde çürümesini mi? Yada onun için okunan sela sesini mi? Birbirimizi sevdiğimizi söylemek için daha ne bekliyoruz? Onun toprakla hemhal olmasını mı?

Bir zoru başarıp kardeş olduk, hadi daha da zor olanı başarıp kardeş kalalım. Ve kardeşimize, dostumuza sevdiğimizi söyleyelim. Dostluk ve kardeşliğimizi sevgiyle sulayalım.Sulayalım ki hiç solmasın. Sulayalım ki, yeşeren filizlerden dev sevgi fidanlıkları oluşsun. Sulayalım ki, bitiveren dostluklar ve kardeşlikler yerine, birbirini Allah için seven gerçek sevdalılar oluşsun. Kardeşim, dostum dediklerimiz sevdiklerimiz olsun. Kalp sevmekten yorulmaz, birbirimizi Allah için sevelim. Bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden, karşılık beklemeden, şart koşmadan….

Hepinizi Allah için çok seviyorum. Sevgi ile kalın….


Vakit geç olmadan Tüm sevdiklerinize hemen şimdi gidin ve seni Allah için çok seviyorum deyin.. :AZaman geç olmadan...
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
[QUOTE="Naksibendi, post: 0"]

Bir gün, bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında.

Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yasamak istemediklerini, nasıl olup da bir 'yabancı 'yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini.

Biri karga, biri leylek...

O kadar farklıdır ki kuşlar ihtimal veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine.

Öyle ya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle.

Yaklaşır ve merakla inceler kuşları. Ta ki her ikisinin de topal olduğunu keşfedinceye kadar.

O zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, beraber yaşamaları beklenenlerin yanında tutunamayanlar.

O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirlerine yakin kılan.

Topal kuşlar birbirlerinin 'arıza’larını bilir ve sömürmek ya da örtmek yerine kabullenirler öylesine.

En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır.

Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir, uçar.

Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas yakınlaştıran, yaklaştıran....

..........................:AB).............................
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
"Gerçekten Allah'ın vaadi haktır, kıyamet-saatinde hiçbir kuşku yoktur." denildiği zaman siz: "kıyamet-saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zanda (ve tahmin) bulunup zannediyoruz; biz kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz." demiştiniz.” (Casiye Suresi, 32)
"İman etmedikçe cennete giremezsiniz.Birbirinizi (gerçek manada) sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.”

O an gelmeden inşaAllah,birbirimizi gerçek manada sevmeye başlarız.Duayla.!
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
Kalp Sevmekten Yorulmaz!...

Kalp Sevmekten Yorulmaz!...

İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi (gerçek manada) sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız." (Müslim–Tirmizi)
* * *
Hayatımız boyunca birlik, beraberlik, kardeşlik sloganları atmışız. Kardeşiz demişiz. "Müminler ancak kardeştir" ayetini dillendirmişiz. Kardeş olmak zor, kardeş kalabilmek daha da zor bunu hiç hesaba katmamışız. Kardeş olmuşuz, arkadaş olmuşuz, dost olduğumuzu zannetmişiz. Dostum dediğimizi yeri geldiğinde bir kalemde atıvermişiz.
* * *
Oysa dost, güvendiğimiz dağ.
Ardından gidebileceğimiz kişi.
Sırrımızı paylaştığımız, dertlerimizle dertlenen, sevincimizle sevinen yoldaş.
Dost, her ne olursa olsun terk etmeyen!
Yarıda bırakmayan! Kullanmayan, kullandırmayan.
Dost unutmak sözünü literatüründen silip atan yürek.
Mücadele arkadaşımız. Simidimizin diğer yarısının sahibi.
Dost ayna, onda kendimizi gördüğümüz.
Hüzünlendiğinde akıttığımız göz yaşlarımızın sebebi.
Yalnızlığımızı kar gibi eriten, yüzümüze kapanmayan tek kapı.
Tutunduğumuz dal, bizi düzeltmek adına uyaran.
Omzu, başımızı koymaya her an hazır…

* * *
Evet uzar gider bu şekilde. Biz dost olduğumuzu, kardeş olduğumuzu iddia etmişiz ama gerçek manada sevmemişiz birbirimizi. Sevgi sloganları atarken de, dostum kardeşim diye başlayan edebiyatlarımızda bile sevgi kavramını hep unutmuşuz. Sevgi, sevgili, sevdiğim kişi diyememişiz. Belki de gerçekten yürekten sevmemişiz birbirimizi. Dostum dediklerimizle bir gün sonra düşman oluvermişiz. Kardeşim diye tanıttıklarımızı unutuvermişiz bir zaman sonra. Altını sevgi ile besleyemediğimiz dostluk ve kardeşçiklerimiz olmuş.
* * *
"Dostunu aşırı övme mutedil ol, bir gün düşmanın olabilir. Düşmanında da mutedil ol, bir gün dostun olabilir" sözünü unutmuşuz. Bir gün önce överek göklere çıkardıklarımızı ertesi gün işimize gelmeyince kâfir, müşrik ilan etmişiz. Bir gün önce tanıştırırken kardeşim diye takdim ettiklerimizi, "o yaramaz adam" diye anar olmuşuz. Dostluklarımızı ve kardeşliklerimizi sevgiyle sulayamamışız. Sevgiyle yoğuramamışız. Sevgiyle şekillendirememişiz. Sevgiyle bakmamış ve gözlerinin içine bakarak "seni seviyorum kardeşim, dostum" diyememişiz. Her lafın başında peygamberi örnek edindiğimizi söyleyen, yazan, haykıran bizler onun sevgi çemberine yaklaşamamışız bile. Ondan öğrenmedik mi vefayı, kardeşliği, dostluğu, sevgiyi? Ondan öğrenmedik mi sevdiğini söyleme gerekliliğini?
* * *
Peygamber mescidin kapısında bir sahabeyle oturmaktadır. Uzaktan geçen başka bir sahabeyi gösterir yanındaki:
–Ey Allah'ın Resulü şu geçen sahabeyi ben Allah için çok seviyorum, der.
Allah Resulü tebessüm ederek, mübarek elini yanındaki sahabenin sırtına koyar.
–Çok güzel. Peki bunu ona söyledin mi? der.
Sahabe hayır manasına başını iki yana sallar. Allah Rasulü devam eder.
–Git ve ona bunu söyle!.. der.
Koşar sahabi sevdiği dostuna yetişmek için, yakalar ve gözlerinin içine bakarak;
–Seni Allah için çok seviyorum ey kardeşim, der.
Arkadaşı sevgiyle parlayan gözleriyle şaşkın bakar kardeşine ve cevap verir.
–Bende seni Allah için çok seviyorum…
Kucaklaşarak ayrılırlar.

* * *
Birkaç ay sonra Allah Resulü mescide girerken aynı sahabeyle karşılaşır. Üzgün, bitkin ve ağlamaklı. Nedenini sorar:
–Ey Allah'ın Resulü. Geçenlerde sana gösterdiğim ve Allah için bu kardeşimi çok seviyorum dediğim kardeşim vefat etti, der.
Allah Rasulü sırtını sıvazlar bu üzgün adamın. Ve ağzından şu mübarek sözler dökülür:
–İyi ki ona sevdiğini söylemişsin….

* * *
Peki, biz birbirimizi sevdiğimizi söylemek için daha ne bekliyoruz? Tepemize bombaların yağmasını mı? Bacılarımızın ırzına geçilmesini mi? Yavrularımızın hunharca katledilmesini, kardeşlerimizin hapishanelerde çürümesini mi? Yâda onun için okunan sela sesini mi? Birbirimizi sevdiğimizi söylemek için daha ne bekliyoruz? Onun toprakla hemhal olmasını mı?
* * *
Bir zoru başarıp kardeş olduk, hadi daha da zor olanı başarıp kardeş kalalım. Ve kardeşimize, dostumuza sevdiğimizi söyleyelim. Dostluk ve kardeşliğimizi sevgiyle sulayalım. Sulayalım ki hiç solmasın. Sulayalım ki, yeşeren filizlerden dev sevgi fidanlıkları oluşsun. Sulayalım ki, bitiveren dostluklar ve kardeşlikler yerine, birbirini Allah için seven gerçek sevdalılar oluşsun. Kardeşim, dostum dediklerimiz sevdiklerimiz olsun. Kalp sevmekten yorulmaz, birbirimizi Allah için sevelim. Bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden, karşılık beklemeden, şart koşmadan….
Hepinizi Allah için çok seviyorum. Sevgi ile kalın….
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
Sevgiyi sevenlerin kalbi, sevmekten yorulmasın diye,
Sevgiyi özleyenler, aradıklarını bulsun diye,
Bir yürek sunumu,
Bir gönül çağlayanı...
Kalp Sevmekten Yorulmaz'la hep seveceksiniz,
Sevdiğinizi belli edeceksiniz,
Her gün sevgi çekinizi ödemekten büyük bir lezzet alacaksınız..
Kalp Sevmekten Yorulmaz, Sevgiyi Sevdirecek
Ve büyük bir zevkle, her daim sevgi çekinizi ödeyeceksiniz.

Bizlerde Allahın rızasını alarak sizleri çok seviyorum selametle[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Web Sitesi
img141.imageshack.us
İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi (gerçek manada) sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız." (Müslim–Tirmizi)
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
Sevgiyi sevenlerin kalbi, sevmekten yorulmasın diye,
Sevgiyi özleyenler, aradıklarını bulsun diye,
Bir yürek sunumu,
Bir gönül çağlayanı...
Kalp Sevmekten Yorulmaz'la hep seveceksiniz,
Sevdiğinizi belli edeceksiniz,
Her gün sevgi çekinizi ödemekten büyük bir lezzet alacaksınız..
Kalp Sevmekten Yorulmaz, Sevgiyi Sevdirecek
Ve büyük bir zevkle, her daim sevgi çekinizi ödeyeceksiniz.

Bizlerde Allahın rızasını alarak sizleri çok seviyorum selametle
Hafize Annem Rabbim sizlerden razı olsun.Bende sizi bir annem gibi seviyorum biliyorumki dualarınız bizlerle SELAM VE DUA İLE
 

meryem-hanne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2007
Mesajlar
105
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Kalp Sevmekten Yorulmaz

Kalp Sevmekten Yorulmaz



MÜKERREM BULUT



KALP SEVMEKTEN YORULMAZ!...



"İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi (gerçek manada) sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız." (Müslim–Tirmizi)


* * *
Hayatımız boyunca birlik, beraberlik, kardeşlik sloganları atmışız. Kardeşiz demişiz. "Müminler ancak kardeştir" ayetini dillendirmişiz. Kardeş olmak zor, kardeş kalabilmek daha da zor bunu hiç hesaba katmamışız. Kardeş olmuşuz, arkadaş olmuşuz, dost olduğumuzu zannetmişiz. Dostum dediğimizi yeri geldiğinde bir kalemde atıvermişiz.


* * *
Oysa dost, güvendiğimiz dağ.
Ardından gidebileceğimiz kişi.
Sırrımızı paylaştığımız, dertlerimizle dertlenen, sevincimizle sevinen yoldaş.
Dost, her ne olursa olsun terk etmeyen!
Yarıda bırakmayan! Kullanmayan, kullandırmayan.
Dost unutmak sözünü literatüründen silip atan yürek.
Mücadele arkadaşımız. Simidimizin diğer yarısının sahibi.
Dost ayna, onda kendimizi gördüğümüz.
Hüzünlendiğinde akıttığımız göz yaşlarımızın sebebi.
Yalnızlığımızı kar gibi eriten, yüzümüze kapanmayan tek kapı.
Tutunduğumuz dal, bizi düzeltmek adına uyaran.
Omzu, başımızı koymaya her an hazır…


* * *
Evet uzar gider bu şekilde. Biz dost olduğumuzu, kardeş olduğumuzu iddia etmişiz ama gerçek manada sevmemişiz birbirimizi. Sevgi sloganları atarken de, dostum kardeşim diye başlayan edebiyatlarımızda bile sevgi kavramını hep unutmuşuz. Sevgi, sevgili, sevdiğim kişi diyememişiz. Belki de gerçekten yürekten sevmemişiz birbirimizi. Dostum dediklerimizle bir gün sonra düşman oluvermişiz. Kardeşim diye tanıttıklarımızı unutuvermişiz bir zaman sonra. Altını sevgi ile besleyemediğimiz dostluk ve kardeşçiklerimiz olmuş.


* * *
"Dostunu aşırı övme mutedil ol, bir gün düşmanın olabilir. Düşmanında da mutedil ol, bir gün dostun olabilir" sözünü unutmuşuz. Bir gün önce överek göklere çıkardıklarımızı ertesi gün işimize gelmeyince kâfir, müşrik ilan etmişiz. Bir gün önce tanıştırırken kardeşim diye takdim ettiklerimizi, "o yaramaz adam" diye anar olmuşuz. Dostluklarımızı ve kardeşliklerimizi sevgiyle sulayamamışız. Sevgiyle yoğuramamışız. Sevgiyle şekillendirememişiz. Sevgiyle bakmamış ve gözlerinin içine bakarak "seni seviyorum kardeşim, dostum" diyememişiz. Her lafın başında peygamberi örnek edindiğimizi söyleyen, yazan, haykıran bizler onun sevgi çemberine yaklaşamamışız bile. Ondan öğrenmedik mi vefayı, kardeşliği, dostluğu, sevgiyi? Ondan öğrenmedik mi sevdiğini söyleme gerekliliğini?


* * *
Peygamber mescidin kapısında bir sahabeyle oturmaktadır. Uzaktan geçen başka bir sahabeyi gösterir yanındaki:
–Ey Allah'ın Resulü şu geçen sahabeyi ben Allah için çok seviyorum, der.
Allah Resulü tebessüm ederek, mübarek elini yanındaki sahabenin sırtına koyar.
–Çok güzel. Peki bunu ona söyledin mi? der.
Sahabe hayır manasına başını iki yana sallar. Allah Rasulü devam eder.
–Git ve ona bunu söyle!.. der.
Koşar sahabi sevdiği dostuna yetişmek için, yakalar ve gözlerinin içine bakarak;
–Seni Allah için çok seviyorum ey kardeşim, der.
Arkadaşı sevgiyle parlayan gözleriyle şaşkın bakar kardeşine ve cevap verir.
–Bende seni Allah için çok seviyorum…
Kucaklaşarak ayrılırlar.


* * *
Birkaç ay sonra Allah Resulü mescide girerken aynı sahabeyle karşılaşır. Üzgün, bitkin ve ağlamaklı. Nedenini sorar:
–Ey Allah'ın Resulü. Geçenlerde sana gösterdiğim ve Allah için bu kardeşimi çok seviyorum dediğim kardeşim vefat etti, der.
Allah Rasulü sırtını sıvazlar bu üzgün adamın. Ve ağzından şu mübarek sözler dökülür:
–İyi ki ona sevdiğini söylemişsin….


* * *
Peki, biz birbirimizi sevdiğimizi söylemek için daha ne bekliyoruz? Tepemize bombaların yağmasını mı? Bacılarımızın ırzına geçilmesini mi? Yavrularımızın hunharca katledilmesini, kardeşlerimizin hapishanelerde çürümesini mi? Yâda onun için okunan sela sesini mi? Birbirimizi sevdiğimizi söylemek için daha ne bekliyoruz? Onun toprakla hemhal olmasını mı?


* * *
Bir zoru başarıp kardeş olduk, hadi daha da zor olanı başarıp kardeş kalalım. Ve kardeşimize, dostumuza sevdiğimizi söyleyelim. Dostluk ve kardeşliğimizi sevgiyle sulayalım. Sulayalım ki hiç solmasın. Sulayalım ki, yeşeren filizlerden dev sevgi fidanlıkları oluşsun. Sulayalım ki, bitiveren dostluklar ve kardeşlikler yerine, birbirini Allah için seven gerçek sevdalılar oluşsun. Kardeşim, dostum dediklerimiz sevdiklerimiz olsun. Kalp sevmekten yorulmaz, birbirimizi Allah için sevelim. Bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden, karşılık beklemeden, şart koşmadan….
Hepinizi Allah için çok seviyorum. Sevgi ile kalın….
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt