muhammed25
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Kas 2008
- Mesajlar
- 879
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
kardeşler şöyle bir güzel yazıya rastladım ben nefsime onayladım teşekkür ettim.
Kadınlara bakmanın âfetleri ve bunda haram olanlar... 17/02/2008 pazar
Böyle bir işi yapabileceği hâlde, bir kimsenin bundan kaçınması pek nâdir olur. Burada işin başlangıcını gözetmek lâzımdır. Başlangıçta mâni olmak lâzımdır. Başlangıcı ise gözdür.
Alâ İbn Ziyâd der ki: 'Hiçbir kadının örtüsüne bile bakma, kalbine bir şehvet, bir arzu düşer.'
Aslında kadınların elbiselerine, örtülerine bakmaktan, onların güzel kokularını koklamaktan, seslerini duymaktan, hattâ haber göndermekten, onlardan haber almaktan ve sen onları görmesen de, onların seni göreceği yerlerden geçmekten kaçmak vâcibdir, lâzımdır. Çünkü onları görmek olan yerde kalbde şehvet tohumu ve fena düşünceler saçılır.
Kadınların da güzel erkeklerden kaçması lâzımdır. İsteyerek olan bakmaları haramdır. Gayr-ı ihtiyari göz alırsa günah değildir. Fakat ikinci defa bakmak haram olur.
Resûlullah (sallALLAHu aleyhi ve sellem) buyurdu: 'İlk bakış senin için, diğerinin ise günahı senin içindir.'
Yine buyurdu: 'Bir kimse âşık olsa, kendini korusa ve gizli tutsa ve bunun sıkıntısından ölse, şehid olur.'
Kendini korumak da, birinci bakış tesadüfen olduysa, ikincisinden koruyup bakmamak, bakmayı istememek ve bakmak istememeyi kalbinde bulundurmaktır.
Kaynak: Kimyâ-yi Saâdet - İmâm-ı Gazâlî
Arada perde olmadan, meclislerde, misafirliklerde ve diğer yerlerde kadınlarla bir arada bulunmak gibi fesat tohumu yoktur. Kadınların örtü ve peçeli olması yetişmez. Hattâ beyaz örtü ve peçe taksalar da, şehveti tahrik ederler. Belki de, yüzleri açık olmaktan ziyade, câzib görünürler.
O hâlde, kadınların beyaz örtü ve temiz peçe ile yüzlerini bağlayıp dışarı çıkmaları haramdır. Böyle yapan kadınlar, kızlar âsi olur. Buna razı olan babası, annesi, kocası ve kardeşi de bu günaha ortak olur.
Şehvet niyeti ile bir erkeğin, bir kadın elbisesi giymesi, eline alması, koklaması, çiçek ve elma gibi lâtif şeyleri kadınlara vermek, kadınlardan, kızlardan almak veya onlarla yumuşak ve tatlı konuşmak câiz değildir. Kadın ve kızların sert ve keskin olmanın dışında erkeklerle konuşması câiz değildir.
Nitekim ALLAHû Teâlâ buyurur: 'Konuşurken mülâyim, tatlı sesle konuşmayınız. Kalbinde hastalık olan tamâ' eder.' (Ahzâb, 32)
Peygamberimiz (sallALLAHu aleyhi ve sellem) hanımlarına, 'Erkeklerle güzel sesle konuşmayınız.' buyurur. Kadınların, kızların su içtikleri bardağın ağızlarının temas ettiği yerden içmek kasdiyle su içmek doğru değildir. Kadınların dişlediği bir meyveyi yemek de böyledir.
Bir hâkim der ki: Ebû Eyyûbe'l-Ensârî'nin (radıyALLAHu anh) ehli ve çocukları, Resûlullah'ın (sallALLAHu aleyhi ve sellem) önünden kaldırılan ve mübarek parmaklarının ve ağzının değdiği tabakları, bereketlenmek ve sevaba kavuşmak için elleri ile silerlerdi. Bunda da nefis için lezzet ve zevk olursa günah olur.
Kadınlarla alâkalı olan şeylerden kaçmak gibi, hiçbir şeyden kaçmak mühim değildir.
Yolda karşılaşacağın kadın ve oğlanlara bakman için şeytan seni zorlar.
'Nasıldır? Bir bak.' der. Şeytanla münakaşa edip ona;
'Niçin bakayım? Çirkin ise mahcub olurum ve günah işlerim. Çünkü güzel olmasını isterim. Güzel ise, helâl değildir, günaha girmiş olurum. Günah, hasret, elem bende kalır; o gider. Arkasından gidersem, dinimi ve ömrümü peşine harcarım. Belki de maksadıma da kavuşamam.' demelidir.
Resûlullah (sallALLAHu aleyhi ve sellem), 'Bir kimse bir kadına rastlar, şeytan şehvetini tahrik ederse evine gitsin ve hanımı ile sohbet etsin. Çünkü o yabancı kadında olan, kendi hanımınızda da vardır.' buyurdu.
Vesselâm...
alıntı
Kadınlara bakmanın âfetleri ve bunda haram olanlar... 17/02/2008 pazar
Böyle bir işi yapabileceği hâlde, bir kimsenin bundan kaçınması pek nâdir olur. Burada işin başlangıcını gözetmek lâzımdır. Başlangıçta mâni olmak lâzımdır. Başlangıcı ise gözdür.
Alâ İbn Ziyâd der ki: 'Hiçbir kadının örtüsüne bile bakma, kalbine bir şehvet, bir arzu düşer.'
Aslında kadınların elbiselerine, örtülerine bakmaktan, onların güzel kokularını koklamaktan, seslerini duymaktan, hattâ haber göndermekten, onlardan haber almaktan ve sen onları görmesen de, onların seni göreceği yerlerden geçmekten kaçmak vâcibdir, lâzımdır. Çünkü onları görmek olan yerde kalbde şehvet tohumu ve fena düşünceler saçılır.
Kadınların da güzel erkeklerden kaçması lâzımdır. İsteyerek olan bakmaları haramdır. Gayr-ı ihtiyari göz alırsa günah değildir. Fakat ikinci defa bakmak haram olur.
Resûlullah (sallALLAHu aleyhi ve sellem) buyurdu: 'İlk bakış senin için, diğerinin ise günahı senin içindir.'
Yine buyurdu: 'Bir kimse âşık olsa, kendini korusa ve gizli tutsa ve bunun sıkıntısından ölse, şehid olur.'
Kendini korumak da, birinci bakış tesadüfen olduysa, ikincisinden koruyup bakmamak, bakmayı istememek ve bakmak istememeyi kalbinde bulundurmaktır.
Kaynak: Kimyâ-yi Saâdet - İmâm-ı Gazâlî
Arada perde olmadan, meclislerde, misafirliklerde ve diğer yerlerde kadınlarla bir arada bulunmak gibi fesat tohumu yoktur. Kadınların örtü ve peçeli olması yetişmez. Hattâ beyaz örtü ve peçe taksalar da, şehveti tahrik ederler. Belki de, yüzleri açık olmaktan ziyade, câzib görünürler.
O hâlde, kadınların beyaz örtü ve temiz peçe ile yüzlerini bağlayıp dışarı çıkmaları haramdır. Böyle yapan kadınlar, kızlar âsi olur. Buna razı olan babası, annesi, kocası ve kardeşi de bu günaha ortak olur.
Şehvet niyeti ile bir erkeğin, bir kadın elbisesi giymesi, eline alması, koklaması, çiçek ve elma gibi lâtif şeyleri kadınlara vermek, kadınlardan, kızlardan almak veya onlarla yumuşak ve tatlı konuşmak câiz değildir. Kadın ve kızların sert ve keskin olmanın dışında erkeklerle konuşması câiz değildir.
Nitekim ALLAHû Teâlâ buyurur: 'Konuşurken mülâyim, tatlı sesle konuşmayınız. Kalbinde hastalık olan tamâ' eder.' (Ahzâb, 32)
Peygamberimiz (sallALLAHu aleyhi ve sellem) hanımlarına, 'Erkeklerle güzel sesle konuşmayınız.' buyurur. Kadınların, kızların su içtikleri bardağın ağızlarının temas ettiği yerden içmek kasdiyle su içmek doğru değildir. Kadınların dişlediği bir meyveyi yemek de böyledir.
Bir hâkim der ki: Ebû Eyyûbe'l-Ensârî'nin (radıyALLAHu anh) ehli ve çocukları, Resûlullah'ın (sallALLAHu aleyhi ve sellem) önünden kaldırılan ve mübarek parmaklarının ve ağzının değdiği tabakları, bereketlenmek ve sevaba kavuşmak için elleri ile silerlerdi. Bunda da nefis için lezzet ve zevk olursa günah olur.
Kadınlarla alâkalı olan şeylerden kaçmak gibi, hiçbir şeyden kaçmak mühim değildir.
Yolda karşılaşacağın kadın ve oğlanlara bakman için şeytan seni zorlar.
'Nasıldır? Bir bak.' der. Şeytanla münakaşa edip ona;
'Niçin bakayım? Çirkin ise mahcub olurum ve günah işlerim. Çünkü güzel olmasını isterim. Güzel ise, helâl değildir, günaha girmiş olurum. Günah, hasret, elem bende kalır; o gider. Arkasından gidersem, dinimi ve ömrümü peşine harcarım. Belki de maksadıma da kavuşamam.' demelidir.
Resûlullah (sallALLAHu aleyhi ve sellem), 'Bir kimse bir kadına rastlar, şeytan şehvetini tahrik ederse evine gitsin ve hanımı ile sohbet etsin. Çünkü o yabancı kadında olan, kendi hanımınızda da vardır.' buyurdu.
Vesselâm...
alıntı