İYİ OLMAKLA İŞİMİZ BİTMİYOR! :a11:
Doğru veya yanlış olduğunu anlamadan, bir fikre bağlanmak veya savunuculuğunu yapmak taassuptur. Hakka ve haklılığa taraf olmanın dışındaki görüş ve düşüncelerin tarafgirliğini yapmak bağnazlıktır. Hak evrenseldir. İnsanlık hakka muhtaçtır. Her şey, her türlü fikir ve düşünce hakkın varlığını anlamak içindir. İnsan sayısı kadar düşünce vardır. Çoğu insan düşündüğü gibi anlar, anladığı gibi yaşar. Bir kısmı da anladığı gibi düşünür, düşündüğü gibi yaşar.
Irkı, rengi, dili ne olursa olsun inanç evrenseldir. Her insan inandığını yaşamak ister. İnsanlar birbirlerini baskı altına almamalı, herkes serbestçe inanç hürriyetini yaşayabilmelidir. İnsanları ayakta tutan temel unsurlardan biri de inançtır.
Yakın zamana kadar toplum, dünyevileşmiş, batıl inanış sahibi insanlarla idare edildiği için toplumda uhrevileşme zayıf kalmıştı. Hâlbuki insanın dünyeviliği kadar uhreviliği de şarttır. Dünya hayatı her ikisinin dengede götürülmesiyle ahiret hayatı kazanılabilir. Avrupalı iş adamları dünyayı kazanmak için Türkiye’de açtıkları Real AVM. de mescit açmış. Gelin görün ki; İstanbul’un Üsküdar ilçesindeki Capitol AVM’ni açan Müslümanlar mescit açmamıştır. Bunu yapan taassup sahibi insanlardır. Kim bilir hangi taassubun karanlığında kalmışlardır. Taassuplarının kendi ticaretlerini bile engelleyeceğini düşünmemişlerdir. Taassup sahibinin dünyası karanlıktır.
Taassubun gözü kördür görmez. Kulağı sağırdır duymaz. Merhameti yoktur acımaz. Bohem bir anlayışın sahibidir. Bu anlayış insani bir anlayış olmayıp bir manda hayatı anlayışıdır. “ Yarınını düşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan (kimse veya topluluk)”
Geçenlerde bir manda benim arabanın üzerine çıkmış. Kaportacı arkadaşım ayak izlerinden tanıdı. “Bak ağabey senin arabanın üzerinde bir manda spor yapmış” esprisi yaptı. Ben de o anda fark ettim. Arabanın üzerinde atlayışlar yapmış, tavanı bozmuş. Kaportacı arkadaş yaptığı işin kıymetini bildiği için epeyce kızıp söylendi.
Gerçekten; sokakta park etmiş duran bir otomobilin üzerinde dolaşmak insan düşüncesine sığacak bir şey değil. Ne yazık ki insan görünümlü, manda sıfatlılar bu işleri yapabiliyor. Sonuçta yapılan işin faturası yapana kesiliyor. Ama dünyada zararını başkaları çekiyor. Kötülükler elbirliği ile aşılır.
Kötülüklerden sadece kötülüğü yapanlar değil, iyiler de sorumludur. Nasıl ki bir iyiliğe sebep olan iyiliği yapan gibidir; kötülüğe göz yuman, önlem almayan, kötüleri iyiye döndürmeye çalışmayanlar da, kötülerin kötülüklerinden sorumludurlar.
İyi olmakla işimiz bitmiyor. Her türlü kötülükten sorumlu olduğumuz bilincinde olarak son nefesimize kadar çalışmalıyız
Doğru veya yanlış olduğunu anlamadan, bir fikre bağlanmak veya savunuculuğunu yapmak taassuptur. Hakka ve haklılığa taraf olmanın dışındaki görüş ve düşüncelerin tarafgirliğini yapmak bağnazlıktır. Hak evrenseldir. İnsanlık hakka muhtaçtır. Her şey, her türlü fikir ve düşünce hakkın varlığını anlamak içindir. İnsan sayısı kadar düşünce vardır. Çoğu insan düşündüğü gibi anlar, anladığı gibi yaşar. Bir kısmı da anladığı gibi düşünür, düşündüğü gibi yaşar.
Irkı, rengi, dili ne olursa olsun inanç evrenseldir. Her insan inandığını yaşamak ister. İnsanlar birbirlerini baskı altına almamalı, herkes serbestçe inanç hürriyetini yaşayabilmelidir. İnsanları ayakta tutan temel unsurlardan biri de inançtır.
Yakın zamana kadar toplum, dünyevileşmiş, batıl inanış sahibi insanlarla idare edildiği için toplumda uhrevileşme zayıf kalmıştı. Hâlbuki insanın dünyeviliği kadar uhreviliği de şarttır. Dünya hayatı her ikisinin dengede götürülmesiyle ahiret hayatı kazanılabilir. Avrupalı iş adamları dünyayı kazanmak için Türkiye’de açtıkları Real AVM. de mescit açmış. Gelin görün ki; İstanbul’un Üsküdar ilçesindeki Capitol AVM’ni açan Müslümanlar mescit açmamıştır. Bunu yapan taassup sahibi insanlardır. Kim bilir hangi taassubun karanlığında kalmışlardır. Taassuplarının kendi ticaretlerini bile engelleyeceğini düşünmemişlerdir. Taassup sahibinin dünyası karanlıktır.
Taassubun gözü kördür görmez. Kulağı sağırdır duymaz. Merhameti yoktur acımaz. Bohem bir anlayışın sahibidir. Bu anlayış insani bir anlayış olmayıp bir manda hayatı anlayışıdır. “ Yarınını düşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan (kimse veya topluluk)”
Geçenlerde bir manda benim arabanın üzerine çıkmış. Kaportacı arkadaşım ayak izlerinden tanıdı. “Bak ağabey senin arabanın üzerinde bir manda spor yapmış” esprisi yaptı. Ben de o anda fark ettim. Arabanın üzerinde atlayışlar yapmış, tavanı bozmuş. Kaportacı arkadaş yaptığı işin kıymetini bildiği için epeyce kızıp söylendi.
Gerçekten; sokakta park etmiş duran bir otomobilin üzerinde dolaşmak insan düşüncesine sığacak bir şey değil. Ne yazık ki insan görünümlü, manda sıfatlılar bu işleri yapabiliyor. Sonuçta yapılan işin faturası yapana kesiliyor. Ama dünyada zararını başkaları çekiyor. Kötülükler elbirliği ile aşılır.
Kötülüklerden sadece kötülüğü yapanlar değil, iyiler de sorumludur. Nasıl ki bir iyiliğe sebep olan iyiliği yapan gibidir; kötülüğe göz yuman, önlem almayan, kötüleri iyiye döndürmeye çalışmayanlar da, kötülerin kötülüklerinden sorumludurlar.
İyi olmakla işimiz bitmiyor. Her türlü kötülükten sorumlu olduğumuz bilincinde olarak son nefesimize kadar çalışmalıyız