Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kabir azabından kurtulmak isteyen (1 Kullanıcı)

kayip-gönül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2009
Mesajlar
40
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web Sitesi
www.seydaoglu.com
İslam âlimlerinin büyüklerinden olan İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
�Kabirde azap yapılacağı sahih ve meşhur hadislerle hatta Kur'an-ı kerimdeki âyetlerle bildirilmiştir. Ölülerin hâli dünyadaki dirilerin hayatı gibi değildir. Dünyanın nizamı için buradaki hayatta hem his hem de istekle irade ile hareket vardır. Kabir hayatında ölülerin azap ve acı duymaları için yalnız hissetmeleri yetişir. Kabirde ruhun bedene bağlanması diri iken bağlanmasının yarısı kadardır. İşte bunun için ölüler azabı duydukları halde hareket etmez ve kıpırdayamazlar.

Kabir azabı rüya gibi değildir. Kabir azabı azabın görüntüsü değil azabın kendisidir. Kabir azabı ahiret azaplarındandır. Dünya azapları ahiret azapları yanında hiç kalır. Eğer ahiret azaplarından bir kıvılcım dünyaya gelse her şeyi yakar yok eder.�

İmam-ı Suyuti hazretleri de şöyle buyurmaktadır:
�Ruh cesedine bilmediğimiz bir halde bağlıdır. Bu bağlılıkları dünyadaki bağlılıklar gibi değildir. Rüya gören kimsenin gördüğü şeylere olan bağlılığı gibidir. Fakat ölülerin cesetlerine ve başka şeylere bağlılıkları rüya görenin bağlılığından pek çok kuvvetlidir. Ruhların kendi cesetlerine tesir ve tasarruf etmelerine ve kabirde bulunmalarına izin verilmiştir. Meyyit kabirden çıkarılıp başka kabre konursa ruhun bedenle olan bağlılığı bozulmaz. Beden çürüyüp toprak maddeleri sıvı ve gaz haline gelince de bu bağlılık yine devam eder.�

Peygamber efendimiz kabir hayatı hakkında; (Kabir dünya konaklarının sonu ahiret menzillerinin ilki olup ya Cennet bahçelerinden bir bahçe yahut Cehennem çukurlarından bir çukurdur) buyurmuşlardır.

Kabir ehli de acı ve zahmet çektiği için Peygamber efendimiz ölünün kemiklerini kırmayı yasaklamıştır. Kabrin üstüne oturan bir kimseye; (Ölüye kabirlerinde eza etmeyiniz! Diriler evlerinde elem zahmet duyup hissettikleri gibi ölü de kabrinde öylece elem ve eza duyar) buyurmuşlardır.

Uzun bir hadis-i şerifte ölünün kabre konduğu zamanki hâli şöyle anlatılmaktadır:
(Ölü kabre konulunca ardından gelenlerin ayak seslerini duyar. Mezardan başka onunla konuşan olmaz. Mezar der ki:
-Benim nasıl olduğumdan ve bendeki korku ve sıkıntılardan sana söylenilenler azdır benim için ne hazırladın?

-Yazıklar olsun sana ey insanoğlu! Ben varken neye gururlandın? Benim sıkıntılı karanlık yalnız ve böceklerle kurtlarla dolu bir yer olduğumu bilmiyor muydun?

-Üzerimden geçerken bir ayağın geride bir ayağın ileride şaşkınca durduğun zaman neye aldanmıştın?

Eğer o kimse salihlerden ise bir ses der ki:
-Ey mezar neler söylüyorsun o doğruluk üzere idi? Emr-i maruf nehy-i münker yapardı. Ona elbette yeşil bahçeler hazırladım. Sonra o kimsenin bedeni nura çevrilir ruhu göğe çıkarılır.)

Meyyit kabre konulunca ne kadar salih iyi kimse olsa da kabir onu sıkar. Sa'd bin Muaz hazretleri eshab-ı kiramdan sayısız fazilet ve kerametler sahibi bir zat idi. Hatta vefat edince Arş-ı rahman onun için titremişti. Buna rağmen kabre konulduğunda toprak onu sıktı. Peygamber efendimiz; (Toprak Sa'd bin Muaz'ı öyle sıktı ki iki tarafındaki kemikler birbirine geçti) buyurmuştur.

Kabir Eshab-ı kirama böyle olursa acaba bize nasıl olur!.. Ya bir de imansız ölenlerin hâli nice olur? Bunlar hakkında da Peygamber efendimiz; (Ölü imansız ise kabir onu öyle sıkar ki kaburga kemikleri birbirine geçer. Kabirden kalkıncaya kadar azap içinde kalır) buyurmuşlardır.

Kabir sıkması kâfirlere azap müminlere ise ikram içindir. Mesela bir anne kaybolan çocuğunu bulsa sevinçten onu nasıl bağrına bastırırsa kabir de salihleri böyle sıkar.

Amr bin Dinar hazretleri anlatır:
"Medine'de kız kardeşi vefat eden bir kimse şöyle anlattı: "Kız kardeşimi defnettiler. Kabri başından ayrıldık. Benim değerli bir yüzüğüm vardı. Kayboldu. Onun kabrine düştü zannıyla kabrine gittim. Kabrin lahdi üzerindeki tahtayı kaldırdım. Ateş alevleri yüzüme vurdu. Baktım mezarın içi ateşle dolu. Tahtayı yerine koydum. Mezarın üstünü sıkıca kapatıp ağlayarak eve döndüm. Annemden kız kardeşimin huyunun nasıl olduğunu sordum. Bana; "İki kötü huyu vardı. Biri namazına gevşekti. İkincisi koğuculuk yapardı" cevabını verdi. Bundan anlaşılmış oldu ki bu iki kötü huy kabir azabına sebeptir."

Netice olarak Ebülleys-i Semerkandi hazretlerinin buyurduğu gibi:
�Kabir azabından kurtulmak isteyen namaza devam etmeli sadaka vermeli Kur'an-ı kerim okumalı Allahü teâlâyı çok tesbih etmeli; hainlikten dedikodudan ve üzerine idrar sıçratmaktan kaçmalıdır.�
 

cakdoc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eki 2008
Mesajlar
1,507
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Allah razi olsun cok etkilendim rabbim cumlemizi kabir azabindan korusun :(:(
 

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ALLAH hepimizi korusun kabir azabından ...şunu sormak istiyorum ; İnsanın hesaba çekilen veya hesabı veren nedir?...mesela şuanda elinize bir diken battıgında ruhunuzmu acı çekiyor aklınızmı?....biraz derin düşünüldüğünde çok farklı bir durum ortaya çıkıyor.bazı ayetlerde BİZ KALPLERİ İYİ BİLİRİZ haberi veriliyor..kalp ten kasıt içimizdeki etmi?...şu şekilde bir durum ortaya çıkıyor KALP+VİCDAN+AKIL+RUH+BEDEN...burada KALP bizim asıl vasvımız olarak ortaya çıkıyor ...kalp vicdana ve akıla hükmediyor.ruh canlılığımızı sağlıyor.beden bu dunyadakı iletişimi tamamlıyor.o zaman ortaya cıkan durum KALBİN hesaba çekilmesi durumu .kabir azabındada bu durum aynı ..bu kadar bilgiyi yazmamdaki tek sebeb RUHUN KABİR AZABI ÇEKMEMESİNİ VURGULAMAKTIR. ruh yine aracı olabilir bu azabta ama sonucta ruhta bir emanettir tıpki beden gibi KALP azabı yaşar .......en doğrusunu ALLAH BİLİRR
 

Ayşegül00

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
1,408
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
32
emeğinize sağlık allah kabir azabından korusun cümlemizi......
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt