Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

itikafla ilgili yardım. (1 Kullanıcı)

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,266
Tepki puanı
3,644
Puanları
163
Yaş
47
selamün aleyküm ,
itikaf konusunu tam olarak anlayamadım.mesela kadınların evlerinde itikafa girmeleri gerekiyormuş.peki niyet ederken şu kadar süre itikafa giriyorum diyemi niyet edicez.malum evhanımı olunca o anda aniden misafir gelebilir veya herhangi bir işiniz çıkabilir.belli bir süre için odaya girip hiç çıkmıcakmıyız.hergün itikafa belli saatlerde girmek olur mu?bu konuda yardım istiyorum kardeşlerim.Rahman razı olsun.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Allahcc niyetini hayr etsin kardeşimiz..
Geçen Esad hocadan bu konuyu dinlemiştim ama senin sorularına cevap yoktu içinde..
Ne güzel bir niyeti göze almışsın...
Bizler için de dua et inşaALLAH...
itikaf ne güzel bir ibadet...
Sadece Allahla olmak,sadece onu düşünmek..
O NUN İÇİN HERŞEYDEN AYRI KALMAK...
Allahcc ecrinizi bol versin gönüldaşımız..
Yan ve gel bizleri de yak ALLAHCC aşkıyla...
BESMELE...SELAM..DUA..
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,266
Tepki puanı
3,644
Puanları
163
Yaş
47
Allah razı olsun değerli abimiz.evet bende araştırdım ama bulamadım.
amin inşallah cümlemize.Rabbime emanet olunuz.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Kadınlar camide itikaf yapmaz. Evde ise şarta bağlıdır. Eğer mescit olarak kullandığı bir oda varsa, o odada itikafa girebilir. Yemek yapmak, temizlik gibi ev işlerinin hiç biri yapılmaz. Sadece ibadetle uğraşılır. Abdest gibi zaruri işleri yapmanın mahzuru olmaz.
Şimdilik bu kadar bilgi bulabildim...
 

hanife deniz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Tem 2007
Mesajlar
4,279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Konum
Bursa
ve aleykumselam canım
Niyetin çok güzel inş muvaffak olursun,bu konuda bilgim yok,netten araştırayım dedim ama araştırdım diyorsun,googla bakmışsındır diye düşünüyorum,inş.eşimden rica edeyim Müftü beye sorsun,inş. yardıcı olabilirim,aslında kendinde İl müftülüğüne yada bir müftülüğün alo fetfa hattını arayabilirsin,insanın kendinin bire bir bilgi alması daha tatmin edici olur.
Selam ve Dua ile
----------
tipello.net - i am not referring you, i just DO recommend it.
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,266
Tepki puanı
3,644
Puanları
163
Yaş
47
Kadınlar camide itikaf yapmaz. Evde ise şarta bağlıdır. Eğer mescit olarak kullandığı bir oda varsa, o odada itikafa girebilir. Yemek yapmak, temizlik gibi ev işlerinin hiç biri yapılmaz. Sadece ibadetle uğraşılır. Abdest gibi zaruri işleri yapmanın mahzuru olmaz.
Şimdilik bu kadar bilgi bulabildim...
allah razı olsun abi.
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,266
Tepki puanı
3,644
Puanları
163
Yaş
47
ve aleykumselam canım
Niyetin çok güzel inş muvaffak olursun,bu konuda bilgim yok,netten araştırayım dedim ama araştırdım diyorsun,googla bakmışsındır diye düşünüyorum,inş.eşimden rica edeyim Müftü beye sorsun,inş. yardıcı olabilirim,aslında kendinde İl müftülüğüne yada bir müftülüğün alo fetfa hattını arayabilirsin,insanın kendinin bire bir bilgi alması daha tatmin edici olur.
Selam ve Dua ile

----------

tipello.net - i am not referring you, i just DO recommend it.
ablam benim araştırdım ama sorularımın tam cevabını bulamadım.Allah razı olsun.müftülük aklıma gelmemişti.Allah razı olsun ablam.selametle..
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Esselamunaleyküm kardeşimiz..
Bu bilgiler işnize yarar inşaALLAH...
Selametle...http://www.cennetbilvanis.com/bilvanis-forumları/fikih/hanefi-fikhi/oruc

İtikaf, mahiyeti, çeşitleri, şartları ve edepleri, itikafı bozan ve bozmayanlar

İtikâf lûgat deyiminde bir şeye devam etmek manasındadır. Bir şeye devam eden kimseye de mutekif (itikâf yapan) denir. Şeriatta ise itikâf: Bir mescidde veya o hükümdeki bir yerde itikâf niyeti ile durmaktan ibarettir.
----- İtikâflar: Vacib, müekked sünnet ve müstahab nevilerine ayrılır. Şöyle ki: Dil ile nezredilen bir itikâf vacibdir. Ramazan ayının son on gününde itikâf, kifaye yolu ile bir müekked sünnettir. Başka bir zamanda ibadet niyeti ile bir mescidde bir müddet yapılan itikâf da müstahabdır.
----- Bir itikâfın en az müddeti, İmam Ebu Yusuf'a göre bir gündür. İmam Muhammed'e göre bir saattir. Bir saat, fıkıh alimlerine göre, zamanın belirsiz olan az veya çok bir parçası demektir. Yoksa bir günün yirmi dört saatte biri demek değildir.
(İtikâfın en az müddeti, Malikî'lerce tercih edilen görüşe göre bir gündüz kadar, bir gecedir. Şafiîlere göre de, "Sübhanellah" denilmesinden bir an kadar fazla olan pek az bir zamandır.)

----- İtikâfın meşru olmasındaki hikmet ve yarara gelince, bu pek önemlidir. Resulü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz Medine-i Münevvere'ye hicretinden sonra ahirete göçüşlerine kadar her Ramazanın son on gününü itikâf ile geçirirlerdi.
İhlâs ile olan bir itikâf, amellerin pek şereflisi sayılmaktadır. Bu sayede kalbler bir müddet olsun, dünya işlerinden uzak kalır ve Hakka yönelir, birer Beytullah olan mescidlerden birine şu şekilde devam eden bir mü'min çok kuvvetli bir kaleye sığınmış, kerim olan mabudunun feyiz ve yardım kapısına sığınmış olur.
İslâm büyüklerinden ünlü Ata demiştir ki: "İtikâf yapan, ihtiyacından dolayı büyük bir zatın kapısında oturup dilediğini elde etmedikçe buradan ayrılıp gitmem, diye yalvaran bir kimseye benzer ki, Allah'ın bir mabedine sokulmuş, beni bağışlamadıkça buradan ayrılıp gitmem demektir."
Bir mü'minin her gün azalmakta olan hayat günlerinden faydalanarak böyle kutsal bir yerde bir zaman ebedi ve ezelî yaratıcısına olanca varlığı ile yönelip saf bir kalb ve temiz bir dil ile ibadette bulunması, manevî bir zevke dalması ne büyük bir nimettir.
İtikâf yapan bir kimse, bütün vakitlerini ibadete, namaza ayırmış demektir. Çünkü fiilî olarak namaz kılmadığı vakitlerde de mescid içinde namaza hazır bir haldedir. Bu bekleyiş ise, namaz hükmendedir.

İtikâfın Şartları
Bir itikâfın sıhhati şu şartların bulunmasına bağlıdır:

1) İtikâf yapan, müslüman, akıllı ve temiz bulunmalıdır. Onun için müslüman olmayanın, delinin, cünubun, hayız ile nifastan temiz bulunmayanın itikâfı olmaz.
Gayr-i müslim ibadete, mecnun da niyete ehil değildir. Temiz olmayanların da mescidlere girmesi yasaktır.

2) İtikâfa niyet edilmiş olmalıdır. Buna göre niyetsiz olarak yapılan bir İtikâf geçerli değildir. Çünkü bunun bir ibadet olabilmesi niyete bağlıdır.
3) İtikâf, mescidde veya o hükümdeki bir yerde yapılmalıdır. Şöyle ki: İçinde cemaatla namaz kılınan herhangi bir mescidde İtikâf yapılabilir. Büyük camilerde yapılması daha faziletlidir. Kadınlar da kendi evlerinde mescid edinilen veya mescid olarak ayıracakları bir odada itikâfda bulunurlar. Buraları onların hakkında birer mescid sayılır. Kadınların dışardaki mescidlerde itikâf etmeleri caiz ise de, kerahetten kurtulamaz. Kadınların kendi evlerinde namaz kılmaları, mescidlerde namaz kılmalarında daha faziletli olduğu gibi evlerinde itikafları da her türlü fitne ve fesad düşüncesinden beri olacağı cihetle mescidlerde itikâfda bulunmalarından daha faziletlidir.
(İmam Şafiî'ye göre , itikâf tazime lâyık bir yerde yapılabilir ki, o da mescidlerdir. Evlerde mescid edinilen yerler, bu tazime lâyık değildir.)

4) Vacib olan bir itikâfda, itikâf yapan oruçlu bulunmalıdır. Bu halde orucun yanılarak bozulması itikâfa zarar vermez. Diğer itikâflar için oruç şart değildir. Çünkü onlar için bir müddet yoktur. Öyle ki camiden bir iki saat içinde çıkıncaya kadar itikâfa niyet edilmesi de sahihdir.
(Şafiî'lere göre, vacib bir itikâfda da oruç şart değildir.)

----- İtikâf için büluğ, erkeklik, hürriyet şart değildir. Buna göre akıllı olan çocuğun, kadının, kölenin itikâfları sahihdir. Şu kadar var ki, kadının itikâfı kocasının ve kölenin itikâfı da efendisinin iznine bağlıdır. İsterse bunlar itikâfı nezretmiş olsunlar, hüküm aynıdır. İzin bulunmayınca kadın, nezretmiş olduğu itikâfı kocasından ayrıldıktan sonra, köle de azad edildikten sonra kaza eder.
----- Bir kimse, itikâf için zevcesine izin verse bundan dönemez, artık engellenmesi doğru olmaz. Efendi ise, kölesine verdiği izinden dönebilir.
Mükâteb (sözleşmeli) bir köle ise, efendisinin izni olmasa da, itikâfda bulunabilir. Çünkü kısmen hürriyetine sahibdir.

İtikâfın Edebleri
1) İtikâf, Ramazan ayının son on gününde ve mescidlerin en faziletlisinde yapılmalıdır.
2) İtikâf esnasında hayırdan başka bir şey söylenmemelidir. Günah gerektirmeyen şeyleri konuşmakta bir sakınca yoktur. Bir ibadet inancı ile susmak ise mekruhtur. Günah sayılan şeylerden dili tutmak ise, ibadetlerin büyüklerinden biridir.
3) İtikâf esnasından Kur'ân-ı Kerîm okumaya, hadîs-i şerîf, Peygamberlerin yüksek siyerlerine, dinî meseleleri öğretmeye devam etmelidir.
4) İtikâf yapan kimse, temiz elbiselerini giymeli, güzel kokular sürünmelidir. Başını da yağlayabilir.
5) Nefsine itikâfı vacib kılacak kimse, buna yalnız kalben niyetle yetinmemeli, dili ile de söylemelidir.

İtikâfı Bozan ve Bozmayan Şeyler
-----İtikâf halinde olan bir kimsenin dinî ve tabiî ihtiyaçları için zaruri olarak mescidden dışarı çıkması, itikâfı bozmaz.
Örnek: İtikâfda bulunanın (mutekifin) cuma namazını kılmak için mescidden çıkması, din bakımından bir özür olduğundan itikâfına engel değildir. Zaten cuma namazının süresi bilinmiş olduğundan, adağın dışında kalmış olur.
Yine, abdest ihtiyaçlarını gidermek ve gusletmek için çıkması da tabiî bir özür olduğundan itikâfa zarar vermez.
Yine, bulunduğu mescidin yıkılmaya yüz tutması veya oradan zorla çıkarılması da zarurî bir özür olduğundan itikâfa zarar vermez.
(Şafiî'lere göre, cuma namazı için başka bir camiye çıkılıp gidilmesi itikâfı bozar. İtikâf bir hafta devam edecekse, cuma namazı kılınan bir mescidde itikâfa girmelidir.)

----- Cuma namazını kılmak veya ihtiyacı gidermek için en yakın olan yere gidilir, arkasından mescide dönülür. Bir özürden dolayı mescidden çıkılınca, başka bir mescidde o itikâf tamamlanır.
-----Bir özür olmaksızın mescidden çıkmak itikâfı bozar. Onun için itikâf yapan bir kimse, geceleyin veya gündüzün özür bulunmaksızın bir müddet kasden veya sehven mescidden çıkarsa itikâfı bozulur. Bu müddet, iki İmama göre, bir günün yarısından ziyade bir zamandır. Bir görüşe göre de, günün belirsiz bir saatinden ibarettir. Kadın da itikâf ettiği odadan özürsüz evinin içine çıksa, itikâfı bozulur.
----- Şu işleri yapmak için mescidden dışarıya çıkmak da itikâfa engel olur: Hasta ziyaretinde bulunmak, cenaze hizmetinde bulunmak, cenaze namazı kılmak, şahidlik etmek, bir hastalık sebebiyle bir saat kadar dışarı çıkmak da itikâfı bozar. Ancak itikâf adağı yapılırken, hastaları ziyaret ve cenaze namazında bulunmak şart kılınmışsa, bunlar için çıkılması itikâfı bozmaz.
----- Pek az rastlanan bir özürden dolayı da dışarı çıkmak itikâfı bozar. Boğulmakta olan veya yangına düşmüşü kurtarmak için dışarı çıkmak itikâfı bozduğu gibi, cemaatın dağılmasıyla dışarıya çıkmak da bozar.
----- İtikâfda bulunan bir kimseye, bu ibadeti esnasında birkaç gün baygınlık veya cinnet gelse, itikâfı bozulur. İyileşip kendine gelince yeniden itikâfa başlar. Öyle ki, bu durum devam ederek birkaç sene sonra üzerinden kalksa, yine itikâfı kaza etmesi gerekir.
----- Yukarıda anlatılan meseleler, vacib olan itikaflar içindir. Nafile olan itikaflarda, bir özür bulunsun veya bulunmasın, dışarı çıkmakla veya hastayı ziyaret etmekle itikâf bozulmaz.
----- Vacib olan bir itikâf bozulunca, onun kazası gerekir. Meselâ: Belli bir ay için yapılan itikâf esnasında bir gün oruç bozulsa veya dışarıya çıkılsa, yalnız bir günlük itikâf için kaza gerekir. Fakat belirsiz olarak fasılasız bir ay için nezredilmiş bir itikâf esnasında, böyle bir gün oruç bozulacak veya dışarıya çıkılacak olsa, yeniden bir aylık itikâfa başlamak gerekir. İtikâf yapan kimse ister kendi iradesi ile oruç yesin ve dışarı çıksın, ister iradesi dışında olarak cinnet ve bayılma durumuna düşsün, eşittir.
----- Başladıktan sonra bırakılan nafile bir itikâfın, tercih edilen görüşe göre, kazası gerekmez.
----- İtikâf eden kimse için, zevcesi ile cinsel ilişki kurmak veya buna sebeb olacak öpme ve okşama gibi herhangi bir hareket, gerek gündüz ve gerek geceleyin olsun, haramdır. Cinsel ilişki ister kasden, ister unutarak olsun, itikâfı bozar. İnzal olması şart değildir. Diğer hareketler ise, inzal olmadıkça itikâfı bozmaz. Bakmak ve düşünmek sonunda meydana gelecek inzal ve ihtilâm da itikâfı bozmaz.
----- İtikâf halinde olan kimse, muhtaç olduğu şeyleri mescidde bulundurmaksızın mescidde satın alabilir. Mescide zarar vermeyecek şeyleri mescide getirebilir. Mescid içinde yer-içer. Mescid içinde hazırlanmış uygun bir yer varsa orada abdest alıp gusledebilir. Böyle bir yer yoksa, dışarıya çıkar ve en yakın yerde abdestini alır ve yıkanır, beklemeksizin hemen mescidine döner.
----- İtikâfda olan kimse, ezan okumak için minareye çıkabilir. Minarenin kapısı mescidin dışında olsa bile zarar vermez.
İtikâfa Dair Bazı Meseleler
----- Belli bir mescidde, Mescid-i Haram'da itikâfa niyet eden kimse, başka bir mescidde itikâfa girebilir.
----- Bir ay itikâf adansa ve bundan yalnız gecelere veya gündüzlere niyet edilse, bu niyet sahih olmaz. Çünkü ay, belli mikdardaki geceler ile gündüzlerden ibarettir. Onun için geceli ve gündüzlü bir ay itikâf gerekir.
----- Yalnız gündüzleri itikâfda bulunmaya niyet edilmesi sahihdir. Bu durumda her gün fecrin doğuşundan önce mescide girip güneşin batışından sonra çıkılır. Fasılasız itikâfa niyet edilmemişse, istenilen günlerde itikâf yapılabilir. Bir gün için itikâfa niyet edildiği zaman da, buna gece dahil olmaz. Fakat fasılasız şu kadar gün itikâfa denilerek nezredilse, geceler de bu nezre girer. Aksi de böyledir. Bu durumda itikâf için güneşin batışından önce mescide gidilir. Belli olan geceler ve gündüzler mescidde kalınır. Son günün güneş batışından sonra mescidden çıkılır. Böylece itikâf sona erer.
----- Muayyen bir ramazan ayını itikâfla geçirmeğe nezredilse, o ramazan orucu bu itikâf orucu içinde yeterli olur. Böyle bir nezir yapıldığı halde, ramazan orucu tutulup da itikâf yapılmasa, başka bir zamanda oruçlu olarak fasılasız bir ay itikâf edilmesi gerekir. Eğer itikâf yapılmaksızın diğer bir ramazan girecek olsa, artık bunda yapılacak itikâf yeterli olmaz. Çünkü bu takdirde kazaya kalan itikâfın orucu, insan üzerine düşen bir borç olmuştur. Bu, ikinci ramazan orucu ile ödenmiş olamaz.
----- Belirtilmeksizin bir ay itikâf yapmayı nezreden kimse, ramazanda bir ay itikâfda bulunmakla bu nezrini yerine getiremez. Çünkü bu itikâf için, bir ay oruç tutmayı da bu nezirle üzerine yüklenmiş bulunur. Ramazan orucu ise, kendisine ayrıca farz olan bir ibadettir.
----- Bir kimse nezrettiği bir itikâfı yapmadan ölecek olsa, her gün için bir fidye ödenmesini vasiyet etmiş olması gerekir. Çünkü vacib olan bir itikâf, orucun bir parçasıdır. Onun için oruçtaki fidye, bunda da gerekli olur. Ancak fakir ise, o zaman Yüce Allah'dan af ve mağfiret dilemelidir.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Ramazanda unutulan sünnetlerden bir tanesi de itikâfa girmektir. Ramazanın son on günü Allah’ın resulü (aleyhissalâtu vesselâm) itikâfa girer ve insanları teşvik ederdi. Son on günde her hangi bir mescitte itikâfa girerek ibadet ile geçirmek unutulan ve ihya edilmesi gereken bir sünnettir.
İtikâf, sözlükte ‘hapsetmek’, ‘alıkoymak’, ‘bir yere yerleşmek’, ‘oraya bağlanıp kalmak’ anlamlarına gelir. İtikâf fıkıhta bir mescitte belirli kurallara uyarak ibadet niyetiyle kalmak demektir.

İtikâfın meşruiyeti Kur’an ve sünnetle sabittir. Orucu tarif ettiği ayetin sonunda Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“ … Mescitlerde itikâf halinde iken eşlerinizle birleşmeyin. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Onlara yaklaşmayın. Allah ayetlerini insanlara böyle açıklar, belki sakınırlar.” (Bakara, 187)

Bu konuda yukarıda rivayet etmiş olduğumuz "İtikâfa girmiş olanlar, itikâf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir gecesinin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son on günde ve tek gecelerde arayın…”hadiste delildir.
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,266
Tepki puanı
3,644
Puanları
163
Yaş
47
Kadın da itikâf ettiği odadan özürsüz evinin içine çıksa, itikâfı bozulur


Aleyküme selam değerli abimiz.çok güzel ve aydınlatıcı.
Rabbim razı olsun çok sağolun yardımcı olduğunuz için.hayırlı,bereketli,nurlu geceler.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
54
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İ’tikâf, sözlük anlamı itibariyle “devam etmek, beklemek” demektir. Dini bir kavram olarak ise, “İbadet etmek için bir mescide veya mescid hükmündeki bir yere giderek orada durmaya devam etmek, beklemek” anlamına gelmektedir.[1]
[1] Kadınlar, i’tikâfı evlerinde yaparlar.

İ’tikâf, Rasûlullâh (s.a.v.)’in kadir gecesini ibadetle geçirebilmek gayesiyle Ramazanın son on gününde sürekli olarak yaptığı bir uygulamadır. Ümmü Seleme (r.a.) bu durumu şöyle anlatmaktadır: “Rasûlullâh (s.a.v.) önce Ramazanın ilk on gününde, sonra orta on gününde, sonra da son on gününde i’tikâfa girdi ve şöyle buyurdu: ‘Kadir gecesi bana onda (son on gün içinde) gösterildi, sonra unutturuldum.’ Daha sonra da ölene kadar son on günde i’tikâfa girmeye devam etti.”[2]
[2] Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, No: 994; Rûdânî, Cem’ul-Fevâid, II, 66 (No: 3076)
İ’tikâfa Ramazanda olduğu gibi başka zamanlarda da girilebilir. İ’tikâfta kalınacak müddet için herhangi bir alt veya üst sınır söz konusu değildir. İ’tikâfa giren kimse mecbur kalmadıkça i’tikâf mahallinden ayrılmamalıdır. Aksi halde i’tikâfı sona erer. İ’tikâfla ilgili daha birçok hükümler vardır. Bunlar fıkıh ve hadis kitaplarından öğrenilebilir.
İ’tikâfın birçok faydaları vardır. Bu faydalardan ikisi şunlardır:
1. Allâh’a yaklaştırır: Belli bir süre için bir mescide kapanıp ibadetle meşgul olmak, dünyevi meşgalelerden sıyrılıp sadece ahirete yönelmek insanı Allâh’a yaklaştırır. Günahlarından temizlenmesine, sevaplar kazanmasına ve böylece cehennemden uzaklaşmasına vesile olur. Nitekim Rasûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim bir müslüman kardeşinin işini görmek için çabalarsa, bu onun için on yıllık i’tikâftan daha hayırlıdır. Kim de Yüce Allâh için bir gün i’tikâfa girerse, Allâh onunla cehennem arasında üç hendek yaratır. Her hendeğin genişliği gökle yer arası kadardır.”[3]
[3] Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, No: 7326; Münzirî, et-Tergîb ve’t-Terhîb (tercüme), II, 526 vd.
2. Bilinç kazandırır: Bilindiği üzere insan, yaşadığı toplumdan etkilenen bir varlıktır. Bazen bu etkilenme çok yavaş gerçekleştiği için kişi bunun farkına varamayabilir. Kendisinin hiç değişmediğini düşünebilir. Gerçekten değişip değişmediğini anlayabilmesi için bir müddet toplumdan uzaklaşması ve kendisini yoklaması gerekir. Günümüzde her Müslümanın buna ihtiyacı vardır. Toplumun olumsuz etkilerinin ağırlık kazandığı ve Müslümanların zayıf olduğu şu modern çağda her bir müslüman kısa süreli uzletlerle iç muhasebe yapmak zorundadır. Dün, din çirkin gördüğü için benimsemediği bir davranışı bugün, çağın gereği diyerek benimseyen ve bilinci erozyona uğrayan müslüman, i’tikâf vesilesi ile kendi özüne dönmelidir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt