nakşibendi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 12 Mar 2006
- Mesajlar
- 1,946
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Böyle bir ilahi çağrı her gecenin üçte ikisinden sonra yapılmaktadır. Bu çağrıya kulak asıp (dikkate alarak) sabah namazından evvel kalkıp dua ederek gözyaşı ile ALLAH’A yalvaranların hepside şüphesiz kazanmışlardır.
Çünkü O, kalkanlar! Herkesin yatağında gaflet içerisinde horul horul uyudukları bir anda yataklarından kalkmışlar “”İSTEYEN YOK MU?” sualine cevaben biz varız, bizler istiyoruz Ya Rabbi demişlerdir. Bu hallerini bizlere ( Kur’an-ı kerim Ali İmran: 17) de; “(onlar) sabredenler, doğru olanlar, itaat edenler, (Mallarını Allah yolunda) sarfedenler ve seherlerde (sabah namazı vaktinden önce) mağfiret dileyenler ( isteyenler) dir.” Buyrulur.
Bununla ilgili; Resulü Ekrem Efendimizde hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır.
Allah her gece dünya semasına gecenin son üçte biri kaldığında Rahmetiyle tecelli eder ve şöyle buyurur. “Bir isteyen yok mu ki, onun isteğini vereyim? Bir dua eden yok mu ki, ona icabet ( duasını kabul) edeyim? Bir mağfiret dileyen yok mu ki, kendisini bağışlayayım?” (Kutubi c. 2/4, 39)
Dikkat edilirse; inanan ve yaşayanlar için ALLAH’IN VAADLERİ (ÇAĞISI) çoktur. Yeter ki isteyenler olsun. Allah hiçbir kulunu darda bırakmamıştır. (Talebena-Vecedena) siz isteyin ben de vereyim buyurmuşlardır.
Düşünün bakalım; bir anne canı gibi sevip koruduğu hatta onun uğruna canını bile tehlikeye attığı çocuğuna ağlamadıkça (Yani çocuğu istemedikçe) süt bile vermeyi akledemez.
Bunun için ağlamayan (ki küçük çocukların ağlamaları onların istekleridir) çocuğa meme verilmez denilmiştir.
Cenabı Allah kullarının kendisinden istemelerini buyuruyor. Kul olarak onlar istekte bulunsunlar ki Allah’ta bol bol rahmet hazinesinden ver-sin. Bu dünyada sıhhat versin, bol rızık ve hayırlı kazançlar versin helalinden kazandıklarıyla yine Allah yolunda harcamalar yapsınlar da kazandıkları daha çok bereketlensin. Müslümanların vermeleri de devam etsin ki; ülkede veya dünya üzerinde hiçbir fakir ve yoksul insan kalmasın. Sakın bunun olabilmesi imkanı var mıdır diye bir sual sormayınız.
Kendisi gibi insan olan başka insanları öl-dürmek için (silahlara) yatırılan harcanan paraların onda birsini fakirlere verilecek olsa dünya üzerinde muhtaç (açlık sınırı altında) kimse kalmaz.
Dünya üzerinde yaşayan bütün insanlar hepside (dilleri, ırkları ve renkleri, inançları) ne olursa olsunlar tamamını yaratan Allah’tır. Gerçekt en mülkte Allah’ındır. O halde: Allah’ın kulu olarak, onun mülkünde onun nimetlerini güzel güzel paylaşım dururken bunca kavga, dövüş, çekişmeler, gözyaşı ve kan akıtmak neyin nesidir?
Kısaca: Allah’a kul olmamanın dünyadaki cezasından başkası değildir. Yani Allah’ın bu dünyadaki cezasıdır. Bütün insanlar cezalarını İSTEMİŞLERDİR, ALLAH’TA VERMİŞTİR.
Çünkü O, kalkanlar! Herkesin yatağında gaflet içerisinde horul horul uyudukları bir anda yataklarından kalkmışlar “”İSTEYEN YOK MU?” sualine cevaben biz varız, bizler istiyoruz Ya Rabbi demişlerdir. Bu hallerini bizlere ( Kur’an-ı kerim Ali İmran: 17) de; “(onlar) sabredenler, doğru olanlar, itaat edenler, (Mallarını Allah yolunda) sarfedenler ve seherlerde (sabah namazı vaktinden önce) mağfiret dileyenler ( isteyenler) dir.” Buyrulur.
Bununla ilgili; Resulü Ekrem Efendimizde hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır.
Allah her gece dünya semasına gecenin son üçte biri kaldığında Rahmetiyle tecelli eder ve şöyle buyurur. “Bir isteyen yok mu ki, onun isteğini vereyim? Bir dua eden yok mu ki, ona icabet ( duasını kabul) edeyim? Bir mağfiret dileyen yok mu ki, kendisini bağışlayayım?” (Kutubi c. 2/4, 39)
Dikkat edilirse; inanan ve yaşayanlar için ALLAH’IN VAADLERİ (ÇAĞISI) çoktur. Yeter ki isteyenler olsun. Allah hiçbir kulunu darda bırakmamıştır. (Talebena-Vecedena) siz isteyin ben de vereyim buyurmuşlardır.
Düşünün bakalım; bir anne canı gibi sevip koruduğu hatta onun uğruna canını bile tehlikeye attığı çocuğuna ağlamadıkça (Yani çocuğu istemedikçe) süt bile vermeyi akledemez.
Bunun için ağlamayan (ki küçük çocukların ağlamaları onların istekleridir) çocuğa meme verilmez denilmiştir.
Cenabı Allah kullarının kendisinden istemelerini buyuruyor. Kul olarak onlar istekte bulunsunlar ki Allah’ta bol bol rahmet hazinesinden ver-sin. Bu dünyada sıhhat versin, bol rızık ve hayırlı kazançlar versin helalinden kazandıklarıyla yine Allah yolunda harcamalar yapsınlar da kazandıkları daha çok bereketlensin. Müslümanların vermeleri de devam etsin ki; ülkede veya dünya üzerinde hiçbir fakir ve yoksul insan kalmasın. Sakın bunun olabilmesi imkanı var mıdır diye bir sual sormayınız.
Kendisi gibi insan olan başka insanları öl-dürmek için (silahlara) yatırılan harcanan paraların onda birsini fakirlere verilecek olsa dünya üzerinde muhtaç (açlık sınırı altında) kimse kalmaz.
Dünya üzerinde yaşayan bütün insanlar hepside (dilleri, ırkları ve renkleri, inançları) ne olursa olsunlar tamamını yaratan Allah’tır. Gerçekt en mülkte Allah’ındır. O halde: Allah’ın kulu olarak, onun mülkünde onun nimetlerini güzel güzel paylaşım dururken bunca kavga, dövüş, çekişmeler, gözyaşı ve kan akıtmak neyin nesidir?
Kısaca: Allah’a kul olmamanın dünyadaki cezasından başkası değildir. Yani Allah’ın bu dünyadaki cezasıdır. Bütün insanlar cezalarını İSTEMİŞLERDİR, ALLAH’TA VERMİŞTİR.