Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İstanbul'un fethi. 1453 (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
[GVIDEO]245775735959380871[/GVIDEO]

Bismillâhir-rahmânir-rahîm.

Bizi yaratan, yaşatan, sayısız nimetlerine garkeden, doğru yolu bilmemiz, hidayete ermemiz ve cennetine girmemiz için, engin rahmetinden ve fazl u kereminden bizlere peygamberlerin ekmel ve azam ve efdal ve ahsen ve alası, Ahmed ü Mahmud u Muhammed-i Mustafa'sını gönderen ve o Rasûl-ü Ekrem'e sözlerin en yücesi ve en güzeli olan Kur'an-ı kerim'i indiren, bizleri ümmetlerin en büyüğü ve en şereflisi kılan, adedimizi şu sıralarda bir milyara ulaştıran Ulu Rabbımıza sonsuz hamd ü şükr ü senalar olsun.

Ve Allah'ın hak Peygamberi, iki cihan serveri, mü'minlerin önderi, insanlığın rehberi, àsîlerin melcei, çaresizlerin eşfaı, Livâül-Hamd'in mâliki, Makàm-ı Mahmûd'un sahibi, başımızın tacı, dertlerimizin ilacı, gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru, Cenab-ı Hakk'ın Habîb-i edibi, enbiyânın hàtemi ve rusüllerin ekremine ve onun temiz âline, pak ashabına, mübarek ahfadına ve cümle etbâına; ve hàssaten verese-i enbiyâ, hulefâ-i rusül, ümenâ-i ümmet olan ulemâ-i àmilîn, meşâyih-ı vâsılîn, sadât-ı kâmilîn ve esâtize-i mükemmilînimize, yâni selâsil-i turuk-u aliyyemizin mensubları pirlerimiz ve mürşidlerimize ve onlara bağlı ariflere, halifelere, sàlihlere ve müridlere hadsiz hesapsız salât ü selâm olsun!..

Emmâ ba'd:

Ebül-gazavati vel-fütûhat, sàhibül-hayrât u vel-hasenât, sultanül-guzât vel-mücâhidîn, nâsırul-islâmi vel-müslimin, kàhirül-kefereti vel-mütemerridîn, mazharu medhin-nebiyyir-rahîmil-ümmî, bil-hadîsiş-şerifil-kerimin-nebevî, fatihul-büldâni vel-memâlikil-kesira vel-konstantîniyye ve nâilül-makàmâtı ved-derecâtil-aliyye;

Es-sultanül-a'zam, vel-hakànül-muazzam, vel-gàzi, vel-mukàtil, vel-mücâhid, ves-saîd, vel-kàid, vel-müsafir, vel-mürtahil, veş-şehid, cennet-mekân, firdevs-àşiyân, ab-rûy-i saltanat-ı Osmânî, Es-Sultan, Muhammed Hàn-ı Sânî ibn-i Sultan Murad Han ibn-i Sultan Çelebi Muhammed, aleyhimül-afvü vel-gufrân, ver-rahmeti ver-rıdvân Hazretlerinin ve onun mübarek ordusu mensubları şehidlerin ve gazilerin ve sâir din büyüklerimizin ve mevtâmızın ve cümle mü'minîn ü mü'minât ve müslimîn ü müslimâtın ruhları için El-Fâtihah!..
***
Amr bin As'ın oğlu Abdullah anlatıyor: Bir seferinde biz, Resulullah'ın (a.s.m.) etrafında oturmuş, sohbetini dinliyorduk ve duyduklarımızı yazıyorduk. Bir kişi geldi, Resulullah'a şöyle bir soru sordu: "Yâ Resulullah! Önce hangi şehir fethedilecek? Kostantiniye mi, yoksa Roma mı?" Bu soruya Resulullah (a.s.m.) şu cevabı verdi:

"Herakliyus'un şehri, yani Kostantiniye daha önce fethedilecek."1 Bu hadis Doğu Roma İmparatorluğu'nun merkezi olan ve o zaman Müslümanlarca "Kostantiniye" olarak bilinen İstanbul'un fethedileceğini ve Bizans'ın bütünüyle Müslümanlar'ın eline geçeceğini müjdeliyor. İbn Mâce'de geçen bir hadis-i şerifte ise, Müslümanlar'ın tespih ve tekbir getirerek İstanbul'u fethedecekleri ve o zamana kadar elde edemedikleri ganimet mallarına kavuşacaklarını haber veriyor.2 "Kostantiniye'nin fethi, kıyametin kopması ile yan yanadır"3 mealindeki hadis ise İstanbul'un fethinin Peygamberimiz'in zamanından çok sonra, kıyamet alâmetlerinin bir kısmının yavaş yavaş çıkacağı bir döneme rastlayacağını bildiriyor.

İstanbul'un fethini müjdeleyen, ordu komutanını ve askerini öven meşhur hadis ise İmam Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde 4. cilt, s. 335'te yer alıyor. "Kostantiniye (İstanbul) muhakkak feth olunacaktır. O fethi gerçekleştirecek kumandan ne güzel kumandandır; onun askeri de ne güzel askerdir." Peygamberimizin zamanından sonra ve onu takip eden asırlarda halifeler ve Müslüman komutanlar tarafından İstanbul bir hedef olarak düşünülüyordu.

"Ni'me'l-Emîr" ve "Ni'me'l-Ceyş" müjdesine mazhar olmak için birçok fetih denemeleri yapıldı. 655 tarihinden fethin gerçekleştiği 1453 tarihine kadar geçen zaman içinde yapılan 10'dan fazla fetih denemesi hep bu Peygamber müjdesine erişebilmek için düzenlenen seferlerdir. Kostantiniye'nin "Belde-i Tayyibe" şekline gelmesi, "Dersaadet" olması ve nihayet "İslambol" şekline gelmesi Sultan II. Mehmed'e nasip olacaktı.

II. Mehmed'e kadar en zor şartlar altında yapılan bütün mücadeleler görünürde sonuçsuz kalmıştı, ama Fatih'e bir zemin hazırlamıştı. Yapılan seferler onun başarılı olması için birer "ön hazırlık" şeklindeydi. Bu Peygamber müjdesinin büyük hikmetleri ve anlamları vardır. Bu şehrin beş yüz küsur senedir İslam'ın beşiği ve Osmanlı'nın başkenti oluşu, bir ilim ve irfan hazinesi şeklini devam ettirişi bu müjdenin sadece akla gelen birkaç yönüdür.

1. Müsned, 1:178
2. İbn Mâce, Fiten:35
3. Tirmizi, Fiten:58.

***
Muhterem kardeşlerim! İstanbul'u Fâtih Sultan Mehmed fethetmiştir amma, bir erenler ordusuyla fethetmiştir. Bir eşsiz, emsâlsiz İslâm ahlakıyla fethetmiştir. Bir safi, pak, temiz tasavvuf ile fethetmiştir. Biz bu fetihten ibret almalıyız. Fâtih'i bu ahlâka sahip kılan eğitimden uzak kalamayız; gafil, cahil kalamayız. Ondan ibret almalıyız.
Muhtemel hatalarımız kasıttan değil, kulluk vasfımızdandır. ALLAH için bizi uyaran, hatalarımızı gösteren ve bizlere hayır dua desteği veren kardeşlerimizden ALLAH razı olsun.

En iyisini yüce ALLAH bilir.

Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!.​
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Muhterem kardeşlerim! İstanbul'u Fâtih Sultan Mehmed fethetmiştir amma, bir erenler ordusuyla fethetmiştir. Bir eşsiz, emsâlsiz İslâm ahlakıyla fethetmiştir. Bir safi, pak, temiz tasavvuf ile fethetmiştir. Biz bu fetihten ibret almalıyız. Fâtih'i bu ahlâka sahip kılan eğitimden uzak kalamayız; gafil, cahil kalamayız. Ondan ibret almalıyız.
Allahcc razı olsun gönüldaş...Allahcc yar ve yardımcınız olsun...BESMELE...SELAM...DUA...
 

yarensin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
978
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
ve aleyküm selam RABBİM RAZI OLSUN
çok süpe bir anlatımdı...EVET FATİHİ YETİŞTİREN AHLAKTAN UZAK KALMAMALIYIZ...ALLAH KALEMİNE GÜÇ VERSİN...
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
43
ve aleyküm selam ..
Alla Celle Celalüh Sizden razı olsun istifade ettik..
eLLERİNİZE SAĞLIK SELAM VEDUA İLE
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Muhterem kardeşlerim! İstanbul'u Fâtih Sultan Mehmed fethetmiştir amma, bir erenler ordusuyla fethetmiştir. Bir eşsiz, emsâlsiz İslâm ahlakıyla fethetmiştir. Bir safi, pak, temiz tasavvuf ile fethetmiştir. Biz bu fetihten ibret almalıyız. Fâtih'i bu ahlâka sahip kılan eğitimden uzak kalamayız; gafil, cahil kalamayız. Ondan ibret almalıyız.
Allahcc razı olsun gönüldaş...Allahcc yar ve yardımcınız olsun...BESMELE...SELAM...DUA...

ve aleyküm selam RABBİM RAZI OLSUN
çok süpe bir anlatımdı...EVET FATİHİ YETİŞTİREN AHLAKTAN UZAK KALMAMALIYIZ...ALLAH KALEMİNE GÜÇ VERSİN...

ve aleyküm selam ..
Alla Celle Celalüh Sizden razı olsun istifade ettik..
eLLERİNİZE SAĞLIK SELAM VEDUA İLE



Osmanlı’nın yıkılış sebeplerine dair çok şey söylenip yazılmıştır. Kimi, Yeniçeri ocağının bozulması demiştir, kimi, Sanayi Devriminden geri kalması. Belki de bu sebeplerin hepsinde birer hakikat payı vardır. Lakin yıkılışın önemli bir sebebi var ki, Osmanlı’nın hem de en zirvede olduğu zamanda dile getirilmişti:

Nemelazımcılık. (Bananecilik)

Bu sosyal kara delik tarih boyunca, nice fert, topluluk, cemaat, devlet ve imparatorluğu yutmuştu.

Kanuni Sultan Süleyman Han, devletini olabilecek en yüksek seviyelere çıkarır; ama, Günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı? diye de zaman zaman düşünür

Birçok meselede olduğu gibi, bu endişe edilecek düşüncesini süt kardeşi meşhur alim Yahya Efendiye açmaya karar verir. Keşfine, kerametine, ferasetine inandığı Yahya Efendiye el yazısıyla bir mektup gönderir:

Değerli süt kardeşim, sen ilahi sırlara vakıfsın. Kerem eyle de, bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğullarının akıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlale uğrar mı? diye özetler endişesini.

Devrin kudretli sultanı Muhteşem Süleymandan gelen bu mektubu okuyan Yahya Efendinin cevabı ise gayet kısadır:

Nemelâzım be Sultanım!

Topkapı Sarayında bu cevabı hayretle okuyan Sultan, bu söze bir mana veremez, endişesi daha da artar. Zira Yahya Efendi gibi bir zat, ciddi bir meseleye böylesine basit bir cevap vermezdi, vermemeliydi

Söylenmeye başlar:

Acaba bilmediğimiz bir mânâ mı vardır bu cevapta?

Kalkar, Yahya Efendinin Beşiktaştaki dergahına gider. Bu sefer sitem dolu bir şekilde:

Ağabey ne olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme, soruyu ciddiye al! diyerek, sorusunu tekrar sorar.

Yahya Efendi duraklar:

Sultanım, sizin sorunuzu ciddiye almamak mümkün mü? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz etmiştim.

İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece nemelazım be sultanım! demişsiniz. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibi bir mana çıkarıyorum.

Yahya Efendi bunun üzerine, ibret dolu şu sözleri tarih gergefine nakşeder:

Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlıklar ayyuka çıksa... İşitenler de nemelazım, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de, çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, gizleseler, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da, bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayiş ve emniyete vesile olan, itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir

Söyleneni dinlerken ağlamaya başlayan koca Sultan, başını sallayarak da bunları tasdik eder. Söz bitince ikazlarının devamı için tembihte bulunur süt kardeşine. Sonra da memleketinde kendisini ikaz eden böyle bir alim olduğu için Allaha şükrederek oradan ayrılır

Devletlerini yükseltenler, fetihler yapanlar "nemelazım demediler.

"Ne güzel kumandan..! iltifatına mazhar olan Fatih Sultan Mehmed Han, Trabzon dağlarını aşarken yanında Karamanoğlu’nun kızı olan halası bulunmakta idi

Sultanım dedi halası, bunca zahmete değer mi bir kâfir için?

O koca sultanın ayağında gut hastalığı vardı o zaman ve sarp dağlarda, karların üzerinde atıyla giderken büyük acılar ve zahmetler çekiyordu. İşte hala yüreği buna dayanamamıştı

Fatih, döndü ve halasına şöyle dedi:

Bibi (hala), bizim zahmetimiz din-ü devlet içindir, ila-yı kelimetullah içindir, şahsımız için değildir. Eğer bu zahmeti çekmezsek bize gazi demek yalan olur!

"Fatih Sultan Mehmetíin ortaçağı kapayıp yeniçağı açması, yaşadığı çağa ayak uydurmasından değil, Kur'ana uyup yolundan gitmesindendir."

Sanma sahim herkesi sen sadıkane yar olur,
Herkesi sen dostmu sandın belki ol ağyar olur,
Sadıkane belki ol cihanda dildar olur,
Yar olur, ağyar olur, dildar olur, serdar olur.-Fatih Sultan Mehmet-

Çalışma, gayret ve samimiyet bizden, faydasını bol kılıp hidayet vermesi ALLAH’tandir.Bizlere hayır dua desteği veren kardeşlerimizden ALLAH razı olsun.Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
 

Zeki.42

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
447
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
cOK GÜZEL OLMUŞ ALLAH RAZI OLSUN SAGOLASIN.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt