AKSİYON dergisi bundan yıllarca önce, Türkiye Musevî cemaatinin ileri gelenlerinden bir zat ile uzunca bir röportaj yapmıştı. Kendisini üzmemek ve tedirgin etmemek için ismini vermeyeceğim bu zat
"Türkiye'de bir buçuk milyon kadar Sabataycı" bulunduğunu sarahaten (açıkça) söylemişti.
Düşünebiliyor musunuz, bir buçuk milyon vatandaş iki kimlikli. Dıştan Türk ve Müslüman olarak görünüyor, asıl kimlikleri ise
Yahudiliğin bir tarikatı. Bu iki kimliklilikten bir sürü psikolojik, sosyolojik, siyasî, kültürel problem doğuyor.
Adam üniversite profesörü, gazeteci, düşünür (veya müşünür), tanınmış bir kişi ve haykırıyor:
- Kahr olsun Şeriat!
Allah Allah, bir Müslüman böyle demez. Çünkü şeriat din demektir, Kur'ân Sünnet ve icmâdan çıkartılmış dinî hüküm ve kurallar demektir. Bir Müslüman nasıl olur da Şeriat gibi kutsal bir kavrama, kuruma Kahr olsun diyebilir?
Sonra mesele anlaşılıyor. Meğerse böyle bağıran adam Sabataycı imiş.
Bu Sabataycılardan başka ülkemizde diğer kripto-yahudiler de bulunuyor. Kürt Yahudileri var, Alevî ve Bektaşî görünenler var, Melamiliğin üçüncü derecesine mensup olanlar var.
Paris'te günlük olarak yayınlanan LA CROIX gazetesi İstanbul Ermeni Patriği 2'nci Mesrob ile bir röportaj yaptı; Patrik cenapları orada, 1915'de Müslüman yapılan 200 bin Ermeni kızının bugün 1,5 milyon torunu olduğunu, bunların etnik bakımdan Ermeni kökenli olduğunu iddia etti.
Kimseyi suçlamıyorum, lakin ortada çok önemli bir hadise vardır. Bunun üzerinde durmak gerekmez mi?
Büyükanneleri Ermeni olanların hepsi de kripto değildir. İslâm dinini samimi olarak benimsemiş olanların çoğunlukta olduğunu tahmin etmekteyim.
Şimdi dış düşmanlarımız eski yaraları kaşıyarak başımıza yeni çoraplar örmek için planlar yapıyor, komplolar hazırlıyor.
Bana öyle geliyor ki, patlamaya hazırlanan eski bir yanardağın kriterlerindeki gölün kenarında piknik yapıyoruz, dolma yiyip çay içiyoruz...
İnşaallah patlamaz.
M.Ş.EYGİ
"Türkiye'de bir buçuk milyon kadar Sabataycı" bulunduğunu sarahaten (açıkça) söylemişti.
Düşünebiliyor musunuz, bir buçuk milyon vatandaş iki kimlikli. Dıştan Türk ve Müslüman olarak görünüyor, asıl kimlikleri ise
Yahudiliğin bir tarikatı. Bu iki kimliklilikten bir sürü psikolojik, sosyolojik, siyasî, kültürel problem doğuyor.
Adam üniversite profesörü, gazeteci, düşünür (veya müşünür), tanınmış bir kişi ve haykırıyor:
- Kahr olsun Şeriat!
Allah Allah, bir Müslüman böyle demez. Çünkü şeriat din demektir, Kur'ân Sünnet ve icmâdan çıkartılmış dinî hüküm ve kurallar demektir. Bir Müslüman nasıl olur da Şeriat gibi kutsal bir kavrama, kuruma Kahr olsun diyebilir?
Sonra mesele anlaşılıyor. Meğerse böyle bağıran adam Sabataycı imiş.
Bu Sabataycılardan başka ülkemizde diğer kripto-yahudiler de bulunuyor. Kürt Yahudileri var, Alevî ve Bektaşî görünenler var, Melamiliğin üçüncü derecesine mensup olanlar var.
Paris'te günlük olarak yayınlanan LA CROIX gazetesi İstanbul Ermeni Patriği 2'nci Mesrob ile bir röportaj yaptı; Patrik cenapları orada, 1915'de Müslüman yapılan 200 bin Ermeni kızının bugün 1,5 milyon torunu olduğunu, bunların etnik bakımdan Ermeni kökenli olduğunu iddia etti.
Kimseyi suçlamıyorum, lakin ortada çok önemli bir hadise vardır. Bunun üzerinde durmak gerekmez mi?
Büyükanneleri Ermeni olanların hepsi de kripto değildir. İslâm dinini samimi olarak benimsemiş olanların çoğunlukta olduğunu tahmin etmekteyim.
Şimdi dış düşmanlarımız eski yaraları kaşıyarak başımıza yeni çoraplar örmek için planlar yapıyor, komplolar hazırlıyor.
Bana öyle geliyor ki, patlamaya hazırlanan eski bir yanardağın kriterlerindeki gölün kenarında piknik yapıyoruz, dolma yiyip çay içiyoruz...
İnşaallah patlamaz.
M.Ş.EYGİ