Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KABİR AZABINA İKİ SEBEP (1 Kullanıcı)

garipkalp

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2007
Mesajlar
629
Tepki puanı
1
Puanları
0
İbni Abbas radıyallahu anh’ın şöyle anlattığı rivayet edildi: Peygamber aleyhisselâm iki kabre rastladı ve şöyle buyurdu: Bu kabirlerdeki iki kişi insanlarca mühimsenmeyen bir suçtan azap görüyorlar. Biri bevlettikten (idrarını yaptıktan) sonra korunmadığı ve dikkatsiz davranıp, pislikten kaçınmadığı için; diğeri de koğuculıık yaparken, insanların arasını bozduğu için azap görüyor. Sonra Peygamber aleyhisselâm yaş bir dal alarak ikiye ayırdı ve birer parçasını bu kabirlere dikti. (Etrafında bulunanlar)

— Ey Allah’ın Resulü, bunu neye böyle yaptın? diye sordular. Peygamber aleyhisselâm da:

— Yaş kaldıkları müddetçe azaplarının azaltılacağını ümid ettiğim için böyle yaptım, buyurdu.

(Buharı, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî, Neseî)
 

cennet_agaci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Kas 2006
Mesajlar
2,468
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
iStAnBuLL
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

garipkalp yazdı:
İbni Abbas radıyallahu anh’ın şöyle anlattığı rivayet edildi: Peygamber aleyhisselâm iki kabre rastladı ve şöyle buyurdu: Bu kabirlerdeki iki kişi insanlarca mühimsenmeyen bir suçtan azap görüyorlar. Biri bevlettikten (idrarını yaptıktan) sonra korunmadığı ve dikkatsiz davranıp, pislikten kaçınmadığı için; diğeri de koğuculıık yaparken, insanların arasını bozduğu için azap görüyor. Sonra Peygamber aleyhisselâm yaş bir dal alarak ikiye ayırdı ve birer parçasını bu kabirlere dikti. (Etrafında bulunanlar)

— Ey Allah’ın Resulü, bunu neye böyle yaptın? diye sordular. Peygamber aleyhisselâm da:

— Yaş kaldıkları müddetçe azaplarının azaltılacağını ümid ettiğim için böyle yaptım, buyurdu.

(Buharı, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî, Neseî)

Allah c.c razı olsun :(:(:(
 

derya_gulu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2007
Mesajlar
474
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

selamünaleyküm Allah c.c. razı olsun
 

Nikko

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Nis 2007
Mesajlar
370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

O bitkiler Allah'ı andıkları için, onların zikirleri azapları azaltacaktır, kabirdekileri ferahlatacaktır. Kabirde neler oluyor göremiyoruz ama bir Fatiha'ya bile muhtaç olanlar var.

Bir mezarlıktan geçerken şunu okumuştum ve düşündüm, ders aldım:
GİTME YOLCU GİTME
SENDE BİRGÜN ÖLÜRSÜN,
OKUYACAĞIN BİR FATİHA'YI, KABRİNDE BULURSUN.
 

tsunami

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2006
Mesajlar
4,691
Tepki puanı
15
Puanları
36
Yaş
39
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

s.a
allah razı olsun aeo;)
 

mustafa_46

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
238
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

B)B)B)B)B)B)B)
 

gulen

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
216
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

Nikko yazdı:
O bitkiler Allah'ı andıkları için, onların zikirleri azapları azaltacaktır, kabirdekileri ferahlatacaktır. Kabirde neler oluyor göremiyoruz ama bir Fatiha'ya bile muhtaç olanlar var.

Bir mezarlıktan geçerken şunu okumuştum ve düşündüm, ders aldım:
GİTME YOLCU GİTME
SENDE BİRGÜN ÖLÜRSÜN,
OKUYACAĞIN BİR FATİHA'YI, KABRİNDE BULURSUN.

selamün aleyküm kardeşim, doğru söylüyorsun.

ONLAR BİZLERİN HERGÜN YEMEK YEME İHTİYACINDAN DAHA ŞİDDETLİ BİR ŞEKİLDE DUAYA GEREKSİNMELERİ VAR. ONLAR İÇİN DENİZE DÜŞMÜŞ YARDIM BEKLEYEN ELLERİNİ UZATANLAR GİBİ BİR NİTELEME HATIRLIYORUM.

ONLAR BÖYLE RAHMET BEKLERKEN BİZLER RAHAT UYUYABİLİR MİYİZ?:(:(:(:(:(:(:(:(

SEVENLERİNİ TOPRAĞA KOYANLAR VE BUNLARDAN HABERDAR OLANLAR DÜNYAYA ESKİSİ GİBİ O CANLI GÜZEL GÖZLERLE BAKAMIYORLAR.

MESELA BEN, EŞİM VEFAT ETTİĞİNDEN BERİ NE DÜNYAYI GÜZEL GÖRÜYORUM NE DE İNSANLARI.:(:(:(
 

gulen

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
216
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

garipkalp yazdı:
İbni Abbas radıyallahu anh’ın şöyle anlattığı rivayet edildi: Peygamber aleyhisselâm iki kabre rastladı ve şöyle buyurdu: Bu kabirlerdeki iki kişi insanlarca mühimsenmeyen bir suçtan azap görüyorlar. Biri bevlettikten (idrarını yaptıktan) sonra korunmadığı ve dikkatsiz davranıp, pislikten kaçınmadığı için; diğeri de koğuculıık yaparken, insanların arasını bozduğu için azap görüyor. Sonra Peygamber aleyhisselâm yaş bir dal alarak ikiye ayırdı ve birer parçasını bu kabirlere dikti. (Etrafında bulunanlar)

— Ey Allah’ın Resulü, bunu neye böyle yaptın? diye sordular. Peygamber aleyhisselâm da:

— Yaş kaldıkları müddetçe azaplarının azaltılacağını ümid ettiğim için böyle yaptım, buyurdu.

(Buharı, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî, Neseî)


TEŞEKKÜR EDERİZ KARDEŞİM ÇOK GÜZEL VE MÜHİM BİR KONUYA DEĞİNMİŞSİN, ALLAH RAZI OLSUN....
 

metfamu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
592
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

s.a. Allah razı olsun.Rabbim kabir azabından korusun bizleri şu anda azap olunanlarada rahmet eylesin.Allaha emanet olun
 

hatice_hd

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
148
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

ALLAH RAZI OLSUN
 

enis1981

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Kas 2006
Mesajlar
115
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

metfamu yazdı:
s.a. Allah razı olsun.Rabbim kabir azabından korusun bizleri şu anda azap olunanlarada rahmet eylesin.Allaha emanet olun
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
RE: KABİR AZABINA İKİ SEBEP

Kabirlerde bulunan kimselerin tamamı "Berzah" hayatı ile diri olup;

Bilirler,

Akıl ederler,

Duyarlar,

"Hiç şüphe yok ki, ölü defnedilip arkadaşları, yanından ayrıldıkları zaman; yanından ayrılırken cenazesini kaldırıp kendisini ahirete yolcu edenlerin ayak seslerini işitir. (6)
Peygamber efendimiz (s.a.v) Bedir'de öldürülen kâfirlerin içi taşlarla örülmemiş bir kuyuya atılmasını emretti. Ölümlerinden günlerce sonra gelip başında durdu ve son ferdine kadar, onları teker teker ey falanca oğlu falan şeklinde, isimleri ve babalarının isimleri ile çeğırarark onlara şöyle buyurdu: "Siz Rabbinizin size va'dettiği azabın hak olduğunu gördünüz mü? Hiç şüphe yok ki ben; Rabbimin bana va'dettiği zaferin hak olduğunu gördüm." Bunun üzerine Hazret-i Ömer; "Yâ Resulallah! Sen, leş olmuş bir kimselerle mi konuşuyorsun, dedi". Bunun üzerine Peyganber Efendimiz de cevaben : " Beni hak din ile gönderen Allah'a yemin ederim ki siz, beni onlardan daha iyi duymuyorsunuz dedi." (7)

Görürler,

Kendilerini ziyaret edenleri tanırlar,

Herhangi bir kul kardeşinin kabrini ziyaret edip yanında oturursa, kalkıncaya kadar, o ölü onunla arkadaşlık eder ve ona karşılık verir. (8)

Selam verenlerin selamlarını alırlar,

Bir adam, tanıdığı bir kimsenin kabrinin yanından geçtiğinde, ona selam verirse, selmını alır. Bir adam da tanımadığı bir kimsenin kabrinin yanından geçtiği zaman selam verirse o da, onun selamını alır. (9)

Birbirlerini ziyaret ederler,
Ölülerinizin kefenlerini güzel yapınız! Çünkü onlar, kabirlerinde birbirlerine karşı iftihar ederler ve birbirlerini ziyaret ederler. (10)

Dirilerden kendilerine ulaşan kötü haberlere üzülürler,
Hiç şüphesiz ölüye; evinde eziyet veren şey, kabrinde de eziyet verir. (11)
Amelleriniz, ölülere bildirilir, güzel birşey görürlerse sevinirler. Kötü birşey görürlerse; Allah'ım! Onlaru tâatına geri çevir derler."

Dua ederler,
Ölülere hayatta olanların amelleri onlara bildirilir, hayırlı bir iş görürlerse Allahü Teâlâya hamd edip sevinirler ve o hayrı yapanın hayırlı işlerinin artması ve hayırlı işlere devam etmesi için dua ederler. Kötü bir şeyle karşılaşırlarsa onları yapanlar için Allahü Teâlaya dua edip şöyle derler: "Allah'ım! Onları tâatına geri çevir ve bize hidayete erdirdiğin gibi, onları da hidayete erdir. " (5)
Tasarrufları vardır,
Allahü Teâlanın kudretiyle çok büyük işler yaparlar. Peygamber efendimiz, Hazret-i Cafer'in öldürülmesinden sonra bir gün şöyle buyurdu: "Bişe halkına, yağmurun yağacağını müjdeleyen meleklerin içinde Ca'fer'i tanııdım." (14)

Nimet görürler,
Nimet ve azab hem ruha hem vücuda olacaktır. Berzah aleminde bazıları ikram görürler: kabirlerinde taptaze olarak namaz kılarlar, hac yaparlar.

Azab edilirler.
Peygamber efendimiz (s.a.v) kabir azabı ile ilgili şöyle buyuruyor: "Ölüleriniz defnetmeme endişem olmasydı; işitmekte olduğum kabir azabını, size de işittirmesi için Allah'a dua ederdim. (12)
Kabir Ziyareti
Bir sohbet esnâsında Abdülhakîm-i Siyalkûtî hazretlerine talebelerinden biri kabir ziyâreti hakkında bir soru sorunca buyurdu ki:

Çok kimse kabir ehlinden istifâde edildiğine inanmıyor. "Ölü yardım yapamaz." diyenlerin, ne demek istediklerini anlayamıyorum. Duâ eden, Allahü teâlâdan istemektedir. Duâsının kabûl olması için, Allahü teâlânın sevdiği bir kulunu vâsıta yapmaktadır. Yâ Rabbî! Kendisine bol bol ihsânda bulunduğun bu sevgili kulunun hâtırı ve hürmeti için bana da ver demektedir. Yâhut, Allahü teâlânın çok sevdiğine inandığı bir kuluna seslenerek; "Ey Allahın velîsi, bana şefâat et! Benim için duâ et! Allahü teâlânın dileğimi ihsân etmesi için vâsıta ol." demektedir. Dileği veren ve kendisinden istenilen, yalnız Allahü teâlâdır. Velî, yalnız vesîledir, sebeptir. O da fânîdir, hiçbir şey yapamaz. Tasarrufa gücü, kuvveti yoktur. Böyle söylemek, böyle inanmak şirk olsaydı, Allah'tan başkasına güvenmek olsaydı, diriden de duâ istemek, bir şey istemek yasak olurdu. Diriden duâ istemek, bir şey istemek dînimizde yasak edilmemiştir. Hattâ müstehâb olduğu bildirilmiştir. Her zaman yapılmıştır. Buna inanmayanlar, öldükten sonra kerâmet kalmaz diyorlarsa, bu sözlerini isbât etmeleri lâzımdır. Evet, evliyânın bir kısmı öldükten sonra, âlem-i kudse yükseltilir. Huzûr-i ilâhîde her şeyi unuturlar. Dünyâdan ve dünyâda olanlardan haberleri olmaz. Duâları duymazlar. Bir şeye vâsıta, sebeb olmazlar. Dünyâda olan, diri olan evliyâ arasında da böyle meczûblar bulunur. Bir kimse, kerâmete hiç inanmıyor ise, hiç ehemmiyeti yoktur. Sözlerini isbât edemez. Kur'ân-ı kerîm, hadîs-i şerîfler ve asırlarca görülen, bilinen olaylar, onu haksız çıkarmaktadır. Evet bir câhil, bir ahmak, dileğini Allahü teâlânın kudretinden beklemeyip, velî yaratır, yapar derse, bu düşünce ile ondan isterse, bunu elbet yasak etmeli, cezâ da vermelidir. Fakat bunu ileri sürerek, İslâm âlimlerine, âriflere dil uzatılmaz. Çünkü, Resûlullah efendimiz kabir ziyâret ederken, mevtâya selâm verirdi. Mevtâdan bir şey istemeyi hiç yasak etmedi. Ziyâret edenin ve ziyâret olunanın hâllerine göre, kimine duâ edilir, kiminden yardım istenir. Peygamberlerin kabirde diri olduklarını her müslüman bilir ve inanır. (15)

Her insan ister ölerek toprağa gömülsün, ister boğularak denizin dibinde kalsın veya yırtıcı bir hayvan karnında bulunsun veya yanarak külü havaya karışsın, mutlaka kabir hayatı geçirecektir.


Kabir azabının aslı, Dünya sevgisidir. Fakat şiddet derecesi ayrıdır. Azlığı, çokluğu Dünya sevgisine göre değişir. Azap, kalbin Dünyaya bağlanmasının sonucudur.


Kafirlerin kabir azabı, kıyamete kadar devam eder. Yalnız cuma ve Ramazan günleri kalkar. İtaat erbabı için kabir azabı yoktur. Ancak kabrin şiddet ve azametini hisseder. Asilere gelince bunlar için kabir azabı vardır. Ancak kıyâmete kadar devam etmez. Cuma günleri kalkar. Hatta cuma gecesi ölen asi, bir saat kabir azabı görür.
Resulullah (a.s) buyuruyor:

Kabir ahiret menzillerinin birinci menzilidir. Kişi ondan kurtulabilirse, ondan sonrakiler daha kolaydır. Ondan kurtulamazsa ondan sonrakiler bundan daha zordur, daha şediddir.

Kabir azabı haktır. Onlar kabirde azap çekerler, onların azabını hayvanlar işitir.
Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur.

Manzaraların hiçbiri kabir kadar korkutucu ve ürkütücü değildi!.
Resulullah (a.s) bir mezarlıktan geçerken, iki mezardaki ölünün bazı küçük şeylerden dolayı azap çekmekte olduklarını gördü. Bu iki mezardaki ölülerden biri hayatında laf taşıyıcılık yapıyor, diğeri ise idrardan sakınmıyordu. Bunun üzerine Resulullah (a.s) yaş bir dal almış, ortadan ikiye bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir. Bunu gören ashap, niye böyle yaptığını sorduklarında: "Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur" buyurmuşlardır.


--------------------------------------------------------------------------------
Kaynaklar:
1) Kimyayı Saadet, İmam-ı Gazali
2) Ehl-i Sünnet İtikadı, Ahmed Ziyâüddin Gümüşhânevi, Bedir Yayınları
3) Kütüb-i Sitte
4) Şamil İslam Ansiklopedisi
5) Tenviru'l Kulûb'tan Tasavvufun İncelikleri, Şeyh Muhammed Emin Erbili, Osmanlı Yayınevi, 1997
6) Hadis-i Şerif, Buhari
7) Hadis-i Şerif, Buhari ve Muslim
8) Hz. Aişe r.a, Buhari ve Muslim, Hatib ve Asakir rivayet etmiştir.
9) Hadis-i Şerif,Beyhaki ve Ebiddünya rivayet etmiştir.
10) Hadis-i Şerif,Beyhaki rivayet etmiştir.
11) Hadis-i Şerif,Deylemi rivayet etmiştir.
12) Müslim, Hadis-i şerifin manası Tâc-ul-usûl kitabından alınmıştır. C.1.S.378
13) Hadis-i Şerif, İbni Mübarek rivayet etmiştir.
14) Hadis-i Şerif, İbni Adiy rivayet etmiştir.
15) Evliyalar Ansiklopedisi, Türkiye Gazetesi




EMEĞİNİZE SAĞLIK KARDEŞİM.. ALLAH RAZI OLSUN. RABBİM TÜM MÜSLÜMANLARI KABİR AZABINA DÜÇAR ETMESİN İNŞALLAH. SELAMETLE KALIN
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt