Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek... (1 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,591
Tepki puanı
957
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek.


420188_372883206058496_680828818_n.jpg





Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.
Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi;

"Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.”

Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!
Kekeleyerek: "Nasıl? Anlayamadım?" diyebildi yaşlı kadın.

"Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:

"Yeter! Lütfen dur artık!" diye bağırmak zorunda kaldım.
Ama usta sadece gülümsedi ve; "Daha değil!" diye cevapladı beni.

"Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:
"Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!"

Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:
"Henüz değil!"

"Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek"
Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:

"Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!"

"Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve "Daha değil!" diyordu.

"Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.

"Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.

"Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!" dedim. Onun cevabı ise aynıydı: "Henüz değil!"

"Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. "Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!" diye bağırdım.

Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. "Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!" diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine "Daha değil!" diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.

"Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:


"Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?"
Ona "Evet" dedim.

Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve "Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım."

"Evet bu sensin!" dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.
Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.
Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.
Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.
Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.
Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.
Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde."

Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:

"Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!
Bana zarar vereceğini düşündüm.
Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.
Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.
Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim.
Teşekkür ederim."

* * * * * *
Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir. Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.
Önemli olan Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek...
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Allah(c.c) razı olsun
Kahrın da hoş , Lütfun da Rab'bim
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir. Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.
Önemli olan Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek...

Bir öğrenebilsek.. İşte mevzuda tamda bu ya..

ALLAH Celle Celalühü razı olsun abim..
 

teslimiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Eyl 2012
Mesajlar
34
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
çok güzel, mümin için bu geçerlidir evet. başımıza gelen her felaket, aslında ileride başımıza gelecek bi güzelliğin habercisidir. yeter ki sabretmesini ve amenna(iman ettik) demesini bilelim. Ve yeter ki sevebilelim Rahmanı hakkıyla..

öte yandan, başına gelen cefa eğer seni daha güzel bir şekle sokmuyorsa da sakin ol ve kendini kontrol et demek isterim ben..

Âli İmran suresinde;
79. Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter."

ayetini es geçmemek gerekli.
Allah razı olsun üstad..
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Kendini fincanın yerine koyan oldumu? merak ettim, ilk kez okudugumda öyle bir hikaye diye okumuştum,
ikinci kez okuduğumda fincan ben olmuştum, üçünçü kez niye okudum? bilmem Sayın Hulisi'nin etkisi ile tasavvufi anlamı ile buluştum, şimdi ? kalbim dayanamadıgı için okumadan yorumda bulundum:a21:
 

buket_zeynep

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2012
Mesajlar
2,757
Tepki puanı
180
Puanları
63
Yaş
40
Kahrınada kurban lütfuna da... Taşıyamayacağımız yük vermezsin yarabbi sen bize şükür şükür şükür çok şükür
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,770
Tepki puanı
77
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
"Evet bu sensin!" dedi usta.

selamun aleyüm Rabbim razı olsun bu güzel paylaşımınız için..gerçekten çok güzel tasvir edilmiş olay..adeta o fırına bende girdim fincanla beraber..bu vesile ile anladık ki başımıza gelenler başıboş değiller hepsinin neticesi bizleri kemale erdirmek,olgunlaştırmakmış..O'ndan geldiyse başım gözüm üstüne diyebilmeli,neticesini düşünmeden teslim olabilmeliyiz..bence işin sırrı bu;teslimiyet..çünkü kendi açımızdan bakarsak çok yanılırız..Rabbimiz bizi bizden daha iyi biliyor,tanıyor,seviyor vesselam..Rabbim hadiselere bu gözle bakabilmeyi,sıkıntı sandığımız her olaydan O'nu ve hikmetini görebilmeyi nasib etsin bizlere inşallah..
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Aleykum selam, işte zor olan o an bunu farkedebilmekte , o an şükredebilmekte
O kadar bilgili , alim deriz ufak bir imtihanda bakarız ki şöyle der''Rabbim bu ne??
''Niye benim başıma hep kötü olaylar geliyor??vs. vs hiç anlamayız neden?
Farkedince? o zaman en zor anlar dahi döner harika anlara, diyemezdim, gülemezdim çünkü anlayan olacagını sanmıyordum..
, hey Rabbimden bütün bu olanlar, hele ki şerden hayıra çevirmesi harika!
Araba kazasından sonra oğlumun düzelmesi ... gibi Rabbim bağışla bizi, sabırsızız ne olur bağışla anlayınca , renklendi dünya..
Renkler bir tamam , Rabbim teşekkürler...
 

VaVeyla

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
11,102
Tepki puanı
22
Puanları
38
Konum
Mevlana diyarı
öyle bi ince detay varki anlayıp uygulayanlar gerçek huzuru buluyor ;) eyvallah
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30

ne güzel bir paylaşımdır bu.
yüreğe su serpmemiş, bir kova suyu devirivermiş resmen..
çok hoşuma gitti.
güçlü olmak için öyle çok sebebimiz varken bu yılgınlık niye?
bu pes etmek, tam olgunlaşacakken çürüyüp gitmek niye?

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt