Kaan Erdem
Yönetici
- Katılım
- 9 Ara 2006
- Mesajlar
- 11,197
- Tepki puanı
- 230
- Puanları
- 63
Parke taş döşeli bir ıssız sokağında,
Bana yağmur yağan bir İstanbul verin…
Ortancası ben olayım;
Duvar diplerinde,
Unutulmuş…
Acı bir kahvenin özlemiyle,
aşkında kıvamını bulmuş!
Hatırası bir ömür…
Bana bir İstanbul verin;
Susuz çeşmelerine güneş vurmuş…
Yıksın surlarımı birbirine karışan ezanlar,
Fatihim olsun!
Bana yağmur yağan bir İstanbul verin;
Gökkubbesi şadırvan,
Kalbimi sevdaya kurmuş.
Ben! Yitik bir İstanbul’un aşıkı…
Gönlümün sağ yanı; güvercinler;
Yenicami merdivenlerinde kıyama durmuş!
Öbür yanı üç-beş erguvan;
Yağmurunu arayan…
Ben! İstanbul’un yitik bir aşıkı…
Bulduğu, bulunduğu, kaybolduğu yerde…
Kendini arayan…
Bana bir İstanbul verin!
Alıntıdır..............
Bana yağmur yağan bir İstanbul verin…
Ortancası ben olayım;
Duvar diplerinde,
Unutulmuş…
Acı bir kahvenin özlemiyle,
aşkında kıvamını bulmuş!
Hatırası bir ömür…
Bana bir İstanbul verin;
Susuz çeşmelerine güneş vurmuş…
Yıksın surlarımı birbirine karışan ezanlar,
Fatihim olsun!
Bana yağmur yağan bir İstanbul verin;
Gökkubbesi şadırvan,
Kalbimi sevdaya kurmuş.
Ben! Yitik bir İstanbul’un aşıkı…
Gönlümün sağ yanı; güvercinler;
Yenicami merdivenlerinde kıyama durmuş!
Öbür yanı üç-beş erguvan;
Yağmurunu arayan…
Ben! İstanbul’un yitik bir aşıkı…
Bulduğu, bulunduğu, kaybolduğu yerde…
Kendini arayan…
Bana bir İstanbul verin!
Alıntıdır..............