Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kalb, birden fazla şeyi sevemez (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kalbde, ya dünya sevgisi, yahut Allahü teâlânın sevgisi bulunur. Dünya, haram olan şeyler demektir. Zikir, ibadet yaparak, kalbden dünya sevgisi çıkarılınca, kalb temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliğinden dolar. Günah işleyince, kalb kararır, hasta olur. Dünya muhabbeti yerleşerek, Allah sevgisi gider. Kalbin bu hali, bir şişeye benzer. Su doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca, hava kendiliğinden dolar. Allahü teâlânın ismi çok söylenilir ve haramlardan, şüphelilerden sakınılırsa, kalbde Allah sevgisi çoğalır.

Bir kalbde iman bulunduğuna alamet, Allahü teâlânın sevdiklerini sevmek, sevmediklerini sevmemektir. Edep ve sevgi, kalbleri birleştirir. Seven, daima sevgiliye kavuşur. Onun gibi olur. Muhabbeti arttıkça, insanlık sıfatlarından sıyrılır. Nefsin zararlı isteklerinden kurtulur ve Allahü teâlânın rızasına, muhabbetine kavuşur. Peygamber Efendimiz; (Bir kimse, beni çocuklarından, ana babasından ve herkesten daha çok sevmedikçe, imanı tamam olmaz) buyurmuştur.

Allahü teâlâyı sevmek, başka şeyleri sevmekten daha çok olmadıkça, hatta kalbde Allahü teâlâdan başka şeylerin sevgisi yok olmadıkça, kamil iman ve tam takva elde edilemez. Allahü teâlâ, hadis-i kudside; (Ey Ademoğlu! Beni sevmek istersen dünya sevgisini kalbinden çıkar. Çünkü benim muhabbetim ile, dünya sevgisini bir kalbde ebediyyen cem etmem. Ey Ademoğlu! Benim sevgimle beraber dünya sevgisini nasıl istersin! Öyle ise, benim sevgimi ve rızamı, dünyayı yani men ettiğim şeyleri terk etmekte ara! Ey Ademoğlu! Her işini benim emirlerime uygun olarak yap, ben de, senin kalbine muhabbetimi doldururum) buyurmuştur.

Allahü teâlâdan başka bir şeyi sevmek iki türlü olur:
Birincisi, bir mahluku kalb ile ve beden ile birlikte sevmek, ona kavuşmak istemektir. Cahillerin sevmeleri böyledir. Tasavvuf yolunda çalışmak, kalbi bu sevmekten kurtarmak içindir. Böylece, kalbde yalnız Allah sevgisi kalır. İnsan, gizli şirkten kurtulur. (Ey iman sahipleri! İman ediniz!) mealindeki âyet-i kerimede emrolunan imana kavuşulur. En’am suresinin 120. âyet-i kerimesindeki, (Organlarla açıkça işlenen ve kalb ile yapılan günahları terk edin!) mealindeki emir, kalbi Allahü teâlâdan başka şeylere bağlılıklardan kurtarmak lazım olduğunu göstermektedir.

Sevginin ikincisi, yalnız organların sevmesi, istemesidir. Böyle olan sevgiye Meyl-i tabii, içgüdü denir. Bu sevgi, yalnız bedenin sevmesidir. Kalbe, ruha bulaşmamıştır. Bu sevgi, bedendeki maddelerin ve enerjinin özelliklerinden, ihtiyaçlarından ileri gelmektedir.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
“Kalb yani gönül, birden fazla şeyi sevmez. Bu bir şeye olan sevgisi kesilmedikçe başka şeyi sevemez. Kalbin mal, evlat, mevki, metholunmak gibi çeşitli arzuları, bağlantıları ve sevdikleri görülür ise de bu sevgilileri hakikatte hep bir sevgilisi içindir. O biricik sevgilisi de, kendi nefsidir. Onların hepsini, kendi nefsi için sevmektedir. Bunları, hep kendi nefsi için istemektedir. Onların nefslerini düşünmemektedir. Nefsine olan sevgisi kalmazsa, nefsi için onlara olan sevgisi de kalmaz. Bunun içindir ki, kul ile Rabbi arasındaki perde, kulun kendi nefsidir. Çünkü hiçbir şeyi o şey için sevmemektedir. Onun için hiçbir şey perde olmaz. Kul, hep nefsini düşünmektedir. Bunun için perde, yalnız kendisidir. Başka hiçbir şey değildir. Kul, kendi nefsini düşünmekten büsbütün kesilmedikçe Rabbini düşünemez. Allahü teâlânın sevgisi onun kalbine yerleşemez. Hadis-i şerifte, (Kişi, sevdiği ile birlikte olur) buyuruldu.

Kalbinde, Allahü teâlâdan başka hiçbir şeyin sevgisi kalmayan ve ancak Allahü teâlâyı dileyen kimse, bu hadis-i şerife göre, Allahü teâlâ ile beraber olur.

Kalbin hastalığı, Hak teâlâdan başkasına tutulması, bağlanmasıdır. Belki, kendisine bağlanmasıdır. Çünkü herkes, her şeyi kendisi için ister. Çocuğunu sevmesi, kendini sevdiği içindir. Malı, mevkiyi, rütbeyi hep kendisi için ister. Onun mabudu, tapındığı şey, kendi nefsidir. Nefsinin istekleri arkasında koşmaktadır. Kalb, bu bağlılıklardan kurtulmadıkça, insanın kurtulması çok güç olur.”

Feth-i Musuli hazretleri de buyuruyor ki:
“Kendi arzularından ziyade Allahü teâlâyı isteyenin kalbinde Allah sevgisi doğar.”

Netice olarak, bir kalbde iki sevgi bir arada olmaz. Biri gelirse, diğeri gider. Mazhar-ı Can-ı Canan hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Dünya melundur ve dünyada olan şeylerden Allah için yapılmayanlar da melundur. Allahü teâlânın sevgisi ile dünya sevgisi bir araya gelmez. Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için masivayı yani Allahü teâlâdan başka her şeyi ve bütün maksatları terk etmek lazımdır.”
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt