Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kabus (1 Kullanıcı)

nurışığı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
479
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Çocukluğumdan beri dar mekanlardan sıkılır ve bu tür yerlerden feryad edercesine uzaklaşırdım. İleri yaşlarda bunun bir hastalık olduğunu anlamış fakat bu illetten bir türlü kurtulamıyordum.
Oysaki o dar mekana şimdi ister istemez girecektim.
Beni sarıp sarmalamışlar ve uzunca bir tabutun içine koymuşlar. Çevremde dolaşanların sesini duyuyor ve her nasılsa gözüm kapalı olmasına rağmen görüyordum.
-Genç yaşta öldüzavallı, diyorlardı. Halbuki yapacak ne çok işi vardı.
Gerçektende bir çok işim yarım kalmıştı. Mesela oğluma iyi bir iş yeri açamamış, araba ve bilgisayarın taksitlerini henüz bitirememiştim. Büyük bir firma kurup, dostlarımı orda toplamakta hayal olmuştu. Üstelik kış çok yaklaştığı halde odun kömürde almamış, ve çatının akan yerini onarmamıştım.
Yarıda kalan işlerimi teker teker sayarken kulaklarımı çınlatan bir sesle irkildim. Sanki mikrofonla söylenen bu ses beynimin en ücra köşelerinde yankılanıyor ve;
"Geçti artık" diyordu
İçimden "keşke geçmemiş" olsaydı diyordum. Nereden geldi bu kaza başıma bilmemki? Halbuki ne kadarda iyi araba kullanırdım.
Olup bitenleri hatırlamaya çalışırken, dostlarımın çevremi sardığı ve içinde bulunduğum tabutun kapağını kapatmaya çalıştıklarını fark ettim. Onaları engellemek için avazım çıktığı kadar bağırmak çırpınmak istediğim halde, ne kımıldayabiliyor nede bir ses çıkarabiliyordum. Biraz sonra koyu bir karanlıkta kalmış ve gözlerimi, tabutun tahtaları arasından sızan ışığa çevirmiştim. Dehşet içinde;
Aman Allah'ım ne olacak şimdi halim?
Korkudan hiç birşey düşünemiyordum. Bu arada omuzlara kaldırılmış ve sallana sallana götürülmeye başlamıştım. Dışarıdaki seslerden yağmur yağdığı belli oluyor ve su damlaları tabutumun gıcırtısına karışıyordu. Cenaze namazı için camiiye gidiyor olmalıydık.
Camii deyince aklıma gelmişti. Çok yakınımızda ve her ün beş defa davet edilmeme rağmen, bir türlü vakit bulup gidememiştim. Ama her zaman söylediğim gibi elli yaşıma geldiğimde namaza başlayacak, herkesin şikayet ettiği kötü alışkanlıklarımı terk edecektim.
Evet evet, şu kaza olmasydı ileride ne iyi bir insan olacaktım.
Daha önceden duyduğum ve nereden geldiğini kestiremediğim şu ses:
"Geçti artık geçti" diye tekrarladı. "Bitti artık."
Biraz sonra namazım kılınmış ve tekrar omuzlara kaldırılmıştım.
Mahallemizdeki kahvehanenin önünden geçerken, hergün iskambil oynadığımız arkadaşlarımı kahkahasını işitiyor ve "herhalde ölüm haberimi almamışlardır " diye düşünüyordum. Sesler iyice uzaklaştığında, eğik bir şekilde taşındığımı hissederek mezarlığa çıkan yokuşu tırmandığımızı anladım. Şiddetle yağan yağmurun tabutumun çatlaklarından sızarak kefenimi yer yer ıslattığının da farkındaydım. Buna rağmen dışarıda konuşulanlara kulak verdim. Dostlarımın bir kısmı piyasadaki durgunluktan bahsediyor, bir kısmıda milli takımın son oyununu methediyordu.Tabutumu taşıyan diğer biri ise yanındakinin kulağına fısıldayarak:
-Rahmetlinin tersliği, öldüğü günden belli, diyordu. Sırılsıklam olduk birader yahu.
Duyduklarım herhalde yanlış olmalıydı. Yoksa bunlar uykularımı onlar için feda ettiğim dostlarım değilmiydi.
Yolculuğum bir müddet sonra bitmiş ve tabutum yere indirilmişti. Kapak tekrar açıldı ve cansız vücudumu yakalayan kollar beni dibine su birikmiş olan bir çukura doğru indirdi.
Boylu boyunca yattığım yerden etrafıma baktım.
Aman Allah'ım bu kabir değilmiydi?
O ana kadar buraya gireceğimi hiç düşünmemiştim.
Sessiz feryatlarımı kimseye duyuramıyor ve dostlarımın, üzerime toprak atmak için yarıştığını hissediyordum.
Tekrar zifiri karanlıkta kalmış ve bütün acizliğimle dua etmeye başlamıştım.
-Ya Rabbi, diyordum. Bir fırsat daha yokmu senin istediğin gibi bir kul olayım... Ve kabrimi cennet bahçelerinden bir bahçe yapayım.
Aynı ses her zamankinden daha şiddetli olarak:
- "Geçti artık" diye tekrarladı. "Herşey bitti."
Mezarımı örten tahtaların üzerine atılan toprakların çıkardığı ses gök gürültüsünü andırıyor ve bütün benliğimi sarsıyordu.
Son bir gayretle gözlerimi açarak yerimden fırladım. Odamdaki rahat yatağımda yatıyor fakat korkunç bir kabus görüyordum.
Bitişik dairede oturan doktor arkadaşım beni ayıltmaya çalışarak:
-"Geçti artık geçti." diye bağırıp duruyordu. "Bak hiçbirşeyin kalmadı"
Yattığım yerden yavaşça doğruldum. Terden sırılsıklam olmuş ve sanki yirmi kilo birden vermiştim. Dışarda sağanak şekilde yağmur yağıyor, şimşek ve gök gürültüsü bütün evi sarsıyordu.
Etrafımdakilerin şaşkın bakışları altında kendimi toplamaya çalışırken;
Ya Rabbi, sana zerrelerim adedince şükürler olsun diyorum; iyi bir kul olmak için bir fırsat daha vermeseydin.
 

mervenur16

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ara 2008
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Çok güzeldi ya Rabbim razı olsun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt