Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslamiyet'te tesettür ve İslamiyet öncesi Arap Kültürü (1 Kullanıcı)

reviewer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Herkese selam,
Dini konular uzmanı biri değilim, tesettür konusunda kafama takılan sorular. O yüzden sorular sormak istiyorum. Baştan söyliyeyim amacım tartışmadan ziyade fikir alıp kendime göre yorumlamak. Dolayısıyla ne insanları ikna için burdayım ne de ikna olmak için, sadece okuyup yorumlamak istiyorum.

Nette arama yaparken sitedeki şu konuyu buldum :
http://www.islamiyet.gen.tr/forum/viewthread.php?forum_id=39&thread_id=18101

Oradaki bilgiler zaten belli. Bu konuda en temel iki şey Kuran'da geçen iki ayet. Bunlardan birisi Nur suresi 31. ayet diğeri de Azhab suresinin 59. ayeti.

Nur suresi genel olarak kadın-erkek ilişkini ele alan sıklıkla zinadan bahseden ayetlerden oluşur. Sure ya da ilgili ayet yaşanan bir olaydan sonra indirliyor. Hikayesini kabataslak anlatacağım. Peygamberimiz eşiyle beraber kervanla beraber yola çıkıyor. Nasıl oluyorsa eşi bir şekilde geri kalıyor. Sanırım yolculuk ettiği havyanda bir sorun çıkıyor. Bu yüzden peygamberimiz geceyi başka biryerde eşi başka bir yerde geçirmek zorunda kalıyor. Ertesi gün durum anlaşılınca peygamberimizin eşi hakkında dedikodular çıkıyor. Bu durum iki tarafı da üzüyor ve araya dargınlık giriyor. Neyse daha sonra barışıyorlar ve akabinde bu ayet ya da sure inmeye başlıyor.

Nur suresinin 31. ayetindeki ilgili yer şöyle der : "Süslerini göstermesinler. Ancak kendiliğinden görünenler hariç. Baş örtülerini (göğüs) yırtmaçlarının üstüne koysunlar." Burada dikkatimi çeken örtü/başörtü kelimesinin direkt olarak kullanılması oldu.

İslamiyet öncesi Arap kültürü hakkında yaptığım araştırmalar sonucunda Arap kadınlarının İslamiyet'ten önce de başlarını örttüklerini öğrendim. Ancak örtü başa sıkı bir şekilde bağlanmıyor, aşağıya salınıyor ya da enseden bağlanarak arkaya salınıyor. Arap kültürünü incelersek zaten değil kadınların erkeklerin dahi başlarını örttüklerini görebiliriz. Bunun en önemli sebeplerinden birinin iklim şartları olduğu malum.

Örtü zaten eski toplumlarda olan birşey. Hz. Meryem dahi bir çok kilise tavanı ve duvarında başında örtülü şeklinde resmedilmiştir. Tabi bu örtü mevcut eşarp ya da çarşaf şekilde değil. Bununla beraber 19.yy ve 20.yy Arap kültürünü incelediğimizde kadınların başlarını sıkı bir şekilde kapamadıkları görünüyor.

200px-Arabs.jpg
Arabic-traditional-Dress.jpg

Geleneksel kıyafetlerinde Arap kadınları. Soldaki resim 1910 yılına sağdaki resim 1915 yılına ait.

Ramallah-Family-1905.jpg

1905 bir Arap ailesi


Soldaki Suudi Arabistanda kraliyet ailesine ait bir kadının giysisi, sağdaki ise Filistinli bir kadının giysisi. Resim tıklayarak büyütebilirsiniz.

Tabi 5. ve 6. yy'da Arap kadınları nasıl giyiniyordu diye resmetmek mümkün değil ama en azından bu resimler de bizlere fikir verebilir. Ancak dikkat çeki bir nokta; ne hadisler de ne da ayetler de "saç" kelimesi geçmemekte ve "kafa" bölgesinin ne şekilde kapanacağı net değildir. Evet saçların üzerinde bir örtü var ama geleneksel giysilerden de görüneceği üzere saçların bir kısmı ya da bazen büyük kısmı görünüyor.

Nur süresi 31. ayeti örtüden ziyade özellikle göğüs yırtmacına gönderme yapıyor. Arap toplumunda zaten bir örtü var onun nasıl bağlanıldığı ile ilgi değil göğüs kısmının kapatılması söyleniyor. Göğüs boyunun baya bir altındadır ve göğüs yırtmacı akla oldukça dekolte bir görüntüyü getiriyor. Misal küçük resimdeki Filintinli (sağ) kadının göğüs yırtmacı gibi.

Peki bir kadın özellikle de Arap kültüründen olmayan ve kültürel olarak başörtüsü kullanmayan bir toplumda bir kadın göğüs yırtmacı olmayan hatta kendi zevkine göre boynunu tümüyle kaplayan bir giysi giyse gereğini yerine getirmiş olmuyor mu?

Bir diğer önemli ayet olan Azhab suresinin 59. ayeti de "Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerinden (cilbablarından) üzerlerini sıkıca örtsünler! Bu, onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır." der. Burada bana göre çok dikkat çekici bir cümle var "onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır". Yani cilbab giymesi kadını tanıtan onun statüsünü belirten bir sembol. Çünkü o devirde kölelik ve cariyelik hala var ve kadınlara yolda yürürken sataşılması olası birşey. Kadınlar zaten bu konu da en fazla istismara uğrayan kişiler. Ancak günümüzde ne cariyelik ne de kölelik var. Sokaktaki herkesin kadın erkek farketmez zaten açık ya da kapalı bir dokunulmazlık hakkı var. Dolayısıyla cilbab günümüz için geçerli birşey değil.

Geriye Nur suresinin 31. ayeti kalıyor. Onu zaten irdeledim. İslamiyete göre bu noktada peygamberimizi söz ve davranışlarını referans olarak almak en doğrusu. Ancak özellikle hadislerde bir yozlaşma ve kirlilik olduğu da açık. Mevcut hadisin doğruluğu ne kadar kesin?

Dahası örtünme anlatılacağı zaman hep ayetlerden ya da hadislerden bahsediliyor. Oysa ben olsam işe bismillah deyip peygamberize çok yakın olan kadınların giysilerini betimleyerek başlardım. İlginçtir buna hiç yer verilmiyor ya da çok üstü kapalı geçiliyor.

Ve ilginç bir ironi Nur suresinde 31. ayet "Süslerini göstermesinler. Ancak kendiliğinden görünenler hariç." diyor ama şu görüntüde ortada kendiliğinden görünecek birşey bile kalmamış:

28a.jpg
outdoors.jpg


Bu konuda bilgisi olan arkadaşlar yazarsa sevinirim. Ama n'olur klasik cevaplarla ve kopyala/yapıştırlar soruma yanıt vermeye çalışmayınız.

Sevgiler ...

Düzeltme: İmla hataları
 

reviewer

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 May 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: İslamiyet tesettür ve İslamiyet öncesi Arap Kültürü

RE: İslamiyet tesettür ve İslamiyet öncesi Arap Kültürü

ishakyakub yazdı:
sen zaten her şeyi araştırmışsın, ayetleride açıklamışsın, her şey tamam olmuş.
benim sana söyleyecek hiç bir şeyim yok.
----ebu süfyan islama girmeden önce efendimize;"kafama takılan bazı şeyler var" demişti bunun üzerine hz. ömer'in cevabı islamda çok meşhurdur........
ayrıca iyi niyetli olmadığınızı anlamak için kahin olmaya gerek yok....
Yanlış cevap veriyorsun. Polemik yapmak için burada değilim. Sitenin genel üye profilene göre ters sorular sormuş olabilirim ama bunun niyetimin istikametini belli edecek bir durum olduğunu sanmıyorum. Elbette araştırma yapacağım, elbette önce kendime göre yorumlarda bulanacağım. Araştırma yapmadan, yorum yapmadan kısacası konu hakkında bilgi sahibi olmadan neyin sorusunu sorayım buradakilere.

İstediğim çok özel birşey değil, insanların konu hakkında benim bilmediğim bilgilerinden, yorumlarından istifade etmek istiyorum hepsi bu ...

Sevgiler
 

pamela2

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2010
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
iyi günler hanim efendi söylediklerinizde cok haklisiniz bu sorulari ben kendime ve baskalarina defalarca sordum fakat bir yanit bulamadim, arastirmalariniz cok güzel kimse kimsenin ne kadar imanli oldugunu bilemez sadece kapanmaklada islam yerine getirilmis olunmuyor. Fakat biseyleri okuyup anlamdan inanmanin ne anlami var biri camdan atla dese atlamicaz heralde asil önemli olan kurani tam bir sekilde anlamak uygulamak kalpten inanmak cogu insan sadece cenneti arzuladiklari icin yada korktuklari icin bazi seyleri yerine getiriyorlar. Nerde Allah aski cenneti degil ben Allahin sevgisini ona layik bir kul isterim.
Kisa bir hikaye: Bir kadin (müslüman) diger bir kadina (müslüman) sen cennete gidemezsin dini görevlerini yerine getirmiyosun der. Bu olayin üstüne ikiside vefat ederler. Allah c.c der ki diger görevlerini yapan kadina sen cehenneme gidiyorsun bunun üzerine kadin sorar neden ben bütün görevlerimi yaptim o yapmadi. Allah c.c derki; Ewet fakat sen benim yerime karar verdin yargiladin o kadini bu yüzden sen suclusun. Burda anlatilmak istenen anlasilmistir umarim. Gönderimi ishakyakup iyi anlar umarim...
 

mrza44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2010
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Bunca hatim okunan bu sitede, sorunuza yanıt bulamamış olmanız çok manidar ve aynı zamanda da üzücü. Niyetinizin olumlu yada olumsuz olması çok farklı bir konu, niyet kötü bile olsa cevabın verilmesi gerekir. Yalnız başına kalmış bir soru gözler hükmen galip sayar. Öncelikle hanımların erkeklere Allah'ın bir armağanı olduğunu ve neredeyse bütün vücudunun ziynet olduğunu belirtmek gerek. Ayrıca hanımların fert olarak da bir değer olduğu, kendilerinin de hesaba çekilecek olmasından anlaşılabilir sanırım. Müslüman olup olmadığınızı da bilmiyorum. İslama girip girmemek isteğe bağlıdır. Ancak İslam'a girmiş bir kişinin hareketi İslam dinince belirlenen esaslar çerçevesince sınırlandırılır veya icazet verilir. Bunu bir fabrikada işe girip girmemekte özgür olduğumuz halde girdiğimizde verilecek görev ve sorumlulukları yerine getirme zorunluluğu olarak da anlaya bilirsiniz. İslamiyeti seçmiş bir hanımın erkeklerden farklı olarak uygulaması gereken şeyleri bilmesi gerekir, bu bilgilerden ilmihal bilgileri kısmına girmesi gereken kısımları bilmek ise farzdır. Mesela hanımların ağır ve hafif avretleri ile bunların hangilerinin hangi durumlarda açılabileceği gibi.

Ayrıca yaptığınız kısmi araştırmadan dolayı tebrik ederim. yazılarınızdan okuduğum kadarı ile; "Geriye Nur suresinin 31. ayeti kalıyor." gibi şıkeler gibi eleme şeklinizden henüz iman etmemiş bir kafir olduğunuzu anlıyorum.

Geneli itibari ile örtünme - baş örtüsü bütün semavi dinlerde vardır. Muharref Tevrata göre yaşanan Yahudilikte evlenmemiş genç kızların başlarını açık tutma mecburiyetini saymazsak. Zaten hanımlar çok önemli bir gösterge aynı zamanda gelecektir. Bu anlamda hanımların başlarının açık olup olmaması veya bunun şekli o toplumun dininden ne kadar döndüğünün de bir işaretidir. Tam emin değilim ama sanırım uzun etek (ki etek aslında şal veya pantolon üstüne giyilir aslında; öyle sanıldığının aksine yalnız giyilmez) ise Sare hazretlerinin kızgınlık anında sarf ettiği bir yemin üzerine eski cariyesi Hacer'i sünnet etmesi üzerine başlayan ve hala devam eden bir adettir. Hatta ve hatta ateistlerde bile vardır örtünme, mesela Vestal rahibeleri de adanıncaya kadar örtülü gezerler. Tabi artık 30 yaşına kadar bakire kalıp ateşe tapan vestal rahibeleri ile kendi patronuna tapan günümüz modern açık kadınlarını karşılaştırmak çok yanlış, çünki Vestal rahibeleri burda daha onurlu duruyorlar. Örtünmede ki "açılım" medeniyetten uzak kalmış vahşi kabilelerinin cehaleti ile günümüzün vahşi global dünyasının kadınlardan yatak dışı erkek tatmininde daha fazla etkili olmalarını istemesinden gelir. İslamiyet öncesi arap toplumunda da vardı örtünme; Hz. Muhammed (S.A.V.) doğmadan 12 yıl önce kendini bilmez birkaç gencin bir kızın elbisesinin birkısmını açmaları üzerine başlayan kan davası Peygamberimizin (S.A.V.) ömrünün bir kısmı boyunca sürmüştür. Allah'ın bir armağanı olan hanımların neredeyse vücutlarının her yerinin erkeklerce ilgi çekmesinin günümüz toplumunun iktisadi hayatında ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok sanıyorum ki aynı sistem ayrıca kadınların ailelerine verdiği özveriyi artık yavaş yavaş fabrika ve büro yaşantısına kaydırarak kar elde etmeye çabalıyor.

İslam dini (ki sıralı 4 temel bilgi kaynağına dayanır) bir bütün olarak ele alınmalıdır. Mesela namazın farziyeti ile kılınma şeklinin ayet ve hadislerce dağıtık bir anlatıma sahip olması, tek kaynaktan İslam'ı yaşamayı imkansızlaştırırdı ki söz konusu kaynaklar sıralı olarak birbirlerini kendi içlerinden işaret ederler; mesela Kuran-ı Kerim ayetler ile peygambere uyulmasını emreder.

Kuran-ı Kerimde ayrı ayetlerde kadın erkek ilişkileri hakkında kurallar getirilmesi yanında erkeklere ve hanımlara ırzlarını korumaları emredilmektedir. Erkeklerin avret mahalleri ile kadınların kendi akraba kadınları yanında geçerli olan avret mahalleri aynı olmakla beraber kadınların günlük yaşamda ağır avret ve hafif avret olmak üzere iki çeşit avret mahalini örtmeleri gerekmektedir. İslamın bu konuda ki kuralları oldukça açıktır; kutsal kitapta emredilenlerin yapılma şekli hadis ile açıklanmakta olduğu halde sanırım bu günlerdeki örtünme tartışmalarında baş örtüsüyle ilgili kafiri sapmalara cevap olması bakımından "baş örtüsü" kuran-ı kerimde ki bahsettiğiniz ayette ayrıca geçmektedir. Bu ayette söz konusu olan baş örtüsü baş üzerinden başlayıp omuzlara kadar inen ve omuzları dahi örten özel bir baş örtüsünün arapça adıdır. Bu örtünün yüzün ön kısmında neleri örteceği avret konusunda açıklanır. Mesela fotoğraflarda kollarını ve kısmende olsa saçlarını gösteren bayanlar hafif avretlerini işfa etmektedirler. El ayası ve yüz dışında ki bütün vücutları avrettir hanımların, ama dizler dahil olmak üzere boyun ve omuzlar dahil bu arada kalan vücutları ağır avrettir. Bu sebeple fotoğrafta göğsü açık olan Filistinli kadın ağır avretini ifşa ettiğinden üzerinde çok büyük bir sorumluluk olduğu halde namusunu eşine teslim edemeyecektir artık.

Görüldüğü gibi İslamda namus kaba tabiri ile iki bacağın arasına hiç inmemiştir. Erkeklerde mesela dizleri dahil bacaklarını göbeklerine kadar örtmekle emrolunmuşlardır. Öyle bir don giyip kumsalda koşturamazlar. Zaruri tıbbi muayene ve müdahale durumları hariç avretleri başkasına açamazsınız.

Ayrıca belirtmek gerek Peygamberimiz'in (S.A.V.) hanımı seferden dönüşte takısını düşürdüğü için kafileden geri kalmıştır. Onu getirmek için geri dönen sahabi ile aralarında bir şey geçtiğinin söylentileri alıp başını gidince konuyla ilgili ayet inmiş bu ayette masum hanımlara iftira atılmaması emredilmiştir. Tanınıp eziyet görme meselesine gelince; konu sadece fiziki saldırı değil, sözlü veya bakışla yapılan saldırıdır. ABD de bazı eyaletlerde bile gözle tacizin cezası bulunmaktadır. Ayrıca örtülü bir hanımın tanınmaması müslümanların o bayanın kendi ailelerinden bir bayan bile olabileceği varsayılmakta ve saygı gösterilmektedir. Ancak burada transparan kıyafetlerin örtü sayılmadığını belirtmek gerek, aynı şekilde köylerde kullanılan tülbent de islamda örtü değildir; tülbentle gördüğünüz o köylü kadınları ile başı açık "moderen" kadınların durumu dinen aynıdır bu konuda!

Kendiliğinden görünen yerler konusunda fotoğraf müslüman hanımlara bir örnek niteliğinde. Tekrar yazalım ki islama girmek mecburi değildir, ama islama girenlerin uyması zorunlu kurallar vardır.

Fotoğrafta ki bayanın açık kalan yerleri kendiliğinden açık ola yerleridir; ne yapsa da açılması icap edebilecek yerlerdir. Tabi bazı ehli sünnet çevrelerce ağız ve elin dış tarafının da örtünmesinin uygun olacağı belirtilmiştir ama bunlar ihtiyari sayılabilecek konulardır.

Belirtilmesi gereken bir konu ise Allah'ın kitap göndererek uyulmasını istediği kurallara rağmen hala bazı arkadaşların tasavvufi sapmalarla zayi olmasıdır. Örnekteki gibi böyle müslüman betimlemesinde ki hikaye kahramanlarına söylememesi gereken sözler söylettirilip İslami yaşayışın değerini bertaraf etmek isteyen kafirler karşısında uyanık olmalıyız. Allahın müslüman annelere dini yaşamaları karşılığında verilmiş vaadleri vardır, hatta onlara hangi kapıdan girerseniz girin denirken böyle uydurma tasavvufi hikayelerin kıymet görmesi ile İslam dinin kendi apayrı şeylerdir. Daha nasıl kıyamda durulacağını bilmeyen bazı kadınların birden paldır küldür cenaze namazının ön saflarına geçip erkekler arasında namaz kılmak istemeleri gibi bu hikayeler de usulsüz ve batıldır.

Sizi bilmem ama mü'minleri uyarmak gerekir ki; dünkü şu idi bugünkü bu o yüzden falanca ayet tamam, yok işte böyle bişi ihtimal dışı bu ayetde tamam bi kaldı şu ayetin şurası şunu da bi halletsek tarzı yorum ve açıklamalar karşısında uyanık olunmalı ve unutulmamalı ki Kuran-ı Kerim indirildikten sonraki tüm çağların kitabıdır artık, İsa (A.S.) bile geri gelinde onunla hükmedecek. İndiği dönemde arapların onca edebi kabiliyetlerine rağmen zarar görmeyen bu Kitap nasıl oluyorsa zamanımızın cehaletinde kasıtlı olarak eksik ve yanlış anlatılıyor. Bu kitaba inanmamak küfürdür, ayrıca bu kiptaki ayetleri ve ya anlamlarını böyle manipüle etmek hem küfür hemde bozgunculuktur, Allah'a şerh düşmektir.

Biraz uzattık ama aslında işin özü şu; kanık sanılanın aksine İslam dini girilmesi mecburi bir din değildir. Bu kanı yüzünden müslümanları eğitmekten çok münafıkların iddialarını geri eğmekle uğraşıp duruyoruz. Yanlış biliyorsunuz İslama çağrı var sadece, girip girmemek size kalmış. Ama kesinlikle kendinize göre bir İslam aramayın, boşuna. İslam yoğun istek de olsa komünist, kemalist, tasavvufi, veya liberal değildir. İndirilmiş kitabı, elçisinin numuneleri, kıyaslamalarının benzeştirmeleri, ve üzerinde birlik olunabilen konuların örttüğü görece küçük meseleler ile başlı başına bir hukuk ve yaşam şekli; bir din dir.
 

kırmızıgüller28

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ağu 2011
Mesajlar
15
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Selam cilbab neden günümüz için uygun değil! islamiyet sadece eski toplumlaramı gönderildi!Allah'u TealaH.z biz onu kıyamete kadar koruyacağız diyor.Allah (a.c)kadınlara dokunulmazlık hakkı kanununu göndermiş zaten, sen tutup kadını açarsan,zinada olur,tacizde olur,sen dokunulmazlık hakkından bahsediyosun ama hani nerde!!hapishaneler dolup dolup boşalıyor,Kadının Değeri kalmadı.Mesela insan değerli eşyalarını(altın gibi vs.) değerli şeylerini ortada bırakırmı?Saklar dimi!!Asıl insanlar yozlaştırdı dinimizi TEK KANUN KOYUCU ALLAH'DIR(a.c)Esselamu Aleykum....
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Istedigin kadar kapan! Hazinelere haramidir göz koyan!
Insan denen vahsi canavar ! bazen aklima gelen en kötusu, normal zamanda yapamadiklarini malesef içlerinde gizledikleri açiga cikiveriyor
bakin savaslara ilk kadina saldiri , neden? neden bu vahsed bir anlasam?
Onu yapan insan degil, vahsilesen hayvan tarafin anlarsan
Kardesim neyi tartisiyorsunuz hala?? ne ile ortunursen ortun, yeter ki olculerin uysun...
Rabbim bize idrak, anlama kolayligi versin, yoksa? debelenir durursun...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt