İYİLİK
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Hz. Peygamber(s.a.v) Efendimiz buyuruyorlar:
“İyiliğin her çeşidi ibadetin yarısıdır. Diğer yarısı ise duadır.”
Hiçbir iyiliği küçümseme! Ne aç bir hayvani doyurmak küçük bir şeydir, ne de bir kardeşinle karsılaştığında ona gülümsemen basit ve değersizdir.
“Kim zerre kadar hayır yaparsa onun karşılığını görür, kim de
zerre kadar kötülük yaparsa onun karşılığını görür.”
Hz. Peygamber(s.a.v) Efendimiz buyuruyorlar:
“Cennet kapısını açacakların ilki benim. Fakat beni geçmeye çalışan bir kadın göreceğim ve ona: “Sana ne oluyor? Sen kimsin?” diyeceğim. O da: “Babasız kalmış yetimlerimin başında oturup bekleyen bir kadınım” diyecek.”
Şamdan biri geldi ve “Bana Safvan b. Süleym'i gösterin.
Onu rüyamda gördüm. Cennete girmişti” dedi.
Adama: “Neden ötürü girmiş?” diye sordular.
Adam: “Bir gömlekten ötürü” cevabini verdi.
Sonra bazı arkadaşları Safvan'a bu gömlek neyin nesi deyince
Safvan: “Soğuk bir gecede mescitten çıkmıştım.
Çıplak birini görünce, hemen gömleğimi çıkarıp ona vermiştim.” dedi.
İyilikte büyük-küçük ayrılmaz. Cennet bir sürprizler
diyarıdır. Bizi hangi amelimizin kurtaracağı da belli değildir, o da bir sürprizdir. Bazen, dudağımızda beliren bir tebessüm goncası, karsımızda bütün ümitleri hazanla sarsılmış birisine öyle bir inşirah baharı yaşatır ki, onun karşılığını biz, ahirette cennet bahçeleri olarak görürüz.
Öyleyse iyiliklerden hiçbirini, ama hiçbirini küçük görmek doğru değildir. Velev ki bu iyilik, kovadaki suyu bir başkasının kabına boşaltmak kadar küçük bile olsa..