-Yalancı_Dünya-
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 20 Kas 2007
- Mesajlar
- 1,470
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
Hazreti Fatıma Nebiyy-i Efendimizin biricik kızıdır . Yaşadığı İslami hayatıyla Cennet kadınlarının önünde yer aldığı, vefatından önce kendisine müjdelenmiştir. İşte bu Fatıma validemizin bir arzusu vardı . O da diğer mü’mine hanımların da Cennet’e girmeleri idi. Fatıma validemizin bu arzusu, Resulüllah efendimizden gelmeydi. Nebiyy-i Ekrem Efendimiz de ümmetinin hanımlarının Cennete girmelerini ister , onları sık , sık ikaz eder ve irşad ederek ateşten korunmalarına gayret gösterirdi. Hatta cehennemlik amel işleyen kadınları görünce şefkat ve merhametinden ağlayan Resulüllah’ın göz yaşlarına Fatıma validemizle damadı Hazreti Ali’de şahit olmuştu. Bir gün Fatıma validemizle birlikte Resulüllah’ın huzuruna giren İmam-ı Ali , Nebiyy-i Ekrem efendimizi sürekli göz yaşı döker halde görünce üzülüp sorar :
-Ya Resulullah , sizi böyle göz yaşı dökmeye sevk eden hadise nedir ? Ne için böyle coşkun ağlıyorsunuz?
-Ya Ali, Mi’raç gecesinde Rabbim bana Cehennem’in ( küçük ) suretini gösterdi . Orada yanacak kadınların misallerini gördüm. Çeşitli azaplarla tazip olunuyorlardı. Onun için göz yaşı dökmekteyim.
-Nasıl azap görüyorlardı ya Resulallah ? Efendimiz şöyle anlatır :
-Bir kadın gördüm saçlarından asılmış sallanıp duruyordu.
-Bir kadın gördüm, dilinden asılmış ağzından da katran dökülüyordu.
-Bir kadın gördüm, göğsünden asılmış feryat ediyordu.
-Bir kadın gördüm, ayakları göğsüne , elleri başına bağlanmış , çevresinde yılan ve akrepler dolaşıyordu.
-Bir kadın gördüm, gövdesi eşek , başı da hınzır başı gibi.
-Bir kadın gördüm, k öpek şekline çevrilmiş ağzından ateş dökülüyordu . Meleklerde dökmemesi için ateşten kamçılarla vuruyorlardı.
Daha fazla sabredemeyen Fatıma validemiz de Resülallah ( s . a .v . ) gibi göz yaşı dökmeye başlarken; sormaktan da kendini alamaz :
-Ya Resulallah , bu kadınların amelleri neydi , hangi hal ve tutumlarından dolayı böyle azap görmekteydiler? İstikbalde vaki olacak hallerin aynını bir sinema şeridi gibi müşahede eden Resulallah (s.a.v.) şöyle haber verir.
-Ya Fatıma , bunların böyle cezaya çarpılmalarına dünyadaki şu amelleri, şu tutum ve hareketleri sebep oluştur, der ve şöyle sıralar :
1. Saçından asılı kadının günahı saçını örtmeyişi, namahremden korunmayışıdır. Örtmekte bir marifet miymiş, demesidir.
2. Dilinden asılı kadının günah ve hatası ise, diliyle kocasına eziyet edip bezdirmesi, ona cevap hakkı vermemesidir.
3. Göğsünden asılı kadının günah ve kusuru ise, kocasının yatağından kaçması, onu yanından uzaklaştırmasıdır.
4. Ayakları göğsünde, elleri de boynuna bağlı bulunan kadının günahı da, gusülsüz gezmesi cenabetten yıkanmamasıdır. Muayyen halden sonra da gusletmeyi terk etmesi gusül abdestini hafife alıp ibadetlerini yapmamasıdır.
5. Bedeni eşek, başı da hınzır başı gibi olan kadının günahı da, devamlı yalan söylemesidir.
6. K öpek şekline benzeyen ve ağzından ateş kusan kadının günahına da gelince, korkunç derecede komşuya haset yapması, çekememezlik halinde olması, hep komşunun ayıp ve kusuruyla meşgul olmasıdır.
Resülallah Efendimiz daha sonra kızına şöyle buyurdu :
-Kızım Fatıma, kocasına haksız yere isyan edip, eziyette bulunan kadınlara acıyorum. Onlara çok yazık. Yapmasınlar bunları. İbadetlerini yapsın, tesettürlerine (giyim-kuşam) riayet etsinler, buyurmuştur.
-Ya Resulullah , sizi böyle göz yaşı dökmeye sevk eden hadise nedir ? Ne için böyle coşkun ağlıyorsunuz?
-Ya Ali, Mi’raç gecesinde Rabbim bana Cehennem’in ( küçük ) suretini gösterdi . Orada yanacak kadınların misallerini gördüm. Çeşitli azaplarla tazip olunuyorlardı. Onun için göz yaşı dökmekteyim.
-Nasıl azap görüyorlardı ya Resulallah ? Efendimiz şöyle anlatır :
-Bir kadın gördüm saçlarından asılmış sallanıp duruyordu.
-Bir kadın gördüm, dilinden asılmış ağzından da katran dökülüyordu.
-Bir kadın gördüm, göğsünden asılmış feryat ediyordu.
-Bir kadın gördüm, ayakları göğsüne , elleri başına bağlanmış , çevresinde yılan ve akrepler dolaşıyordu.
-Bir kadın gördüm, gövdesi eşek , başı da hınzır başı gibi.
-Bir kadın gördüm, k öpek şekline çevrilmiş ağzından ateş dökülüyordu . Meleklerde dökmemesi için ateşten kamçılarla vuruyorlardı.
Daha fazla sabredemeyen Fatıma validemiz de Resülallah ( s . a .v . ) gibi göz yaşı dökmeye başlarken; sormaktan da kendini alamaz :
-Ya Resulallah , bu kadınların amelleri neydi , hangi hal ve tutumlarından dolayı böyle azap görmekteydiler? İstikbalde vaki olacak hallerin aynını bir sinema şeridi gibi müşahede eden Resulallah (s.a.v.) şöyle haber verir.
-Ya Fatıma , bunların böyle cezaya çarpılmalarına dünyadaki şu amelleri, şu tutum ve hareketleri sebep oluştur, der ve şöyle sıralar :
1. Saçından asılı kadının günahı saçını örtmeyişi, namahremden korunmayışıdır. Örtmekte bir marifet miymiş, demesidir.
2. Dilinden asılı kadının günah ve hatası ise, diliyle kocasına eziyet edip bezdirmesi, ona cevap hakkı vermemesidir.
3. Göğsünden asılı kadının günah ve kusuru ise, kocasının yatağından kaçması, onu yanından uzaklaştırmasıdır.
4. Ayakları göğsünde, elleri de boynuna bağlı bulunan kadının günahı da, gusülsüz gezmesi cenabetten yıkanmamasıdır. Muayyen halden sonra da gusletmeyi terk etmesi gusül abdestini hafife alıp ibadetlerini yapmamasıdır.
5. Bedeni eşek, başı da hınzır başı gibi olan kadının günahı da, devamlı yalan söylemesidir.
6. K öpek şekline benzeyen ve ağzından ateş kusan kadının günahına da gelince, korkunç derecede komşuya haset yapması, çekememezlik halinde olması, hep komşunun ayıp ve kusuruyla meşgul olmasıdır.
Resülallah Efendimiz daha sonra kızına şöyle buyurdu :
-Kızım Fatıma, kocasına haksız yere isyan edip, eziyette bulunan kadınlara acıyorum. Onlara çok yazık. Yapmasınlar bunları. İbadetlerini yapsın, tesettürlerine (giyim-kuşam) riayet etsinler, buyurmuştur.