"Kader utansın!" sözünü dindar birinden duyunca titredim. Kader ne demekti, bu söz kimi itham ediyordu?
Uygun bir fırsat bulunca, "Dostum," dedim, "demin bir söz söylediniz. Kader utansın, dediniz. Eminim, siz bu sözün ne mânâya geldiğini, nerelere kadar gittiğini fazla düşünmeden söylediniz. İnsan başkalarından duya duya kulak alışkanlığıyla bazı sözleri farkında olmadan kullanmaya başlayabiliyor. Bu da onlardan biri olmalı. Siz de en az benim kadar bilirsiniz ki, kader Allah’ın ilmidir. İnsanın başına gelecek her hâdise kader ile Allah tarafından takdir edilmiştir. Siz, kader derken eminim ilâhî ilmi ve Rabbimizi kastetmiyorsunuz."
Söylediği sözün ne kadar tehlikeli olduğunu o da hemen farketti ve bana hak verdi. Hayıflandı ve "Düşünmeden konuşuyor, hata ediyoruz," dedi.
Bu olay bana Nur Üstadımın bir sözünü hatırlattı: "Bazan kelâm küfür görünür, fakat sahibini kâfir etmez," diyordu o. Burada da "Kader utansın" sözü "elfaz-ı küfriye" dendi, yani insanı küfre götüren lafızlardandı, ama sahibini kâfir etmiyordu. Çünkü, "O sözün küfür sıfatından neşet ettiği belli değil"di. Yani, sözünü ettiğim adam gibiler, bu sözü küfür sıfatı taşıdıkları, kâfir oldukları için söylemiyorlardı, bu söz onların kâfirlik sıfatından çıkmıyordu. Nerden biliyorduk o sıfattan çıkmadığını? Şundan ki, o adamın imanına, mümin olduğuna pek çok alâmetler vardı.
alıntı
Uygun bir fırsat bulunca, "Dostum," dedim, "demin bir söz söylediniz. Kader utansın, dediniz. Eminim, siz bu sözün ne mânâya geldiğini, nerelere kadar gittiğini fazla düşünmeden söylediniz. İnsan başkalarından duya duya kulak alışkanlığıyla bazı sözleri farkında olmadan kullanmaya başlayabiliyor. Bu da onlardan biri olmalı. Siz de en az benim kadar bilirsiniz ki, kader Allah’ın ilmidir. İnsanın başına gelecek her hâdise kader ile Allah tarafından takdir edilmiştir. Siz, kader derken eminim ilâhî ilmi ve Rabbimizi kastetmiyorsunuz."
Söylediği sözün ne kadar tehlikeli olduğunu o da hemen farketti ve bana hak verdi. Hayıflandı ve "Düşünmeden konuşuyor, hata ediyoruz," dedi.
Bu olay bana Nur Üstadımın bir sözünü hatırlattı: "Bazan kelâm küfür görünür, fakat sahibini kâfir etmez," diyordu o. Burada da "Kader utansın" sözü "elfaz-ı küfriye" dendi, yani insanı küfre götüren lafızlardandı, ama sahibini kâfir etmiyordu. Çünkü, "O sözün küfür sıfatından neşet ettiği belli değil"di. Yani, sözünü ettiğim adam gibiler, bu sözü küfür sıfatı taşıdıkları, kâfir oldukları için söylemiyorlardı, bu söz onların kâfirlik sıfatından çıkmıyordu. Nerden biliyorduk o sıfattan çıkmadığını? Şundan ki, o adamın imanına, mümin olduğuna pek çok alâmetler vardı.
alıntı