Kadirov: Artık Cihad yok dans var!
Türk gazetecileri ağırlayan Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov Akit muhabirinin sorularını yanıtlarken ülkesindeki değişimi anlattı kendini savundu
31 Aralık 2011
Fahrettin Dede'nin röportajı
Rusya’ya bağlı özerk bir Cumhuriyet olduklarını kabul eden Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov, “Rusya’nın büyümesinden yanayız. Biz artık savaşmak istemiyoruz. Çocuklarımız, dans etsin, bilim adamı olsun, mühendis olsun istiyoruz” dedi.
‘O soruları sana kim sordurttu?’
Türk gazetecileri hükümet konutunda ağırlayan Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov, gazetecilerin fotoğraf çekiminin ardından yardımcısı aracılığıyla beni çağırdı. Çünkü toplantıda iki soru sormuştum ve başkan, ilk sorumun arkasından Akit muhabiri olduğumu öğrenince “Sor, sor sende yazılı sorular var galiba!” demişti.
Bir hışımla asansöre girdik ve asansörde “Toplantıda sorduğun soruları sana kim verdi?” diye suçlamaya çalıştı. “Kendi sorularımdı” dedim, sonra da “Vallahi de billahi de!” deme gereği hissettim.
Dördüncü katta dikdörtgen bir yemek masasına oturduk, meyve ve çay ikramı yapıldı. Kadirov burada bana “Hem babam Ahmet Hacı Kadirov hakkında, hem de benim hakkımda bir sürü kötüleyici haberler yaptınız. Nereden buluyorsunuz bunları! Şimdi istediğin soruları sor” dedi.
Yaklaşık bir saat süren röportajımızda Kadirov’a işkence iddialarından cihadı nasıl algıladığına, basına yansıyan doğum günü görüntülerinden çalışma masasının arkasındaki yılbaşı ağacına kadar pek çok soru sordum. Bazı noktalarda şaşırdığımı itiraf ettim, ama yılbaşı ağacını savunuşu oldukça komik geldi. İşte o sorular ve Kadirov’un cevapları:
- Ben, son söyleyeceğimi ilk soru olarak soracağım... Siz Rus kuklası mısınız?
- Eğer ki ben Rusya’nın kuklasıysam, hiçbir düşüncem, hiçbir fikrim, hiçbir yatırımım ve birikimim olmaması lazım değil mi? Soruyorum, cevap verin lütfen...
- Mutlaka öyle olması gerekir.
- Satılmış olduğum, kendimi Rusya’ya sattığım manasında mı söylüyorlar bunu? Dinimi mi satmışım?
- Bilmem...
- Öyleyse şunu söylüyorum; ben inancımı ve imanımı satmadım. Bundan beni ve bütün Müslümanları Allah korusun. (...) Rusya’dan halkım için istediklerim haricinde hiçbir şey istemedim. Bunun haricinde hiçbir pazarlık yapmadım. Türkiye’de bile insanlar “Anayasa mı Kur’an mı?” dendiğinde Anayasa derler. Avrupa kanallarından REN TV geldiğinde “Dedenin lafı mı önemli Putin’in sözü mü?” demişlerdi? Bu soruya karşılık Putin’e de saygı duyarım ama benim için dedemin sözü önemlidir dedim. Peki şimdi sana soruyorum; sence ben neyim?
İŞKENCE YAPMAYACAĞIM SERBESTSİN!
- Sonunda işkence görecek miyim?
- Hayır, serbestsin...
- İşkence yapıyor musunuz peki?
- Hayır, yapmıyorum... Bilakis, bana Rus yanlısı diyenler, adam kaçırmaktan tutun, fidye almak gibi envai çeşit işe karışmışlardır. Ben sadece Çeçenistan içinde kanunsuzluk yapanlar hakkında işlem yaptırırım.
- İslâm’ın cihad hükmü hakkında ne düşünüyorsunuz. Bir mücahid olsanız daha güzel olmaz mıydı?..
- Yusuf Kardavi’yi tanıyorsun; değil mi?
- Tabiî ki tanıyorum.
- Ben zaten cihad yapıyorum. Yusuf Kardavi’nin “Kadirov cihad yapıyor” diye açıklaması vardır. Türkiye’deki Çeçenler benim hakkımda ne konuşuyor bilmiyorum. Ama, burada çıkın, halka sorun, zannetmiyorum ki kendisi için çalıştığımı düşünmeyen bir tane Çeçen olsun! İşte ben o zaman bu koltuktan ayrılırım.
- İmran Abdulazimov ismi size neyi çağrıştırıyor?
- O kim?
- İlk cihadda vardı. Çeçen komutan...
- O cihadda ben de vardım. Benim babamla birlikte girmediğim bir tane çatışma kalmadı.
- Herkes sizin tuhaf bir adam olduğunuzu söylüyor. Ne dersiniz?
- Bakın, ben bir politikacı olmaya çalışmıyorum. Politikacı değilim. Politikacının ne dostları olur, ne de düşmanı...
- Neyin mücadelesini veriyorsunuz o halde?
- Ben oyun da oynamıyorum. Çeçen halkının dostuyum. Gülen, dans eden, hayattan tat almaya çalışan, Allah’ın yarattığı Ramazan’ım. Gösterişli görünmeye çalışmıyorum. Düşmanlarımın uydurduklarının katımda hiçbir değeri yok. Ben kimim biliyor musunuz?
- Kimsiniz?
- Rus, Müslüman, gayrimüslim olsun, her yerde içki içerler, benim masamda içki içemezler.
- İyi de internette şampanya patlatıp içki içtiğiniz görüntüler var.
- Vallahi iki dudağımın arasından içki girmedi. Bu ülkede içki bile 24 saatte, sadece belli bölgelerde sadece iki saat satılır. Ben pek çok cami açtım, medrese açtım. Hafızlık için Kur’an Kursları açtım. Ben nasıl kukla oluyorum, nasıl satılmış oluyorum, anlamıyorum!..
“RUSLARDAN SÖZ ALDIM”
- Bana kukla diyenler, bu ülke için, Müslümanlar için, Çeçen halkı için ne yapmış?! Ruslarla masaya oturdum ve kanun gibi söz aldım: Bu masada her şeyi konuşuruz ama iki şeyi müstesna tutarım. Bunlardan biri bu ülkenin dini İslâm’dır, İslâm’a dokundurtmam. İkincisi de Çeçen halkının kültürü ve örfüdür. Dediklerimin hepsini araştırmanı rica ediyorum. Birinci cihadda babam savaş ilan etti, beraber savaştık. Sonra bağımsızlık ilan ettik. Ne kimse bizi tanıdı, ne de bir kazanımımız oldu...
“BAĞIMSIZLIK İLAN ETTİKFAKAT BAŞARAMADIK”
- Bağımsızlık ilan ettik ama, muhtelif gruplara bölündük, adam kaçırma olayları, insan hakları ihlâlleri gibi durumların ardı arkası kesilmedi. Vahhabi grup; durup dururken Dağıstan’a saldırınca babam “Bu kadarı da fazla oldu. Ben çift taraflı oynamam. Bu cihad değildir” deyip bunun Müslümanlara yakışmadığını söyledi. Ve halkın yüzde 98’i babamın tarafında oldu. Ruslarla masaya oturdu. O zaman Rusya’ya bağlı özerk bir cumhuriyet olduk. Rusya’nın büyümesinden yanayız. Biz artık savaşmak istemiyoruz. Çocuklarımız, dans etsin, bilim adamı olsun, mühendis olsun istiyoruz.
PARAN OLMADAN NASIL BAĞIMSIZ OLACAKSIN?
- İlelebet Rusya’nın özerk Cumhuriyeti olarak mı kalacaksınız?
- 2003’te bir seçim oldu ve halkın yüzde 96’sı Ruslarla beraber olmamızı istedi. Rusya Federasyonu’nun içinde yer almak istedi halk. Ben halkla beraber hareket ettim. Şimdi hakkımda Rus yanlısı diyorlar. Ben ne Rus yanlısı oldum, ne de kukla! Ben her zaman halkın yanında oldum. Düşman geldiğinde halk savaştı. Halkın savaştığı gibi ben de savaştım. Düşmanı hep beraber çıkardık bu topraklardan. Şimdi halk barış istiyor ve ben de bu halkın lideriyim. Hükümeti ayakta tutmak için 60 milyar dolara ihtiyacım var. Nasıl bağımsız olacaksın?..
‘Hz. İsa senin de Peygamberin değil mi?’
- Size kimler karşı?
- Beni tasavvufa karşı olanlar yok etmeye çalışıyor. Beni yok edecekler ki; Çeçenistan’da tasavvufu yok etsinler!
- Bu arkanızdaki yılbaşı ağacı nedir? Müslüman bir ülkeye yakışır mı?
- Sen İsa Peygamber’i tanıyor musun?
- Tabiî ki...
- Kabul ediyor musunuz?
- Ama o farklı bir şeydir, yılbaşı ağacı ayrı...
- Bir soru sordum ben... Kabul ediyor musunuz?
- Evet...
- Sen niye kendi Peygamberinin dünyaya gelişini kutlamayı başkalarına bırakıyorsun. İsa Aleyhisselam’ın dünyaya gelişi kutsal bir gündür ve ben bunu kutlarım. Bunun kutlamasını gayrimüslimlere bırakmam. Kendi doğum gününü kutlamıyor musun? Bizim çocuklar da yılbaşını kutluyor, alışmışlar! Ben bir Müslüman olarak Hazreti İsa’nın doğumunu kutluyorum. Mesela Miladi yılbaşında bizim camilerimiz dolup taşıyor. Keşke her gün yılbaşı olsa da her gün camiler dolup taşsa!
İnternette dansözlerle beraber videolarınızı izledim...
- O görüntülere montaj demeyeceğim ama o kişi ben değilim. Bana çok benzeyen birisi var o görüntülerde. Ben evliya değilim, melek de değilim, kendimi düzeltmeye çalışıyorum. Sağlıklı bir kişiyim, böyle görüntüleri izleyebilirim. Ancak kendimi düzeltmeye çalışıyorum. O görüntülerdeki kişi de Hashanov Zelimhan’dır. O görüntüleri yayan ismi de söyleyeyim: Sadullayef Abdullahev...
‘MANKENLERİ MİLLİ GÜNÜMÜZ İÇİN ÇAĞIRDIK!’
- Doğum günü kutlamanız Hollywood yıldızlarıyla olan görüntülerinizle yansıdı. 5 Ekim’de neler oldu?
- O olay, basına çok farklı yansıdı. 5 Ekim, Grozni’nin milli günüdür. Ve ‘Gençlik Günü’ olarak ilan ettik biz 5 Ekim’i. Ülkenizde etkinlikler olduğu zaman siz mankenleri, yıldız isimleri çağırmıyor musunuz? Gelen gelir, gelmeyen gelmez.
Yeni Akit __________________