Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!” (Fussilet 30)
“Rabbimiz Allah”tır demek ve “dosdoğru olmak”
İki cihanın korku ve üzüntülerinden arınmış bir hayatı vaat eden oldukça kısa, öz bir formül…
“Rabbimiz Allah” diyeceğiz, yani O’na şeksiz şüphesiz iman edeceğiz. Efendimiz (s.a.) buyuruyor ki: “Herkes ‘Rabbimiz Allah’tır’ der; sonra da çoğu inkâra sapar. Kim bu söz üzere ölmüşse, istikamet üzere olanlardandır.” (Tirmizî,)
Yani “Rabbimiz Allah” ifadesinin gereğini bihakkın yerine getiren kul olacağız. O’nun emir ve yasaklarına tabi olacağız. Çıktığımız bu tevhidi yolda eğilip bükülmeden, başka yollara sapmadan, savrulmadan dosdoğru gideceğiz. Doğruluğu hayat prensibi haline getireceğiz. Söz ve davranışlarımızda düzgün olacağız. Münafıklık alametleri göstermeyeceğiz. Taat ve amelimizde ihlas üzere olacağız. Bu müstakim hayatı son nefesimize kadar devam ettireceğiz…
Allah Zülcelal bu minval üzere yaşayan mümin kuluna, endişeye, korkuya kapıldığı, sıkıntıya, dara düştüğü her anında meleklerini göndereceği müjdesini veriyor. Melekleri vasıtasıyla müstakim bir hayat yaşayan kullarının korkularını izale edeceği, sonsuz ikramlarla dolu ebedi bir hayatın muştusunu veriyor. Bunca ikram, bunca lütuf ve ebedi mutluluk garantisi hepsi “Rabbimiz Allah” deyip “istikamet” üzere bir hayatı yaşadıkları için.
Velhasıl “Rabbim Allah” diyorsan, istikamet üzereysen korku ve endişeye gerek yok. Vaat edilen cennet seni bekliyor.
“Onu Kaybettim” Deme!
- Herhangi bir şey konusunda "Onu kaybettim" deme! "Onu iade ettim" de! Çocuğun mu öldü? Onu geri verdin. Eşin mi öldü? Onu da geri verdin. Tarlanı mı elinden aldılar? "Onu elimden alan kötü bir adamdı" deme. Onu sana veren elin falanın ya da filanın aracılığıyla onu geri almasının ne önemi var? Onu sende bıraktığı müddetçe, sana ait değilmiş gibi istifade et ondan; tıpkı yolcuların hanlardan yararlanışı gibi…
- Hastalık beden için engeldir. Fakat irade zayıf olmadıkça iradeye engel olamaz.
"Ben topalım." Bu bedenim için bir zayıflık ve noksanlıktır. Başına herhangi bir felaket geldiğinde böyle düşün. O zaman bu felaketlerin sana değil, senin haricindeki şeylere engel olduklarını anlayacaksın. (Epiktetos)
“Rabbimiz Allah”tır demek ve “dosdoğru olmak”
İki cihanın korku ve üzüntülerinden arınmış bir hayatı vaat eden oldukça kısa, öz bir formül…
“Rabbimiz Allah” diyeceğiz, yani O’na şeksiz şüphesiz iman edeceğiz. Efendimiz (s.a.) buyuruyor ki: “Herkes ‘Rabbimiz Allah’tır’ der; sonra da çoğu inkâra sapar. Kim bu söz üzere ölmüşse, istikamet üzere olanlardandır.” (Tirmizî,)
Yani “Rabbimiz Allah” ifadesinin gereğini bihakkın yerine getiren kul olacağız. O’nun emir ve yasaklarına tabi olacağız. Çıktığımız bu tevhidi yolda eğilip bükülmeden, başka yollara sapmadan, savrulmadan dosdoğru gideceğiz. Doğruluğu hayat prensibi haline getireceğiz. Söz ve davranışlarımızda düzgün olacağız. Münafıklık alametleri göstermeyeceğiz. Taat ve amelimizde ihlas üzere olacağız. Bu müstakim hayatı son nefesimize kadar devam ettireceğiz…
Allah Zülcelal bu minval üzere yaşayan mümin kuluna, endişeye, korkuya kapıldığı, sıkıntıya, dara düştüğü her anında meleklerini göndereceği müjdesini veriyor. Melekleri vasıtasıyla müstakim bir hayat yaşayan kullarının korkularını izale edeceği, sonsuz ikramlarla dolu ebedi bir hayatın muştusunu veriyor. Bunca ikram, bunca lütuf ve ebedi mutluluk garantisi hepsi “Rabbimiz Allah” deyip “istikamet” üzere bir hayatı yaşadıkları için.
Velhasıl “Rabbim Allah” diyorsan, istikamet üzereysen korku ve endişeye gerek yok. Vaat edilen cennet seni bekliyor.
“Onu Kaybettim” Deme!
- Herhangi bir şey konusunda "Onu kaybettim" deme! "Onu iade ettim" de! Çocuğun mu öldü? Onu geri verdin. Eşin mi öldü? Onu da geri verdin. Tarlanı mı elinden aldılar? "Onu elimden alan kötü bir adamdı" deme. Onu sana veren elin falanın ya da filanın aracılığıyla onu geri almasının ne önemi var? Onu sende bıraktığı müddetçe, sana ait değilmiş gibi istifade et ondan; tıpkı yolcuların hanlardan yararlanışı gibi…
- Hastalık beden için engeldir. Fakat irade zayıf olmadıkça iradeye engel olamaz.
"Ben topalım." Bu bedenim için bir zayıflık ve noksanlıktır. Başına herhangi bir felaket geldiğinde böyle düşün. O zaman bu felaketlerin sana değil, senin haricindeki şeylere engel olduklarını anlayacaksın. (Epiktetos)