Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

israil antisemitizmi... (1 Kullanıcı)

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
Siyonizm’in kurucu ideolojisi “İnsansız vatan için, vatansız insanlar” formülüne dayanır. Anlamı şudur: Bir devlet (İsrail) ve devletin ahalisi (Yahudiler) vardır, toprakları yoktur; bir toprak vardır (Filistin), bunun üzerinde yaşayan halk (Araplar veya Filistinliler) yoktur.

Yani tarihi Filistin toprakları üzerinde binlerce senedir yaşamakta olan Filistinliler veya Araplar halk sayılmıyor; halk sayılmadıkları gibi “insan” da sayılmıyor. Çünkü eğer hükmen Filistin toprakları üzerinde yaşayan halk yoksa, “Filistinli insan” da yoktur.

Dünkü yazımda, Yahudi ve aynı zamanda Hıristiyan bilinçaltında Hz. İsmail’in annesi Hacer’in ve soyundan gelen çocukların köle; Sara’nın soyundan gelen Hz. İshak’ın ve soyundan gelen çocukların özgür ve efendi olduklarına değinmiştim. Yahudilik ve Hıristiyanlıkta soyun devamında esas alınan nesiller zinciri “Sülale”ye değil, “Silsile”ye dayanır. Yani aslolan “anne”dir. Yahudilik anneden geçer, klasik Kilise doktrininde de anne Hıristiyan olmadıkça bebek vaftiz edilmez. Bunun kökü “Özgür Sara ile Cariye Hacer” arasındaki ırk, soy ve sınıf ayrımına dayanır. “Din”in iki insan grubunu birleştirmiş olması yetmemiştir. Filhakika din, insanlar arasındaki ontolojik ayrıma dayalı bütün farklılıkları (soy, ırk, renk, kavim, kabile, aşiret, coğrafya, sınıf, cinsiyet vs.) önemsizleştirir. Yahudi doktrini Sara ve Hacer’den dolayı Hz. İshak ve çocuklarını Hz. İsmail’den ve çocuklarından üstün tutar. Oysa ikisinin de babası İbrahim’di? Sara ile evlenen Hz. İbrahim, Allah’ın izni olmaksızın mı Hacer’le evlenmişti? Hz. İshak’a verilen üstünlükler neden Hz. İsmail’den ve çocuklarından esirgensin? Allah’ın veya elçisi Hz. İbrahim’in ayrımcılık yaptıklarını düşünebilir miyiz? Eğer Hz. İbrahim, iki çocuğu arasında ayrım yapmış olsaydı İlahi müdahaleye uğramaz mıydı? Hem Sara bir kadın, Hacer bir kadın, neden aralarında fark olsun ki? Nedir aralarındaki fark? Olsa bile bunun bütün insanları aynı baba ve anneden yaratan Allah katında ne kıymeti olabilirdi ki!..

Ahd-i Atik’in teolojiyi ilgilendiren bu kayıtlarının aktüel Filistin sorunuyla nasıl bir ilgisi olduğu sorulabilir. Dünya, modern Batı kültürünün derin etkisinde, “dini olan” her şeyi siyasetin, ekonominin, kamusal alan ve gündelik hayatın dışına atmak için zorlanırken, İsrail, kurucu ideolojisini, devlet olarak yapıp ettiklerini, Filistinlilere ve goyim olan herkese bakışını bu inanca dayandırıyor. 1986’da Libya’yı bombalamadan bir gün önce ABD Başkanı Ronald Reagan konuşmasında şunu demişti: “İsmailoğulları’nın son ferdini de çölün derinliklerine sürünceye kadar bu savaş devam edecektir.” Yahudi göçünün başladığı günlerde Avrupalılar şunları diyordu: “Biz Ortadoğu’nun bu güzel yerini ilkel Arapların elinden alıp güzelleştirelim, belki böylece Tanrı’ya yaranmış oluruz. İsrail devleti, geri ve ilkel insan güruhunu uygarlaştırmanın aracı ve istasyonu olacaktır.” Daha garip olanı, 1964 yılına kadar sıradan Amerikalılar, Filistin’de “Filistinli insan” yaşadığını kabul etmiyordu.

Batılılar ses çıkarmıyor. Yahudilere İsrail devletini kendileri bahşetti. Böylelikle vicdanlarını rahatlatmış oldular. 1179 Lateran Konsülü, Hıristiyanların Yahudilerle her türlü temasını yasaklamış, ancak gettolarda yaşamalarına izin vermişti. Batı’nın antisemitizm nefreti çeşitli kültürel ve politik formlara bürünerek sonunda Nazizm olarak şekillendi, milyonlarca masum Yahudi soykırımdan geçirildi. Ama elbette sorun, sadece “vicdan rahatlatma veya günah çıkarma” değildir. Dünyanın kalbi olan bu bölgenin merkezine İsrail yerleştirilmekle Müslümanlar bir bataklığın içine itilmiş oldu.

Batı’nın antisemitizmle Yahudilere zulmettiği doğrudur. Ama İsrail’in Filistinlilere reva gördüğü insanlık dışı muamele de tipik bir antisemitizmdir. Ankara’da, “Neden İsrail’i tanımıyorsunuz?” diye sorulduğunda Halid Meş’al şunu demişti: “Biz İsrail’i tanısak ne olur? Sorun çözülecek mi? FKÖ tanıdı, barış sağlandı veya sorun çözüldü mü? Hayır!” İsrail, Filistin toprakları üzerinde yaşamış veya bugün yaşayan bir halkın varlığını kabul etmiyor. İsmail’in soyundan gelen çocukları “insan” saymıyor. “Topraksız bir devlet ve insansız toprak” antisemitizm değil de nedir? İsrail, Batı’nın Yahudilere uyguladığı antisemitizmi Filistin halkına uyguluyor.

ALİ BULAÇ
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt